Fazıl Say, Çağ Erçağ, Serenad Bağcan
Enka Kültür Buluşmaları’nda Fazıl Say, 5 Temmuz Cuma akşamı verdiği konseri ile dikkat çekti. Yılda iki kez Enka Kültür ve Oditoryum’da konserlerini sürdüren ünlü piyanist Say; Enka okulları ile Adapazarı ve Gebze’de tam burslu öğrencilerle bir araya gelecek. Say’ın bu konserlerinde viyolenseliyle Çağ Erçağ, sesi ile Serenad Bağcan eşlik edecek.
Fazıl Say’a, 5 temmuz 2013 Cuma akşamı Enka Açık Hava Tiyatrosu’nda da yukarda sözünü ettiğim Çağ Erçağ ile Serenad Bağcan eşlik etti. Konserin ilginç yönü Leos Janacek’in sonatını (1905) viyolenselde Çağ Erçağ yer aldı. Ünlü piyanistimizin ustalığının yanı sıra genç sanatçıları tanıtması, onun konserlerinde odaklanan özelliklerinden biridir. Konçerto ve senfonilerini gerek yurtdışında gerekse ülkemizde ilk seslendirilişlerinde genç ve yetenekli sanatçılarla buluşmasını sürdürüyor. Bu onun ustalığının bir başka kanıtıdır.
Piyano, viyolensel sonatını dinlediğimiz Leos Janacek (1854-1928), bizim Türk Beşleri gibi Çek müzik beşlerinden biridir. Kuramcı, eğitmen, besteciliği ile ünlenen Janacek birçok nitelikli besteleriyle tanınmaktadır. Birçok opera besteleri, orkestra yapıtları bulunmaktadır. Aleksandr Ostrovski’nin oyunundan operaya uyarlanarak bestelediği Katya Kabanova adlı operası ünlüdür ve ülkemizdede oynanmıştır. Jenufa Operası ise İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde ilk kez Aytaç Manizade tarafından sahneye kondu (2003-2004). Janecek’in sonatı, Fazıl Say ve Çağ Erçağ ikilisinin başarılı yorumları ile bestecinin yapıtlarını tanımış olduk. Bu arada genç sanatçı Çağ Erçağ’ı tanıma fırsatı bulduk. Piyano ve Viyolensel Sonatı’nda bestecimiz Say’ın, şairlerden sonra kentlerimizi de yaşamlar ile değerlendirmesi müziğimize yeni bir boyut ve renk katıyor.
***
Fazıl Say, virtüöz ve besteci olarak uluslararası düzeyde tanınmaktadır. Bu konserinde üzerinde durmak istediğim ünlü şairlerimizin şiirlerini, şarkı olarak müzik repartuarımıza kazandırmasıdır. Konserin Janacek’in sonatı dışında şarkılarını, genç sanatçı Serenad Bağcan çok başarılı biçimde seslendirdi. Eşlikçisi Fazıl Say’dı. Bu da genç şarkıcının yorumuna büyük ölçüde katkı sağladı. Fazıl Say, programa aldığı bu şarkılarla konseri doruğa taşıdı.
Dünyaca ünlü şairimiz Nâzım Hikmet’in ‘’ Memleketim’’, ‘’Davet’’ adlı şiirleri üzerine yapmış olduğu beste, gecenin unutulmaz parçalarıydı. Hepimiz Nâzım’la buluştuk. Memleketini onun kadar seven bir insanın, memleketine özlem duyarak ölüme gönderen bir ülke olarak, bu acının sancısını çekiyoruz. Şiirleri gibi şarkıları da sonsuza dek yaşayacak. Nâzım ile açılan şarkılar bölümü Nâzım ile kapandı. Büyük şairimiz için haklı bir ayrıcalıkdı.
3 temmuz Sivas’daki Madımak Oteli’ndeki şairlerimizin, aydınlarımızın, sanatçılarımızın zorbaca yakılışlarının 20. yılıydı. Burada yaşamını yitiren şair Metin Altıok’un ‘’Düşerim’’ ve ‘’Bu kekre Dünyada’’ şiirleri bana ağıt gibi geldi. Öylesine etkili ve güzeldi. Ardından Cemal Süreya’nın ‘’Dört Mevsim’’ şiirine özgü şarkıyı Serenad Bağcan diğerleri gibi aynı güzellikte seslendirdi. Ömer Hayyam’ı çağdaş sanıp(!) Fazıl Say’a ceza kesen Yargıç’a selam olsun. Bu şarkıyı Yargıç’ın da dinlemesini isterim. Can Yücel’in ‘’Sardunyaya Ağıt’’ şarkısı ezgisi ile anlatılması güç bir nostalji yarattı bende. Pir Sultan Abdal ve Orhan Veli’den iki şarkı müziğimiz ile edebiyatın ilişkisinde değerlerini ortaya koydu.
Hayati Asılyazıcı
hayatiasilyazici@yahoo.com
Alıntı: Aydınlık Gazetesi
Son Güncelleme: Perşembe, 11 Temmuz 2013 18:36