Aşk, Nefret ve Hırs Üçgeni… Kim Korkar Hain Kurttan
İhsan ATA
Edward Albee’in 1962 yılında yazdığı Tony ödüllü “Kim Korkar Hain Kurttan”, Türkiye’de
son sahnelenişinin ardından 27 yıl sonra Oyun Atölyesi’nde seyirciyle buluştu. Rektörün
kızı Martha ile kocası tarih profesörü George’un hastalıklı evliliklerini irdeleyen oyunu
Asude Zeybekoğlu çevirdi. Yönetmenliği ise Hira Tekindor’a ait. Dekor tasarımını Ali Cem
Köroğlu, kostüm tasarımını Gamze Saraçoğlu, ışık tasarımını Hakan Özipek, koreografiyi
Yasemin Erkan ve müziklerini Orhan Enes Kuzu’nun üstlendiği oyunda Zerrin Tekindor,
Tardu Flordun, Şükrü Özyıldız ve Nilperi Şahinkaya rol alıyor.
Rektörün kızıyla evli olmasına rağmen kendisinden beklenen kariyeri gösterememiş George
ile alkol bağımlısı Martha’nın bir parti sonrası evlerine davet ettiği toy çiftlerle oynadıkları
oyunları içeren Kim korkar Hain Kurttan, yozlaşmış evliliklere, aşağılamalara, hırslara ve tüm
kötülüklere değiniyor.
Oyun bir sona ulaşmıyor aksine ilerledikçe sonun başlangıcına doğru gittiğini
görüyorsunuz. Örneğin, Martha’nın bu tür partileri hep yaptığını ve sonunda zıvanadan
çıktığını söylüyor. Finalde “yeniden başlamak ister misin her şeye? ” cümlesi tekrar başa
dönen, birbirilerini çıldırtan ama çok seven hastalıklı iki kişinin sadece bir gecesine tanık
olduğumuz izlenimine kaptırıyor.
Metin birçok açıdan seyircinin dimağını zorlayan bir yapıya da sahip… İpuçlarını verip
seyircinin bulması sağlanıyor. (Örneğin, araba kazası, kadının histerik durumu, çocuk çıkmazı
vs.) Parçaları siz birleştirerek oyunu tamamlıyorsunuz.
Hiç başarılı olmamış, hırs edinmemiş, kadının büyük baskıları altında ezilmesine rağmen
ondan ayrılmamış evliliklerinin getirdiği bunalım altında kafayı yemiş rektörün kızı ile tarih
profesörü George’un hikayeleri, sarsan, düşündüren, güldüren, huzursuz eden ve en önemlisi
etkisi altında bırakan çarpıcı bir oyun Kim Korkar Hain Kurttan…
Oyunu sahneye koyan Hira Tekindor, ilk rejisiyle gösterişten uzak sade ve yalın bir iş
çıkarmış. Metni ön plana alıp arka planda durmayı yeğlemiş. Kendini gösterme gibi bir
çaba işine girişmemiş. George’un şeytan çıkarmasıyla Martha’nın uyanma sahnesinin
mükemmeliyetine rağmen finalin ise gereksiz uzadığını düşünenlerdenim.
Perde açılınca büyük bir etki yaratan, gerçek bir salon gibi planlanan ve açıları çok iyi
hesaplanarak derinlik sağlanan Ali Cem Köroğlu’nun dekoru, erkeklerde takım elbise
kadınlarda tek parça elbise tercih eden, özellikle Martha’nın ilk perdede giydiği siyah
elbiseyle göze hitap eden Gamze Saraçoğlu’nun kostümleri, sade ve oyuna hizmet eden
Hakan Özipek’in ışıkları, Orhan Enes Kuzu’nun müzikleri ve özellikle Martha ve Nick’in
danslarında öne çıkan Yasemin Erkan’ın koreografisi bir bütünlük içerisinde oldukça başarılı.
Yeni biyoloji hocası Nick rolünde Şükrü Özyıldız karakterden çok bir tip edasıyla oynadığı
rolünün bana çok geçmediğini söylemeliyim. Yer yer tutuktu. Genel olarak bir durgunluk
göze çarpıyordu. Karakterin daha derinlerine inebilir diye düşünüyorum. Martha ile olan dans
sahnesinde ise çok başarılı.
Honey rolüyle Nilperi Şahinkaya, doğal ve karakterin özüne uygun abartıya müsait rolünü
ince bir çizgide ilerletmiş. Dahası alkolik performansı oyun boyunca bir an bile sektirmediği
görülen başarılı bir oyunculuk sergiliyor.
2013-2014 sezonunda TEB Yılın kadın Oyuncusu ödülünü alan Martha rolünde Zerrin
Tekindor’u sahnede izlerken “bu rolü başka kim oynayabilirdi” hissine kaptıran coşkulu,
eğlenceli, korkutan, patavatsız, histerik ve çok katmanlı bir karakter var sahnede. Her an
patlamaya hazır bomba gibi oradan oraya koşturan, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi,
çoğu zaman güldüren ama özellikle mevzu bahis çocuğu olunca çocuklaşan, gözleri dolan ve
doldurtan duygularıyla, özetle “histeri” kavramının hakkını veren Martha karakteriyle müthiş
bir performans koyuyor ortaya.
Gecenin en başarılı performansı ise şüphesiz George karakteriyle Tardu Flordun öne
çıkıyor. Tarih profesörünün ağırlığını tüm yırtıklığıyla veren vurguları, özellikle “Martha”
bağrışlarındaki ani çıkışları, delilikle ağırlık arasındaki ince çizgiyi koruyan değişken ruh
halleri, taklitleri, durgunluğu, psikopat bakışları, karakterin özüne inen doğallığı, yer yer
abartısı ve yer yer minimal oyunculuğu, ses ve beden kullanımı kısaca oyunculuğa dair ne
varsa tüm içtenliğiyle kullanarak hayranlık uyandıran bir performans sergiliyor.
Özetle, Kim Korkar Hain Kurttan rejisi, tekniği ve oyunculuklarıyla her anlamda “bir oyun
neden izlenmeli” sorusunun tam karşılığını veriyor. Sezon bitmeden ajandanıza not edin.
Not: Oyun, 30 Nisan ve 1-2-3-4 Mayıs’ta Oyun Atölyesi’nde izlenebilir. Adres: Dr. Esat
Işık Cad. No: 3 Moda-Kadıköy/ İstanbul 0216- 345 39 39 – oyunatolyesi.com
Kim Korkar Hain Kurttan
Yazan: Edward Albee
Çeviren: Asude Zeybekoğlu
Yöneten: Hira Tekindor
Dekor Tasarım: Ali Cem Köroğlu
Kostüm Tasarım: Gamze Saraçoğlu
Işık Tasarım: Hakan Özipek
Müzik: Orhan Enes Kuzu
Koreografi: Yasemin Erkan
Oynayanlar: Zerrin Tekindor, Tardu Flordun, Şükrü Özyıldız, Nilperi Şahinkaya