Komşu Kızı Şiirleri:
“Fahriye Abla” İşte o ölümsüz şiir… Her erkek çocuğun ergenlikten gençliğe geçişinde tutulduğu sevda hastalığı. Ahmet Muhip Dranas’ın yazdığı bu ölümsüz şiiri gençlik döneminde ilk okuduğumda benim de ablalarım vardı; Fahriye Abla gibi… İçimdeki o ümitsiz sevgiyi bilir ve uzak, kadınsı gülümsemeleriyle beni bağışlarlardı… Yıllar sonra, şiirde ilerledikçe ben de “Komşu Kızı” şiirlerini yazmaya başladım. Evli, iki kız çocuğu babası koca adam olarak; elbette bunun kolay bir iş, anlaşılır bir şey gibi görünmediğini biliyorum. Çoğu kez “… Yahu bu adam bu kıza aşık!” denildiğini, işin sonunun nereye varacağını merak ederek izlendiğimin de farkındaydım… Hiç umurumda olmadı, özgürce duygularını anlatamıyorsan şiir yazmanın ne anlamı var!? Ancak bu işe soyunan koca adamın aile çevresinden gördüğü hoşgörü; dünyalara bedeldir. İşte onlara teşekkür etmek gerekir…
“Komşu Kızı Şiirleri” yapısı gereği çok sık yazılan şiirler değildir. Başka bir değişle şıpsevdilik değildir. Yazanı bellidir, yazılan bellidir ama bu doğrudan ilk bakışta anlaşılmaz. Kimlik tam belirtilmez, fiziki anlatım olsa da yakın çevre dışında uzaktakiler anlamaz. Bu şiirler; özgül ağırlığı “sevgi” olan, yardımlaşma, yol gösterme, teşekkür ve özlem içeren şiirlerdir. Sayıları beş-altıyı geçmeyen komşu kızı şiiri yazdım. Bir şiir yazdığım komşu kızları olduğu gibi, birden fazla yazdıklarım da oldu. Onlar bu şiirlerin kendilerine yazıldıklarını biliyorlar ve mutlular. Ben de ,“Fahriye Abla” şiirinde anlatılan kahramana sonsuz saygı duyarken; Ahmet Muhip Dranas’ın yolundan giderek, edebiyatımızın şiir alanında bu yolu izlediğim için ayrıca büyük mutluluk duyuyorum.
Tevfik Yalçın
13 Nisan 2014
Ziverbey İstanbul
FAHRİYE ABLA
Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.
Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden,
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye abla!
Eviniz kutu gibi bir küçücük evdi,
Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi;
Güneşin batmasına yakın saatlerde
Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede.
Yaz, kış yeşil bir saksı ıtır pencerede;
Bahçende akasyalar açardı baharla.
Ne şirin komşumuzdun sen, Fahriye abla!
Önce upuzun, sonra kesik saçın vardı;
Tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı.
İçini gıcıklardı bütün erkeklerin
Altın bileziklerle dolu bileklerin.
Açılırdı rüzgârda kısa eteklerin;
Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla.
Ne çapkın komşumuzdun sen, Fahriye abla!
Gönül verdin derlerdi o delikanlıya,
En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya.
Bilmem şimdi hâlâ bu ilk kocanda mısın,
Hâlâ dağları karlı Erzincan'da mısın?
Bırak, geçmiş günleri gönlüm hatırlasın;
Hâtırada kalan şey değişmez zamanla.
Ne vefalı komşumdun sen, Fahriye abla!
Ahmet Muhip DRANAS
Komşu Kızı Şiiri
OLDU BİTTİ
Komşu kızı DOÇEND oldu,
Aşkımızsa THE END oldu…
O diyor ki bana;
“Asla! Never Never!”
Ben diyorum Ona;
İster evir, ister çevir:
Oldu-Bitti …
Sana DOÇEND
Bana THE END
Tevfik Yalçın
5 Ocak 2014 Ziverbey
İstanbul'da şimdi şiir ve erguvan çiçekleri zamanı,
Tevfik Yalçın, 13 Nisan 2014,