Büyük Bir Sahne Şiiri: Romeo ve Juliet
Hayati Asılyazıcı
Edebiyatın ve sahne sanatının dünyaca ünlü romantik aşk temasını işleyen Romeo ve Juliet, sahne edebiyatının da Shakespeare'in de vazgeçilmez bir tragedyasıdır. Rönesans çağının büyük yazarı William Shakespeare(1565-1616), 500 yıllık geçmişiyle çağdaş bir yazardır. Jan Kott'un “Çağdaşımız Sheakespeare” yapıtı belki de Sheakespeare'i bu anlamda çağrıştırmaktadır. Kuşku yok ki Shakespeare'in dahi bir yazar olduğu 500 yıldan beri bilinegelmektedir.
Dolaylı olarak bir Sheakespeare gerçeği tüm tragedya ve komedyalarıyla çağımızın da sesidir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda (İ.BB.Ş.T.) büyüleyici romantik aşkın ölümsüz yapıtı olan Romeo ve Juliet, Kemal Başar'ın yorumuyla oynanmaktadır. Bu sahnelenişin, görsel ve işitsel yönü ile izleyiciyi odaklayan bir yorum olduğunu da ayrıca belirtmeliyim. Sahne tasarımı ile de Kemal Başar'ın Romeo ve Juliet tragedyasını yorumlayışı örtüşmektedir. İpler iki yanda hazırlanmış olup, esnek panolar ve salıncak oyun boyunca işlevsel olarak oyuncular tarafından kullanılmaktadır. Bu tasarımın çözümselliği, Romeo ve Juliet'in büyük tutkulu aşklarının simgesel olarak sahne ve izleyici arasında bir iletişim kurmasına yardımcı olmaktadır. Bu nedenle oyunculuk büyük bir çabayı gerektirmektedir. Yönetmeniyle, oyuncularıyla bütün bu anlattığım çözümlemeler, estetiğe yönelik bir ayrıntıyı sergilemektedir.
Romeo ve Juliet'i dilimizde büyüleyici bir estetiğe ulaştıran Özdemir Nutku'nun çevirisi olduğunu belirtmeliyim. Bu şiirsel çeviriyi; tempolu, duraksamadan, söylemleriyle doğrulayan, “Romeo”da Mert Tunak, “Juliet”de Ece Özdikici, “Rahip”de Levent Yılmaz, “Dadı”da Hikmet Körmükçü, “Paris” rolüyle Selçuk Yüksel ve diğer oyuncular özverili takım oyunculuğu inanılmaz güzellikte ortaya koyuyor. Can Atilla'nın müziki, Hugo Wolff'un kareografisi, Murat Özdemir'in ışık tasarımı, Canan Göknil kostüm tasarımı, Murat Gülmez'in sahne tasarımı yapımı zenginleştiriyor.
