CEMAL REŞİT REY SALONU’NDA 135 YAŞINDA BİR İSPANYOL!
Dansın bütün incelikleri Gomez’in Carmen yorumunda!
İstanbul’da Aida Gomez Topluluğu’ndan aşkın kin ve nefrete dönüşünün inanılmaz güzellikteki koreografisini izledik. Gomez’in kendi yorumuyla sahneye koyduğu, “Carmen”, oldukça başarılıydı. Doğal olarak, topluluk aynı başarıyla gösteriyi tamamladı. Gomez, Carmen’i yeterli sayıda dansçıyla çözümlemişti. Asıl dört önemli karaktere, gerçek ağırlık verilmişti. Ölüm ve aşk ikilemi, Carmen gösteriminde olağanüstü çözümleniyor…
HAYATİ ASILYAZICI
İstanbul’da Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda, Aida Gomez Topluluğu’ndan bir “Carmen” şöleni izledik. İspanyol dans sanatının içinde, uzun yıllardır başarıdan başarıya koşan Aida Gomez, dansın bütün inceliklerini harmanlamış, “Carmen”e yorumuyla farklı ve etkili bir görsellik kazandırmıştır. Klasik bale ile modern dansların çizgileri, Aida Gomez’in değişik koreografilemesindeki üstün etkinliği de sundu. Flamenko ve klasik dansın çizgilerinden yola çıkılarak Carmen’de müziğiyle, kostümleriyle, dansın -özellikle Flamenko’nun- ulusallığıyla evrenselliği sergilendi.
Bu sözlerimi doğrulayanlar “Carmen”in dansçılarıydı. Aida Gomez, Carmen’i yeterli sayıda dansçıyla çözümlemişti. Asıl dört önemli karaktere, gerçek ağırlık verilmişti. Buğulu aşkın kin ve nefrete dönüşünün inanılmaz güzellikteki koreografisi, Flamenko’nun görselliği ve evrenselliği ulusal dansın gücünde yankılandı.
ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN DİRENEN KADIN KAHRAMAN
“Carmen”, Prosper Merimée’nin özel ve özgün romanının doruktaki yaratılarından biriydi. Bir Fransız romancının İspanyol geleneğine böylesine ilgi duyması önemlidir.
“Carmen”, aşkı ile özgürlüğünü birbirinden ayırmasını bilen bir karakterdir. Özgürlüğünü tutku haline getiren bir aşkla, tüm baskı ve geleneğe karşın direnen bir kadın kahramandır “Carmen”. Sevdiği kişiye karşı özgürlüğünden ödün vermeyen “Carmen”, ölümü göze almasına rağmen özgürlüğünü seçer. Bu ikilem; ölüm ve aşk, “Carmen” gösteriminde olağanüstü güzellikte çözümleniyor.
CARMEN FİLMİNİN DE, OPERASININ DA BAŞARISININ SIRRI
19. yüzyıl Parisi’nin sahne sanatlarında müzikli oyunlar, Beethoven’ın Geothe’nin yapıtı üzerine yazdığı “Egmont” tragedyası, bu tür yapıtlara ilgiyi daha da artırıyordu. Paris’in gösteri sanatları alanında etkili bir isim olan Leon Carvalho’nun isteğiyle, Georges Bizet “Carmen” operasını besteledi. Bizet, 1875 yılında ilk gösterimi yapılan “Carmen” operasıyla, dünya opera repertuarlarında doruktaki yerini korumaktadır.
Bizet’nin müziği, Flamenko’dan yola çıkarak birçok İspanyol dansının vazgeçilmez müziği olmuştur. Saura’nın “Carmen” filmini de, operayı olduğu gibi üne kavuşturan yine Bizet’nin müziği ve Antonio Gades’in koreografilediği danslardır.
Edebiyatla opera ilişkilerinden büyük opera yapıtları yaratılmıştır. Sözgelimi, Verdi’nin “La Traviata” operası bunlara örnektir. “Macbeth” ve “Otello” ise tiyatro-opera ilişkilerinin en seçkin yapıtlarıdır. Ayrıca, Puccuni’nin “Tosca” ve “La Boheme” operalarını da edebiyat-opera ilişkilerinden sadece bir iki örnek olarak belirtiyorum.
BAŞARILI YORUM, BAŞARILI GÖSTERİ
Aida Gomez, belirttiğim “Carmen” özelliklerinin analiz ve sentezini yapmış, başarısını üst düzeye taşımıştır. “Carmen”i kendi yorumuyla olağanüstü başarıyla ortaya koydu. Doğal olarak, topluluk aynı başarıyla gösteriyi tamamladı.
Hayati Asılyazıcı