'Müziksiz evin konukları'
Hayati Asılyazıcı
Tiyatrokare, yeni dönemi Neil Simon'un "müziksiz evin konukları" adlı oyunu ile açtı. Gecikmeli açılışın birinci nedeni, Kültür ve Turizm Bakanlığının özel tiyatrolara her yıl vermekte olduğu ödenek oldu. Bir yasa ile belirlenmiş olan bu yardım desteği bu dönem bakanlığın 'keyfi' müdahelesiyle, kendince belirlediği muhalif tiyatrolara söz konusu ödenekleri verilmedi. Bu yasayı çiğneyen Bakan'ın dokunulmazlığı nedeniyle dava açılamıyorsa da ilk milletvekili seçiminde bu meclisin büyük değişikliğe uğrayacağı düşünülmeden yapılan yasa dışı engellemenin elbetteki hesabı mahkeme yoluyla sorulacaktır. Çünkü tiyatrolara yapılan yardım yasal bir yöntemle dağıtılmaktadır. Gezi Parkı olayları nedeniyle Ertuğrul Güney'in yerine getirilen Bakan Çelik, ödeneklerini kestiği tiyatroların oyunlarını ne zaman izleyip böyle bir karara vardı? Sol oyunlar ya da muhalif oyunları gizli bir seçici kurulla mı belirledi? Ülkemizin önde gelen özel tiyatrolara uyguladığı yasa dışı önlem bir sansür olayıdır. Oyunları seçme ve sahneleme özgürlüğünü yasaklayan bu sansür seçimlerden sonra Bakan'a geri dönecektir. Tiyatroya uygulanan sansür ve baskılar izleyicide büyük yankı uyandırdı ve bazı oyunlar kapalı gişe oynamaya başladı.
Pulitzer Ödüllü (1991) ABD'li yazar Neil Simon, konularını, toplum sorunlarını, özellikle bireysel konuları ustaca işleyen bir yazar. Hem sorunları sahneye taşımakta başarılı, tiyatronun gişesine de büyük ölçüde katkı sağlamaktadır. "Müziksiz evin konukları" Tiyatrokare'nin 22 yıl önce sahneye konulan bir oyunudur. O zaman, bir süre önce yitirdiğimiz Macide Tanır'ın büyükanne rolündeki başarısı uzun süre belleklerde kaldı.
Değişik bir kompozisyon
Aynı oyunun yeni büyükannesi Serpil Tamur bu rolde çizdiği karakterle 50. Sanat Yılı'nı kutlamaktadır. Kendisini sevgiye kapatmış bir babaanne kompozisyonunu olağanüstü başarıyla çiziyor ve yorumluyor. Yıllarca oyunlarını izlediğim Devlet Tiyatroları'nın bu seçkin sanatçısı Serpil Tamur, buradaki karakterinin iticiliği ile bütünleştirdiği büyük başarısını, bir karakter çözümlemesiyle, çok değişik bir kompozisyonu sahneye taşıyor. Sevgiye kapalılığına gelince Almanya'dan göçmüş bir ailenin bireyi olarak bir Nazi Almanya'sının psikolojik tragedyası altındadır. Büyükanne'nin torunlarıyla ilişkisi bu nedenle farklı yönlerini yansıtmaktadır. Burada bir karakter çözümlemesinin ruhsal derinliklerine bakıldığında, hala ve torunlar böyle bir aile yapısı içersinde yalnızlığın traji-komik yönleriyle dikkat çekiyorlar. ABD'nin kapitalist düzeni de bu ailenin iç çekişmesinde ortaya çıkıyor ve haklı olarak izleyiciye yansıyor. Belki de oyunun gizi buradadır.açıktan olmasa bile aşırı tutumlu bir büyükanne çizgisi hem aileyi hem de yaşadıkları ülkeyi leit-motif gibi betimlemektedir.
Nedim Saban dilimize kazandırdığı bu oyunu başarıyla yönetmiş. Takım oyunculuğu açısından rol alan sanatçıların başarısı "müziksiz evin konukları"nı ilgi çekici kılıyorlar. Serpil Tamur, Özge Özder, Abdül Süsler, Asuman Çakır, Emrah Düzkaya, Selim Tezin ve Abdullah Semercioğlu'nun ortak başarıları oyunun ilgi ile izlenmesini sağlıyorlar. Iki yetkin sahne ve giysi tasarımcısının Barış Dinçel (dekor) ve Serpil Tezcan'ın (kostüm) katkıları görsel olarak oyuna güzel bir boyut kazandırıyor. "Müziksiz evin konukları", bu dönemin izlenmesi gereken başarılı yapımlarından biri.
Hayati Asılyazıcı
hatiasilyazici@yahoo.com
Alıntı: Aydınlık Gazetesi
Son Güncelleme: Pazar, 15 Aralık 2013 10:35