Çehov Makinesi ve Matei Visniec

‘Çehov Makinesi’ ve Matei Visniec

Çehov çağımızın sesidir. Sahne yapıtlarıyla, öyküleriyle, hikayeleriyle ve mektuplarıyla hem yüzyılımızın hem de geleceğin sesidir. Şiirsel gerçekçiliği sahne oyunlarının vazgeçilmez yazarı Anton Çehov, dünya tiyatro repertuarında ve ülkemizde ayrıcalıklı yerini korumaktadır. Yazdığı her yapıtında geleceğin umudunu topluma ve bireylere olağanüstü bir başarıyla yansıtır. Devrim öncesi Rusya’nın da çöküşünün habercisidir. Bir başka artısı çevreci oluşu(ekolojist). 1900’lerde Rusya’daki ormanların nasıl kesildiğini, yok edildiğini acı dille anlatan ilk ve tek yazardır. İstanbul Şehir Tiyatroları’nda sergilenmekte olan Vişne Bahçesi, bu sözlerime başka bir örnektir.
“Çehov Makinesi”nin yazarı Matei Visniec aslında Romanyalıdır ama Fransa’da yaşamayı yeğlemektedir. Kendisini “Soytarı” oyunu ile tanımıştık. Teknik kurgusu başarılı bir yazardır. İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda Müge Gürman’ın yönettiği ‘Çehov Makinesi’ bütünleyici oyunculuk anlayışı ile dikkati çekiyor. Her sanatçı, kendi karakterini betimlemede ve çözümlemede inandırıcı güzelliğe taşıyor.

Matei Visniec’in Çehov üstüne söylediklerine eksik de olsa katılıyorum. “Üç Kızkardeş” oyunundaki taşra burjuvazisinin verdiği sıkıntı ve bunalımlarını Çehov gibi anlatmak her ünlü yazarın kolay ulaşabileceği bir çözümleme değildir. “Üç Kızkardeş“in utkusu taşra baskısından kurtulup Moskova’ya ulaşmaktır. Beckett’i etkileyen bir oyun olduğu su götürmez. “Godot’yu Beklerken” adlı oyunda Çehov’un soyut (absürd) simgelerinden yararlandığı bir gerçektir. “Çehov Makinesi”, beni absürd ve grotesk tiyatronun etkilediği denli güçlü biçimde etkileyen bir yazara saygıdır ve yazar Visniec’in ‘yazmanın gizemini’ umutsuzca anlama çabasıdır.
Yazarın asla katılamayacağım bir iki ironik takıntısını eleştirmek istiyorum. Birincisi oyun yazarı ve öykücü Çehov’u romancı Tolstoy’la karşılaştırma yanlışlığıdır. İlgisi olmayan iki ya da üç alan, farklı çözümlemeler ve görüntüler sergilemektedir. Çehov, sahne yapıtlarına şiirsel gerçekçiliği getiren ilk yazardır. Öykülerinde ise çığır açan yenilikçi bir öykücüdür. Roman ile öykü, sahne yapıtı ile roman nasıl karşılaştırılır? Visniec’in son büyük yanlışlığı Çehov öykülerini birbiri ile karıştırmasıdır. Çağdaş öykücülüğü etkilemiş Çehov’u bu şekilde tanımlayarak Matei Visniec haddini aşmıştır.

Visniec’in “Çehov Makinesi”nin oyun kahramanlarına baktığımızda Anton Çehov’un bitmez tükenmez hazinesinden yararlandığını görürüz. Gürman’ın nitelikli yorumuyla izlediğimiz karakterleri İstanbul DT sanatçılarının başarılı oyunculuklarını da burada övmek isterim. Sadece Uğur Polat’ın kendisinin bile inanmadığı biçimde yanlış karakter çizmesi oyuna aykırı düşmektedir. Onun dışında takım oyunculuğunu sergileyen beğendiğim sanatçıları buraya alıyorum: Hakan Vanlı, Levent Öktem, Şahin Çelik, Erkan Taşdöğen, Tülin Oral, Ayça Bingöl, Toygun Ateş, Dolunay Soysert, Fatih Sönmez, Sanem Öge, Gözde Çetiner, Alper Saldıran, Pınar Tuncagil, Arda Baykal, İsmet Vural, Didem Ertan, Aslı Özsaraç. Zekai Sayaroğlu’nun dekoru, Şirin Dağtekin’in kostümleri, Akın Yılmaz’ın ışık tasarımı oyuna katkı sağlıyor. Mete Gürman’ın çevirisi başarılıydı.

Hayati Asılyazıcı
hayatiasilyazici@yahoo.com
Alıntı: Aydınlık Gazetesi
Son Güncelleme: Pazartesi, 10 Aralık 2012 20:58

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir