Nâzım Hikmet ve Yaşamaya Dair
HAYATİ ASILYAZICI
Ne zaman Nâzım Hikmet ile ilgili bir yazı yazmaya kalksam içim burkulur, yüreğim kan ağlar. Dünyaca ünlü, Türk Edebiyatı'nın büyük şairi Nâzım Hikmet'e Türk Hükümeti'nin göz açtırmadan baskı uyugulaması, onun aramızdan erken ayrılmasına neden oldu. Harp okulu öğrencilerinin dolaplarında Nâzım Hikmet'in şiirlerinin bulunması, şairimizin yaşamındaki kırılma noktasıdır. 1938 yılında orduyu ayaklanmaya ve kışkırtmaya çalıştığı gerekçesiyle 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Askeri öğrencilerin şairimizin şiirlerini sevmeleri suç sayıldı ve böyle bir uydurma kararı uygulandı. Bir kişinin orduyu isyana özendirme gibi başarıyı elde edebilen bir olay nasıl gerçekleşebilirdi? Şairimizin yaşamını karartan mahkemenin savcı ve yargıçlarının gerçek dışı kararı, bugünkü Ergenekon ve Balyoz davalarının sonuçlarına benziyor. Yargıç ve savcının bugünkü Ergenekon ve Balyoz davaları ile benzeşmesinde faşizmin ayak sesleri vardı. Mareşal Fevzi Çakmak ile Şükrü Kaya'nın baskısı sonucu Nâzım Hikmet, tutuklanıp cezaevine konuldu.
Türkiye'nin ilk operası 'Özsoy'
Çankırı Cezaevi'nde yatarken Türk Operası'nın ilk dramatik sopranosu Semiha Berksoy, cezaevine Nâzın Hikmet'i görmeye giderdi. Saygun'un yapıtı olan ilk Türk operası "Özsoy Operası"nda başrol sanatçısı Semiha Berksoy'du. Atatürk ile İran Şah'ının huzurlarında bu operanın ilk dünya prömiyeri yapıldı(1934). Daha sonra Semiha Berksoy Berlin Müzik Akademisi'ni bitirmiş, ülkesine dönmüştü. Bugünkü Ankara Devlet Opera ve Balesi kurum olarak sanat yaşamına geçmeden önce, Ankara Devlet Konservatuarı'nın ilk mezunlarının oluşturduğu Tatbikat Sahnesi (1944), Carl Ebert'in yönetiminde, Puccini'nin Tosca Operası'nın ikinci perdesiyle sanatsal yaşamına başladı. Bu yapıtın Türkçe çevirisini, Nâzım Hikmet'e yaptıran Semiha Berksoy'du. İlk Tosca'yı Semiha Berksoy oynadı. Mustafa Kemal'in Sofya Operası'nda ilk izlediği yapıt Tosca'ydı. Tosca Operası'nın dramatik gerilimli sahnesinin sonunda Mustafa Kemal'in gözleri dolar. Operayı birlikte izlediği kişilerden biri Büyükelçi Ali Fethi Bey, diğeri ise işadamı Şakir Zümre'ydi. İşte bunun için Semiha Berksoy olayı Ebert'e anlatmış ve Tosca operasının ikinci perdesinin ilk gösterimini Nâzım Hikmet'in çevirisiyle Ebert sahneye koymuştu ve ilk Tosca'yı da Semiha Berksoy oynamıştı.
Şiir ve müziğin buluşması
Dostlar Tiyatrosu'nun yeni döneminin oyunu olan Nâzım Hikmet'in "Yaşamaya Dair-Bursa Cezaevi'nden Mektuplar" adlı oyununu Genco Erkal kurguladı ve sahneye koydu. Müzikli bir yapım olan "Yaşamaya Dair" oyununu Tülay Günal ile birlikte olağanüstü başarıyla sunuyorlar. Bu ikiliye viyolonsel ve piyano eşlik ediyor. Bir Nâzım Hikmet Resitali'ne dönüşen oyunda, şiirleri Genco Erkal okuyor, şarkıları, lirik ve duygulu sesiyle Tülay Günal söylüyor. İkiliye, piyano ve viyolensel de eşlik ediyor. "Yaşamaya Dair"de Bursa Cezaevi'ndeki yaşamı, eşi Piraye'ye olan aşkı ve daha sonra sürgün yılları anlatılıyor. İşte benim yüreğimi burkan, gözyaşlarımı içime akıtan sahneler, Nâzım'ın yaşamıyla ilgilidir. Erkal'ın şiirleri ile birlikte, Günal'ın eşsiz güzellikteki şarkıların yorumu; Fazıl Say'ın müziği, Zülfü Livaneli'nin şarkıları ile yapıt taçlanıyor.
Nâzım'ın anıtsal mezarı
Nâzım Hikmet'i göremedim ama onu tüm yapıtları ve onun sonsuzluğa dek yaşayacak olan şiirleri ile tanıdım. Kuvay-ı Milliye gibi bir Kurtuluş Savaşı destanı yazılamadı, yazılamaz da. Sürgün yıllarını dostlarından dinledim. Moskova'daki yaşamı ve Vera Tulyakova ile evliliği, onu tek yönlü mutlu ediyordu. "Memleketimden İnsan Manzaraları"nın onda yarattığı duygular ve ülke özlemi içinde yanıp tutuşan yüreği 3 Haziran 1963'te durdu. Mezarı Moskova'dadır. 1967 yılında Moskova Novodeviçi'deki anıtsal mezarlığında onu görmeye gittim. İki genç Rus heykel sanatçısının yaptığı Nâzım Hikmet'in anıtsal mezarını ellerimle okşadım. Bu olağanüstü mezarlıkta yazılı olan Nâzım Hikmet adının üstünde, Balaban'ın yaptığı Nâzım'ın portresi yer alıyordu. Şairimizin sağında ve solunda iki büyük ve ünlü yazarın mezarı vardı. Biri Anton Çehov diğeri de Gogol'dü. Dostlar Tiyatrosu Nâzım Hikmet'in ölümünün 50.yılı nedeniyle Mayıs 2013'te "Yaşamaya Dair" oyununu bu dönemin yeni oyunu olarak sahneye koydu. Şiirleri ile Genco Erkal, piyano ve viyolonsel eşliğinde Tülay Günal'ın şarkıları bu dönemin görülmesi gereken oyunu olarak Tiyatro tarihimize geçti.
Hayati Asılyazıcı
hayatiasilyazici@yahoo.com
Alıntı: Aydınlık Gazetesi
Son Güncelleme: Pazartesi, 09 Eylül 2013 23:32