Prof. Dr. Nuh Tolga Yarman:
"Büyük eserlere, pervasızca imza atabilmek için, güç, ancak örgütlerden, alınır!"
1992 sonrası yeniden açılan CHP’nin kökleri itibariyle Kurucu Üyesi, Kurultay Onur Üyesi, Prof. Nuh Tolga Yarman, Kadıköy Odaklı 1. Bölge’den Önseçim için, Omuzdaşları’yla birlikte, kolları sıvamış bulunmakta… Kontenjan adayı olmayı en çok hak edenlerden biri olmasına rağmen, bu seçeneği reddeden Prof. Yarman:
Büyük eserlere, pervasızca imza atabilmek için, güç, ancak örgütlerden, alınır!”, diyor…
Dibimizde, her yıl bir milyon insanın kanını içerek yaşayan savaş makinasının efendisi, bir emperyal boyunduruk, istemiyoruz. Orta Doğu’daki mezhep savaşı – ağızdan yel alsın, üstümüze sıçradı, sıçrayacak – göz göre, kundaklansın, istemiyoruz. Yok istikrarlı hükumetmiş, yok değilmiş, temsiliyette adaletsizlik, giderek bunalım istemiyoruz. %10 seçim barajını kesinlikle istemiyoruz.
İnanç dünyasında, din adına, hele emperyal tezgâhta, “şekil dayatmacılığı" ve bunun giderek inanç barışına, kezzap gibi boca edilmesini, istemiyoruz. Diyanet’in, Cumhuriyet’in kurulduğu yıllarda olduğu gibi – bir, nakil kurumu, şekil kurumu, iktidar payandası, biat kurumu değil – bir, akıl kurumu ve inanç barışının güvencesi, özerk, gereğinde, eli mekruhtan, haramdan, çıkmayana, münafık iktidar erbabına, haddini bildirecek olan, çoğunluk tarik (yol) yanı sıra kesinlikle, öteki tariklerle barışık ve bunları eşit derecede kucaklayan, kurumumuz olmasını, istiyoruz.
Demokrasinin; üçte birlik oy oranlarıyla, üçte ikilik parlamento çoğunluğuna konanların; akıllarına her geleni yapmaya yeltendiği bir rejime dönüştürülmesini, kesinlikle reddediyoruz… Demokrasinin, "Gezi" gibi, çağdaş direnişlerde, bir de, sözde "asayiş" adına, çocuklarımızın gözlerini çıkartan iktidar tomalarının tetikçisi kılınmak istenmesini, kesinlikle reddediyoruz. Demokrasinin giderek, hırsızlığı, arsızlığı, hatta kıyımları aklamaya tevessül ettiği; inanç barışını, görenekte, kitapta yeri olmayan, “kendi paranoyak mutlakları” adına, taammüden dinamitlediği, bir yozlaşma ve aldatmaca rejimine, dönüşmesini, şiddetle reddediyoruz.
Yerel Yömetimler’e, bugünkünden daha geniş serbesti verilmesini ve icra alanı tanınmasını elbette, istiyoruz, ama ükemizin, hele emperyal dizaynlarla bölünmesini, kesinlikle, reddediyoruz.
Avrupa’nın göbeğinden kalkan bombardıman uçakları, yok Arap baharıymış, yok Fellah baharatıymış diye, Libya’da çoluk, çocuk demeden binlerce insanın üstüne bomba yağdırırken, bizim önümüze, “Pat!” diye atılıveren, Dersim Meselesi’ne (hangi acılar yaşanmışsa, onları, elbette yüreğimizin taa derininde, acımız olarak hissederiz, ama yapmayın lütfen), yem bulmuş, civciv gibi kapaklanan, gabi, giderek emperyal odaklarla kolkola girmiş işbirlikçi, yöneticiler, istemiyoruz.
“Orduya kumpas kurulmuş!”, daha bu, böyle denmeden, teknik birikimlerimizle, “Türkiye bir Siber-Bilgi Savaşı’nın anaforunda, biryerlerde çok açık biçimde üretilen sahte delillerle, çakı gibi subaylar, generaller, amiraller, ordu komutanları, giderek genelkurmay başkanı, üst düzey bıçkın siviller, içeri tıkılıyor, ordu tek kurşun atılmadan biçiliyor”, diye feryad-u figan eylerken; Silivri’ye koşuşturan, iz’an sahibi milletvekillerimizi tenzih ederek ifade ediyorum, şu ki işte, “sanki, üst siyasi şemsiyesini kendileri hazırlamış değillermiş gibi, “Bağımsız yargı hükmünü icra ediyor” diyen, müraî siyaset bezirgânları; “Silivri’den ne kadar uzak durursak, o kadar demokratikleşiriz!”, diyen hödük aydınlar takımı ve o partideki, bu partideki, farketmez, kavrama kabiliyeti sıfır, sözüm ona “ilerici siyasetçiler”; hala daha şu “sahte delil imalat merkezlerinin” ve buralardaki “faillerin” ortaya çıkartılmasına dönük gerekli gayreti gösterme idrakinden yoksun, ebleh sorumlular ve zavallı, muhalefet erbabı, istemiyoruz.
Gündemi, çözüm önerilerini, tartışmayan ya da tam da emperyal buyurganların istedikleri gibi tartıştıran, her hal-u karda bölgedeki savaş makinasına dönük olarak ağızlarını açmayan, medyacılar, istemiyoruz.
İrfanı kapalı, vicdanı mühürlü değil, irfanı hür, vicdanı hür, nesillerin yetişmesine, omuz vermek istiyoruz.
Bizler "Yankee, Go home" diye avaz avaz bağırarak, yurda, çelimsiz bedenleriyle, ama yiğit kere yiğit duruşlarıyla siper olmuş bir kuşağın çocuklarıyız. Çizgimizde "mıh" gibi durmaktan ödün vermeyecek kadar ve şaşmaz ölçüde kararlı ve tavırlıyız… Bedel ödemekten korkmayız… Ödedik, yine öderiz!.. Nazım Hikmet olur yanarız, Denizler olur, üstümüzde beyaz kefen, ayağımızın altındaki tabureye tekmeyi atarız, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı olur, sözde katlediliriz, nedir ki, işte küllerimizden diriliriz, faillerin yakalarına yapışır, hesap sorarız. Hak yolundan milim sapmaz, ilerleriz!
Türkiye’yi ve Bölgemiz’i esenliğe kavuşturmak, burada barışı, kardeşliği, dayanışmayı, adaleti, hakkaniyeti, kurumsallaştırmak, bizim elimizdedir… Haydin, 29 Mart’ta, Sandığa!..
Prof.Dr.Nuh Tolga Yarman
1963’de Galatasaray Lisesi’ni bitirdi. Üniversite öğrenimini Fransa’da g&
ouml;rdü; Institut National des Sciences Appliquées de Lyon Mühendislik Okulu’ndan, 1967’de mezun oldu. “Doktora çalışmasını” ABD’de yaptı; Massachusetts Institute of Technology’den, 1972’de“Bilim Doktoru” ünvanını aldı.
İTÜ’de, 1982’de Profesör oldu. İTÜ, ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, California Institute of Technology, İ.Ü. Mühendislik Fakültesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi, Brüksel Özgür Üniversitesi, Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Ünivertsitesi ve Galatasaray Üniversitesi’nde, öğretim görevlerinde bulundu. Genelkurmay Başkanlığı Harp Akademileri Komutanlığı’nda yıldız savaşları, nükleer silahlar, silahsızlanma, dünya enerji siyasası, ileri teknoloji, savunma sanayii, siber savaş, elektronik harp, uzay teknolojileri, alanlarında, 1985’ten itibaren dersler ve konferanslar verdi. Halen, T.C. Okan Üniversitesi öğretim üyesi.
Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) (Ankara, 1983), Anadolu Bilim ve Teknoloji Stratejileri Araştırma Enstitüsü (BİLTES) (Eskişehir, 1987), Türkiye Sosyal, Siyasal ve Ekonomik Araştırmalar Vakfı (TÜSES) (İstanbul, 1988), Tarih Vakfı (İstanbul, 1991), Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) (İstanbul, 1994) ve Bilim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (BESAM) (İstanbul, 1998), kurucu üyesi oldu. 2009-2011 arasıTÜMÖD İstanbul Kolu Başkanı görevini üstlendi. 1983’te SODEP MKYK Üyesi olarak çalıştı. 1989-91 arası, Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) İstanbul İl Yöneticisi olarak görev sürdürdü. Aynı zaman diliminde, SHP İstanbul İl Kültür ve Eğitim Komisyonu Başkanı olarak pek çok etkinliğin öncülüğünü yaptı. Bu dönemde “Çağdaş Toplumcu Demokrat Düşünceyi” başlattı. Bu çerçevede, ülkemizdeki siyasal oluşumlara, özellikle de, SHP ve CHP içindeki, genelde ülkemizdeki siyasal hareketlere ve bölünmüşlüğe dönük, pek çok makale yazdı, araştırmalar geliştirdi, siyasalar önerdi. O arada, “CHP Açılırken Solda İnsan Hareketleri” başlıklı bir kitap (1992) yayınladı.
“Doğabilim”birikimleri uzantısında, bir bakıma, “Toplumcu Demokrasi” kuramı ve “Toplumcu bir Ahlak Öğretisi” olarak hazırladığı, “Un Système de Croyance Cosmique” başlıklı kitabı, Belçika’da basıldı (1997). 2006’dan itibaren, dört yıl boyunca, her hafta, konuklarıyla birlikte, “Enerji Savaşları” adını verdiği, Bölgemiz ve Türkiye üzerinde gelişen askeri ve siyasi girdapları, teknik girdiler itibariyle, derinlemesine tahlil eden ve çıkış yolları dokuyan, bir TV Programı gerçekleştirdi…
Binlerce öğrencinin hocası oldu… Şimdilerde, birçoğu “profesörlük düzeyine” tırmanmış, pek çok öğrencisine, yüksek lisans ve doktora çalışması yaptırdı. Uluslararası birçok akademik etkinlikte Türkiye’yi temsil etti. Maddenin ve evrenin yapısı, enerji, nükleer enerji, teknoloji, sanayileşme, savunma, savunma sanayii ve çevre alanlarında yapıtları, ulusal ve uluslararası basın ve konferanslarda yer almış, çok sayıda çalışması bulunmaktadır. Son on beş yıldır Einstein’ın Görecelik Kuramı ile Modern Atom Kuramı’nı birleştirmek üzere Meslekdaşları’yla, geçekleştirdiği çalışmalar, o arada çağrılı olarak kaleme aldığı iki kitap(Nova Publishers, New York, ABD, 2010, Lambert Academic Publishing, Almanya, 2011), çeşitli dünya bilim merkezlerinde yükselen yankılar bulmaktadır. N. T. Yarman, Piyanist, Kompozitör, Müzikolog, Doç. Dr. Ozan Yarman’ın Babası’dır…
Sayfa düzeni: Tenise Yalçın evetbenim
tenise.yalcin@gmail.com
Bilgi: Prof.Dr. Nuh Tolga Yarman