17 Nisanı Bekleyenlere

17 Nisanı Bekleyenlere

17 Nisan`ı Bekleyenlere Bilmem biliyor musunuz? 17 Nisan 1940 yılında Köy Enstitüleri kuruldu. Bu enstitüler Türkiye`ye özgü bir eğitim projesiydi. Cahil bırakılan halkın eğitilmesi gerekiyordu. Bu enstitülerde yetiştirilen öğretmenler köylere giderek, oradaki gençleri çağdaş bir şekilde eğiticeklerdi. Amaç buydu, çünkü o dönemlerde okuma yazma oranı oldukça düşüktü. Bu durum gözönüne alınarak, bu eğitim projesi hayata geçirilmişti. B. Russell`in “Yeni dünyanın anahtarı eğitimdir” dediği gibi, bu anahtarla çağdaş eğitimim kapıları açılmalıydı.

Köy Enstitüleri`nin mimarı olan İsmail Hakkı Tonguç, Tonguç Baba bakınız ne demiş eğitim konusunda: “Serbest okumaya değer vermeyen eğitim kurumlarında kitap yakan, kitaplıklara kilit vurabilen, öğrencileri eşkiya takip eder gibi kovalayan gaddar kara cahiller peyda olur; toleranstan eser kalmaz… Cumhuriyet tüm değerlerini çürütür, onu temelinden yıkan bir araç haline gelir.” Lütfen son tümceye dikkat ediniz: “Cumhuriyet tüm değerlerini çürütür, onu temelinden yıkan bir araç haline gelir.” Sanki Tonguç Baba, bugünleri biliyormuş gibi, bu sözleri söylemiş. Yıllar sonra söylediği hemen hemen gerçek oldu ve cumhuriyetin tüm değerleri çürümeye başladı.

Açık konuşmak gerekirse; bugünlere gelişin temeli veya tohumları ne acıdır ki, CHP döneminde başladı. 1938`den 1950 yılına kadar geçen 12 yıl içinde pekala, CHP ve onun başındaki Milli Şef olarak bilinen İsmet İnönü hem devrimleri hem de bunun yanı sıra Köy Enstitüleri`ni sonuna kadar savuna bilirdi. Ama olmadı!.. Şimdi de kalkıyorlar, acele ile getirilen 4+4+4 yasasını destekleyenlere kızıyorlar. Kızmaya, öfkelenmeye hiç hakları yok hele hele Atatürkçüyüm diyenlerin!.. Kızmaya, öfkelenmeye hiç hakları yok Öğretim Blrliği`ni desteklemeyenlerin!.. Kızmaya, öfkelenmeye hiç hakları yok Hasan Ali Yücel, Tonguç Baba vs. gibilerini anmayanların!… 17 Nisan geldiğinde de 17 Nisan`ı ne anmaya ne de kutlamaya hakları var eğitimin dibine dinamit koyanların!… Kardelenleri, Ateşböceklerini ağızlarından düşürmeyenlere, Mehmet Başaran`ın Tonguç Baba için yazdığı şu şiiri hatırlatalım:

“Komadı karanlığın ağaları Halk uyansın ülke çiçeğe dursun Komadı aydınlıktan korkanlar Terledin dayattın hep bizim için Hey Cilavuzlar, Kepirler, hasanoğlanlar… Aydı bir destan şafağı işte, Umudu sevinci büyütüyor okullar Halk babası köyler babası Ha desen horana kalkar milyonlar Sen Anadolusun halksın köylersin” Ya işte böyle! Eğer gerçekten köylünün aydınlatılması isteniyorsak, Hasan Ali Yücel`in, Tonguç Baba`nın bıraktığı izde yürüyelim… Gerisi hikayedir hikaye…

Dr. Yüksel Cavlak

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir