Anılar ve İzlenimler – Aliye Berger ve Şakir Paşa ailesi
Hayati Asılyazıcı
Türk resminden gravür sanatçısı olarak tanınan Aliye Berger, resim dalında da çok başarılıydı. Onu tanımanın ilk nedeni Yapı Kredi Bankası'nın 1954 yılında düzenlediği resim yarışmasındaki 1.'lik ödülü alan ünlü tablosuydu. Rodit'i başkanlığındaki 3 kişilik Seçici Kurul (her 3 kurul üyeside Fransızdı), büyük katılımı olan bu yarışmaya bütün ünlü ressamlar tablolarını göndermişlerdi. Belkide o güne dek resim tarihimizin en büyük katılımlı yarışmasıydı. Bu katılımı Yapı Kredi Bankası'nın ortaya koyduğu ödül sağlıyordu. Doğal olarakta burada olup bitenlerden haberdar değildim. Ancak 1.'lik ödülü alan Aliye Berger'in tablosunu (Yapı Kredi Bankası müzesinde bulunmaktadır) yine Yapı Kredi'nin yayın organı olan renkli basım yapan Hayat Dergisi'nde gördüm. Kastamonu'ndaki Neşet Güğümcü Kitabevi'nde Hayat Dergisi'ni karıştırırken etkili bir tablo gözüme çarptı. Yarışma sonucu 1.'lik alan Aliye Berger'in tablosuydu bu. Dergiyi yanıma alarak okula döndüm. Kastamonu Lisesi'ne çağcıl resim anlayışını getiren Fethi Kayaalp hocama dergideki fotoğrafı gösterdim. Bana Aliye Berger'i tanıdığını, çok başarılı bir gravür sanatçısı olduğunu söyledi. “Demek ki, yağlı boya çalışması da yapıyormuş” diye sözlerini tamamladı. Liseyi bitirdiğim o dönem İstanbul'a gelince bana resim sanatını sevdiren Fethi Kayaalp hocamı buldum. Aliye Berger ile tanıştırmasını rica ettim. Beni, bir gün Aliye Berer'in kaldığı Narmanlı Yurt'undaki evine götürdü. Orada Aliye Berger ile tanıştırdı. Çok ilgi çekici, gözleri ve sözleriyle insanı etkileyen bir sanatçı portresiyle karşı karşıya gelmiştim. 1.'lik ödülünü alan resminin beni etkilediğini, İstanbul'a gelince Küçük Sahne'deki asılı olan yerinde bu tablosunu gördüğümü ve etkilenişimin daha çok arttığını ayrıntılı biçimde Aliye Berger'e anlattım. Sonra evindeki gravürleri gösterdi. Fethi Kayaalp hocamla yaptığı çalışmaları gördük. Fethi Kayaalp akademi eğitimli ressam ve gravür sanatçısıydı. Resim ve sanat tarihi bilgimi oldukça yüksek düzeyde 4 yıl boyunca lisede Fethi hocamdan aldım. Sanat Tarihi derslerimde programı kendisi hazırlar, zaman zaman konuları bana anlattırırdı.Türk resmini dünya resmini bize çok iyi tanıtmıştı. Bu nedenle resim sanatındaki birikimimi bilen Fethi hocam bu alanda eleştiri yazabileceğimi söylüyordu. Uzun yıllar Plastik Sanatlar dalında resim eleştirileri yazdım. İstanbul'da Güzel Sanatlar Akademisi'nde zaman zaman ünlü hocaların atölye çalışmalarını izliyor, onların biçemlerini dikkatle gözlemliyordum.
Aliye Berger benim için ünlü yazarları ve sanatçıları bana tanıtan arkadaşım, dostum oldu. İlk tanışmamızdan bir süre sonra beni evinde (evi aynı zamanda gravür atölyesiydi) verdiği ilk kokteyline çağırdı. Bu kokteylde ağabeyi Cevat Şakir'i (Halikarnas Balıkçısı), Ahmet Hamdi Tanpınar'ı, Sabahattin Eyüboğlu ve eşini, Nuri ve Nasip İyem'i, Sabri Esat Siyavuşgil'i ve eşi Linda'yı, seramik sanatçısı Füreya Koral'ı tanıdım. Geldiğim ilk yıl Aliye Berger'in aracılığıyla daha nice sanatçıları tanıdığımı söylemek isterim. Gravür baskı makinesının bulunduğu salonda ve diğer odada ablası Fahrünnisa Zeyd'in yağlı boya tabloları asılıydı. Salona girişte eşi Karl Berger’in büyük boy fotoğrafı ve piyanosu, sakladığı iki önemli anısıydı. Aliye Berger (1903-1974) kişiliği, resim ve gravür çalışmalarıyla plastik sanatımızın unutulmaz sanatçısıydı. Onunla ilgili yazımı ve anılarımı sürdüreceğim…