SANATÇILAR VE GALERİCİLER, MÜZAYEDE EVLERİNİN SORUMSUZ VE KEYFİ
UYGULAMALARINA KARŞI SAVAŞ AÇTI
Bedri Baykam
Türkiye’de sanatçıların en önemli profesyonel ve uluslararası
derneği olan Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) ve
Sanat Galericileri Derneği (SGD) ortak bir bildiri yayınlayarak
müzayede evlerinin tüm ikazlarına rağmen, keyfi ve sorumsuzca
uyguladıkları fiyat politikalarına sert bir dille karşı
çıktılar ve en önemli sanatçı ve galericiler iki gün önce
bildiriye imza attılar.
Bildiri, müzayede evlerinin veriye dayanmadan, kendilerini
sanat piyasasında anlamsız ve gerçekdışı bir yönlendirici
‘kriter koyucu’ haline getirmesini kınıyor.
ULUSLARARASI PLASTİK SANATLAR DERNEĞİ VE SANAT GALERİCİLERİ
DERNEĞİ’NİN
MÜZAYEDE EVLERİ KONUSUNDA ORTAK BASIN AÇIKLAMASI
10 Nisan 2014
Türk Çağdaş Sanat ortamına müzayede evlerinin hızlı ve iddialı
girişleri özellikle “yeni yüzyılımızın” yadsınamaz
gerçeklerinden biri. Ancak bu kurumların tüm sanatçı ve
UPSD’nin ikazlarına karşın, Türk sanat ortamının kırılgan, yeni
ve “toy” gerçeklerini zedeleyecek tavırlar sergilemeleri,
birçok sanatçı ve galericimizi rencide etmeye devam ediyor.
Neredeyse 15-20 senedir yapılan ikazlardan ve yapıcı
tartışmalardan hiçbir ders almamak, anlaşılmaz ve ısrarlı bir
şekilde sanatçıların değerlerini aşağı çeken bir yol haritası
izlemek, ne yazık ki tekrar edilen ciddi bir kötü alışkanlık
haline gelmiştir.
Galeri veya atölye değerlerinin dörtte birine, bazen beşte
birine, alıcılar arası dolaşan eserleri piyasaya sürmek,
bunların hızlı sirkülasyonundan para kazanmayı en önemli konu
sanmak izlenen tutarsız politikaların başında gelmektedir.
Bu yöntemle ömrünü bu işe adamış sanatçıların ve galericilerin
kariyerlerine, onurlarına verilen büyük zarar umursanmamakta,
Türk sanat ortamının sağlıklı gelişmesi baltalanmaktadır.
Sanatçılar ve galericilerin malî ve manevi hakları böylelikle
ihlal edilmektedir.
Sanatçıların ve galericilerin ikazlarını hiçe sayan etik dışı
ve vurdumduymaz tavır, sanatın zaten ciddi saldırılar altında
olduğu bir ortamda yaşanmaktadır.
Her gün daralan özgürlük alanları, kadınların, muhaliflerin ve
sanatçıların uğradığı baskılar, sanatın her alanına yönelik
dışlama ve aşağılama haberleri Türkiye’yi sarsarken, bu ortamın
üstüne eklenen söz konusu sorun, özellikle plastik sanatlar
alanında faaliyet gösteren sanatçıları içten yaralamaktadır.
En “yaşlı” modern ve çağdaş müzesi (İstanbul Modern) henüz 10
yaşını tamamlamamış olan ülkemizde, malum tarihi nedenlerle
plastik sanatlar da ancak çok gecikmiş bir şekilde 20. yüzyılda
adım adım gelişebilmiştir. Sanatın Batı ülkelerinde olduğu gibi
yerleşik, yüzlerce yıllık müzeleri, vakıfları,
koleksiyoncuları, üniversiteleri ve destekleyen devlet
kurumları ve mesenleri olmadığı ülkemizde, özellikle son 25-30
yılda zar zor oluşan sanat değerlerini kimi çıkar ilişkileri
uğruna bilerek sekteye uğratmak affedilmez bir tavırdır.
Asırlara yayılan bir özel veya devlet koleksiyonculuğu temeli
olmayan ülkemizde, sanat tarihimiz ve onun içinde yer alan
isimlerin değerlerinin henüz tam anlamıyla yerleşemediği bu
ortama yaşatılan zelzelenin büyük faturaları olmaktadır. Bu
nedenle, sanatçıların devlet katkısının sıfır olduğu bu
piyasada mesleklerine tutunmaları, bağımsız ve üretken
kalabilmeleri imkansız hale getirilmiştir.
Ayrıca müzayedelerin tersine, kimi sanat aracıları tarafından
piyasanın, eser fiyatlarının yapay bir şekilde
ateşlendirildiği, spekülatif borsa hareketleriyle kaygan bir
alan haline dönüştürülmesi konunun ayrı bir rahatsız edici
uzantısıdır. Sanatı maalesef yalnızca bir “borsa yatırım aracı”
olarak gören tehlikeli anlayış, eserler üstünden hızlı rant
sağlamayı ana işi haline getirmiştir.
Bu şekilde, gerek aşağı gerek yukarı doğru ibresi sürekli
tutarsız rakamlara oynayan bu “piyasa” nedeniyle sanatçı,
yıllar içinde belirlenen kendi satış rakamları göz önünde
bulundurulduğunda koleksiyonerine haksızlık yapan bir konuma
itilmektedir. Bu çelişkiler sebebiyle gerçek koleksiyonerler
rahatsız olmakta, sanat tutkusu bu spekülatörler yüzünden bir
karabasana dönüşmektedir.
Bir diğer akıl almaz olgu da, müzayedecilerin -çoğu zaman bir
sanatçının sergisini açarcasına- aynı isimden 20-30 yapıtı aynı
müzayedeye doldurup o sanatçının piyasasını neredeyse yok etme
noktasına taşımasıdır.
Kimi sanat tacirleri veya koleksiyonerler, bu ortamlarda fiyatı
yapay şekilde aşağı çekilen sanatçının eserlerine hücum
ettiklerinde, başarılı bir işe imza atmış olmamaktadırlar. Bu
yoz ortam nedeniyle, sanatçıyla diyalog sürdürerek, onu ve
işlerini anlayarak temellendirilen gerçek koleksiyonerlik
unutulmakta ve unutturulmakta, onun yerine göz ucuyla birbirini
izleyerek parmak kaldıran (ve indiren), beş saniyede tanımadığı
sanatçılar hakkında anlamsız yargılar oluşturan, başka tip bir
“sanat-yabancısı yatırımcı” tipi oluşmaktadır.
Müzayedecilik, galericiliğe alternatif olamaz. Daha dün
akademiden çıkmış yetenekli ve umut vaad eden sanatçıların
işlerini kariyerinin ilk saatlerinde müzayedelere sürmek,
geçici spekülatif hevesler dışında hiçbir fayda sağlamaz.
Galericiler bu sanatçıları tanıtıp, sanat ortamında yer
almalarını sağlayıp, geliştiremedikten sonra, piyasa
oyunlarının arasına atılan sanatçılar kariyerlerine yanlış
umutlar taşıyarak başlamış olur ve gerçekçi bakarsak,
gelecekleri baştan kararır. Müzayedeler, piyasada az ve ender
bulunan veya tek tük kalmış eserlerin, eşyaların, belgelerin,
klasik işlerin buluşma yeridir. Ele geçirilen her çağdaş
yapıtın, o anda aracının aklına esen fiyatta sunulabildiği bir
deli kazanı değildir, olmamalıdır.
Sürekli derin bir eğitim ve özenli bir dikkat gerektiren gerçek
resim koleksiyonerliğinin, son yıllarda türeyen “müzayede
koleksiyonerliği”nden net şekilde ayrılması lazımdır. Resim
koleksiyonculuğu, rant beklentileri içerisinde, piyasa
dedikoduları arasında oluşan mimetizmlerle sağlıklı bir şekilde
yürüyemez.
UPSD ve
Sanat Galericileri Derneği, müzayede evlerini ve tüm
sanat ortamını tekrar bu konuda acil olarak duyarlı bir yol
izlemeye, hatalarından dönmeye davet etmektedir.
Müzayede evleri, Türkiye’de yaşayan sanatçılara ve onların
eserlerini sergileyen galerilere karşı bu yıkıcı tavrı
sürdüremez. Ülkemizin en önemli sanatçılarının,
profesörlerinin, tüm yaşamını sanata adamış ustalarının bu
ortama yem edilmeleri kabul edilemez.
BU NEDENLE UPSD VE SANAT GALERİCİLERİ DERNEĞİ (SGD) OLARAK,
MÜZAYEDE EVLERİNİN:
– Müzayedeleri gerçek tarihi amacı dışında, sürekli bir “çağdaş
sanatın hızlı pazarlaması” için kullanmaya son vermelerini
– Sanatçılara ve onların galericilerine danışmadan, müzayedeye
sunulan eserlere fiyat koymamalarını, onların etik duruşlarına,
kariyerlerine ve onurlarına geri dönülmez zararlar veren bu
tavırlardan kaçınmalarını, sanatçıların ve galericilerin malî
ve manevi haklarını ihlal etmemelerini
– Satışa sunulan kimi eserlerin gerekirse sunuldukları doğru
fiyattan alıcı bulmamış olmasının, bu yapıtların “sürümden
kazanç” adına yok pahasına piyasaya sürülmelerinden daha doğru
olduğunu anlamalarını
– Türk çağdaş sanatının önünü, sanatçılara, galericilere ve
sanat piyasasına zarar vermeden bu şekilde açmanın herkese
yararı olacak bir ortak tavır gerektirdiğini ve hatta sinerji
yaratmanın bir başlangıç olabileceğini anlamalarını
– Müzayede evlerinin sanatçıları karşılarına alarak ve onların
eser sahibi olmasından doğan haklarını yok edecek şekilde,
kişinin haklarını zedeleyici, hakkaniyete uygun olmayan
davranışlar sergilemelerini kendi itibarlarına da büyük zarar
vereceğinden bu keyfi uygulamaya derhal son vermelerini
– Sanatçılara ve onların haklarını korumayı görev edinen UPSD
ve SGD’ye saygılı olmadan, bu ilişkileri koruyarak
geliştirmeden bu ortamda huzur ve gelecek olamayacağını idrak
etmelerini
Türk sanat kamuoyu önünde saygılarımızla acil olarak rica
ediyoruz.
Aksi takdirde yaşanacak gerilimlerin, zaten zor şartlarda
ilerleyen piyasaya daha da büyük zararlar vereceğini görmek ne
yazık ki hiç de zor değildir.
Bu yapıcı ikaz, sanata ömür üstünden emek ve özveri akıtarak bu
mesleği onuruyla sürdüren sanatçıların ve onları temsil eden
galericilerin müzayede evlerine yönelttikleri en somut
çağrıdır.
Müzayede evlerinin bilmesini isteriz ki, her ne kadar 2005 ve
2008 yılında bu ikaz kendilerine daha önce yapılmış olsa da,
UPSD ve SGD bu sefer bu olayın peşini bırakmayacaklarını ve
sanatçıları rencide eden her yeni gelişmenin yılmaz takipçisi
olacaklarının bilinmesini isterler.
Hiç kimse unutmamalıdır ki herşeyden önce ortada sanatçı ve
onun ürettiği eser olmadan bu piyasanın diğer hiçbir unsuru
vücut bulamaz.
Bu çağrı UPSD ve SGD tarafından Türk sanat ortamının imzalarına
10 Nisan 2014, Perşembe günü açılmıştır.
Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği
Bedri Baykam
Başkan
Sanat Galericileri Derneği
Doğan Paksoy
Başkan
İmzalar gelmeye devam etmektedir.
SANATÇILAR
Bedri Baykam
Doğan Paksoy
Komet
Adnan Çoker
Özdemir Altan
Genco Gülan
Devrim Erbil
M. Zahit Büyükişliyen
İ. Ergin İnan
Hüsamettin Koçan
Tomur Atagök
Mustafa Ata
Yusuf Taktak
Denizhan Özer
Ekrem Kahraman
Tülin Onat
Süleyman Saim Tekcan
Resul Aytemur
Halil Akdeniz
Muzaffer Akyol
Tayfun Erdoğmuş
Beril Anılanmert
Balkan Naci İslimyeli
Bahri Genç
Tijen Şikar
Turan Büyükkahraman
Murat Havan
Nebahat Karyağdı
Devabil Kara
Ayşe Erel
Mehmet Yılmaz
Mehmet Günyeli
Şahin Paksoy
Yavuz Tanyeli
Serkan Şen
Nurhan Altay
Erol Kınalı
Hasan Fuat sarı
Hakan Kürklü
Tuğrul Selçuk
Mustafa Altıntaş
Aslı Özok
Mahir Güven
Barış Sarıbaş
Recep Batuk
Bozkaya Aldaş
Deniz Gökduman
Suat Akdemir
Hale Arpacioğlu
Ebru Uygun
Nilay Kan Büyükişliyen
Berna Erkün
Asuman Demirkök
Erol Eti
Gürbüz Doğan Ekşioğlu
Fevzi Karakoç
Gülveli Kaya
Hakan Özer
Müşerref Zeytinoğlu
Mustafa Karyağdı
Sinan Demirtaş
İsmet Değirmenci
Altan Çelem
Mustafa Özel
Utku Dervent
Seyit Mehmet Buçukoğlu
Pınar Ceylan
Bahar Oskay
GALERİLER
Doğan Paksoy (Teşvikiye Sanat Galerisi)3e2w
Yahşi Baraz (Galeri Baraz)
Çağla Cabaoğlu (Çağla Cabaoğlu Gallery)
Hazer Özil (Dirimart)
Sabiha Kurtulmuş (Merkür Galeri)
Fulya Sade (Galeri Siyah Beyaz)
Mine Gülener (Mine Sanat Galerisi)
Fatoş Saka (Kare Art Gallery)
Öykü Eras (Piramid Sanat)
Erhan Köz (İşlik Sanat Galerisi)
Cem Üstüner (Pinelo Galeri)
Sevinç Şefkatli (Artemis Sanat Merkezi)
Müzeyyen Sanal (Myra Galeri)
Mehmet Subaşı (Galeri Soyut)
Sami Gözde (Galeri Gözde)
Selin Söl Turhan (Daire Sanat)
Dilara Akay (Hayaka Art)
Galeri Soyut
Kerimcan Güleryüz (The Empire Project)
Selçuk Kaltalioğlu (Beşiktaş Bel Kültür Sorumlusu)
Nihat Tokat (Niş Galeri)
Ekin Onat (Merhart Gallery)
Mithat Köksal (Art Collection)
ELEŞTİRMENLER
Şener Tansoy
Yalçın Sadak (Eleştirmen)
Emin Çetin Girgin (Eleştirmen)
GENÇSANAT DERGİSİ
Haber Kaynak:
Bedri Baykam
bedribaykam1923@gmail.com