Suna Kan, Cana Gürmen İkilisinin Başarılı Konseri

Suna Kan – Cana Gürmen İkilisinin Başarılı Konseri

Hayati Asılyazıcı

Yılların deneyimli keman virtüözü Suna Kan, bütün resitallerini piyano sanatçısı Cana Gürmen’le birlikte veriyor. Keman-piyano ikilisinin yeni virtüözleri inanılmaz konserlere imza atıyor. Aslında Suna Kan’ın imzası değişmiyor, nedeni de yaşamının sanat alanındaki başarılarıyla sürüp gelmesi. Burada herhangi bir duraksama yok; Suna Kan’ın yıllardır yükselttiği ve başarılarla dolu sanat yaşamının doğal sonuçları. Bir virtüözün yükselttiği çıtayı, sürekli dorukta taşıması elbette ki kolay değil. Suna Kan da Cumhuriyet Aydınlanmasının önde gelen ışıklarımızdan biri ve keman dalında en önemlisi. Öncü aydınlanma bayrağını hiç bırakmadan taşıyıp duruyor.

Yanılmıyorsam, virtüözlüğüyle eşdeğerli piyano sanatçısı Cana Gürmen, Kan’ın üçüncü doruğu. Kan-Gürmen ikilisinin başarı dolu resitallerinden yenisini, geçtiğimiz hafta Kadıköy Süreyya Operası Salonu’nda gerçekleştirdi. Yeni yılın ilk ayında bir tarih düşüldü Süreyya Operası’na. Suna Kan-Cana Gürmen resitali, görkemli bir şekilde yankılandı.
Biliyorum, Caddebostan Kültür Merkezi’nde resitaller sürüyor. Özellikle İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın izleyiciye, AKM’nin yokluğunda büyük çabalarla Aya İrini’de CBKM’de Lütfi Kırdar Salonu’nda izleyicileriyle buluşuyor.

Süreyya Operası’ndaki gösteriler, Kadıköy Belediyesi’nin çabaları ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin yapımlarıyla ortak bir işbirliğiyle yaratıldı. En azından iki yıl gibi uzun bir süre İstanbul kısıtlı da olsa opera ve bale ile müzik etkinliklerinden yoksun kalmayacak.

Kan-Gürmen ikilisinin resitali, boyutlu olduğundan bestecilerin yorumuyla ilgili düşüncelerimi şimdi açıklamayı yeğliyorum. Ne var ki, resitalin niteliği ile yorumun derinliğini zaten buraya kadar değerlendirmeye çalıştım. Olağanüstü düzeyli güzel resitalin genel görüntüsünü çizdiğimi düşünüyorum. Dokusu, yorumu böylesine eşsiz güzelliğiyle yankılanması Suna Kan’la Cana Gürmen’in müziksel açılardan yorumladığımızda, ikilinin ulaştığı yorum beni böyle bir yazı yazmaya taşıdı.
Burada yaptığım tek şey, Kan-Gürmen resitalini yeterince yansıtabilmektir. Bu nedenle farklı boyutlu bakış açılı eleştiri çıktı ortaya.

Her konserin, özellikle müziğin programı seçki olarak önemli. Buna Kan ve Cana Gürmen’in resital programının izleyicileri etkilemekle kalmayacağı gibi, yaratılan bütünlükle müzikseverleri müziğin rengi ile ezgilerinin izleyicileri nasıl sarıp sarmaladığını gördük. Böylesini ancak virtüözler yapabilir. Süreyya Operası’ndaki resitalde bunu gördük. Programda neler olduğunu hangi bestecilerin yapıtlarının seslendirilip yorumlandığını merak ediyorsunuz. Yazının üçte ikisinde resitalin olağanüstü başarısını ayrıntılı biçimde anlatmaya çalıştım. Sözgelimi Mozart’ın (Kv 304 Mi minör 14) Sonat’ın Allegro Tempo di Menuetto adlı bölümleri, izleyicileri içsel ve dışsal açılardan resitalin içine çekmişti bile. Büyük bestecilerin görkemli yapıtlarını ikilinin, yineliyorum virtüözlerin işleri olduğunu belirtmeliyim.

Beethoven’in (İlkbahar, no5 Fa major 25) Sonatı, bestecinin ruhunu dinlendiren güzellikteydi. İkinci bölümde, Dvorak’ın iki ölümsüz parçası ve J. Brahms’ın Scherzo (6’) bestesi vardı. Dört romantik parça ve Slav Dansları, estetiksel yorum örnekleriydi yorumlanan parçaların tümü. Master Class için örnek bir resitaldi. Genç keman ve piyanistlerin bu soy resitalleri izlemeleri gerekir. “Bis” olarak seslendirilen Bartok’tur. Roman dansları geceden kalan “bir hoş sada”ydı.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir