AYAKLI ANSİKLOPEDİLER: SAHAFLAR

AYAKLI ANSİKLOPEDİLER: SAHAFLAR

30 Mayıs Cumartesi 15.00
 
Emin Nedret İşli – “Beyoğlu Sahaflığı; Tarihi, Yeri, Önemi”
İ. Lütfi Seymen – “Kadıköy Sahafları”
Lütfi Bayer – “Kitapevren”
 

 
 
Beyazıt’taki Sahaflar Çarşısı’nda kalan son iki sahaftan biri olan İbrahim Manav bu kendine has mesleği bir söyleşide şöyle açıklıyor: “Sahaf esnafı çoğunlukla yazma ve değerli kitap satan, derin kitap bilgisi ve ilmi olan, müşterisinin ihtiyacını gideren, ehline ehliyetle deva bulan bir ticaret erbabıdır. Sahafın esas vazifesi ehline yol göstermektir. Sahaf, kitabın en iyisinin hangisi olduğunu bilendir. Kitap hakkında rey ve ehliyet sahibidir. Daha iyiyi iyi olandan ayırır; yani hangi kitabın birinci, hangisinin ikinci kaynak olduğunu bilir. Sahaflık ise birinci ile ikinci kaynak arasında ayrım yapabilme sanatıdır. Sahaflık okuyup yazma ile değil, alıp satma ile öğrenilir. İyi sahaf olmak için kitapla dost olmak gerekir.”
 
İşi aslında kitap değil de bilgi satmak olan "Ayaklı Ansiklopediler" sahaflar ve sahaflık mesleğini Turkuaz Sahaf’ın kurucusu ve ortağı Emin Nedret İşli, Sahaf Müteferrika’nın sahibi İ. Lütfü Seymen ve Babil Sahaf Lütfi Bayer’in konuk alacağı söyleşimizde ele alıyoruz. Tüm kitap dostları davetlidir.

 http://www.kbtesak.org/etkinlikdetay.aspx?id=122#.VWW82RaXKX0

 

İ. Lütfi Seymen Arşivinden Görsellerle
“OKUMANIN FEVKALADELEŞMESİ” Sergisi

30 Mayıs – 1 Temmuz 2015


 
Osmanlı İmparatorluğu’nun bütün büyük kentleri, fotoğraf sanatı ve Batılı fotoğrafçılarla 1840’lı yıllardan itibaren tanışmıştır, Avrupa’daki gelişmelere paralel olarak… Fotoğrafın gündelik hayatımıza girmesiyle stüdyolar açılmış, insanlar fotoğraf çektirmeye başlamışlar. Kendi suretlerini aynanın dışında görmeye alışkın olmayan bu insanlar kendilerini ölümsüzleştirdiklerinin farkına varsınlar varmasınlar, eşin dostun hatırında kalabilmek, o halleriyle hatırlanmak istediklerinden olsa gerek (başka nedenler de vardır elbette) fotoğraf çektirmeyi önemsemişler, fotoğrafı bir durum saptama aracı olarak algılamışlardır. Bir kısım insan da poz verirken kitap, gazete, dergi gibi nesneleri kullanarak fotoğraf çektirmiş.

Anlaşılan o ki, İstanbul’un  kalburüstü bütün fotoğraf stüdyolarında, arkada bez üzerinde yağlıboya dekorun (bazen hayali bir köşkün mermer merdivenleri, bazen geniş ve karanlık bir bahçenin kenarındaki fıskiyeli havuz ya da ağaçlıklı yol) önünde pastel renklerle boyanmış olduğunu düşündüğüm bir sütun, zarif ayaklı bir konsol, dirsek yaslanabilecek birkaç ciltli kitap konmuş bir sehpa hep bulunmaktadır. 

 

Birçok devlet adamı ve Halide Edip, Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, A. Ekrem Bolayır, Abdülhak Hamid gibi edebiyat insanları çektirdikleri fotoğraflarda kütüphanelerinin, kitaplarının önünde, arasında poz vermişler. Reşit Galip kitaplarının arasında ölmüş; kitapları arasında başka ölenler de var. Bir tanıdığımın amcası, uzamış saçı sakalıyla, evden hiç dışarı çıkmadan, eve gelen insanları da –kız kardeşleri dışında- hiç görmeden, kitaplarının arasında yaşadı. Kitaplarının ve içtiği Bafra sigarasının alüminyum folyolarına yazdığı onlarca romanın ve roman taslaklarının pamuk ipliğiyle bağlanmış paketleri arasında yer alan yatağında öldü.

İ. Lütfi Seymen arşivinden seçilmiş görsellerle hazırladığımız, kitap ve fotoğraf ilişkisinin altını çizen "Okumanın Fevkaladeleşmesi" sergisine tüm meraklıları bekliyoruz…

http://www.kbtesak.org/etkinlikdetay.aspx?id=123

 

HABER KAYNAK:
TESAK KÜTÜPHANESİ
kbtesak@gmail.com

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir