Hayati Asılyazıcı
Çehov ve Stanislavski
Anton Çehov (29 Ocak 1860, Taganrog, Rusya – 15 Temmuz 1904, Badenweiler, Almanya) dünya tiyatro tarihinin Shakespeare’den sonra sahne sanatına en büyük yenilikleri getiren yazarıdır. Şiirsel gerçekçiliği, psikolojik davranışları, sıradan insan yaşamını oyunlarında en iyi biçimde yansıtan yazarın ilk yazdığı oyun “Martı” adlı tiyatro yapıtıydı.
Martı 17 Ekim 1896’da St. Petersburg’taki Aleksandrovski Tiyatrosu’nda dünya prömiyeri yaptı. Oyunu, Anatoli Yevgenyeviç Karpov sahneye koymuştu. İlk martı rolünü de çok ünlü bir oyuncu olan Vera Fyodorovna Komisarjevskaya oynadı. Bu ilk gösterimi oyunun yazarı Anton Çehov locadan izliyordu. İlerleyen dakikalarda seyircinin oyunu beğenmeyerek yuhaladığını gördü. Bu tepki haksız değildi çünkü oyuncular ve sahnelenme başarısızdı. Olumsuz tepkiler artınca Çehov gözyaşlarını tutamayarak tiyatroyu terk etti.
MARTI’NIN YENİDEN UÇUŞU
Daha sonra Moskova Sanat Tiyatrosu’nun yönetmeni Konstantin Stanislavski (17 Ocak 1863 – 7 Ağustos 1938) tiyatrosunda Martı’yı sahneye koymak istedi. Çehov bu konuya sıcak bakmadı çünkü aynı olumsuz tepkilerle karşılaşmaktan korkuyordu. Sonunda ikna olmakla birlikte Moskova’daki prömiyere katılmadı.
MST’NİN AMBLEMİ MARTI
Martı oyunu bu kez öylesine büyük bir ilgi patlamasıyla karşılaştı ki, MST’nin amblemi martı oldu. Halen sahne perdelerinde martı figürleri ve fuayedeki masaların üzerinde martı heykelleri çakılıdır. Böylece Martı oyunu MST ile birlikte simgeleşmiş oldu. Oyun olağanüstü ilgi görerek yıllarca kapalı gişe oynadı.
Tüberküloz nedeniyle Yalta’da dinlenmekte olan Çehov prömiyerde oyunu izleyemeyince Yönetmen Stanislavski ve yardımcısı Vladimir Neviroviç Dançenko oyunu tüm kadro ile Çehov’un dinlenmekte olduğu Yalta’ya götürdüler. Bu kadar ilgi ve beğeni toplayan oyunu yazarının görmemesine gönülleri razı olmamıştı. Oyun Çehov’a Yalta’da seyrettirildi. Çehov iyi duyumları zaten almıştı ama oyunu canlı olarak izlemek onu ayrıca duygulandırdı, mutlu etti. Bu olay sanat dünyasında bir üstada yapılmış en büyük jestlerden biridir.
STANİSLAVSKİ’NİN KOLTUĞUNDA
1967’de Moskova’daydım… Oyunu izlemeye MST’ye gittiğimde tiyatro yönetimi tarafından adıma sürpriz bir koltuk ayrılmış olduğunu öğrendim. Ayrılan koltuk dördüncü sırada Stanislavski’nin her zaman oyunları ve provaları izlediği koltuktu. O akşam o koltuktan Vladimir Neviroviç Dançenko’nun ölümünden önce sahneye koyduğu son oyun olan Çehov’un “Üç Kızkardeş” adlı oyununu izledim. Büyük bir heyecan içerisindeydim. Efsane Yönetmen Stanislavski’nin koltuğunda olmak en unutulmaz olaylardandır benim için.
Hayati Asılyazıcı
AYDINLIK GAZETESİ
Alıntı: 11.9.2016
*********
Görseller: google