TİYATROTİYATROTİYATROTİYATROTİYATRO
27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü Ulusal Bildiri 2008
Orhan Alkaya
Bugün 27 Mart 2008, Dünya Tiyatro Günü. Bu kez önünüzde konuşmak görevi ve onuru bana verildi.
Ustam Muhsin Ertuğrul’un yazdığı ilk Ulusal Bildiri’nin otuz yıl sonrasında ve O’nun kurumsallaştırdığı tiyatronun doksan dört yıllık birikimine işçilik ettiğim zamanda.
Türkiye tiyatrosu hayli zamandır bir uzun geçidin tam içerisinde duruyor ve geçidin darlığı hayal gücünü bunaltıyor. Bu geçitten, binlerce yıllık ayrışık kültürel zenginliğimizle süzülmek, Dünya köyüne, kendi oyun oynama birikimimizle akmak üzereyiz.
Küçük bir köyde yaşıyoruz, ısınıyor yahut üşüyoruz, mutlaka seviniyor ve üzülüyoruz, farklı dillerde konuşuyoruz ve ötesi, daima hissediyoruz. Köyün bilgeleri ve onların söylenceleri, uzun, durağan hayat önermelerini kışkırtıyor, hepimizi tekçi dayatmalardan koruyup sakınıyor, yaşamak böyle anlam kazanıyor. Çünkü başlangıçta hayat şekilsizdir.
Öyleyse, oyun oynamaktan ne alıkoyabilir bizi? Pek az temel izlek var biliyoruz, ama yaratıcı insan kadar çok hikâye kurma ve anlatma biçimi de var. Tiyatro sanatı hayatı sıkıcı, ısrarcı bir düzenekten koruyup kollarken, yaratıcı insandan beslenir, besleniyor. Çünkü insan eşsizdir.
Olsa olsa henüz köyün sokaklarında saklı kalmış biçimler var ve yasak mahallelere ansızın girmek heyecan vericidir. Yeni biçimlere ihtiyaç duyuyoruz, çünkü tıkanmak ölümdür. Biçim özün ta kendisidir ve en çok biçim yasaklanır bilinebilen zamanda.
Aynı anda ileriye ve geriye, yani hayatı anlamlı kılacak kimyaya, yeryüzü yaşayanının şaşırtıcı imgelemiyle gidip gelelim –ki sahici tekliği, bugünde var olan İnsan’ı anlamlı kılabilelim. Bütün zamanları kapsayan ânda, bugünde!
Bugün daima yakıcıdır. İkaros’un kanatları elbette acıyacaktır ama kim güneşe o denli yaklaşmayı tasavvur edebilir ki? Çünkü ancak, yanmayı göze alan aydınlatabilir.
Tiyatro ümitsizliğin reddidir, çünkü oyun daima başlar. Şimdi ve burada, yeniden, oyun başlamak üzere.
Başlayalım öyleyse; hayatın gözden geçirilmiş yeni yorumlarına her zaman ihtiyacımız oldu. Bu ihtiyaç olmasaydı tiyatro ne işe yarardı –ki?
Orhan Alkaya
Rejisör
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları
Genel Sanat Yönetmeni
**********************************
Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Günü Ulusal Bildirisi 2008
Haluk Yüce
Merhaba Genç Arkadaşlarım; Merhaba Tiyatro Dostlarım, Merhaba Sevgili Eğitimciler, Ebeveynler…
Bugün ‘Dünya Çocuk Ve Gençlik Tiyatroları Günü’.
Bugün sizin özel gününüz. Bu sizin tiyatroyla, dahası sanatla buluşma gününüz. Bu gün tüm dünyada şanslı olan çocuk ve gençler bir oyun izleyecek, bu oyun ve tiyatro üzerine konuşacak, onlara eşlik eden yetişkinlerle birlikte ortak bir heyecan yaşayacaklar. Tiyatro yapan sanatçıların da heyecanı karşılıksız değil; onlar da bu güzel coşkuya karşılık vermek, bu heyecanı sürekli kılmak için var güçleriyle çalışacak, sizlerle daha sık buluşma çabasında olacaklar. Onların bu çabası siz gençlerin, çocukların, eğitimcilerin, anne ve babaların çaba ve destekleri ile karşılık bulabilir. Yani siz de tiyatroyu yaşamınızda önemli bir yere koyarsanız, siz de onun eksikliğini bir oyun izlemediğinizde duyarsanız, tiyatrocuların bu çabası boşa çıkmayacaktır. Beğeni ve eleştirilerinizi ifade etme hakkınız saklı kalmak üzere onlara bu buluşmalardan duyduğunuz mutluluğu dile getirmekten kaçınmayın. Bu onlar için çok önemli çünkü. Çünkü tiyatro yapmak büyük bir özveri gerektiriyor ve bunun en başta gelen karşılığı sizin mutluluğunuzdur. Unutmayın, tiyatro duygusal deneyimlerin, hayal gücü yolculuklarının ve kültürel zenginleşmenin yaşandığı en eski, en güzel sanatsal buluşmadır.
* Seyircisine alçak gönüllü ve içtenlikli bir şekilde yaklaşan,
* Seyircisiyle kendisini eşitler ilişkisi içinde görüp, buluşmayı birlikte oyun kurma, yeni düşüncelere yelken açma olarak gören,
* Oyunculuk becerisini, seyirciyi kolayından avlama kurnazlıklarına kapılmadan, oyunun gereklerine göre kullanan,
* Seyirciyle –oyun içi ve oyun dışı- iletişimde içtenlik ve samimiyete önem ve öncelik veren,
* Tiyatroyu bir görev ve para kazanma aracı olarak değil, severek ve isteyerek yapan…
Tüm bu çocuk ve gençlik tiyatrosu çalışanlarını hepinizin huzurunda alkışlıyorum. Bu tiyatrocularla karşılaştığınızda siz de onlara sahip çıkmayı, onların ellerinden tutup bu yolculuklarında onlara eşlik etmeyi, onlarla birlikte büyümenin keyfini yaşamayı unutmayın.
Güzel ve anlamlı gününüzü bir kez daha kutlarken, bu önemli çabada yalnız olmadığınızı da hatırlatmak isterim. Ben ne güzel ki, bir oyuncu/yönetmen olduğum kadar, aynı zamanda ASSITEJ’in, Uluslararası Çocuk Ve Gençlik Tiyatroları Birliği adlı kuruluşun Türkiye Merkezi üyesiyim. Daha iyi, daha özenli, sanatsal kaygıyla hazırlanmış oyunların sizlere yakıştığına gönülden inanan ve bunun tüm dünyada gerçekleşmesi için çaba harcayan ASSITEJ ve kendi adıma hepimizin aradığı ‘nitelikli’ yaşamın, nitelikli ‘sanatla’ varolacağına inancımızı sizlerle paylaşmak isterim. Tiyatro dolu günlere.
****************
HABER Kaynak: Tiyatro Dergisi Web Sitesi,
Teşekk&u
uml;rlerimizle…
Haber Düzenleme: Tevfik Yalçın evetbenim
Tablo: Tevfik Yalçın: 1997 yılında Oben Güneyi'in anısına "İNSANDA TİYATRO TİYATRODA İNSAN" , Yağlı boya 40X70 cm.
evetbenim
sanatı, sanatçıyı, yaşamı paylaşmak için…