Cumhuriyet Bayramdır! Cumhuriyet'in 93. YILI: Kutlu Olsun…

Atatürk Araştırma Merkezi

Cumhuriyet Bayramdır!
Cumhuriyet'in 93. YILI: Kutlu Olsun..
.

Cumhuriyetin Anlamı, Önemi ve Milletimize Kazandırdıkları:

cumhuriyet_kucuk_Afis_2008

Cumhuriyet Bayramdır! 
Cumhuriyet’in 93. YILI: Kutlu Olsun…

Uygarlık yolu; tek yöndür, geri dönüşü yoktur. Bilimsel gerçeklilik; her türlü tabu, din ve siyasi birlikteliğin üstünde bir var oluştur.  Türkiye Cumhuriyeti; Türk halkına; kan, acı ve büyük yıkımlar sonucunda; emperyalistlerle savaşarak; tarihin bir zafer armağanı olarak sunulmuştur. Cumhuriyet; meydanlarda nutuk atılarak değil, bir ulusun tarihi bilinç, özgür karakteri, akıttığı kan ve ödediği bedellerin sonucudur.  
Türkiye Cumhuriyeti’nin hak sahibi yalnızca Türk Ulusudur!… Onun adına hiç kimse ama hiç kimse tarihin saatini geri almaya, ileri almaya kalkışmasın! Aksi halde sonları: Kurtuluş savaşındaki sondur, yok oluştur!..
Cumhuriyet Bayramdır!
Cumhuriyet’in 93.Yılı: Kutlu Olsun…

Tevfik Yalçın
Evetbenim Sanat Sitesi

evetbenim sanat güneşi logoBu yıl, 93' yıldönümü kutladığımız Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolun başlangıcında milletimizin “kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk Devleti” kurmak üzere “ya istiklâl ya ölüm” ilkesi ile başlattığı Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşımız yer almaktadır. Bu süreç içinde Erzurum ve Sivas Kongrelerini takiben 23 Nisan 1920’de, millî iradeye dayanan Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmış ve bütün dünyaya karşı, yayınladığı beyanname ile “egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğunu” ve “Büyük Millet Meclisi’nin üzerinde hiçbir makam bulunmadığını” ilân etmişti. Gerçi bu meclis ve bu meclisin içinden çıkan ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti”, yapısı ve işleyişi yönünden, aslında ismi konmamış bir cumhuriyet yönetiminden farksızdı. Ama Millî Mücadele’nin ve Kurtuluş Savaşı’nın zaferle bitişini ve Lozan Antlaşması’yla bağımsızlığımızın bütün devletlerce onayını takiben, artık devlet yönetiminin daha açık biçimde isim alması gerekiyordu. İşte 29 Ekim 1923 günü yapılan Anayasa değişikliği ile bu husus da yerine getirildi ve bu yıl 92. yıldönümünü kutladığımız Cumhuriyet ilân edildi.

Cumhuriyet, egemenliğin kaynağının millete ait olduğunu kabul eden devlet şekli demektir; dolayısıyla devletin temel organlarının seçimle iş başına geldiği bir yönetim biçimidir. Bu rejimde Devlet Başkanı olan Cumhurbaşkanı da milletçe veya milletin temsilcisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilir. Cumhuriyet yönetimi bu niteliği ile şüphesiz ki demokrasinin en gelişmiş şekli, demokrasi prensibinin en iyi uygulanmasını temin eden bir siyasi rejimdir.

Cumhuriyet yönetiminin birinci Özelliği, seçim esasına dayanan bir idare olmasıdır. Bu seçim de gerek seçme gerekse seçilme hakkı bakımından belli bir kişiye, belli bir zümreye, belli bir sınıfa ait değildir; bütünüyle millete aittir. Cumhuriyetle yönetilen bir devlette bir görevin, ilâhî bir kuvvete dayanması veya babadan oğula geçmesi gibi bir usul de yoktur ve olamaz Cumhuriyet yönetiminde seçimle iş başına gelenlerin görev süresi belli bir dönemi kapsar; yani cumhuriyet rejiminde kaydı hayat şartı ile bir görev söz konusu olamaz.

Cumhuriyet rejiminin ikinci bir özelliği, bu rejim her şeyden önce kişi, zümre ve sınıf yararını değil, kamu yararını ön planda tutan, kamu yararına dayanan bir yönetim şeklidir. Çünkü cumhuriyet rejimi, kuvvetini, dayanağını kişi, zümre ve sınıf hakimiyetinden değil, geniş halk kitlesinden, millet iradesinden almaktadır.

Cumhuriyet rejimi, memleketimize, milletimize sayılamayacak kadar çok şeyler kazandırmıştır. Bir kere cumhuriyet yönetimi, devlet hayatımıza, siyasi hayatımıza egemenliğin bir şahsa, bir zümreye, bir sınıfa değil, millete ait olduğu gerçeğini kazandırmıştır. Çünkü bundan evvel, Osmanlı Devletinde egemenliğin kaynağı ilâhî iradeye bağlanıyor, bunu da Sultan-Halife sıfatıyla bir şahıs temsil ediyordu. Millet haklarını yok eden, milli iradeyi geçersiz kılan bu çağ dışı anlayış, memleketimizde ancak Cumhuriyet rejimi ile yıkılmıştır.

Cumhuriyet rejiminin, bütün vatandaşları kanun önünde eşit sayması, onlar arasında hiçbir ayrıcalık tanımaması, onların devlet yönetimine eşit olarak katılımını sağlaması, vatandaşların temel hak ve hürriyetlerini devlet teminatı altına alışı, millî birlik ve beraberliğimiz açısından da birleştirici, pekiştirici olmuş, millî sınırlarımız içinde hiçbir ayrıcalık yapmaksızın bütün vatandaşlarımızın paylaştığı, yararlandığı, bu nedenle korumaya ve yaşatmaya kararlı olduğu bir idare haline gelmiştir.

Cumhuriyet rejimi aynı zamanda, insan unsuruna verdiği değer, insan hak ve hürriyetlerine gösterdiği saygı nedeniyledir ki, çağdaşlaşmayı, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmayı en iyi şekilde gerçekleştiren bir ortam oluşturmuştur. Diyebiliriz ki Türkiye’nin çağ atlaması, milletimizin Atatürk’ün önderliğinde her türlü engeli aşarak uygar bir toplum haline gelişi, lâik ve demokratik cumhuriyet rejimi sayesinde mümkün olabilmiştir.

İşte bize kazandırdığı bu değerler nedeniyle, lâik ve demokratik cumhuriyet rejimi, memleketimizin geleceği bakımından o derece önemlidir ki, Anayasamızda “Türkiye Cumhuriyeti’nin idare şeklinin Cumhuriyet olduğu” hükmünün değiştirilemeyeceği, değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği ayrı bir anayasa maddesiyle teminat altına alınmıştır.

Gençlerimizi ve her gelecek kuşak bilmelidir ki, bu vatanda kurduğumuz Cumhuriyet yönetimi, Atatürk’ün önderliğinde çok büyük fedakârlıklarla kazanılan bir ölüm kalım savaşından sonra gerçekleştirilmiştir. Bu büyük başarının arkasında binlerce şehidin, binlerce gazinin harcı vardır. Bu bakımdan, kurulan bu büyük eserin her yönü ile gelişmesi, geliştirilmesi, doğabilecek her türlü tehlikeden titizlikle korunması, Cumhuriyet kuşaklarının Atatürk’e ve onun inkılâp arkadaşlarına borçlu olduğu kaçınılmaz bir görevdir. Cumhuriyet kuşakları, bu görevin bilinci içinde, kendilerine bırakılan emaneti daima koruyacaklar, Türkiye Cumhuriyeti’ni Büyük Önderin çizdiği yolda ebediyen yaşatacaklardır.

Cumhuriyet-104

ONUNCU YIL MARŞI

Çıktık açık alınla on yılda her şavaştan;
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan.
Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan;
Demir ağlarla ördük Ana yurdu dört baştan.
Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
Bir hızla kötülüğü geriliği boğarız,
Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız.
Türk'üz bütün başlardan üstün olan başlarız;
Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız.
Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını,
Dindirdik memleketin yıllar süren yasını.
Bütünledik her yönden istiklâl kavgasını.
Bütün dünya öğrendi, Türklüğü saymasını.
Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
Örnektir milletlere açtığımız yeni iz;
İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kütleyiz;
Uyduk görüşte bilgiye, gidişte ülkeye biz;
Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz.
Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.

Söz : Behçet Kemal ÇAĞLAR
Faruk Nafız ÇAMLIBEL
İSTANBUL VALİLİĞİ: http://www.istanbul.gov.tr/?pid=395

LOGO-evetbenimCumhuriyet Afişi: Metin Akbaş
Yazı: http://www.atam.gov.tr/dergi/sayi-56/cumhuriyetin-anlami-onemi-ve-milletimize-kazandirdiklari
Fotoğraf: Tenise Yalçın
evetbenim arşivi
Cumhuriyet Bayramdır! Cumhuriyet'in 93. YILI: Kutlu Olsun…

02_1-evetbenim4

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir