Güzelbahçe Belediyesi; dünyanın tanıdığı devlet sanatçımız piyanist Gülsin Onay Konseri ile 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlamaları'nı gerçekleştiriyor.
Kutlama Program:
Zafer Korteji: Toplanma yeri: Tabaoğlu Parkı,Saat: 20:00
Gülsin Onay Konseri: 30 Ağustos 2016 Salı, saat: 21:00
Konser Programı
Beethoven Moonlight
Beethoven Andante Favori
Schumann ABEGG
INTERVAL
Saygun Sonatine
Chopin 3rd Ballade
Chopin F sharp minor Nocturne
Chopin A flat Polonaise
Atatürk’ün yolundan gitmeliyiz
Güzelbahçe Belediyesi’nin davetiyle 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda konser verecek dünyaca ünlü piyanistimiz Gülsin Onay, “Atatürk’ün yolundan ayrılmadığımız ve Cumhuriyet’i kurduğu temele sahip çıktığımız sürece bu zor günleri atlatacağımıza inanıyorum” diyor
Uluslararası müzik kariyeri 5 kıtada 72 ülkeyi kapsayan dünyaca ünlü piyanistimiz devlet sanatçısı Gülsin Onay, Güzelbahçe Belediyesi’nin davetiyle 30 Ağustos Zafer Bayramı kapsamında Güzelbahçe Belediyesi Kültür Merkezi Tuncel Kurtiz Sahnesi’nde saat 21:00’de halka açık ve ücretsiz bir konser verecek. Gülsin Onay, “Mustafa Kemal Atatürk’e sanatçılar da çok şey borçludur. Her gün minnetle anıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’ni sağlam temeller ve evrensel değerler üzerine inşa etti. Bu cennet vatanın insanı olarak, Atatürk’ün yolundan gitmeliyiz. Atatürk’ün yolundan ayrılmadığımız ve Cumhuriyet’i kurduğu temele sahip çıktığımız sürece, yolumuzun açık olacağına ve bu zor günleri atlatacağımıza inanıyorum” diyor. Benim İzmirim’e konuk olan Gülsin Onay’ın başarılarla dolu hep çalışarak geçirdiği yaşamından bazı kesitleri sizlerle paylaşalım.
Piyano eğitimine üç buçuk yaşında başlayan Gülsin Onay, Üstün Yetenekli Çocuklar Kanunu kapsamında Paris Konservatuvarı’nda eğitim gördü. Onay’a 1987’de Devlet Sanatçısı unvanı verildi. Onay, 1988 yılında Boğaziçi ve 2007’de de Hacettepe Üniversiteleri tarafından Fahri Doktora ile onurlandırıldı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası solisti, Bilkent Üniversitesi’nin de sürekli sanatçısı Onay, uluslararası alanda istisnai bir Chopin icracısı. Hocası Saygun’un dünya çapında en güçlü yorumcusu. Rachmaninov yorumlarıyla da müzik otoritelerinden büyük övgüler alan ve besteleri ithaf edilen Gülsin Onay, bu yıl 13’üncüsü gerçekleştirilen Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’nin de sanat danışmanı. Dünyanın ve Türkiye’nin önemli salonlarında ve festivallerinde sayısız konser veren Onay, birçok konçertoyu yorumladı. Onay’ın 20’yi aşkın albüm kaydı, yorum gücü yanında repertuar zenginliğini de yansıtıyor. Yurtiçi ve dışında pek çok yardım konseri veren Onay, 2003 yılında UNICEF Türkiye Milli Komitesi tarafından İyi Niyet Elçisi seçildi ve çok sayıda da ödül aldı. Tekirdağ’da bir sokağa Gülsin Onay’ın ismini veren Süleymanpaşa Belediyesi, 2 yıldır sanatçının adına Gülsin Onay Piyano Günleri’ni düzenliyor.
30 Ağustos Zafer Bayramımız, ülkemizin kuruluş ilkesi tam bağımsızlık ruhunun sembol günlerinin başında geliyor. Bu anlamlı günde Güzelbahçe Belediyesi’nin davetiyle halkımıza bir konser vereceksiniz. Konsere ve içeriğine dair neler dersiniz?
Mustafa Kemal Atatürk’e sanatçılar da çok şey borçludur. Her gün minnetle anıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’ni sağlam temeller ve evrensel değerler üzerine inşa etti. Bu cennet vatanın insanı olarak, Atatürk’ün yolundan ayrılmadığımız ve Cumhuriyet’i kurduğu temele sahip çıktığımız sürece, yolumuzun açık olacağına ve bu zor günleri atlatacağımıza inanıyorum. 23 Nisan’da çaldım. 19 Mayıs’ta Anıtkabir’de 50 bin kişiye çaldım. O güne kadar bu kadar büyük bir dinleyici kitlesine çalmamıştım. Ulusal bayramlarda çalmak, benim için ayrıca anlamlı. Başka bir şey. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Güzelbahçe Belediyesi’nin nazik daveti ile böylesi bir konseri vermek, benim için büyük anlam taşıyor. Ahmed Adnan Saygun, Chopin’in yapıtları çalınacak. Chopin’in Polonaise Opus 53’ü biraz da kahramanlık üzerine yazılmıştır. Beethoven’dan bir sonat da konser programına dahil.
İzmir’in sanat dünyasından birçok kişi ulusal bayramlarda popüler şarkıcıların meydanlarda çıkması yerine halk müziği ezgilerimizin çoksesli müzikle birleştiği konser, dans, tiyatro gösterilerinin yapılmasını savunuyorlar. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir?
Mutlaka. Ülkemizin temeli Cumhuriyet’in çok önemli kazanımlarından ulusal bayramlarında Atamızı anmanın yanı sıra yaptıklarını sanat yoluyla anlatmak, dünün yanı sıra bugünlere ve yarınlarımıza da ışık tutar. Bu doğrultuda evrensel müziğe yer vermenin anlamı da çok farklı olacaktır. Böyle günlerin eğlence değil başka bir boyutta anılması, kutlanması gerekir. Sanat dünyasının popüler kişileri de başka bayramlarda meydanlarda konser verebilir.
Konserler için sık geldiğiniz İzmir’den bir ev aldınız. Artık İzmir’de mi yaşayacaksınız?
Konserlerden, festivallerden dolayı çok yoğun bir programım var. Eşimin görevi Cambridge’de olduğu için oradaki evimizde de yaşıyoruz. İstanbul’da da kalıyorum. Ankara’da annem, babam, oğlum var. Bodrum’da da Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’nden dolayı uzun zaman kalıyorum. İzmir’de de çok sevdiğim bir müzik ailem var. İzmir’de verdiğim konserlerden sonra bir yere gidip sohbet ediyoruz. Hepsi ayrı ayrı özlemle bu buluşmaları bekliyor.
Müzik sizce nedir?
Müzik, duyguların yorumcu tarafından enstrümanla aktarılmasıdır. Müzik, kalpten kalbe konuşur. Ruhun gıdasıdır. Müzik, insanın iç dünyasını zenginleştiren en önemli sanat dallarından biridir.
Çocuklarımızı klasik müzikle buluşturmanın, en azından dinletmenin faydaları hakkında neler dersiniz?
İnsanın kulağı, ilk gelişen organıdır. Daha anne karnında kulak o kadar önemli ki… Kulaktan geçen bütün bedene ve ruha süzülüyor. Kulağa giren kalitesiz sesleri bilinçle engellemek gerekiyor. Çünkü çirkin bir şey gördüğünüzde kafanızı çevirirsiniz ancak duyduğunuzda bu mümkün değil. Popüler müzik yaygın. Popüler müzik de dinlensin ancak bunun yanı sıra beslenmesi, güçlenmesi için önemli klasik müzik eserlerini de çocuklara dinletilmeli. Klasik müziğin zekaya çok önemli bir katkısı var. Çocuklar bir enstrümanı da iyi kötü çalmalıdır. Okullarda müzik dersleri bu anlamda ön plana çıkarılmalı.
Uluslararası alanda istisnai bir Chopin icracısı kabul ediliyorsunuz. Chopin yorumlarınız nedeniyle Polonya Devlet Nişanı ile onurlandırıldınız. Chopin’i Polonya’da çalmak farklı mı?
Orada birçok senfoni orkestrası ile çaldım. Polonya’ya gitmek benim için özeldir. Çünkü; Chopin’in bestelerinin yanı sıra dolaştığı sokakları, yediği yemekleri, seyrettiği manzaraları, gittiği tiyatroları, kalbinin yer aldığı kilise, kısacası yaşamını düşünüyorsunuz. Tüm bunlara yakından tanık olarak konser veriyorsunuz.
Yapıtlarını çalarak dünyaya tanıttığınız hocanız, 1991 yılında yitirdiğimiz Türk Beşleri arasında yer alan, besteci, müzik bilimcisi ve eğitimcisi ve ilk devlet sanatçısımız Ahmed Adnan Saygun gibi besteciler, günümüzde de yetişebilir mi?
Her çağda yetişir tabi ki. Ancak böylesi kişilerin kıymeti genellikle yaşadığı dönemde değil, yitirildikten sonra anlaşılıyor. Klasik müzikte her şey yapıldı. Çağdaş bestecilerden sonra film müziği formatında birtakım efektlerle bu tarz müzik çekici kılınmaya çalışılıyor. Bu nedenle şu zamanda Saygun ayarında diyebileceğim bir besteci yok. 2017’de Ahmed Adnan Saygun’un eserlerini, doğumunun 110’uncu yıldönümünde Türkiye’de ve Hong Kong’dan Almanya’ya uzanan bir coğrafyada seslendireceğim. Saygun’un solo piyano eserlerini kaydedeceğim.
Anneniz piyanist Gülen Erim, babanız da kemancı Joachim Reusch. Müzikte harika çocuk olmanızda anne ve babanız nasıl katkı koydu?
Ailede müzik ortamımız daha eski kuşaklara dayanıyor. Annemin anneannesi ve babaannesi piyano ile keman çalarlarmış. Resimleri var. Dedem Kerim Erim’in ablası, annemin halası da çok güzel keman çalarmış. Hatta konserler vermiş. Böylesi bir ortamda büyüyünce mutlaka kulağınız da müziğe karşı gelişiyor.
Virtüöz olmak oldukça zor. Müzik eğitimi alıp virtüöz olmayı hedefleyen gençlere önerilerinizi dinleyelim.
Virtüöz olmak yetenek, tutku ve aynı zamanda büyük bir disiplini gerektiriyor. Akıllıca ve zekice çalışmak çok önemli. Çalışırken önemli zorlukları ayırmak ve teknik problemlerde kasılmadan, sıkmadan hareket edilmelidir. Virtüözlük, fiziksel engelleri de aşmayı gerektirir. Virtüöz iyi bir yöntemi bularak da sürekli kendi kontrolünü sağlamalı, vücuduna söz geçirebilmelidir. Çünkü neredeyse olimpik performans ister. Japonya turnesinde 1 ayda 21 konser vermiştim. Bir konserde 2 ayrı konçerto çalmıştım. Bu büyük bir kondisyon ve efor gerektiriyor. Entelektüel açıdan eserleri yapısı, ifadasi, araştırılan dönemi içinde değerlendirmeli. Bestecinin ruh hali incelenmeli, kavranmalı. Temsil ettiği akımlar bilinmelidir. Tüm bunları virtüöz, içselleştirebilmelidir. Duygusallık çok önemli. Bunların hepsi bir arada olmalıdır.
Müziğe gönül vererek çalışan gençlerin yolunu açıyorsunuz. Bu yıl 13’üncüsü düzenlenen Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’nde Gümüşlük Festival Akademisi Keman Masterclassı vardı. Sizin ayrıca masterclasslarınız yani ustalık sınıflarınız oluyor. Bu kapsamda bir Gülsin Onay ekolü oluştu mu?
Bence sonarite, renk, piyano anlayışı bir Gülsin Onay ekolü oluştu. Benimle birebir çalışan gençlerde ve bu gençlerle irtibatta olan gençlerde bunu görüyorum. Ancak ben bir hoca değilim. Ancak öğrencilerini bana gönderen hocalara teşekkür ederim. Büyük bir fedakarlıkla bu öğrencileri yetiştiriyorlar. Gençler iyi ellerde yetişiyor. Bu meslekte son diye bir şey yok. Her zaman yeni bir şeyler öğrenilir ve daha iyi olmaya çalışılır. Farklı tecrübeler kazanılabilir. Başka yaklaşımlardan umulmadık, yani bir cümle ile bile yeni yollar açılabilir. Gümüşlük’te Ayla Erduran’la olan buluşmalarına bir öğrenci olarak geldiler ve sonrasında öğrencikleriyle bir sanatçı gibi adım atıyor duygusunu yaşadılar. Gençlerimizin başarılarıyla, birlikte çalışmaktan çok mutluyum.
Müzik doğrultusunda hayalinizde nasıl bir İzmir var?
Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi, ülkemizin en iyi konser salonlarının başında geliyor. Güzel bir akustiğe sahip. Türkiye’nin en büyük fuar ve kongre merkezi, İzmir’in Gaziemir ilçesinde yapıldı. Burada gerçekleştirilen ihtisas fuarları da ülkemizin bir markası olarak tanıtımına büyük katkı sağlıyor. Bu fuarlara dünyanın birçok ülkesinden katılımlar oluyor. Bu doğrultuda ikinci bir Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi, Gaziemir’e yapılabilir. İhtisas fuarlarına katılanlar, akşam da burada konserlere gelebilir. Bu Türkiyemizin tanıtımına büyük ivme kazandırır. Gaziemir’de yayşayanların da böylesi güzel bir konser salonunun tüm koltuklarını dolduracağına inanıyorum. Böylesi bir yatırımın faturası fazlasıyla geri alınır. İzmir doğumlu Ahmed Adnan Saygun’un hayatının ya da yaşamının önemli bir kesitinin sinema filmi yapılmasını isterim. İzmir’de sanat anlamında güzel şeyler oluyor. Klasik müzik toplulukları oluştu ve bu gururlandırıyor. Karşıyaka Belediyesi oda orkestrası KODA’yı kurdu ve kadrolu sanatçılar aldı. Bu orkestraların İzmir’in diğer ilçelerinde de kurulması hayalim.
İNCE: SANATA VE KÜLTÜRE TAM DESTEK
Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda gerçekleştirecekleri konsere halkımızı davet ederek, belediyenin kültür ve sanat politikası hakkında şunları söylüyor:
“Güzelbahçe Belediyesi olarak kültür ve sanata büyük önem veriyoruz. Her zaman sanatın ve sanatçının yanındayız. Bunu yaptığımız etkinliklerle ve halkımıza sunduğumuz hizmetlerle kanıtlıyoruz. Belediye bünyesinde tiyatrodan, halk oyunlarına, Türk müziğinden, halk müziğine, resimden seramiğe kadar yaklaşık 25 dalda kurs veriyoruz. Kendi kursiyerlerimizin dışında ünlü sanatçılarımızı, toplulukları ağırlıyoruz. Artık yaz, kış demeden 12 ay boyunda kültürel ve sanatsal etkinlikleri gerçekleştirebiliyoruz. İçerisinde iki adet sergi salonunun da yer aldığı bu kültür merkezimiz hizmete girdikten sonra 500 kişilik Tuncel Kurtiz Salonu hiç boş kalmadı. Güzelbahçe Belediyesi olarak sanata ve kültüre her zaman destek olacağız. Dünyaca tanınan piyano sanatçımız Gülsin Onay, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Güzelbahçeli sanatseverlere nefis bir piyano resitali verecek. Konsere tüm halkımız davetlidir.”
Alıntı: Röportaj/ Neslihan PERŞEMBE
http://gazetedokuzeylul.com/?p=50468
Sayfa Düzeni: Tenise Yalçın evetbenim
Bilgi: Gülsin Onay
İçerik: Gazete 9 Eylül/ Neslihan Perşembe- http://gazetedokuzeylul.com/?p=50468