Son Gaziyi Uğurladık…
Mustafa Şekip Birgöl (1903-2008: İstanbul)
İstiklal Savaşımızın son gazisi
önünde: biz sanatçılar, saygıyla eğiliyoruz…
Kahramanlar: Savaşta, bilimde, sanatta, kısaca yaşamın her alanında: İdeallerinin karşısına kendi yaşamlarını koyarlar. Bu bilinen dengede, bu bire bir eşleşmede; başaran taraftırlar. Başarırlar, Kahraman olurlar. Bazen bu uğraşta; yaşamları onlara armağan olarak bırakılır. Bazen de "ideal"; Kahramanlığı verir, karşılığında bir yaşamı alır gider. Kahraman; toplumun ortak bilincine silinmez olarak yazılır. Topluma güç verir, önünü aydınlatır, geleceğe giden yolda izlenmesi gereken ana yodur. Bir varlık ve yokluk ikileminde var olmanın kısa adıdır.
Kahramanlar, yaşadıkları toplumun, insanlığın ortak değeri olduktan sonra; insanlığın bilincinde en üstte yer aldıkları andan itibaren; artık sanatçının ellerinde geleceğe taşınırlar. Sanatçı, bu son noktayı sanatıyla en yükseğe taşırken; estetiğin, duyumun tüm öğeleriyle; taştan yontar, tuvale aktarır, notaya yükler; seslendirir. Güzelleştirir, kalıcı kılar, yaygınlaştırır, insanlığın ortak değerine dönüştürür.
evetbenim bir sanat sitesidir . Ancak, bu toplumun, ülkemizin insanlarının hizmetinde olan; kendi olanaklarıyla sanatı, sanat olaylarını; insanların hizmetine götürmeye çalışan ve “sanatı, sanatçıyı, yaşamı paylaşmak için..” söylemini ilke edinen bir sitedir.
Bir Gazete haberi ve bilinç tazelemesi: 29 Ekim 2004 tarihinde Hürriyet Gazetesi’nde: “Kitap Oldular, Son Kahramanlar 81.yıl” haberi yayınlandı. Ersin Kalkan ve Kutup Dalgakıran’ın bu ortak araştırma kitabı; o günlerde yaşayan İstiklal Savaşı Gazilerinin yaşayanlarını konu alan bir kitap olduğunu açıklıyordu. Bu haberi okuduğumda çok mutlu oldum ve çok da hüzünlendim. Bu kahramanların varlığını hissederek yaşamak, nerede ve nasıl yaşadıklarını bilmemek affedilir gibi değildi. Hemen duygularımı süslemeden, içimden geldiği gibi haberin altına bir yorum yazdım ve okurlarla paylaşma yolunu seçtim.
İşte o yorum: Tevfik Yalçın/ Her ulusal bayramımızda bu gazileri merak eder, acaba yaşayan kaç kişi kaldı diye kendime sorarım… Maaş zamlarını dikkatle izler, sıkıntı içinde yaşamadıklarına kendimi inandırırım. Bu insanlar Öyle büyük insanlarki; bir ulusu kurtarmış olmalarına karşın eşi görülmemiş bir alçakgönüllülük ve tokluk içinde sessizce bir bir yaşamlarını yitirdiler. Bizler de ulus olarak onlara çok şey verdiğimizi söyleyemeyiz. Devletimden ve Askerlerimden, Milletimden dileğim: Son gazimizi, bu vatan topraklarında son yolculuklarına öyle bir görkemle uğurlayalımki; Kurtuluş savaşımızdaki zafere; onun şanına yakışır olsun ve hepimiz o uğurlamada orada olalım! Bunu tüm kalbimle istiyorum. .. Yaşıyorsam, varsam, özgürsem! Geleceğe güvenle bakıyorsam bu: Atatürk ve onun kahraman askerleri sayesindedir… Sağolun Kahramanlar! Sizleri unutmayacağız!
Bu gün, 2004 yılında istediğim dileğim yerine geldi. Son İstiklal Savaşı Gazimiz Mustafa Şekip Birgöl; törenlerin en büyüğü ile, önce 13 Kasım Günü Ankara’da Yüce Meclisimizin düzenlediği, 14 Kasım günü İstanbul’da 1. Ordu Karargahı Selimiye Kışlasında başlamak üzere Devlet Töreni ile sonsuz yolculuğuna uğurlandı. Bunu görmenin, yaşamanın iç gönencini yaşıyorum. Ülkem ile, insanlarım ile gurur duyuyorum… Bu büyük Ulusun bir bireyi olmaktan övünç duyuyorum… Biliyorum; bir dönemin, yaşayan tanığı kalmadı. Artık bu bir öğreti oldu. Tüm belgeler bizi bekliyor, tüm bigileri öğreneceiz, öğreteceğiz. Bilimin aydınlığında yolumuza devam edeceğiz… Çok çalışacağız! Yılmayacağız! Başaracağız!… Dünden bize kalan en büyük Görev: BAŞARMAK!… BAŞARACAĞIZ!…
Tevfik Yalçın
14 Ekim 2008 İstanbul
BİRGÖL'ÜN ÖZGEÇMİŞİ
İstanbul Üsküdar'da 1903 yılında doğan Mustafa Şekip Birgöl'ün babası ve dedesi de deniz subayıydı.
İlkokulu Hasanpaşa, ortaokulu Bursa Işıklar Askeri Okulunda, liseyi Edirne Kuleli Askeri Lisesinde okuyan Mustafa Şekip Birgöl, daha sonra Harp Okuluna girdi.
7 kuşaktan deniz subayı olan babası ve atalarının aksine Birgöl, 15. Fırka 45. Alay'dan Piyade Mülazım (Asteğmen) rütbesi ile Afyon Cephesinde Kurtuluş Savaşı'na katıldı.
Büyük Taarruz'da bulunan Mustafa Şekip Birgöl, 9 Ekim 1922'de düşmanın İzmir'e dökülmesinin ardından Samsun'daki kıtasına döndü.
Birgöl, 1928 yılına kadar Samsun'da görev yaptıktan sonra Sarıkamış, Bayburt ve Muğla'da görevdeyken, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra çıkan bazı ayaklanmaların bastırılmasında fiilen görev aldı.
Çanakkale Eğitim Alayı, Ezine Dağ Tugayı ve Gelibolu 4. Tümen'de görev yapan Birgöl, 13 Eylül 1952 yılında Albay rütbesinde iken emekli olarak ordudan ayrıldı.
Mustafa Şekip Birgöl, TBMM'ce kabul edilen İstiklal Madalyası Kanunu gereğince kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile taltif edildi.
Emekli Albay Birgöl, emekli subay ve İstiklal Madalyası sahiplerine verilen maaştan faydalanıyor.
Mustafa Şekip Birgöl'ün 20 yıl önce vefat eden ilk eşi Pakize Bir
göl'den Tamay, İnci ve İpek adında 3 kızı oldu.
Birgöl'ün kızları Tamay Gökçetin ve İnci Tokel geçtiğimiz yıllarda vefat etti.
Mustafa Şekip Birgöl'ün biri kız, ikisi erkek üç torunu ve bir de torununun çocuğu bulunuyor
İstiklal Savaşı'nın son gazisi Mustafa Şekip Birgöl tedavi gördüğü GATA Haydarpaşa Askeri Hastanesi'nde bu sabah saat 03.00 sıralarında vefat etti. Mustafa Kemal Atatürk'le birlikte Çanakkale ve Sakarya savaşlarına katılan Birgöl, 105 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Kadıköy Kozyatağı'ndaki evinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan 12 yıllık eşi Ayşe Birgöl, Şekip Birgöl'ün uzun süredir rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğünü ve eşinin sabah saatlerinde hayatını kaybettiğini söyledi.
Ayşe Birgöl, "Atatürk'le birlikte birçok cephede savaşmışlar.Çanakkale, Sakarya savaşlarına katılmışlar. Sağlığında o günlerle ilgili anılarını anlatıyordu. O günleri hatırlayınca bazen heyecanlanıp konuşamıyordu" dedi.
Hayatta kalan tek kızı İpek ve damadı Bekir Artunç ile Kadıköy'deki evlerinde yaşıyordu.
Devlet Töreni
Fotoğraflar: Tenise Yalçın
Haber Kaynak: Haber Düzenleme Tevfik Yalçın
Devlet Töreni Fotoğrafları: Tenise Yalçın, teşekkürlerimizle…
Özgeçmiş:www.internethaber.com