I.Uluslararası İstanbul Opera Festivalinde BREMEN OPERASI VE DUVARA KARŞI

I.Uluslararası İstanbul Opera Festivali’nde

BREMEN OPERASI VE “DUVARA KARŞI”

     Hayati Asılyazıcı

     I.Uluslararası  İstanbul Festivali’nin programına baktığımda birbirinden ayırd edici özellikleriyle sahneye konulan operalar; hem başarılı yorumlanışlarıyla, hem de nitelikleriyle dikkat çekiyorlar. Festivalin repertuarı güzel, seçkiler güzel yinelemekte yarar görüyorum. Bunların içinde en büyük sürprizi, Bremen Operası gerçekleştirdi. Müziğini inanılmaz güzellikte yapan, bir kompozisyon bütünlüğü içerisinde yeni bir opera müziğinin bestecisi Ludger Vollmer’dir. Elbetteki “Duvara Karşı”, tümüyle inanılmaz güzellikte bir operadır. Besteci Ludger Vollmer, bilemiyorum ama Bremen ve operamıza bir yapıt kazandırmıştır. Aslında ortak bir opera gibi izledim “Duvara Karşı”yı. Michael Sturm kolektif çalışmayı büyük bir başarıyla sahneye koymuş.

     Gelenek ve göreneklerin böylesine ayrıştığı bir ülkenin olayını  ortak bir dille operaya dönüştürülmesi, benzersiz bir opera olayıdır. Bu operanın olağanüstü başarısı; görselliğiyle seslendirilişin oyuncuların renkli seslerinde buluşması, I.Opera Festivali’ne bizdenliği nedeniyle ve artılarıyla renk kattı. Batı’da, böyle bir operaya Almanlardan başka hiçbir toplum ya da ülke gerçekleştiremezdi.

     “Duvara Karşı” operası’nın bestecisi, geleneksel Türk halk müziği çalgılarını, librettonun akışına göre yerinde başarıyla kullanmıştır. Orkestra etkili müziğiyle işitselliği Rumelihisar’da doruğa taşıdı. Bremen Operası Orkestrası’nıTarmo Vaask yönetiyordu. Yetkin bir şef ile solist sanatçıların orkestrayla uyumları, yapıtı ortaya çıkaran düzeydeydi. Solo yapan opera sanatçılarının yorumları iki ayrı değerdeydi. Şunu söylemek istiyorum: Almanca librettolarda ya da Türkçe librettolarda sözlerin anlaşılırlığı, opera tekniği açısından da çok güzeldi.

     Halk müziği çalgılarından (enstrümanlarından) mey, zurna, saz gibi bilinen müzik aletleri çok başarılı biçimde kullanılıyordu. Özellikle halk türkülerimizi örnek gösterilecek biçimde seslendirilip yorumlanıyordu. Halk müziğimizin çok seslendirilişiyle güzel örnekler dinledik. Alman oyuncularla birlikte Türk oyuncular, kolektif anlayışla nerdeyse ortak yapım anlayışında, gerçek bir Bremen Operası konumuyla büyük beğeni topladı. Operada gerekli olan sesler, kadın erkek oyuncular ülkemizde bir ilki gerçekleştirdiler.

     Dekor tasarımı Monika Gora’nın, Rumelihisar’daki sahnelenişine uygundu. Gunther Grollitsch’ın koreografisi, konuyla örtüşen görsellikteydi. Burada libretto yerine dramaturji, “Duvara Karşı” operası’na çözümleyici katkı sağlıyor. Hans-Georg Wegner belliki işinin ustasıydı.

     “Karşı Duvar”, geleneklerin karşıtlığını veriyor. Fatih Akın’ın filmi, bir opera olarak yeni bir değer kazanıyor sahne sanatında…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir