CUMHURİYET BAYRAM DEĞİL Mİ? Tansu Bele

CUMHURİYET BAYRAM DEĞİL Mİ?

        Cumhuriyetimiz deyince aklımıza ilk gelen; onun bir bayram oluşu. Nedeni de, çocukluğumuzdan başlayarak bize böyle öğretilmesi değil, kesinlikle değil, Cumhuriyet’in  ülkemiz için gerçek  bir BAYRAM oluşu. Dahası tüm dünya ve özellikle  yakın ve uzak Asya ülkeleri için de…Bu gerçeği yakın zamanda yitirdiğimiz tarihçimiz Halil İnalcık şöyle dile getirmiş: “(Kurtuluş Savaşı’ndan sonra) Mustafa Kemal’in emperyalistlere karşı zaferi Batı’yı sarsıyordu. Avrupa’nın sömürge haline getirdiği Hindistan ve Çin bu kahramanın mücadelesini günü gününe izliyorlardı. Harpten yeni çıkmış İngiliz halkı Yunan’ın yardımına gitmek için asker olmayı kabul etmedi. Yunan yalnız kaldı. İngiliz hükümeti Büyük Savaş’ta olduğu gibi Hintlilerden, Hintli Müslümanlardan bir ordu yapıp Mustafa Kemal’e karşı Yunanlıların yardımına gelmek istedi. Fakat Hintli Nehru ve Gandi o zaman Mustafa Kemal’in Anadolu’daki savaşını heyecanla izliyorlar, bağımsızlıkları için bir savaş öncesi gibi algılıyorlardı. İngiltere’ye asker vermemek için noncooperation hareketini başlattılar. Eğer Gandi ve Nehru bu hareketi başlatmasalardı, İngiltere Yunan’ın yanına gelecekti, o zaman işler çok daha başka olabilirdi. Mustafa Kemal kendi vizyonu ile Asya’yı fethetmişti. Hindistan’ı bağımsızlığa götüren Gandi’nin kahramanı Mustafa Kemal’di. Çin, o tarihte kapitülasyonlarla Batı’nın bir sömürgesi halinde idi. Çin kapitülasyonları Batı’nın yüzüne atma cesaretini ancak TÜRKİYE CUMHURİYETİ  kurulduktan sonra başardı. O günlerin gazetelerini okursanız göreceksiniz, Avrupa’nın bir kölesi haline getirilen ülkeler Endonezya, Çin, Hindistan, Orta Asya , Mustafa Kemal’den cesaret aldılar. Afganistan’da Amanullah Han, İran’da Şah Rıza Pehlevi Gazi Mustafa Kemal’i örnek aldılar.”(Atatürk’ü Yaşayanlar; derleyenler: Gönül Bakay-Leyla Pekcan)

   Öyleyse emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşı veren ve bağımsızlık zaferini Batılı ülkelere Lozan Antlaşmasıyla kabul ettirerek ardından Cumhuriyet’i kuran Türkiye için  bu rejim, gerçekten sürekli kutlanılması ve hiç unutturulmaması gereken bir bayram değil midir? Dahası,  onun tek cesur lideri ve kurucusu  Atatürk’ün bu rejimle perçinlediği “Cumhuriyetçilik, halkçılık, milliyetçilik, laiklik, devletçilik ve devrimcilik” ilkeleri, aslında emperyalizme köle tüm ülkelerin de kurtuluş senedi olmamış mıdır?Peki, nedir bu kurtuluş? Kapitalist Batı’nın “Batıca gelişmemiş ülkelere” taktığı sömürü boyunduruğundan kurtulma!! Bunun yolu da ilkin bağımsızlıktan sonra da Batı’nın, üzerine oturup gelişmesini de engellediği, böylece topraklarını istediği gibi  kendi çıkarına paylaşıp yağmaladığı ülkelerin uyanışından geçiyor. Batı uygarlığının bu sömürü düzeni İkinci Büyük Savaş’tan sonra giderek azıtmış durumda,  Asya ülkelerini tehdit etmekte. Bu  çılgınca akını, ta 1920’lerde kesintiye uğratmış olan Türkiye Cumhuriyeti’ne de yine büyük görevler düşüyor. Çünkü Batı’dan Doğu’ya uzanan bir köprü olan Anadolu yarımadası yine Batılıların Haçlı seferlerine kurban edilmek isteniyor. Bu gidişe “Dur” diyecek tek güç, Atatürk’ün bu topraklarda gerçekleştirdiği ve tüm Asya’ya örnek olan laik, ulusal Cumhuriyet’tir. Ama yine bugün gördüğümüz kadarıyla, emperyalizmin ilk hedefi de odur. Bu amaçla cumhuriyet ilkeleri içten ve dıştan çelmelerle hırpalanıp yokedilirken bir yandan da onun BAYRAM anlamı çeşitli bahanelerle yasaklanarak ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Oysa Cumhuriyet Bayramımız, Batının yobazlarla birleşerek bizi içten çökertmeye çalıştığı bugünlerde sömürgeci küreselleşme düzenine ve tüm dünyaya karşı kutlamamız gereken tek bayramdır. Atatürk bu tehlikeyi de yıllar öncesinden görmüştü ve 30 Ağustos 1924’te Dumlupınar’da şöyle diyordu: “Ey yükselen yeni kuşaklar, gelecek sizindir. Cumhuriyeti  biz kurduk, onu yüceltecek ve sürdürecek olan sizsiniz.”(Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi, A.Taner Kışlalı.)

   Emperyalist güdümlü yobaz darbe girişimini başarıyla atlatan ülkemizin, bu yılki Cumhuriyet Bayramımızı Mustafa Kemal’in askerleri olan tüm gençliğimizin  öncülüğünde milletçe büyük bir coşkuyla kutlayacağımızdan hiç kuşkum olmadan, toprak bütünlüğümüz için canını veren tüm Mehmetçiklerimiz  ve 21 Ekim 1999’da katledilmiş olan Atatürkçü prof. Ahmet Taner Kışlalı’yla, 25 temmuz 2016’da yitirdiğimiz değerli tarihçi Halil İnalcık’ın aziz anılarına saygılarımı  sunarak… Dünyanın tüm ezilen ülkeleriyle elele ve Asya ülkelerine selamlarımızı yollayarak; Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!

TANSU BELE/ 22 EKİM 2016          

 Cumhuriyet rejimimiz; adına “VATAN” dediğimiz bütünün tapu senedi.  Bu senedin Batılı ülkelerce onaylanış tarihi de Lozan Antlaşması.

Fotoğraf Cumhuriyet Bayramı 1933
Google
evetbenim4

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir