Tomek Sikora’nın
Fotoğraflarında
Frederic Chopin Nostaljisi
2 Ekim 2014 – 2 Ocak 2015
İstanbul Fotoğraf Müzesi, Türkiye – Polonya ilişkilerinin 600. yılı
İstanbul Fotoğraf Müzesi, Türkiye – Polonya ilişkilerinin 600. yılı dolayısıyla Polonyalı fotoğraf sanatçısı Tomek Sikora’nın “Frederic Chopin” adlı sergisine ev sahipliği yapıyor. Chopin’in doğumunun 200. yılı kutlamaları nedeniyle 4 yıl önce ilk kez Varşova’da galası yapılan sergi, şimdi İstanbul’da sanatseverlerle buluşuyor.
Müzik tarihinin dehalarından Chopin için yapılmış en güzel projelerden biri olan bu fotoğraf sergisi, sanat tarihine de bir selam gönderiyor. Sergi Monet, Renoir, Sisley, Degas gibi empresyonizm akımının öncülerinin eserleriyle de bir yakınlık duygusu oluşturuyor.
Empresyonizm; doğayı sadakatle resmeden, nesnelerin ışık karşısındaki görüntüsünden, be-lirli anlardaki ışığın etkisinden yararlanan keskin konturların ve titiz ayrıntıların görülmediği bir akımdır. Anlık görüntüler ve göz duyumculuğuna dayanan bu akım, Tomek Sikora’nın Chopin projesindeki fotoğra arında karşımıza çıkıyor. Tomek Sikora, projesinin oluşumu konusunda müzisyenin yaptığı yolculuktan ilham aldığını belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “Frederic Chopin bir posta arabasıyla ülkeyi gezdi, çünkü yavaş gezmek istedi. Bu şekilde doğanın mucizeleri, köylü barakalar içindeki insanları ve şarkı söyleyerek tarlada çalışan veya çamaşır asan kadınları gözlemleyebiliyordu. Bütün bunlar, duyarlı besteciye ilham vermiş; aynı zamanda kendisinin doğduğu yerin bir resmini oluşturmuş, gençliğin neşesini ve o anların endişesizliğini hatırlatmış. Çünkü yetişkinler için böyle neşeli ve kaygısız anlar, sorumluluklar ve hayal kırıklıkları sayesinde kaybolmakta.
Ben de onun yaptığı gibi Polonya’yı geziyorum ve büyüleyici kimliğimizi belirleyen her neyse onu yakalamaya çalışıyorum. Bu tatlı ve heyecan verici resimler, gittikçe yoğunlaşan bir güç ile hayal gücümüzü işgal ediyor.”
Zaman zaman fotoğraf sanatçıları başka sanat dalları ve akımlarından faydalanarak projeler üretir. Tomek Sikora’nın “empresyonist fotoğra ar” olarak da tanımlayacağımız projesi,Chopin’in 1829 – 1830 yılları arasında taşrayı gezerek verdiği bir dizi konserden ilham aldı. Taşraya, benzer bir yolculuk yapan fotoğrafçı, müzisyenin seyahatini tekrarladı. Frederic Chopin’in müziği ve Tomek Sikora’nın fotoğra arı, izleyicilere nostaljik bir seyahat yapma imkanı sağlıyor.
İstanbul Fotoğraf Müzesi, Tomek Sikora’nın “Frederic Chopin” sergisine ev sahipliği yapmaktan onur duyuyor ve iki sanatçıyı da saygıyla selamlıyor.
Cengiz Kahraman
Küratör
Tomek Sikora
Yıl 1968…İlk kez Polonya'dan ayrılıyorum. Yazgım, beni tamamıyla masalsı ülke kuzey Afrika'ya -Tunus'a attı. Tamamen başka bir kültürü keşfetmenin büyüsü içindeyim. Palmiyeleri, geleneksel jalabiya adlı beyaz entarileri içinde, farklı tende renkli insanları, ateşi başıma vuran sıcağı ve içime işleyen çöl kumuyla çepeçevre; yeni bir kıtayı keşfetmek üzere olduğumu hissediyorum: Bilinmeyen bir dünyanın fatihiyim. Bir ay önce böyle bir şeyi yaşayacağım aklımın köşesinden bile geçmezdi; yüreğim hop hop hopluyor. Bir zaman sonra Tunusta konuk olduğum ablamın evindeki plak albümünde Chopin'in bir plağına rastlıyorum, plağı koyuyorum, daha önceleri hiç bir zaman müziği böylesine konsantre olarak dinlememiştim. Uzun zaman tanımlayamadığım bir şey yansıyor bana, öyle bir şey ki; boğazımda düğümleniyor ve kalbimi sızlatıyor, tanıdığım yerleri çağrıştırıyor, duygulandırıyor, canlandırıyor sesleri; kaygısız geçirdiğim çocukluk gençlik günlerinin renklerini, yaşamı keşfettiğim zamanları… Ancak yıllar sonra, tekrar ülkemi dışına çıktığımda, bu kez bilinçli olarak içime, bir daha ülkeme dönemeyeceğim duygusu yerleşiyor; o zamanlar dinlediğim nostalji dolu müzikle.
Bugün yine köklerime döndüm…
Fryderyk Chopin, aşık olduğu ülkesini temelli terk etmeden önce yaşamının yarısında ülkesi Polonya da oldukça seyahat etti. Atlı arabayla yolculuk öyle yavaştı ki, harika doğada köy evlerinin içindeki insanları, tarlada çalışan, şarkı söyleyen, ya da çamaşırlarını asan kadınları gözlemleme olanağı buluyordu. Duyarlı besteciyi yalnız bunlar esinlendirmekle kalmadı, aynı zamanda doğum yerinin resmini oluşturdu; çocukluk döneminin tüm kaygısız anılarını ve büyük bir keyfle geri döndüğü yetişkin ve sorumluluk çağının düş kırıklarını içeren. Onun Polonya'da bir zamanlar gezdiği gibi,
ben de geziyorum ve bizim büyüleyici kimliğimizi oluşturan şeyi yakalamaya gayret ediyorum. Tatlı ve renkli bu resimler, düş gücümüzü her an daha bir güçle kurcalıyor.
ben de geziyorum ve bizim büyüleyici kimliğimizi oluşturan şeyi yakalamaya gayret ediyorum. Tatlı ve renkli bu resimler, düş gücümüzü her an daha bir güçle kurcalıyor.
Tomek Sikora
Annesi ressam, babası heykeltıraş olan Tomek Sikora, Polonya’nın Varşova kentinde dünyaya geldi. Tiyatro ve film afişleri alanında çalışmaları da olan sanatçı, 1972 yılında haftalık Varşova Illustrated dergisinde 10 yıl süreyle foto muhabiri olarak çalıştı. Stüdyo ve reklam fotoğrafçılığı alanında başarılı çalışmalar yaptı.
1980 yılında ‘’Albüm’’ ve ‘’Alice Harikalar Dünyası’nda’’isimli iki büyük projesini Paris Pompidou Merkezi’nde bulunan Modern Sanat Müzesi’nde, Gençlik Bienali kapsamın-da tanıttı.
1982 yılında Melbourne’deki Victorian Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde fotoğraf atölyeleri düzenlemek üzere Avustralya’ya gitti ve bir fotoğraf stüdyosu kurdu. Birçok defa fotoğrafçılıkta yaratıcılık konusunda ödül aldı.
Sayısı 57’yi bulan kitaplarının düzenli olarak sınırlı sayıda baskıları yapılıyor. Sanatçı kapsamlı sergiler de düzenlemeye devam ediyor.
Çok sayıda çalışması olan sanatçının son projeleri şunlardır: 7 yılda hazırladığı ‘’Paris Sokakları’nın 213 km altında’’ isimli 390 sayfalık bir albüm, ayrıca ‘’Dört Mevsim’’, ‘’Bir yıl Geçti’’ ve ‘’İstanbul–Sokak Fotoğrafçılığı’’ isimli albümler. Tomek Sikora, bağımsız fotoğrafçılığı birçok ülkede tanıtan Homeless Galerisi’nin kurucusudur. 2002 yılından beri, Varşova’nın çeşitli fotoğrafçılık okullarında ve üniversitelerde fotoğraf dersleri vermektedir.
2006 yılından beri, Moving Photopgraphy isimli bir dizi yürüten Tomek Sikora, dizi kapsamında animasyonlu fotoğrafçılığa dayanarak kısa lmler üretiyor.
He was born in Warsaw, Poland as a son of painter mother and sculptor father. He has also works in eld of theatre and lm posters and he served as photojournalist for ten years in Warsaw Illustrated weekly journal in 1972. He has successful works in studio and advertisement photography.
He introduced his two big projects called `Album` and `Alice in wonderland` in scope of Youth Biennial in Modern Art Museum in Paris Pompidou Center in 1980.
In 1982 he went to Victorian Fine Art University in Melbourne, Australia to organize photography workshops and established a photography studio. He was awarded for his imaginary in photography for several times.
His books, almost 57 books, are being published regularly in limited number. e artist continues to organize comprehensive exhibitions.
He has a lot of works and his latest projects are: his 390 paged album called `213km under Paris Streets` that he prepared in 7 years, and also albums called `Four Season`, A Year Passed `Istanbul- Street Photography`.
Tomek Sikora is founder of Homeless Gallery introducing independent photography into several countries. He has been teaching photography in several photography schools and universities of Warsaw since 2002. Tomek Sikora has been performing a series called Moving Photography since 2006 and producing short movies based on animated photography in scope of this series
Sergi açılışından fotoğraf seçkisi 2 Ekim 2014
İstanbul Fotoğraf Müzesi, Türkiye – Polonya ilişkilerinin 600. yılı
HABER KAYNAK: Bozena Çetiner
bozenacetiner