Gürer Aykal a Saygı Gecesi


http://www.sureyyaoperasi.org/
 

GÜRER AYKAL’A SAYGI GECESİ
20.01.2014 Pazartesi, saat: 20:00
Kadıköy Süreyya Operası Sahnesi


Gürer Aykal, Gülsin Onay, Pelin Halkacı Akın,  İris Şentürker

Gürer Aykal'a Saygı Gecesi'nden Görsel Seçkiler
Oradaydım: Tenise Yalçın/ 20.01.2014 Pazartesi,Süreyya Operası Sahnesi


Sunum: Doç.Dr. Melih Tangün


Açılış Konuşması: Mesut İktu


Gürer Aykal Sinevizyon Gösterimi

Orkestra şeflerinin aşırı dalgınlıkları ile dalga geçildiğinden bahseden Gürer Aykal, Ulvi Cemal Erkin’in anlattığı bir hikâyeyi örnek gösterdi: Ulvi Cemal, Ferit Anlar ile tavla oynarken Ferit Anlar zarı ağzına atar fincanı tavlaya döker. 
Gürer Aykal, ekibi ile ilgi de şu bilgileri verdi: “Seçtiğiniz çalgıcıları çok iyi bilirsiniz. Bu iyi bildiğim çalgıcıların bazen kendi performanslarının gerisinde olduklarını gördüğümde anlarım ki ailede bir sorun var. Genellikle eşleri ile kavga ederler. Bu durumlar müziğe çok kötü şekilde yansır. Bunu fark ettiğimde, konser için gönderilen çiçeklerden birini veririm ve derim ki “Al bunu eşine götür.” Şaşırırlar, “Hocam nereden anladınız bunu?” der, sevinirler.”
Yeni çocuğum Karşıyaka Filarmoni Orkestrası
Orkestra kurmanın bir cumhuriyet çocuğu olarak görevi olduğunu belirten Şef Aykal,  “1977 yılında Faruk Güvenç’in öncülüğünde, Suna Kan’la birlikte Oda orkestrasını kurduk. 18 kişiydik. Bu 18 kişi Avrupa’da 100’ün üzerinde konser yaptı ve yaptığı her konserde kendi ülkesinin bestecilerine de yer verdi. Bu orkestra, hem ülkesindeki müziğin hem de çalgıcıların ne derece üst seviyede olduğunun en açık kanıtı oldu.” dedi.
İzmir Opera ve Balesi’nin kurulmasını da sağlayan Aykal, Borusan Flarmoni Orkestrası’nı övünç duyduğu önemli bir iş olarak nitelendirdi;  fakat “en son çocuğum dediği” Karşıyaka Filarmoni Orkestrası’nın çok yakında her tarafta aranılır, istenilir bir orkestra olacağını dile getirdi.
Ahmet Adnan Saygun’un bir öğrencisi olmanın getirdiği özveriden de bahseden Şef Gürer Aykal şöyle devam etti: Adnan Saygun’un öğrencisi olmanın ne demek olduğunun anlaşılması için bir şey daha anlatayım; Saygun, ders yaparken odasına birisinin girmesine çok kızardı. Bir gün dersteyken bir de baktık odaya biri girdi. Ben içimden eyvah dedim ama kapıdan giren daha önünü iliklemeye çalışırken hocam ona doğru hızla giderek “Ooo üstadım hoş geldin” diye haykırdı. O kişi bir halk ozanıydı.
Üzüldüğüm iki şey var
Meslek hayatı boyuncu üzüldüğü iki olay olduğunu da öğrendiğimiz belgeselde Aykal şunları dile getiriyor: Üzüldüğüm bir şey Safiye Ayla ile ilgilidir. Safiye Ayla İzmir Devlet Senfoni Orkestrası ile beraber 4 parça söyleyecekti. Kadının yeterince parası olmadığı için bu orkestrasyon yapılamadı ve ben bu konseri yapamadım. Müzikle uğraşanların o olağanüstü kadının bu isteğinin ne anlama geldiğini düşünmeleri gerekir.
İkincisi de Zeki Müren’le ilgili idi. O da “Ayşem” operetini yapmak istiyordu. Kariyerimin hemen başında olduğum günlerdi. Ben de onun orkestrasyonunu ve şefliğini yapacaktım. Sanırım yönetmenimle anlaşamadı ve ben böyle bir dâhiyle sahneyi paylaşamadım. Üzüntüm budur.
Anadolu’dan gelen yücelik
Türk bestecilerinin eserlerinin ilk çalınışını yaptığı için hiç övünmek istemediğini vurgulayan Gürel Aykal bunun böyle olmasından utanç duyduğunu belirtti.  Aykal, sözlerine şöyle devam etti. “Keşke ben 50’inci olaydım. Örneğin Amerika’da müzik direktörü olmuş ilk orkestra şefiyim. Keşke 100’üncü olsaydım. O zaman her şey çok daha farklı olurdu. Sanatçının o kadar etkin bir rolü vardır ki, siyasal yaşamda bile bu kendini gösterir. Her mevkide sanatçının yeri çok önemlidir. 
Dünyanın en önemli çellistlerinden bir tanesi Yo Yo Ma’dır. Konserlerinden sonra hep kendisine bis yaptırılır, bir kere daha çal diye. O her yerde Saygun çalar. Dünyanın her yerinde Saygun’u tanıtıyor. Adam bir Amerikalı Çinli. Saygun’un yüceliği Anadolu’dan gelir. Kolay değil bu toprakların üzerinde yaşamak. Bu vatanı kirletmek değildir amacımız, daima yüceltmektir. Benim görevim de bu.”
 http://yedirenk.org/?p=content&cl=haberler&i=160
 

 


İris Şent&uuml
;rker – Pelin Halkacı Akın


İstanbul Sinfonietta

1.kemanlar
Pelin Halkacı Akın, başkemancı
Özgecan Günöz Kızılay
Murat Erginol
Özge Özerbek
2.kemanlar:
Rüstem Mustafa, grup şefi
Özüm Günöz
Erkan Çavdaroğlu
Başak Erdem Atasoy
Viyola:
Öykü Koçoğlu, grup şefi
Beste Tıknaz Modiri
Hakkı Çakar
Viyolonsel:
Şafak Erişkin, grup şefi
Yılmaz Bişer
Özlem Gürsoy
Kontrabas:
Onur Özkaya
 
 Gülsin Onay
 
 
                                  Fazıl Say                                    Cevat Durak/ Karşıyaka Belediye Başkanı

Prof.Dr.Gürer Aykal, konser sonrası, kitap ve CD'leri imzaladı, anı fotoğrafları çekildi

 Gürer Aykal: "Alessandro'ya Başarı dileklerimle.
Atatürk'ü oku her şeyi çözersin"

 

 

Dünyaca ünlü orkestra şefimiz Prof. Gürer Aykal, Ankara Devlet Konservatuvarı’nın Keman Bölümü’nü Nejdet Remzi Atak'ın, Kompozisyon Bölümü’nü ise Ahmet Adnan Saygun’un öğrencisi olarak üstün başarıyla bitirmiş, Londra ve Roma’da ünlü orkestra şefleriyle çalışmış, 1973’ten beri hem ülkemizde hem dünyada tüm ünlü orkestraları yönetmiş ve ünlü solistlere eşlik etmiştir. Türk bestecilerinin bazı yapıtlarının dünyada ilk seslendirilişini gerçekleştirmiş ve sayısız CD çalışması yapmıştır.
 
Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası bir ilki gerçekleştirerek, Belediye Başkanımız Sayın Selami Öztürk’ün yüksek himayelerinde, Devlet Sanatçısı Sayın Prof. Gürer Aykal’a saygı gecesi düzenlemiştir.
 
Bu konsere katılarak izleyicilere zengin, farklı bir müzik gecesi sunacak değerli sanatçılara
teşekkürlerimizi sunarız…


Sayfa düzeni: Tenise Yalçın evetbenim
tenise@evetbenim.com
Görseller: Tenise Yalçın
Kaynak – İleti Haber – Süreyya Operası/ http://www.sureyyaoperasi.org/HaberDetay.aspx?id=546

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir