14.Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali başlıyor
Bodrum Klasik Müzik Derneği tarafından DenizBank ana sponsorluğunda düzenlenen Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, 14. yılında müzikseverleri, unutulmayacak bir programla Bodrum’un yıldızlı gecelerinde buluşturmaya hazırlanıyor.
24 Temmuz – 4 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek olan 14. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, bu yıl da 3 ayrı konseptte sunulacak. 25 asırlık tarihi Koyunbaba Antik Taş Ocağında düzenlenecek klasik konserler bölümünün sponsorluğunu Bosch üstlenirken, son iki yıldır festival bünyesinde Gümüşlük sahilinde gerçekleşen “Suda Caz” ve “Kumda Gitar” konserlerinin sponsorluğunu bu yıl Uludağ Premium üstleniyor.
Festival yıldızları konuk edecek
Piyanist Gülsin Onay’ın sanat danışmanlığını, Piyanist Eren Levendoğlu’nun ise sanat yönetmenliğini yaptığı DenizBank ana sponsorluğundaki 14. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali kapsamında bu yıl ülkemizin yanı sıra Brezilya, Norveç, İtalya, Fransa, Küba, Rusya ve Güney Afrika’dan gelecek müzisyen konuklar, 6 hafta sürecek etkinlikler çerçevesinde 15 ana konser verecek.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyaca ünlü konukları ağırlayacak festivalin yabancısı olmayan sempatik Fransız kemancı Gilles Apap’a Liba Laboratuarları A.Ş. desteğiyle gerçekleştireceği açılış konserinde akordeon ustası Myriam Lafar eşlik edecek. Festivalin yaratıcısı Piyanist Eren Levendoğlu, viyolonselci Dilbağ Tokay’la antik taş ocağında sahne alırken; yine aynı sahnede Begoa Ensemble, Rus piyanist Ilya Itin, İtalyan piyanist Romano Pallotini, Kübalı piyanist Mauricio Vallina, Brezilyalı piyano virtüözü Egberto Gismonti ve flütçüler Bülent Evcil – Raffaele Trevisani performans sergileyecek. Festival kapanışı Devlet Sanatçısı Piyanist Gülsin Onay’ın konseri ile sona erecek.
Gümüşlük sahilinde gerçekleşen Uludağ Premium sponsorluğundaki caz konserleri ve gitar resitalleri Suda Caz konserleri kapsamında Norveçli caz sanatçısı Tord Gustavssen ile başlayacak ve Emin Fındıkoğlu Trio ile Alp Ersönmez ‘Yazısız’ feat Erik Truffaz gibi gruplarla sürecek.
Kumda Gitar konserleri ise Erdem Sökmen & Hasan Meten ikilisi ile başlayacak. Ardından piyanodaki virtüözlüğünü gitarına da yansıtan ünlü Brezilyalı sanatçı Egberto Gismonti ve festivalin önceki yıllarda da konuğu olan Güney Afrikalı gitarist Derek Gripper, birer konser verecekler.
Festival süresince her gün aralıksız devam edecek olan 5 masterclass programına bu yıl 100 civarında öğrencinin katılımı bekleniyor. 24 – 29 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşecek keman masterclassına Gilles Apap eğitmen olarak katılırken, 25 Temmuz – 01 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek viyolonsel masterclassını viyolonsel sanatçımız Dilbağ Tokay verecek. 15 – 25 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek olan piyano masterclassına devlet sanatçımız Gülsin Onay, Rus piyanist Ilya Itin, İtalyan piyanist Romano Pallotini ve Kübalı piyanist Mauricio Vallina katılacak. 26 – 31 Ağustos tarihlerinde düzenlenecek flüt masterclassına Bülent Evcil ve İtalyan sanatçı Raffaele Trevisani katılırken, eş zamanlı yapılacak gitar masterclassına G. Afrikalı gitarist Derek Gripper, ülkemizden Erdem Sökmen ve Brezilyalı virtüöz Egberto Gismomti eğitmen olarak katılacak.
Bodrum Klasik Müzik Derneği tarafından DenizBank ana sponsorluğunda düzenlenen Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, 14. yılında müzikseverleri, unutulmayacak bir programla Bodrum’un yıldızlı gecelerinde buluşturmaya hazırlanıyor.
24 Temmuz – 4 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek olan 14. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, bu yıl da 3 ayrı konseptte sunulacak. 25 asırlık tarihi Koyunbaba Antik Taş Ocağında düzenlenecek klasik konserler bölümünün sponsorluğunu Bosch üstlenirken, son iki yıldır festival bünyesinde Gümüşlük sahilinde gerçekleşen “Suda Caz” ve “Kumda Gitar” konserlerinin sponsorluğunu bu yıl Uludağ Premium üstleniyor.
Festival hakkında
Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, ilk defa 2004 yılında Bodrum’un tarihi değerleriyle öne çıkan şirin balıkçı kasabası Gümüşlük’te düzenlendi ve o günden beri de her yıl yazın en güzel akşamlarında klasik müzikseverlerle buluşmaya devam ediyor.
2004 yılında Piyanist Eren Levendoğlu, Piyanist Gülsin Onay ve Mesut Pekergin’in önderliğinde, küçük çapta bir piyano festivali olarak, tarihi mekân Eklisia’da başlayan serüven, bir sonraki yıl uluslararası müzik festivali sıfatıyla yoluna devam etti.
Her yıl yaz mevsiminde 1,5 ila 2,5 aylık bir dönemi kapsayan festival, yurdumuz ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen, birbirinden değerli müzisyenleri çatısı altında konuk ediyor. Dünyanın ve Türkiye’nin en uzun soluklu ve kapsamlı festivalleri arasında yer alan Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, her yıl 30 civarında konser ve gösteriyle bugüne kadar 300 civarında etkinliğe ev sahipliği yaptı. 400 yıllık bir tarihe sahip Ortodoks şapeli Eklisia’da gerçekleştirilen konserleri her yıl 10 – 15 bin civarında konuk izleme olanağı buldu. 10. yılda artan talepleri karşılamak ve daha çok izleyiciyle buluşmak amacıyla Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, Dünyanın yedi harikasından biri olan Mausolleion Anıt Mezarı’nın yapımında kullanılan taşların çıkarıldığı, yine Gümüşlük beldesi sınırları içersinde yer alan ve bin kişinin aynı anda izleyici olarak katılımına imkân sağlayan, “Antik Taş Ocağı”nda gerçekleştirildi. 10. yıl yeniliklere ve sıçramalara sahne oldu. Önceleri Gümüşlük Kültür ve Sanat Derneği bünyesinde gerçekleşen festival, daha spesifik ve daha müzik odaklı bir yapıyı benimsediği için Bodrum Klasik Müzik Derneği çatısı altında düzenlenmeye başladı.
2006 yılında festivalin bir eğitim kurumu olarak hayata geçen Eklisia Summer Music Academy (ESMA), 2013 yılı itibarıyla Gümüşlük Müzik Akademisi (GMA) adını aldı. GMA’da düzenlenen ustalık sınıflarında bugüne kadar usta müzisyenlerle, genç yetenekler bir araya geldi. Festival boyunca konserlere gelen müzisyenler, organizasyon kapsamında masterclasslar açarak, genç müzisyenlere ustalık dersleri verdi. Dünyanın dört bir yanından Gümüşlük’e gelen virtüözlerden ders alma fırsatını yakalayan genç müzisyenler için bu, hem unutulmaz bir tecrübe oldu hem de kursların ardından genç müzisyenler birer konser verdi. Festival kapsamında bugüne kadar 350 civarında genç müzisyen dünyaca meşhur virtüözlerin masterclasslarına katılarak piyano, keman, viyolonsel, flüt, arp, orkestra şefliği, şan, kompozisyon ve gitar dallarında sertifika sahibi oldu. Açıldığı yıldan bu yana ESMA/GMA’ya katılan 9 öğrenci yurtdışında tam zamanlı eğitim görüyor.
2012’de Türkiye’de ilk defa Cumhuriyet tarihimizin en önemli bestecilerinden Ahmed Adnan Saygun için bir Piyano Yarışması düzenlendi. Festival kapsamında gerçekleştirilen bu yarışmada, geçtiğimiz iki yılda birbirinden yetenekli 30’a yakın genç piyanist, Ahmed Adnan Saygun’un adını yaşatmak için tüm hünerlerini sergiledi. Yarışmayı kazansalar da kazanmasalar da bu deneyim kariyerleri için önemli bir dönüm noktası oldu.
Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, klasik müzik dünyasında 10 yıl içinde önemli bir yere gelerek, dünya müzik otoritelerinin yakından tanıdığı ve müzisyenlerce rağbet gören bir festival olma özelliğiyle ülkemizi, tüm dünyada tanıtma misyonunu sürdürmektedir.
Festival yıldızları konuk edecek
Piyanist Gülsin Onay’ın sanat danışmanlığını, Piyanist Eren Levendoğlu’nun ise sanat yönetmenliğini yaptığı DenizBank ana sponsorluğundaki 14. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali kapsamında bu yıl ülkemizin yanı sıra Brezilya, Norveç, İtalya, Fransa, Küba, Rusya ve Güney Afrika’dan gelecek müzisyen konuklar, 6 hafta sürecek etkinlikler çerçevesinde 15 ana konser verecek.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyaca ünlü konukları ağırlayacak festivalin yabancısı olmayan sempatik Fransız kemancı Gilles Apap’a Liba Laboratuarları A.Ş. desteğiyle gerçekleştireceği açılış konserinde akordeon ustası Myriam Lafar eşlik edecek. Festivalin yaratıcısı Piyanist Eren Levendoğlu, viyolonselci Dilbağ Tokay’la antik taş ocağında sahne alırken; yine aynı sahnede Begoa Ensemble, Rus piyanist Ilya Itin, İtalyan piyanist Romano Pallotini, Kübalı piyanist Mauricio Vallina, Brezilyalı piyano virtüözü Egberto Gismonti ve flütçüler Bülent Evcil – Raffaele Trevisani performans sergileyecek. Festival kapanışı Devlet Sanatçısı Piyanist Gülsin Onay’ın konseri ile sona erecek.
Gümüşlük sahilinde gerçekleşen Uludağ Premium sponsorluğundaki caz konserleri ve gitar resitalleri Suda Caz konserleri kapsamında Norveçli caz sanatçısı Tord Gustavssen ile başlayacak ve Emin Fındıkoğlu Trio ile Alp Ersönmez ‘Yazısız’ feat Erik Truffaz gibi gruplarla sürecek.
Genç piyanistler Ahmed Adnan Saygun için yarışacak
Cumhuriyet tarihimizin en önemli bestecilerinden Ahmed Adnan Saygun adına düzenlenen yarışma bu yıl da büyük ustaya saygı duruşu niteliğinde gerçekleşecek. Bestecinin adını yaşatmak, gelecek nesillere müziğini aktarmak ve onu dünyaya duyurmayı amaçlayan; 2 yılda bir hayata geçirilen yarışmanın 4.’sü, 15 – 19 Ağustos tarihleri arasında festival merkezindeki Toprak Ev’de düzenlenecek. Yarışmaya katılmak için son başvuru tarihi 15 Temmuz olarak belirlendi. Yarışma kapsamında Notre Dame de Sion, Uluslararası Piyano Yarışması ile ortak gerçekleşecek proje ile 4. Ahmed Adnan Saygun Piyano Yarışması birincisi İstanbul Orchestra'Sion’la bir konser verecek. Aynı şekilde Notre Dame de Sion, Uluslararası Piyano Yarışması birincisi de Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali kapsamında bir konser vermeye hak kazanacak.
5 dalda masterclass düzenlenecek
Festival süresince her gün aralıksız devam edecek olan 5 masterclass programına bu yıl 100 civarında öğrencinin katılımı bekleniyor. 24 – 29 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşecek keman masterclassına Gilles Apap eğitmen olarak katılırken, 25 Temmuz – 01 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek viyolonsel masterclassını viyolonsel sanatçımız Dilbağ Tokay verecek. 15 – 25 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek olan piyano masterclassına devlet sanatçımız Gülsin Onay, Rus piyanist Ilya Itin, İtalyan piyanist Romano Pallotini ve Kübalı piyanist Mauricio Vallina katılacak. 26 – 31 Ağustos tarihlerinde düzenlenecek flüt masterclassına Bülent Evcil ve İtalyan sanatçı Raffaele Trevisani katılırken, eş zamanlı yapılacak gitar masterclassına G. Afrikalı gitarist Derek Gripper, ülkemizden Erdem Sökmen ve Brezilyalı virtüöz Egberto Gismomti eğitmen olarak katılacak.
THY, Bodrum Belediyesi, Muğla Büyükşehir Belediyesi gibi kurumların da destek verdiği festival kapsamında Gümüşlük sahilindeki festival merkezinde düzenlenecek Kumda Gitar, Suda Caz ve GFA konserlerinin başlama saati 20:30; Antik Taş Ocağında gerçekleşecek Taşta Klasik konserlerinin başlama saati ise 21:15. Biletler, Festival Merkezi, Gümüşlük sahili ve Biletix'den temin edilebilir.
www.gumuslukfestival.org
info@gumuslukfestival.org
www.facebook.com/gumuslukfestival
14.Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali 2017 Programı
26 Temmuz – Gilles Apap – Keman & Myriam Lafar -Akordeon (Fransa) – Taş Ocağı
28 Temmuz – GFA Keman Konseri – Toprak Ev
29 Temmuz – Dilbağ Tokay – Viyolonsel & Eren Levendoğlu – Piyano (Türkiye) – Taş Ocağı
31 Temmuz – Viyolonsel GFA Konseri – Toprak Ev
1 Ağustos – Tord Gustavssen (Norveç) – Festival merkezi, sahil
4 Ağustos – Begoa Ensemble (Türkiye) – Taş Ocağı
8 Ağustos – Emin Fındıkoğlu Trio – Festival merkezi, sahil
11 Ağustos – Alp Ersönmez ‘Yazısız’ feat Erik Truffaz – Festival merkezi, sahil
15 – 19 Ağustos – 4. Ahmed Adnan Saygun Piyano Yarışması – Toprak Ev
18 Ağustos – Ilya Itin – Piyano (Rusya) – Taş Ocağı
20 Ağustos – GFA Piyano Konseri – Toprak Ev
22 Ağustos – Romano Pallotini – Piyano (İtalya) – Taş Ocağı
24 Ağustos – Mauricio Vallina (Küba) – Taş Ocağı
25 Ağustos – GFA Piyano Konseri – Toprak Ev
26 Ağustos – Erdem Sökmen & Hasan Meten – Gitar Duo (Türkiye) – Toprak Ev
27 Ağustos – Egberto Gismonti – Gitar (Brezilya) Toprak Ev
28 Ağustos – Ebgerto Gismonti – Piyano (Brezilya) Taş Ocağı
30 Ağustos – Derek Gripper – Gitar (Güney Afrika) Toprak Ev
31 Ağustos – GFA Flüt Konseri – Toprak Ev
1 Eylül – Bülent Evcil (Türkiye) & Raffaele Trevisani (İtalya) – Flüt Duo – Taş Ocağı
04 Eylül – Gülsin Onay – Piyano (Türkiye) – Taş Ocağı
Dilbağ TOKAY, viyolonsel
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda Reşit Erzin’le başladığı viyolonsel eğitimini, 2008 yılında yine aynı konservatuvarın Sanatta Yeterlik programından mezun olarak tamamladı. Çeşitli uzmanlık kurslarında M. Khomitzer, N. Ullner, F. Berthold ve A. Rudin ile çalışan Tokay, piyanist Emine Serdaroğlu ile kurdukları viyolonsel-piyano ikilisi “CelloPianoDuo” ile yurtiçi ve yurtdışında konserler vermektedir. Sanatçı, CelloPianoDuo ile Türk bestecilerinin eserlerinden oluşan “Turkish Music for Cello and Piano” isimli, dünya devi NAXOS’dan çıkmış CD’si ile 2016 Donizetti Klasik Müzik Ödülleri’nde “Mikrop Gramofon Kayıt Ödülü”ne layık görülmüştür. Tokay, konserlerinin yanı sıra Brezilya, Suriye, Adana, Eskişehir, ve İstanbul’da masterclass’lar verdi, İtalya ve Bulgaristan’daki yarışmalara jüri üyesi olarak davet edildi. Halen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda öğretim üyesi olan Dilbağ Tokay’ın eğitmen olarak aldığı ödüller arasında, 2015
yılında Bulgaristan ve İtalya’dan aldığı “En İyi Eğitmen” ödüllerinin yanısıra, 2006 yılında Hırvatistan da 6. Uluslararası Antonio Janigro Viyolonsel Yarışması’nda “En Başarılı Hoca Ödülü” , 2007-2015 yıllarında Bulgaristan’da Uluslararası Alman ve Avusturya Müziği Yarışması’nda “Yüksek Eğitmen Ödülü”, 2007 yılında İtalya’da 17. Uluslararası Genç Müzisyenler Yarışması’nda “Hocalık Erdem Ödülü”, 2010 yılında ise Andante Dergisi Klasik Müzik Ödülleri’nde “Yılın Müzik Eğitmeni” ödülleri yer almaktadır.
Gilles Apap, keman
Yehudi Menuhin tarafından gerçek bir 21.yüzyıl kemancısı olarak nitelendirilen Gilles Apap, dünyanın her yerinden orkestralara solistlik yapması için davetler almakta ve müziğintüm türlerini bağdaştırmakta olağanüstü yetenek sahibi bir müzisyen olarak tanınmaktadır. Apap, sadece sınırları aşmakla kalmaz, Amerikan oldtime, İrlanda ve Çingene müziği gibi birbiriyle alakasız tarzları, standart klasik müzik repertuarıyla ustaca sentezlemesiyle dikkat çeker.
Cezayir doğumlu Gilles Apap, Andr. Robert’dan ilk keman derslerini aldığı Fransa’nın Nis kentinde büyümüştür. Nis ve Lyon konservatuarlarından sonra ABD’ye gidip Curtis Institute of Music’te eğitimine devam etti. Sanatçı, halen Kaliforniya’da yaşamaktadır.
Gilles Apap, 1985 yılında saygın Uluslararası Menuhin Yarışması’nda çağdaş Müzik ödülünü kazanarak büyük kemancı ve eğitmen Menuhin’in dikkatini çekmiş ve yeteneği keşfedilmişti.
Apap, daha sonra kendisini Enescu Vakfı’nın Berlin’deki Filarmoni salonunda çalması için davet edecek olan üstat Menuhin’in sevgisini de bu yolla kazanır. Apap’ın Berlin’deki bu duygu yüklü konseri, Berlin Duvarı’nın yıkılmasından bir sonraki güne rastlar. Gilles Apap, ilk topluluğu olan The Transylvanian Mountain Boys (Sony Classical) ile geleneksel halk ezgileri ve klasik eserleri harmanlayarak eşi görülmemiş yorumlarıyla müzik camiasında bir sarsıntı yarattı; daha sonra ise 2006 yılında Youtube’ta gösterilen “Gilles Apap Plays the Mozart Violin Concert #3”deki özgün kadanslarıyla müzik camiası bir kere daha sarsıldı.
Gilles Apap, dünyanın sayısız saygın orkestralarıyla sahne aldı. 2000 yılında kurduğu Colors of Invention, seyirciyi büyülemeye halen devam etmekte. Bu sevilen grup dünyanın değişik kıtalarındaki konser salonları ve müzik festivallerinde performanslar sergilemekle kalmayıp sık sık workshop ve masterclassları yönetmek için de davetler almaktadır.
Sanatçı, 2006 yılı sonbaharında İrlandalı kemancı Kevin Burke’nin uluslararası alanda büyük övgüler alan Celtic Fiddle Festivali’nin, ABD’deki turnesine katıldı. Apap, Hint klasik kemancı Dr. L. Subramanian, çingene müzisyen Roby Lakatos, caz kemancısı Didier Lockwood ve Flamenko dansçı Belen Maya gibi isimlerle çalıştı. Gilles Apap, klasik müzik ve halk müziği arasında köprü kurmaya devam etmektedir. Öte yandan Ideale Audience International etiketiyle çıkan Apap Masala DVD belgeseli, dünyanın çeşitli televizyon kanallarında düzenli olarak gösterilmektedir.
Raffaele Trevisani, flüt
Flüt virtüözü Raffaele Trevisani dinleyiciler ve eleştirmenlerden sürekli olarak stili ve müzikalitesi hakkında övgüler almaktadır. Sir James Galway’in çok az sayıdaki öğrencilerinden biri olmuş ve yıllarca onunla çalışmış, Jean Pierre Rampal, Julius Baker ve Maxence Larrieu’nun takdirlerini kazanmıştır.
Sir James Galway onun hakkındaki düşüncelerini “Raffaele güzel tonu, mükemmel tekniği ve kendini müziğe adamış kişiliğiyle günümüzün en iyi flütçülerinden biridir” diyerek ifade etmiştir. Milan’lı olan Trevisani solistik kariyerine Veneti Solistleri’yle İtalya ve dünya çapında verdikleri çok sayıdaki konser serisiyle başlamıştır.
Veneto ve Padova Oda Orkestrası, Milano I Pomeriggi Musicali, Scala Solistleri Oda Orkestrası, Stuttgart Arcata Oda Orkestrası, Bielefelder Filarmoni Orkestrası, Sao Paulo Oda Orkestrası do Estado Orkestrası, Santo Andre Senfoni Orkestrası, Cantelli Orkestrası, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ve Moskova Oda Orkestrası gibi pek çok orkestrayla solist olarak konserler vermiştir.
Raffaele Trevisani Japonya, ABD, Kanada, Güney Amerika, Rusya, Italya, Avrupa, Türkiye, Slovenya ve İsrail’de pek çok önemli konser salonunda konser vermiştir.
Stresa Settimane Musicali, Turin Settembre Musica, Uluslararası St. Petersburg Sarayları Müzik Festivali, Rheingau Müzik Festivali, Campos de Jordao Müzik Festivali gibi pek çok tanınmış ve önemli müzik festivaline katılmıştır.
Brezilya’da Santo Andre Senfoni Orkestrası’yla birlikte İtalyan besteci Carlo Galante’nin kendisi için bestelediği Concerto dell’Aria’nın dünyada ilk seslendirilişini, 2004 yılında Orchestra of Teatro Lirico di Cagliari ile birlikte Alberto Colla’nın flüt ve yaylı orkestra için Quasi una Romanza adlı eserinin ilk seslendirilişini, Güney Afrika Oda Orkestrası’yla “Özgürlüğün Onuncu Yılı” kutlamaları kapsamında Pretoria Devlet Tiyatrosu’nda Hendrik Hofmayr’ın Flüt ve Keman için bestelediği konçertonun ilk seslendirilişini ve ayrıca Haifa, Tel Aviv ve Kudüs’te İsrail Yaylı Topluluğu’yla Stephen Yip’in bestelemiş olduğu Flüt Konçertosu’nun ilk seslendirilişini yaptı.
İtalyan RAI, Alman SDR, Japon NHK, İngiliz BBC, Rus ve Brezilya televizyonlarında yaptığı kayıtların yanı sıra ve New York’ta kendisi için hazırlanan “Amerika’daki İtalyan” programında özel röportajlar ve canlı konserler yaptı.
Delos’ta ayrıca Moskova Oda Orkestrası’yla İtalyan Flüt Konçertoları’yla flüt ve piyano için Virtuoso Flute cd kayıtlarını yaptı. Yakın zaman önce Delos tarafından Moskova Oda Orkestrası’yla Mercadante Flüt Konçertoları CD’si yayınlanmıştır.
Maxence Larrieu ve İtalyan Televizyonu için Sir James Galway’le çalmak için davet edilmiştir. Sanatçı halen Milan Uluslararası Müzik Akademisi’nda flüt öğretmenidir ve her ikisi de 14 karat altın olan Muramatsu ve Powell marka flütlerle çalmaktadır.
Bülent Evcil, flüt
Bülent Evcil flüt eğitimine 1980 yılında girdiği Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Mükerrem Berk’in öğrencisi olarak başlamıştır.
Okulu 1988’de bitirdi ve eğiitmine İstanbul Filarmoni Vakfı’nın bursu ile Brüksel Kraliyet Konservatuarı’nda Marc Grauwels ile devam etmiş; Brüksel Konservatuarı’ndaki eğitimini 1992’de tamamlamıştır. Aynı yıl Dublin’de düzenlenen 4. Sir James Galway Flüt semineri En İyi Yorumcu Yarışmasında ikincilik ödülü kazanması, İrlandalı flüt virtüözü Sir Galway’in öğrencisi olma fırsatı vemiştir. Sir Galway, kendisini “neslinin en iyi flütçülerinden birisi” olarak tanımlamıştır.
Çalışmalarına 1994-1996 arasında Heidelberg-Mannheim Müzik Yüksek Okulu’nda Jean-Michel Tanguy ile devam etmiştir. 1996-1998 yılları arasinda Viyana’da Imperial Concerts Solist Kapella’da solo flütçü olarak çalışmıştır. 1998 yılında İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde flüt sanatçısı olarak göreve başlamıştır. 1999 yılından günümüze kadar Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın flüt grup şefliğini de üstlenmiştir. 2004 yılında Rodrigo’nun, otoritelerce dünyanın en zor flüt konçertosu olarak değerlendirilen “Pastoral Konçerto”‘nun Türkiye’de ilk seslendirilişini İstanbul İzmir, Adana devlet senfoni orkestralerı eşliğinde gerçekleştirmiştir. 2004 yılından bu yana İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nda birinci flütçü olarak görev yapmaktadır. Aynı zamanda İstanbul Teknik Üniversitesi Müzik İleri Araştırmalar Bölümü yüksek lisans programında da flüt ögretim görevlisidir.
Jean Francois Heisser, piyano
Jean-François Heisser, geniş bir kültürel bilgi ve yorulmak bilmeyen bir entelektüel merakla donanmış, piyanist, şef ve eğitimci olarak öne çıkan kariyeriyle çok yönlü bir sanatçıdır. Fransa’nın Saint-Etienne kentinde doğan Heisser, Vlado Perlemuter, Henriette Puig-Roget ve Maria Curcio’nun öğrencisi ve mirasçısıdır. 1991 yılından 2016 yılına kadar Paris Konservatuarı’nda profesör olarak görev yapan Heisser, yetenekli öğrencileri arasında yer alan Bertrand Chamayou ve Jean-Frédéric Neuburger arasında bir müzikal yakınlık ilişkisi geliştirmiştir. Heisser, solist kariyeriyle Poitou-Charentes Orkestrası’nın müzik direktörlüğünü 2001 yılından beri sürdürmekte olup, çeşitli kurumların ve büyük müzik yapımlarının konuk yönetmeni ve aynı zamanda sanat yönetmenliğini de yapmakta. Sanatçının geniş çaplı diskografisinde 40’dan fazla kayıt bulunuyor: Paul Dukas’ın piyano eserlerinin çok beğenilen kayıtlarından (Diapason d’or de l’année ödülüne layık görülmüştür) sonra Erato Records‘la (6 CD’li kutu seti) işbirliği
içerisine girdi. Bunları daha sonra Naïve Records (Beethoven, Brahms) ve Praga Records‘la (Weber, Berg, Manoury, Bartok…) yaptığı çalışmalar izledi. Şu sıralarda ise Poitou-Charentes Orchestra, Mirare (de Falla, Wien 1925, Dubois, American Journey) ve Musicales Actes Sud (Albéniz, Mompou) etiketleri ile yayınlanacak kayıtlara odaklanmış durumda. Jean-François Heisser; Janowski, Tilson Thomas, Segerstam, Krivine, Mehta, Plasson, Roth gibi ünlü şeflerin yönetimindeki Londra Senfoni Orkestrası, Orchester Philharmonique de Radio France, Kraliyet Filarmoni Orkestrası, Paris Orkestrası, Bayerischer Rundfunk, Fransa Ulusal Orkestrası veya Les Siècles gibi çok önemli orkestraların önünde solist olarak sahne aldı.
Sanatçının resitallerinde sıklıkla tercih ettiği repertuarlar arasında Beethoven (Sonatlar, Diabelli Varyasyonları vb.), Brahms, Chopin, İspanyol repertuarı (Albéniz, de Falla, Granados, Mompou) ve doğal olarak geçmişin ve günümüzün büyük Fransız bestecilerinin eserleri öne çıkar. Büyük konçerto performansları ve önemli piyano repertuarlarının yanı sıra 20. yy eserlerinin ve çağdaş yaratıların da önemli bir savunucusudur: Mehta, Janowski veya Segerstam yönetiminde Turangalil-Senfoni ve Olivier Messiaen’ın Des Canyons aux Étoiles’si; Karlheinz Stockhausen’in Klavierstücke, Mantra ve Kontakte adlı yapıtları; ya da Gilbert Amy ve Nguyen Thien Dao’nun Piyano Konçertoları’nı ve ayrıca Philippe Manoury’nin üç büyük eseri: La Ville, Veränderungen pour piano seul ve Terra Ignota for piano and 22 musicians’ı saymak mümkün. Heisser’in yorumdan taviz vermeyen yaklaşımı onu dönemsel piyanoda düzenli icralara yönlendirir, (Weber: The Four Sonatas – Praga Records -, Konzertstück – on Mirare-). Sanatçı, Fançois Xavier Roth ve orkestrası “Les Siecles” yönetimi altında modern piyano (üç Bartok konçertosu) ve dönemsel enstrümanları (Saint-Saëns ve Brahms) değiştirerek performans sergiler.
Bir oda müzisyeni olarak Jean-François Heisser’ın, tüm oda müzik repertuarını Ysaye, Lindsay ve Pražak Quartet gibi müzikal partnerleri ile birlikte meydana getirdiğini hatırlatmak tabii ki gereksiz. Bununla birlikte sanatçının, Peter Csaba (Praga’da) ile Bartok sonatları kaydı ise seçkin bir çalışma olarak öne çıkar. Ayrıca, G. Pludermacher, M.J Jude ve J.F Neuburger gibi müzisyenlerle aynı piyanoda dört el performans sergileyen Jean-François Heisser, dört el piyano repertuarının ve iki piyano için yazılmış eserlerin öncü bir savunucusu olarak ortaya çıkmış, The Rite of Spring ya da The Symphonie Fantastique gibi orkestra için yazılmış eserlere iki piyano için cesur ve görkemli transkripsiyonlar yazmıştır.
Müzik direktörü olarak 2001’den beri Orchester Poitou-Charentes projesini geliştirmeyi görev edinen Heisser, orkestrayı en iyi Fransız oda topluluklarından biri yapma yolunda sıkı adımlarla ilerlerken, Mirare etiketinin albümlerde kayıt edilmiş eserlerin kanıtladığı gibi Orkestra, Falla’nın El Amor Brujo‘sunun yanı sıra Berg’in Kammerkonzerte‘sinin primitif versiyonunu icra etmekle hem müzikal basın tarafından beğeniyle karşılandı hem de bu eserlerin referans kayıtları olarak övüldü. Ayrıca sanatçının, piyano’dan yönettiği yönetilen Komple Beethoven Konçertolarının bir kaydı 2016’da piyasaya sürüldü. Sanat yönetmeni olarak Editions Actes-Sud ile sürmekte olan ortaklığı Heisser’i, Soirées Musicales d’Arles‘in müzik programını yönetmeye yönlendirirken, 2015 yılından itibaren Festival de l’Orangerie de Sceaux‘un sanatsal danışmanlığı görevini de üstlenmiştir. Ve son olarak, büyük Fransız bestecilerin “tarihsel” icracısı, kendisinin de akıl hocası Vlado Perlemuter’ın anılarını korumak için çalışmalarını sürdüren Jean-François Heisser, aynı zamanda yetenekli genç sanatçıların yetiştiği büyük bir eğitim merkezi olan Uluslararası Maurice Ravel Akademisi’nin Başkanıdır. Sanatçının amacı, böyle müzikal toplantı yerlerine gerçekten uluslararası bir boyut kazandırmak olup, bu projede Eylül 2015’ten beri Palazzetto Bru Zane – Centre de Musique Romantique Française adlı vakıfla birlikte çalışmaktadır.
İlya İtin, piyano
“Itin’in sanatı, gerçekten nazik ve heyecan verici bir sanattır… Onun çalma tekniğindeki dengeli, saf ve büyüleyici renk skalası, sorgulayıcı ve yaratıcı bir aklın otaya koyduğu mükemmel bir tekniğin en seçkin örneğidir.” (Daily Telegraph, Londra)
Dünyanın neresinden olursa olsun izleyicisi, Ilya Itin’in benzersiz sanatı .nünde saygıyla eğilir. Japonya ve ABD’de kapalı gişe sahne alan sanatçı, olağanüstü yeteneği, enerjisi, ses kalitesi ve piyanodaki hakimiyeti ile tanınır. Itın’in Princeton resitali, Philadelphia Inquirer tarafından “yılın en iyi on müzikal performansı” arasında gösterildi ve New York Times eleştirmeni ise kendisini “…mükemmel bir resital sunan inanılmaz derecede sezgisel bir piyanist” olarak nitelendirdi. 1996 Leeds Uluslararası Piyano Yarışması’nda Altın Madalya, BBC İzleyici ödülü ve Çağdaş Müzik ödülünü aldığından bu yana Ilya Itin, güçlü müzikal hayal gücünü ve ustalığını geniş bir repertuara d.nüştürerek dünya çapında konserler verdi. BBC TV eleştirmeni Iain Burnside, Itin için şu ifadeyi kullanmıştır: “Telefon rehberini çaldığını duysam, gider dinlerim”.
Ilya Itin, dünyanın en büyük şefleri arasında yer alan Sir Simon Rattle, Neemi Jarvi, Christoph von Dohnanyi, Yakov Kreizberg, Vassily Sinaisky, Valery Polyansky ve Mikhail Pletnev gibi şeflerin yönettiği Cleveland Orkestrası, St. Petersburg Filarmoni, Tokyo Senfoni, Ulusal Senfoni, Londra Filarmoni, Çin Ulusal Senfoni Orkestrası, Hindistan Senfoni Orkestrası; Mexico City Filarmoni ve Rochester Filarmoni gibi orkestralar önünde solist olarak yer almıştır.
ABD, Avrupa ve Asya’daki meslektaşları ve arkadaşlarıyla yaptığı ve büyük .vgü ile karşılanan oda müziği .alışmaları ve yakın zamanda New York’ta Jüpiter Chamber Players ile gerçekleştirdiğiBeethoven Archduke Trio performasını, kemancı Fuminori Maro Shinozaki ile birlikte Tokyo’da sergilediği Brahms’ın tüm Sonatlarının resitali izledi.
İçinde Beethoven’ın “İlkbahar” Sonatı, Brahms’ın Viola Sonatı, Martinu’nun .iftli Keman Sonatı ve Piazzola’nın İlkbahar/Sonbaharının yer aldığı çok sayıda oda müziği kaydını, kemancı Igor Gruppmann ve kemancı/viyolonselci Vesna Gruppmann ile birlikte Buenos Aires’te ger.ekleştirdi. Itin, Miami Uluslararası Piyano Festivali’nde efsanevi keman sanatçısı Ida Haendel ile de bir resital kaydetti.
2015-2016 yıllarına rastlayan sanat.ının son kaydı olan Debussy’nin Prelütleri, plak ve yüksek çözünürlüklü formatta yayınlanırken, Rachmaninoff ve Scriabin’in sevilen eserlerinin yer aldığı Temmuz 2015 tarihinde kaydedilen Princeton Resitali ise canlı performansın en üst düzeydeki yüksek tanımlı kaydı olarak piyasaya sunulacak. Itin’in Miami Uluslararası Piyano Festivalinde sergilediği, Rahmaninov’un tüm 24 Prelüdü ve Prokofiev’in 7. ve 8. Sonatlarının da dahil olduğu “Rus Maratonu” konserlerinin DVD’si de bir gün içinde kaydedilmiştir. Diğer kayıtlar arasında Beethoven’ın JDR etiketiyle yayınlanan Jerusalem Camerata Orchestra ile 2. Piyano Kon.ertosu ve VAI Music’ten .ıkan Mussorgsky’nin Bir Sergiden Tabloları ile Prokofiev’in 6. Sonatı yer alıyor.
Ilya Itin ayrıca, Japonya genelinde, Princeton, Miami ve New York’ta düzenli ustalık sınıfları veren ve çok aranılan bir eğitimcidir. Uluslararası yarışmalarda en büyük ödülleri de kazanan öğrencileri, ABD ve Japonya’nın en rekabetçi konservatuarlarında en yüksek seviyedeki ödüllere layık görülmüşlerdir.
Rusya’nın Yekaterinburg kentinde doğan Ilya Itin, piyano çalışmalarına Sverdlovsk üstün Zekalı çocuklar Okulunda Natalia Litvinova ile başladı. Daha sonra efsanevi öğretmen Lev Naumov’la çalışan Itin, 1990 yılında Moskova Konservatuarı’ndan en yüksek onur derecesiyle mezun oldu. Konservatuardaki ilk büyük piyano yarışmasında dereceye giren sanatçı, 1990 Rus Ulusal Rachmaninov Yarışması’nda ikinci sırada yer aldı. Kısa süre sonra kazandığı William Kapell Yarışması’ndaki en yüksek onur ödülünü, Casadesus Yarışması’ndaki (günümüzdeki adıCleveland Yarışması) birincilik ve özel Chopin ödülü ve Mozart’ın Bir Eserinin En İyi Performansı, En İyiProkofiev Performansı ve Gina Bachauer Yarışması’nda layık görüldüğü ü.üncülük ödülü izledi.
Ilya Itin, Tokyo Musashino Akademisi, Miami Uluslararası Piyano Festivali Akademisi ve Princeton Üniversitesi’ndeki Golandsky Enstitüsü’nde yetenek eğitimi vermekte olup Juilliard Okulu hazırlık ve üniversite sınıfları, Peabody Konservatuarı ve New York Şehir Üniversitesi (CUNY)’deki Yüksek Lisans Programının piyano b.lümlerinde de dersler vermiştir. Ilya Itin yaşamını, Japonya’nın Tokyo kentinde ve kendisinin kurduğu özel bir öğretim stüdyosunun da bulunduğu New York’ta sürdürmektedir.
Mauricio Vallina, piyano
Mauricio Vallina, 2001 yılında Internatıonal EMI Classics’ten çıkardığı ilk EMI Abbey Road CD’si için “Le Monde de la Musique” dergisinin “CHOC” etiketine layık görülmekle beraber Viyana, Londra ve Paris’te büyük övgü topladı. Brüksel’de yaşayan Mauricio Vallina, (1970) ulusal ve uluslararası piyano yarışmalarında en iyi ödülleri kazandı, önde gelen müzisyenler tarafından özgün yeteneği takdirle karşılandı. Valencia (1994) ve Gernika (1996) uluslararası piyano yarışmaları ödül kazandığı yarışmalardan birkaçı; ayrıca Küba ve İspanyol müziğinde en iyi performans için özel ödüllere layık görüldü.
1988 yılında, doğduğu şehir Havana’da “Altın” diplomayla mezun olduktan sonra Moskova “Tchaikovsky” Konservatuvarında (1996’da Güzel Sanatlarda Lisans), Madrid Kraliyet Konservatuvarı ve Como Uluslararası Piyano Vakfında mükemmel sayılan eğitimini tamamladı. Roberto Urbay, Henrietta Mirvis, Irina Plotnikova, Joaquin Soriano, Alicia de Larrocha, Dimitri Bashkirov, Fou Tsong, Zenaida Manfugás ve Martha Argerich’in esaslı rehberlik ve etkileri, sanatçılığına olağanüstü bir boyut kazandırdı.
1998’de Zürich’teki ilk temsili Vallina’nın uluslararası kariyerinde belirleyici bir olaydı. La Roque d’Anthéron, Schleswig-Holstein müzik festivali, Ruhr Piano festivali, Radio France-Montpellier, Sintra, Lugano gibi büyük uluslararası festivallerde performans gösterdi. Avrupa, Amerika, Asya ve Avustralya’da önemli etkinliklerde solist olarak; oda müziğinde verdiği resitallerde ve orkestralarla verdiği konserlerde övgüyle karşılandı.
Mauricio Vallina, ileri gelen orkestralarla birçok tanınmış şefin yönetiminde sahne aldı. Oda müziğinde Polina Leschenko, Gabriela Montero, Geza Hosszu-Legocky, Mark Drobinsky, Renaud Capuçon ve Gautier Capuçon gibi müzisyenlerle sahneyi paylaştı. “Evening Talks”, “Nelson Freire” (bir Brezilya prodüksiyonu) adlı belgesel filmlerde ön plana çıktı, birçok ülkede ikili piyano konserlerinde Martha Argerich ile beraber çaldı; bu konserlerin kimisi, “Lugano Festivalinden Live” 2005, 2007 ve 2009 EMI etiketiyle kaydedildi.
Maurice Vallina, sadece tanınmış piyano repertuvarının klasiklerinde sivrilmekle kalmayıp her zaman programlarına keşfedilmemiş bestelerle çekicilik kazandıran bir sanatçı. Müzik zevki sınır tanımıyor, Bach’tan çağdaşlara kadar geniş bir repertuvar sergileyen Vallina, kimisi kendine adanmış yeni bestelerin prömiyerleriyle de dinleyicisini şaşırtmıştır. Vallina kendi kuşağının en ilginç piyanistlerden biri olarak kabul edilir. Müziğin dramatik yapısının üstün kavrayışı, parlak hafifliği, müthiş dışavurumcu gücü ve büyüleyici bir renk katmanlığı ender müzikal kişiliğini tanımlar. 2008 Ruhr Piyano Festivalinde, yılın bursu için seçildi. Bu tanıtım projesi kapsamında festivalde verdiği solo resitalin, kendi bestesi olan L’Enigma’nın prömiyerini de içeren kaydı yapıldı ve Fonoforum dergisiyle çıktı. Kariyerinin ötesinde bilimsel incelemesi “Astromusica” alışılmadık öncü projelerde yer alır. 2010 yılından beri Lions Kulübünün “Mozart” Viyana Online Akademisinin executive profesörüdür.
Gülsin Onay, piyano
“Duyarlı bir kesinliğe ve zekice bir parıltıya, en hassas şeyleri bile maharetli parmaklarına neredeyse gülümsercesine emanet etme yeteneğine sahip ve tutkulu bir sanatçı. Hayal gücü yüksek, mükemmel bir piyanist” Peter Cosse
2014-2015 sezonunu yurt içinde ve dışında yoğun bir tempoyla tamamlayan Gülsin Onay, Fransa, Japonya, İtalya, İngiltere, Arjantin ve Kıbrıs’ta resitaller verdi, ustalık sınıfları düzenledi. 17 Haziran 2015 tarihinde, 43.İstanbul Müzik Festivali çerçevesinde Franz Liszt Oda Orkestrası ve trompet sanatçısı Gabor Boldoczki eşliğinde Şostakoviç’in 1 numaralı piyano konçertosunu seslendiren Onay, sezonu, sanat danışmanı olduğu 12.Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali Antik Taş Ocağı sahnesinde verdiği “Yıldızlara Serenad” başlıklı resitalle kapattı. Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık 2015’te New York, Cambridge, Fethiye, İzmir, Lüksemburg, İstanbul, Antalya, Malta ve Paris konserlerinde dinleyenleri büyüledi.
2015-2016 sezonunda Türkiye’nin önemli salonlarında ve festivallerinde sayısız konser verecek olan Gülsin Onay, İzmir, İstanbul, Adana, Londra, Ankara, Cambridge, Sao Paolo, Brazilya, Tokyo ve New York gibi şehirlerde hayranlarıyla buluşacak. Aralarında Bujor Hoinic’in piyano konçertosunun prömiyerinin de yer aldığı birçok konçertoyu yorumlayacak.
Gülsin Onay, 2017’de, Türkiye’nin en önemli bestecilerinden biri ve Onay’ın da öğretmeni olan Ahmed Adnan Saygun’un eserlerini, doğumunun 110.yıldönümünde Türkiye’de ve dışında Hong Kong’dan Almanya’ya uzanan bir coğrafyada seslendirecek, bestecinin solo piyano eserlerini kaydedecek.
“Piyanist sadece olağanüstü teknik ustalığı ile değil, müzikal zekâ ve anlayışın sık rastlanmayan bir bileşimi ile de dinleyiciyi fethediyor. İhtişam, olağanüstü cümleleme, müzikal enerji ve zekâ mükemmel biçimde dengeleniyor. ” Göttinger Tagblatt
Gülsin Onay'ın uluslararası müzik kariyeri Arjantin'den Japonya'ya uzanan bir coğrafyada 5 kıta 72 ülkeyi kapsar. Bugüne kadar dünyanın belli başlı tüm müzik merkezlerinde dinleyicilerle buluşan sanatçı Dresden Staatskapelle, İngiliz Kraliyet Filarmoni, Philharmonia Orkestrası, İngiliz Oda Orkestrası, Japon Filarmoni, Münih Radyo Senfoni, Saint Petersburg Filarmoni, Tokyo Senfoni, Varşova Filarmoni, Viyana Senfoni gibi önemli orkestralarla konserler verdi. Birlikte çaldığı şefler arasında Vladimir Ashkenazy, Erich Bergel, Michael Boder, Andrey Boreyko, Jorg Faerber, Vladimir Fedoseyev, Edward Gardner, Neeme Jarvi, Emmanuel Krivine, Ingo Metzmacher, Esa-Pekka Salonen, Jose Serebrier, Vassily Sinaisky, Stanislaw Wislocki ve Lothar Zagrosek sayılabilir. Gülsin Onay'ın konser verdiği salonlar arasında Amsterdam Concertgebouw, Berlin Filarmoni Salonu, Viyana Konzerthaus, Londra Queen Elizabeth Hall ve Wigmore Hall, Paris Salle Gaveau, Washington DC National Gallery of Art ve New York Miller Theater yer almaktadır. Sanatçı Berlin, Varşova Sonbaharı, Granada, Würzburg Mozart Festivali, Newport, Schleswig-Holstein, İstanbul gibi dünyanın önemli müzik festivallerinin de eleştirmenlerce beğenilen, aranan bir ismidir. Gülsin Onay, 2004 yılında başlayarak kısa sürede dünya genelinde klasik müzik çevrelerinin dikkatini çekmeyi başaran Gümüşlük Klasik Müzik Festivalinin Sanat Danışmanlığını yapmaktadır.
Rachmaninov yorumlarıyla müzik otoritelerinden büyük övgüler alan Gülsin Onay ayrıca, uluslararası alanda istisnai bir Chopin icracısı kabul edilmektedir. Polonya Hükümeti Gülsin Onay'ı Chopin yorumları nedeniyle Polonya Devlet Nişanı ile onurlandırmıştır. Hocası Saygun'un dünya çapında en güçlü yorumcusu olarak tanımlanan Onay, gerek konser programlarından gerekse kayıtlarından eksik etmediği bestecinin eserlerini önemli orkestralar eşliğinde sayısız ülkede seslendirmiştir. Sanatçı, kendisine adanmış olan Saygun'un 2. Piyano Konçertosu ile Stuppner ve Tabakov'un konçertolarının dünya prömiyerlerini gerçekleştirdi. Saygun'un yanı sıra Hubert Stuppner 2. Piyano Konçertosunu, Jean-Louis Petit Gemmes ve Muhittin Dürrüoğlu-Demiriz Bosphorus isimli piyano eserlerini sanatçıya ithaf etmişlerdir. Ünlü virtüöz Marc-Andre Hamelin Gülsin Onay için Prelude ve Denis Dufour ise Avalanche'ı bestelemiştir.
Gülsin Onay'ın 20'yi aşkın albüm kaydı, yorum gücü yanında repertuar zenginliğini de yansıtır. Ülkemizde CD'leri Lila Müzik etiketiyle yayınlanan sanatçının, özellikle Rachmaninov ve Çaykovski piyano konçertolarını seslendirdiği albümü başta Vladimir Ashkenazy olmak üzere pek çok meslektaşının takdirini kazanmıştır. Gülsin Onay son yıllarda Amerika'da da peş peşe çıkan albümleriyle adından söz ettirmektedir. VAI firması DVD olarak Grieg ve Saint-Saens konçertolarını yayınladı. 2011 sonbaharında piyasaya çıkan “Liszt, Haydn & Schubert” CD'si ile birlikte sanatçı Amerika'da artık Dorian Sono Luminus etiketi altında kayıt yapmaktadır.
Piyano eğitimine üç buçuk yaşında başlayan ve Üstün Yetenekli Çocuklar Kanunu kapsamında Paris Konservatuvarı'nda eğitim gören Gülsin Onay'a 1987 yılında Devlet Sanatçısı unvanı verilmiştir. 1988 yılında Boğaziçi ve 2007 yılında Hacettepe Üniversiteleri tarafından Fahri Doktora ile onurlandırılmıştır. Onay, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Solisti olup, Bilkent Üniversitesi'nin de Sürekli Sanatçısıdır. Yurtiçi ve dışında pek çok yardım konseri veren Gülsin Onay, 2003 yılında UNICEF Türkiye Milli Komitesi tarafından “İyi Niyet Elçisi” seçilmiştir. Sanatçıya ayrıca Sevda-Cenap And Müzik Vakfı tarafından 2007 Onur Ödülü Altın Madalyası ve Donizetti 2011 Klasik Müzik Ödülleri Yılın Piyanisti ödülü, 42. İstanbul Müzik Festivali’nin 2014 “Onur Ödülü” Gülsin Onay’a verilmiştir. Tekirdağ'da bir sokağa Gülsin Onay'ın ismini veren Süleymanpaşa Belediyesi, 2 yıldır sanatçının adına "Gülsin Onay Piyano Günleri"ni düzenlemektedir.
Egberto Gismonti, gitar
“Brezilya kültürü, benim müziğimin temel kaynağı ve pınarıdır.”
Hem gitar hem de piyanoda bir virtüöz olan Egberto Gismonti, Brezilya yerli halkının gelenesel müziği ve klasik müzik dünyasında, öncüsü Heitor Villa-Lobos’un açtığı yolda eserler veren bir sanatçı olmakla birlikte usta bir doğaçlamacıdır da. Gismonti’nin, gitar klavyesini, piyano klavyesi kullanır gibi rahat kullandığı söylenir, bu da birden fazla kişinin aynı anda çaldığı izlenimi yaratır. Onun, çarpıcı tekniği neredeyse bir orkestranın tüm renklerini içinde barındırır.
Gismonti, 1947’de Rio de Janeiro eyaletinde yer alan Carmo kentinde, müzisyen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluğunda piyano ile başlayan ilk derslerinin ardından gitar eğitimine de yönelen sanatçı, daha sonra Paris’te Webern’in öğrencisi Jean Barraqué ve efsanevi Nadia Boulanger’la beste, orkestrasyon ve analiz çalışmalarını sürdürdü. Boulanger’dan aldığı eğitimin son gününde kendisine bir nasihat veren hocası “müziğinde biraz daha sorumsuz olabilirsin, kendine güven ve kuralları yık” dedi. Sanatçının gelişimindeki kritik bir aşama, Amazon yağmur ormanlarının yerli halkları ve müzikleri ile olan karşılaşması oldu: Araştırmaları ve bu dönemde tanıştığı kişiler, müzik dili ile ilgili ifade imkânları konusundaki düşüncelerini değiştirdi ve çalışmalarını günümüze değin etkilemeye devam etti.
The Cambridge Companion to the Guitar adlı yayın, Gismonti’nin 1977’de perküsyoncu Nana Vasconcelos işbirliği ile ECM’den çıkan ilk albümü “Dança das Cabeças”dan övgüyle bahseder: “dokusu ve stillerindeki ham yoğunlukla yerli Brezilya müzikleri, popüler samba ve bossa icralarından oldukça farklı ve daha çeşitli olduğunu ortaya koyar”. Gismonti’nin, Vasconcelos ile yaptığı çalışmalara ek olarak, ECM ile ilgili diğer önemli işbirliği, Magico, Folk Songs ve Magico: Carta de Amor adlı albümlerde birlikte yer aldığı Jan Garbarek (saksofon) ve Charlie Haden (bas) ile trio çalışmalarını içerir.
Gismonti’nin 2009’da yayınlanan Saudacoes adlı albümünde yer alan Sertoes Veredas isimli yapıta biçilen bir alt başlık neredeyse sanatçının bugüne kadar ki tüm sanat çalışmalarının bir mottosu olabilir: “tribute to miscegenation” (çev. Irkların melezleşmesine övgü). Bu parça Villa-Lobos’a, Stravinsky’ye, Bach’a, Xingu Kızılderililerinin dans ritüellerine ve benzerlerine atıfta bulunan Gismonti’nin müzikal dili hakkında indikatör niteliğindedir.
Derek Gripper, gitar
Güney Afrikalı Derek Gripper altı yaşındayken müzik eğitimine kemanla başladı. On üç yıl klasik müzik okuduktan sonra ilham kaynağını daha uzaklarda aramaya başladı. Arayışında Hindistan’a gelip ülkenin güneyindeki geleneksel karnatik müziği okumaya başladı. Döndükten sonra gitara odaklayarak bu çalgı için yeni yollar bulmaya çalıştı. Olivier Messiaen’ın çok katmanlı müziğine, Steve Reich’in Afrika’dan etkilenmiş yapısallığı kadar da J.S.Bach’ın müziğinin gitar için uyarlamalarına ilgi duydu. Sanatçı bu sırada Cape Town’lı caz trompetçisi Alex van Heerden ile tanışınca yaptığı araştırmaları Güney Afrika’nın müziğinde yeni yollar bulmak i.in kullanılabileceğini anladı. Güney Afrika müziğinin manzarasını yeniden biçimleyen birçok çığır açan albümler özellikle/ ekseriyetle Alex van Heerden ile yaptığı düşsel Sagtevlei albümünden sonra Derek, başka bestecilerin müziğini icraatlarına dahil etmeye başladı. Gripper’in “zamanımızın Heitor Villa Lobos’u” dediği Brezilyalı Egberto Gismonti’nin müziğine duyduğu heyecanından, müzisiyenin gitar müziğini uyarlama projesi doğdu. Derek Gripper’in Egberto Gismonti’nin müziğinin kaydı olan The Sound of Water adlı albüm 2012’de Güney Afrika Müzik ödülü için yılın en iyi klasik ve enstrümantal albümü olmaya aday gösterilmişti. 2009’da Derek’e Batı Afrika’da çalınan 21 telli bir arp-lavta olan kora hediye edildi.
Geleneksel Mali kora bestelerini öğrenerek çalgının, çalma tekniklerini araştırmaya başladıktan iki yıl sonra büyük bir buluş yaptı: İspanyol rönesans lavta (vihuela)’nın basit dokusal dilini kullanarak büyük Mali kora sanatçısı Toumani Diabate’nin olağanüstü karmaşık kora bestelerini, orijinal icraların tek bir notasını atlamadan altı telli gitarda çalmayı başardı. Derek Gripper’in, Afrika’nın en büyük müzisiyenlerinin eserlerinin uyarlamalarını temel alarak bir Afrika klasik gitar repertuarı yaratma projesi giderek büyüyen üstün bir Afrika Gitar uyarlamaları derlemesine dönüşüp, gitara yeni ve heyecan verici bir hayat kattı. 2012 yılında Derek Gripper’in solo gitar için Mali müziği kaydı olan “One Night on Earth: Music from the Strings of Mali” (“Yeryüzünde bir Gece: Mali Tellilerinden Müzik”) çıktı.
Derek Gripper Hollanda, Danimarka, İngiltere ve İrlanda, İsveç Almanya, İsviçre, Brezilya, Hindistan, Namibiya, Zimbabve ve Güney Afrika’nın her yerinde solo konserler verdi. Xhosa icon Madosini, tabla ustadı Udai Mazumdar, Güney Afrikalı trompetçi/ besteci Alex van Heerden, Güney Afrikalı kontrbasçı Brydon Bolton, spontane çello ve performans sanatçısı Francois LeRoux (TheHa!Man), Güney Afrikalı trompetçi Marcus Wyatt, Gallerli gitarist Gerard Cousins, ve sekiz telli gitar çalan İrlandalı Redmond O’Toole gibi isimlerle çalıştı. Derek Gripper eğitilmiş bir Montessori öğretmenidir. 2006 yılından beri Montessori yöntemlerini temel alan bir gitar eğitim yöntemi geliştirmektedir. Montessori Gitar Metodu artık atölyelerde, kitaplarda ve nota ile eğitici malzemelerin özgün dizilerinde sunulmaktadır.
Erdem Sökmen, gitar
Türkiyenin kuşkusuz en iyi gitaristlerinden Erdem Sökmen, icracılığın yanısıra iyi bir de eğitmendir. Erdem Sökmen, 1957 yılında İstanbul’da doğdu. İlk gitar derslerine Raffi Arslanyan ile başladı. Gitar çalışmalarını sürdürürken Okan Demiriş’ten solfej ve armoni dersleri aldı. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda kompozisyon bölümü sınavlarını kazanarak kompozisyon eğitimine başladı. 1978 yılında gitar bölümü açılınca bu bölümde de eğitim gördü. Bu dönemde Carlo Domeniconi, Cengiz Tanç, İlhan Usmanbaş, Cemal Reşit Rey ve Ertan Birol ile çalıştı. 1982 de Armoni-Kontrapunt, 1984 yılında da Gitar bölümlerinden mezun oldu. Sökmen, 1986 yılında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarında klasik gitar bölümünü başlattı. Aynı kurumda sanatta yeterlilik unvanını aldı. 1989 yılında Leo Brouwer’ın İstanbul’da düzenlediği masterclass’a aktif olarak katılarak hocasının övgülerini aldı. Eğitimciliğinin yanısıra caz müziği ile de ilgilenerek Passiflora adlı grubuyla konserler vermektedir. Aynı zamanda
diğer müzik türlerinde de bir çok sanatçının sahne ve albüm çalışmalarında da yer almıştır. Halen İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarında sanatçı öğretim elemanı olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
Ahmed Adnan Saygun Piyano Yarışması
KATILIM
Yarışma yurt içinden ve dışından tüm yetenekli gençlere açıktır. Yarışmanın amacı genç piyanisteleri Saygun’un eşsiz dünyasıyla yakınlaştırmak, Saygun’un müziğini gençlerle yaşatmaktır.
YARIŞMACILAR İKİ SINIFTAN OLUŞACAKLAR:
A Sınıfı: 18 Yaş üstü | B Sınıfı: 18 Yaş altı
TAKVİM
15 Haziran 2017 Pazartesi başvuru için son tarihtir.
Başvuru formu Yarışma Sekreterliğine bu tarihe kadar ulaşmış olmalıdır.
Yarışmaya kabul edilen başvuru sahiplerine en geç 15 Haziran 2017 tarihine kadar bildirim yapılacaktır.
14 Ağustos 2017 Pazartesi
14:00 Katılım sırasını belirlemek üzere kura çekilişi yapılacak.
16:00 Katılımcıların sıra listesi ve prova için piyano tahsisi çizelgesi ilan edilecek.
15 Ağustos 2017 Salı
B Sınıfı: İlk Tur
16 Ağustos 2017 Çarşamba
A Sınıfı: İlk Tur
17 Ağustos 2017 Perşembe
B Sınıfı: İkinci Tur
18 Ağustos 2017 Cuma
A Sınıfı: İkinci Tur
19 Ağustos 2017 Cumartesi
B Sınıfı: Son Tur
A Sınıfı: Son Tur
GENEL ŞARTLAR
Yarışmacılar her tur için farklı programlar hazırlamalıdırlar. Eser tekrarı yapılamaz.
1930’dan önce bestelenmiş eserler hafızadan (notasız) çalınmalıdır.
Programlar belirtilen süreyi aşmamalıdır; süreyi aştıkları takdirde, yarışmacıların performansları durdurulacaktır.
Kayıtta bildirilen programda değişiklik yapılamaz.
AŞAMALAR VE PROGRAM
Her iki sınıfın da yarışması üç aşamalı olacaktır.
A Sınıfı İçin
ÖN TUR
(En az 15, en fazla 20 dakika)
Program İçeriği: Chopin 10 veya op. 25’ten bir etüd; Saygun op. 45’ten 1 prelüd bulunacak.
İKİNCİ TUR
(En az 20, en fazla 25 dakika)
SON TUR
(En az 30, en fazla 35 dakika)
Saygun’un bir eserini içermeli.
B Sınıfı İçin
ÖN TUR
(En az 10, en fazla 15 dakika)
Program İçeriği: Saygun op. 45, 47 veya 58’den 1 eser bulunacak.
İKİNCİ TUR
(En az 15, en fazla 20 dakika)
SON TUR
(En az 20, en fazla 25 dakika)
Saygun’un bir eserin içermeli.
KAYIT VE BAŞVURU
KAYIT İÇİN GEREKLİ BELGELER
Her katılımcı Kayıt Formu beraberinde aşağıdaki belgeleri göndermelidir:
Hatasız doldurulmuş bir Kayıt Formu sayguncompetition@gmail.com adresine gönderilecek.
Pasaport veya Kimlik Belgesinin fotokopisi, 1 adet güncel fotoğraf, sürekli iletişim adresi, telefon numarası ve e-posta adresi,
Başvuru ücretinin ödendiğine dair makbuz (kabul edildikten sonra), Türkçe veya İngilizce özgeçmiş ve akademik ve sanatsal nitelikler veya başka ödül, kritik kayıtlar vb. önemli unsurlar,
Yarışmanın tüm aşamaları için seçilmiş icra edilecek repertuarı içeren ve doldurulmuş Program Formu.
ÖNEMLİ BİLGİLER
Yarışma kayıt formu en geç 15 Haziran 2017 tarihinde e-posta adresimize ulaşmış olmalıdır.
Yarışma Sekreterliği kayıt için gerekli belgeleri aldıktan sonra e-posta ile tüm başvuranlara bir alındı cevabı verecektir.
Başvuranlar gerekli tüm belgeleri Yarışma Sekreterliğine göndermemişlerse ön seçime alınmayacaklardır.
YARIŞMA ADAYLARININ ÖN SEÇİMİ
Sanat danışmanı başkanlığında bir komite, yarışmanın adaylarını bir ön seçimle eleyecek.
En fazla 50 kişi seçilecek. İlgili taraflar komitenin kararından haberdar edilecek.
Komite kararını en geç 20 Haziran 2017 tarihinde vermiş olacaktır. Sonraki bir tarihte herhangi bir belgenin sahte olduğu ortaya çıkarsa, başvuru geçersiz sayılacaktır.
Seçilmiş yarışmacılar kayıt ücretinin dekontunu Yarışma Sekreterliğine göndermelidirler.
Kayıt ücretinin ödenmesi, Adnan Saygun Bodyum Piyano Yarışması’nın şartlarının okunmuş, anlaşılmış ve kabul edilmiş olduğu anlamına gelir.
KONAKLAMA
Yarışma organizasyonu, kabul edilen katılımcılara, Gümüşlük’te festivalin konaklama tesisinin, otel ve pansiyonların fiyat listesini bildirecektir. Lütfen yarışma organizasyonu ile bu konuda iletişime geçin.
Kayıt Formu, Şartname ve daha fazla bilgi için lütfen web sitemizi ziyaret ediniz.
ÖDÜLLERİN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE OLMASI ÖNGÖRÜLÜR:
A Sınıfı Birincilik Ödülü
5.000 TL ve 15. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali konser programında yer alma hakkı.
A Sınıfı İkincilik Ödülü
3.000 TL
A Sınıfı Üçüncülük Ödülü
2.000 TL
B Sınıfı Birincilik Ödülü
3.000 TL ve 2017 Gümüşlük Müzik Okulu (GMA) masterclass bursu.
B Sınıfı İkincilik Ödülü
2.000 TL
B Sınıfı Üçüncülük Ödülü1.000 TL
Sayfa düzeni: Tenise Yalçın evetbenim
Bilgi: Gümüşlük Klasik Müzik Festivali Basın Bülteni