Moda Sahne: 2019 Eylül – Ekim Programı

0

MODA SAHNE: Tiyatro, konser, festival etkinlikleriyle 2019 Eylül – Ekim ayı programını sunuyorYeni Bir Şarkı (La Musica Deuxieme)
Yazar: Marguerite Duras
Çevirmen: Murat Erşen
Yöneten: Kemal Aydoğan
Sahne Tasarımı: Bengi Günay
Işık Tasarımı: İrfan Varlı
Oynayanlar
Melis Birkan
Caner Cindoruk
Süre: Tek perde 90′
+12BİZ İYİ İNSANLARIZ” Tiyatro FAFA
Yazan: Philip Ridley
Çeviren: H. Can Utku
Yöneten: Eyüp Emre Uçaray
Yönetmen Yrd: Kürşad Divarcı
Müzik: Tolga Çebi
Şarkıyı Seslendiren: Özgür Çevik
Oynayanlar: Füruzan Aydın
Aşkın Şenol
Afiş Tasarım: Ecehan Toprak
Işık ve Ses Kumanda: Uğur Aksu – Onur Cevizoğlugil
Reji Asistanları: İrem Geylan – Onur Cevizoğlugil
Sahne Fotoğrafları: Emre Mollaoğlu
Organizasyon: Triaa Organizasyon
Merhaba. Füruzan ve Aşkın olarak sizlere hayatımızı değiştiren bir hikayeden bahsetmek istiyoruz. Ollie ve Jill’in hikayesi…
Onlar, bugünkü yaşantımızı kurmak için bize ilham kaynağı oldular. Hepimiz mutlu bir yuva kurmak için çabalamıyor muyuz? Ailecek bir araya gelip güzel yemekler yiyebileceğimiz kocaman bir mutfak… Huzur içinde korkmadan uyuyabileceğimiz güvenli bir ev… Çocuklarımızla hafta sonu gezilerine gidebileceğimiz bir araba…
Bütün bunlara ulaşmak artık rüya değil! Bu rüyayı gerçekleştirebilmek için yapmamız gereken fedakarlıklar ilk başta size biraz sarsıcı gelebilir, hatta korkunç. Ama hepimiz bu rüyayı hak etmiyor muyuz? Çünkü her birimiz içten içe biliyoruz ki aslında hepimiz, iyi insanlarız.
Biz iyi insanlarız.SEVGİLİ ARSIZ ÖLÜM-DİRMİT” Tiyatro Hemhâl
Yazan: Latife Tekin
Uyarlayan- Yöneten: Hakan Emre Ünal
Uyarlayan- Oynayan: Nezaket Erden
Proje Danışmanı: Zeynep Günsur Yüceil
Afiş Tasarım: Kardelen Akça
Süre: Tek perde 90′
12 yaş üzeri için uygundur.
Süreç Hakkında
Oyun, romanın oyuncu kişisine dokunduğu yerden Dirmit’i, Dirmit’in anlatısı üzerinden ise romandaki diğer karakterleri tanıma ve romanın yazar-anlatıcı yoluyla kurulmuş büyülü gerçekçi dilini, karakter-anlatıcıyla en yalın halde sahneye taşıma araştırmasının bir ürünüdür.
Oyun Hakkında
“Köyden şehre göç eden kalabalık bir ailenin şehirle mücadelesini ailenin en küçük kızı Dirmit’in gözünden dinliyoruz. Sıkıştıkları tek odalı evde, şehre tutunma mücadelesinde hepsi kendilerince bir yol tutturuyor. Dirmit kız ise durmak bilmeyen merakı ve direnme gücü sayesinde karşısına çıkan zorluklarla baş etmenin türlü yollarını buluyor. Onu şehirden korumaya çalışan annesi Atiye, babası Huvat ve abileri Dirmit’in türlü yollarından huylanıyor, ona adet ve geleneklerin rehberliğinde türlü engeller koyuyorlar. Ama Dirmit durur mu, durmuyor!
Hakan Emre Ünal- Nezaket Erden”
Roman Hakkında
“Gerçekleşmeyen düşler, aralarında doğup büyüdüğüm insanları paramparça etti… Kente ayak uydurabilmek için boğuşup durdum. Her yanım yara bere içinde kaldı. Boğuşurken birlikte doğup büyüdüğüm insanlardan ayrı düştüm. Ama kendi öz değerlerimi, dilimi ve o insanların durulmaz bir coşkuyla bana taşıdıkları sevgiyi koruyabilmek için direndim.Bu roman bu direnişim için aralarında büyüdüğüm insanların bana armağanıdır.”
Latife Tekin”
Tiyatro Hemhâl Hakkında:
Tiyatro Hemhâl 2018 yılında Nezaket Erden, Hakan Emre Ünal ve Ayşe Draz tarafından kurulmuş profesyonel bir tiyatro topluluğudur. Farklı teatral biçimleri denemek ve tiyatroda yeni ifade biçimleri önermek üzere bilgi ve birikimlerini bir araya getiren bu üçlü, çalışmalarının ana eksenine anlatı ve dramatik yapı arasında seyreden kurguları ve oyuncunun sahne üzerinde, seyircinin karşısında şimdiki zamanda var olma durumunu oturtur. Seyircilerin karşısına koyduğu, koymayı planladığı ürünler bir fikir üzerinde yoğunlaşarak uzun bir araştırma süreci sonucu ortaya çıkmış ürünlerdir. Sahneleme biçimleri ile performansın seyirci ile buluştuğu teatral ana dair olanı ön plana çıkarmayı hedefleyen topluluk, varolan metinleri ya yeniden yazım yaparak ya da sanatsal yaklaşımlarını ön plana çıkaracak şekilde yeniden yorumlayarak kullanmayı tercih eder,özgün sahne metinlerini oluşturur.“ŞEYH BEDRETTİN DESTANI” Tiyatro Baykuş
1402 Ankara Savaşı’ndan hemen sonra oluşan “Fetret Devri” döneminde baskıya ve zulme karşı ırk, dil, din ayrımı gözetmeden yepyeni, ortak, kardeşçe bir yaşam kurma hayaliyle ayaklanmış onbinlerce insanın destandır.“TARANTO BABU”
Yazan – Nazım Hikmet
Yöneten – Harun Güzeloğlu
Oynayan – Cansu Fırıncı
Clown Eğitimi – Ezgi Keskin
Yönetmen Yrd. – Burcu Akpınar
Kostüm – Nazan Ön (ZeZe)
Işık Tasarım – Alev Topal
Görsel Tasarım – Özgür Şahin
Makyaj ve Sahne – Harun Güzeloğlu
Gölge Dekor Tasarımı – Busenur Sevinçli
Işık – Mertcan Ertürk
Fotoğraf – Tahir Enes Akbuğa
Süre: 75 dakika, tek perde
“Bu seyirlik, Henri Barbusse’ün hatırasına…
Kendi ülkesinde kendi dilini istediği gibi kullanamadığı için, Asya ve Afrika dillerine merak saran bir İtalyan arkadaştan, geçenlerde bir paketle bir mektup aldık. Arkadaşın adını söylemek istemiyoruz. Başı belaya girer. Fakat mektubunu olduğu gibi size aktarıyoruz… “5 QUARTET” – Konser
Anı birlikte yaşamaktan keyif alan beş yakın arkadaşın, muhabbetin tadını aldıkça 2 de 1 bir araya gelen 5 yakın arkadaşın bi araya gelmesiyle oluşan bir müzik grubudur 5 Quartet.
Meşk halinde çalıp söyledikleri türküleri stüdyo ortamında canlı kayıt eden ve o anı görüntüleyerek dinleyicilerin de aynı müzikal duygulara ortak olmasını isteyen bu 5 yakın arkadaş kendilerini
Biz zaten hep 1 baktık 2 demedik.
2 dinleyip 1 çaldık.
2 düşünüp 1 söyledik.
Kimseye 2 demedik, herkes 1 bizim için.
Dinledikleriniz, kendine 5 Quartet,
2 ye 1
ve
2 de 1
diyenlerin sesleri… diye tanımlıyor ve bu muhabbetlerine 2 de 1 albümü ile sizi ortak etmek için istiyorlar.
Albümde alanında usta isimlerin de eşlik ettiği 2 de 1 albümünde
Erdal Erzincan (Seher Oldu – İpek Mendil)
Hüsnü Şenlendirici (A İstanbul)
Murat Süngü (Germir Bağları)
Murat Söğüt (Bir Su İçtim)
Hasan Gözetlik (İreyhan Eker misin)
Göksun Çavdar & Hasan Gözetlik & Anıl Şanlıel (Bir Su İçtim)
2 de 1 ‘in kayıtlarını grup üyelerinden Abdurrahman Tarikci’nin sahibi olduğu Stüdyo Tını’da yapan 5 Quartet, dört müzisyen ve süpervizör – video kayıt operatörü olmak üzere beş kişiden oluşan bir gruptur. Grup elemanları:
· Vokal: Emre Oral Burç
· Akustik Bas: Abdurrahman Tarikci
· Gitar: Şeyhmus Fidan
· Kopuz: Emre Ay
· Süpervizör – Video Kayıt: Aycan Yaman
Uzun yıllardır birçok farklı müzik projesiyle kendini kanıtlamış olan 5 Quartet üyeleri, bu proje ile birikim ve olgunluklarını dinleyicilerine sunmaktadırlar. Bu nedenle de sade, duru ve aynı zamanda da zihinsel ve duygusal yoğunluğu yüksek eserler üretebilmektedirler. 5 Quartet bütün eserlerini akustik çalgılarla ve canlı kayıt şeklinde ortaya çıkarmakta ve böylelikle “o anın” müziğini yapmaktadırlar. Bu samimiyet, dinleyicileri de etkilemiş ve yayınladıkları performans videoları kısa zamanda yüksek izlenme oranlarına erişmiştir.“KIYI”
Yazan: Wajdi Mouawad
Yöneten: Kemal Aydoğan
Çeviren: Ayberk Erkay
Sahne Tasarımı: Bengi Günay
Müzik Direktörü: Ulaş Özdemir
Işık Tasarımı: İrfan Varlı
Kondüsyoner: Yeşim Coşkun
Oynayanlar
Wilfrid; Onur Ünsal
Baba: Uluç Esen
Şövalye: Caner Erdem
Yönetmen, Emniyet Memuru, Emil Dayı, Genç Baba, Ankia, Hakim, Ame: Mert Şişmanlar
Kameraman, Cenaze Evi Görevlisi Kadın, Marie Teyze, Simone: Melek Ceylan
Sesçi, Tezgahtar, Mıchel Dayı, Yetişkin Baba, Wazaan, Hasan, Massi: Barış Yurtsever
Yönetmen Yardımcısı Kız, Lucie Teyze, Jeanne, Joseph, Hakimin karısı: Çağla Buldak
Yönetmen Yardımcısı Çocuk, Müşteri, Cenaze Levazımatcısı, François Dayı, Doktor, Issam, Farid, Jamil, Sabbe: Talha Kaya
Asistanlar
Ulaş Kaya
Kardelen Ezgi Yıldız
Gamze Akça Özcan
Süre: 2 Perde 125′
+18
Wajdi Mouawad’ ın ajansıyla gerçekleştirdikleri iletişim desteğinden dolayı Fransız Kültür Merkezi’ ne teşekkür ederiz.“HAMLET”
Yazan: William Shakespeare
Çeviren : Onur Ünsal – Emre Adıyaman
Yöneten : Kemal Aydoğan
Sahne Tasarımı : Bengi Günay
Işık Tasarımı : İrfan Varlı
Afiş Tasarımı: Cem Dinlenmiş
Oynayanlar
Hamlet : Onur Ünsal
Gertrude : Esra Kızıldoğan
Ophelia : Kübra Kip
Claudius : Murat Tüzün
Polonius, Osric : Timur Acar
Laertes, Guildenstern : Mert Şişmanlar
Horatio, Rosencrantz : Çağlar Yalçınkaya
Hayalet, Oyuncu Kral : Hasan Demirtaş
Oyuncu Kraliçe, Mezarcı : Ulaş Kaya
Süre: 2 perde 120′
+12
09.10.2013 tarihinde oynanmaya başlandı.
CLAUDIUS
Hamlet Polonius nerde?
HAMLET
Yemekte.
CLAUDIUS
Yemekte mi? Nerde?
HAMLET
Yemekte değil, yenmekte. Toprak kurtçuklarından oluşan bir heyet üzerinde toplanmış bulunuyor. Kurtçuk insanı yiyebilen tek imparatorumuzdur. Hayvanları bizi semirtsinler diye semirtiriz. Biz de kurtçuklar semirsin diye semiririz. Şişman kralla zayıf dilenci aynı masanın iki ayrı tabağıdır. İşte son.
CLAUDIUS
Tüh tüh tüh.
HAMLET
İnsan, kral yemiş bir kurtçukla balık avlayabilir ve o kurtçuğu yiyen balığı da ham edebilir.
CLAUDIUS
Ne ima ediyorsun?
HAMLET
Hiç. Tam olarak hiç… Sadece bir kralın dilencinin bağırsağında gezinebileceğini söylemek istedim.“BÜTÜN ÇILGINLAR SEVER BENİ”
Yazan: Stefan Tsanev
Çeviren: Hüseyin Mevsim
Yöneten: Kemal Aydoğan
Sahne Tasarımı: Bengi Günay
Işık Tasarımı: İrfan Varlı
Afiş Tasarımı: Bengi Günay
Yönetmen Asistanı: Yağmur Mısırlıoğlu
Oynayanlar
Yosif: Mert Fırat
Maria: Öznur Serçeler
Angel: Çağlar Yalçınkaya
Süre: Tek perde 80′
+12
16.10.2013 tarihinde oynanmaya başlandı.
ANGEL
Tavanda idam edilmiş bir lâmbanın dışında bakılacak başka bir şey olmadığından, yavaş yavaş yükseklere bakma alışkanlığını yitiririz.
MARİA.
Evet, doğru.
ANGEL.
Tavanın üstünde, gökyüzünün, yıldızlar ve evrenin bulunduğunu unuturuz. Daha büyük olduğumuzu düşünmek için, kendi dünyamızı gitgide küçültür, duvar ve tavanla kuşatırız. Bundan dolayı ev yapmak istemiyorum. Çeşmeler ise gökyüzü altında.
MARİA.
Evet, evet… Ne zamandır gökyüzüne bakmadığımı hatırlamıyorum.“KAPILARIN DIŞINDA” Yolcu Tiyatro
Yazan Wolfgang Borchert
Çeviren Behçet Necatigil
Yöneten Ersin Umut Güler
Animasyon Tasarımı, Ses Tasarımı, Post Prodüksiyon Tufan Dağtekin
Kostüm Tasarımı Özlem Kaya
Işık Tasarımı Servet Ergün
Oynayanlar Cenk Dost Verdi, Pervin Bağdat, Burak Üzen, Emre C. Sancar
Yönetmen Yardımcısı Serdar Bordanacı
Asistanlar Emre C. Sancar, Özlem Yılmaz, Turgay Korkmaz
Afiş-Broşür Tasarımı Uğurcan Ataoğlu
Oyun Fotoğrafları Orhan Cem Çetin, Saygın Serdaroğlu
Videodaki Oyuncular Müzeyyen Durgun, Ersin Umut Güler
Teşekkürler Müzeyyen Durgun, Yasemin Ertorun, Selma Necatigil, Alamet-i Farika, Effective Media Production, Visio Vox
Süre: 85 dk/ Tek Perde
Savaşın birey ve toplum üzerindeki yıkıcı etkisinin anlatıldığı oyunda, ruhsal ve fiziksel yaralarla savaştan yurduna dönen bir askerin, döndüğünde hiçbir şeyi eskisi gibi bulamamasının hikayesi anlatılıyor.
Borchert, Nazi karşıtı görüşlerinden dolayı defalarca tutuklandı. Öykü ve şiir kitapları bulunan yazar, tek oyunu olan “Kapıların Dışında” adlı eseri, sağlığının kötüleşmesi üzerine İsviçre’de yatırıldığı bir hastanede yazdı. Borchert, “Kapıların Dışında” dünya prömiyerini yapmadan bir gün önce, 20 Kasım 1947’de, henüz 26 yaşındayken tedavi gördüğü hastanede hayata gözlerini yumdu ve ardında savaş karşıtı bir başyapıt bıraktı.
Yolcu Tiyatro, tiyatro tarihinin en güçlü savaş karşıtı oyunlarından biri olan, Wolfgang Borchert’in “Kapıların Dışında” adlı eserini, dijital görüntü teknolojisini kullanarak sahneliyor. Animasyonlarla oyuncuların iç içe geçtiği ve interaktif olarak sürekli iletişim halinde olduğu sahneleme ile dijital teknoloji oyunun bir parçası olarak kullanılıyor.“AZİZ İSTANBUL’DAN” Konser
Solistler: Tuba Akyol, Eray Cinpir
Kanun: Tuncay Tuncay
Klasik Kemençe: E. Canfeza Gündüz
Solist / Bağlama: Evren Hacıoğlu
Sanat Danışmanı: Murat S. Tokaç
İstanbul’un kültürel ve sanatsal mozaiği içerisinde, geçmişten günümüze kalan müzik mirasımızı yarına aktarabilmek adına…
Şarkılarıyla, türküleriyle İstanbul’u dinliyorum…
Ve şairin dediği gibi “Boğaziçi şen gönüller yatağı”…“TEFTİŞÖR” Tyatroadam
Gogol’ün Müfettiş adlı eserinden uyarlayanlar: Irmak Bahçeci, Oğuz Utku Güneş, Ayşe Ayter
Yönetmen: Oğuz Utku Güneş
Yönetmen Yardımcısı: Ayşe Ayter
Dramaturg: Irmak Bahçeci
Koreograf: Gizem Erdem
Kostüm ve Dekor Tasarımı: Makbule Mercan
Işık Tasarımı: Ayşe Ayter
Ses tasarımı: Özgehan Özturan
Işık kumanda: Uğur Aksu
Ses kumanda: Berkcan Kılıç
Oyun Asistleri: Uğur Aksu, Burak Demirel, Berkcan Kılıç, Yasemin İşcan
OYNAYANLAR: Barış Yıldız, Berk Yaygın, Çağdaş Tekin, Çetin Kaya, Deniz Özmen, Ediz Akşehir, Gökhan Azlağ
2 Perde 120 dakika
“Zaman çizelgesinde askıda kalmış bir zaman…
Ulusların, dillerin ve kavramların birbirine karıştığı, bulaşık bir yer küre…
Tüm kürenin uyum sağladığı “Bulaşık Uluslar Meclisi” teftişi altında uyumsuz bir ülke…
Bu geri kalmış distopya ülkesinin “Bâşı” ve “Mâkamları”, kimliği gizli bir “Teftişör”ün kente geldiği istihbaratıyla sarsılırlar ve bir otelde konakladığını öğrendikleri bu adamı aslında her şeyin yolunda gittiğine ikna etmek için harekete geçerler.
Peki acaba “Gogol Search”de bile var olmayan bu adam, gerçekten üst düzey bir “Teftişör” müdür, yoksa sıradan bir ademoğlu mu?
Kim bilir?
Gogol bilir.”
“Ne gülüyorsunuz? Siz kendinize gülüyorsunuz!” (N.Gogol)“Redbull Music Festival İstanbul Ballroom Night”
11 Ekim 2019 Cuma, saat: 20:0011 Ekim gecesi Moda Sahnesi’nde Red Bull Music Festival İstanbul kapsamında Vogue kültürünün parıltılı ve göz kamaştıran bir suretiyle karşılaşmaya hazır mıyız?
biriken sanat kolektifi ve Red Bull iş birliği ile ruhunuzu harekete geçirecek bir atışma, en derinden duyguları dansa, coşkuya, müziğe, stile dönüştürecek bir boy gösterme, şamatalı bir şölen! 11 Ekim gecesi Moda Sahnesi’nde Red Bull Music Festival İstanbul kapsamında Vogue kültürünün parıltılı ve göz kamaştıran bir suretiyle karşılaşmaya hazır mıyız? Gökkuşağının tüm renklerine hazırsak eğer, Ballroom Night, performans sanatçılarını, drag queen’leri, dansçıları ve DJ’leri sahneye davet ediyor! Hem İstanbul’dan hem dünyanın farklı kentlerinden özel isimlerin ağırlanacağı gecede sağlam ve “havalı” adımlarla turlanacak bir “cat walk” ile karşı karşıya kalacağız.
Linn da Quebrada
Cinsiyet ve beden paradigmalarına meydan okuyan hip hop sanatçısı, Brezilya LGBTİ+ topluluğunun en üretken isimlerinden biri. Brezilya funk’ını ve ruhunu rap ile buluşturuyor.
Lyzza
Yoğun kulüp ritimleriyle Avrupa’nın farklı kentlerinde birçok gece kulübünde bedenlerin özgürleşmesini sağladı. Sıra İstanbul’da!
House of Ninja
Voguing kültürünün en prestijli isimlerinden Willi Ninja’nın özgür ve özgün perspektifinde, onun ayak izlerini takip eden üstün yetenekli dansçılar topluluğu.
Kübra Uzun
Performans sanatçısı Kübra Uzun “The show must go on” diyor ve şarkıcı, şarkı sözü yazarı, piyanist Can Türkkan eşliğinde bizlere müzikal geçmişi ve yolculuğuna göz kırpacak iki şarkı söylüyor.
Dudakların Cengi : Pop Emergency!
Dudakların Cengi, kısa bir sürede İstanbul drag ailelerinin altın günü haline gelen bir açık sahne lipsync etkinliği. Her zamanki gibi müzikal türler arasında özgürce gezinecek şovları ise bu geceye özel!
Cake Mosque
On parmağında on marifet Cake Mosque bu defa karşımız “burlesque” kızı olarak çıkıyor. Tap dance ve voguing dansı birleştirdiği “too darn hot” şovu ile bizlerle olmaya hazırlanıyor.
biriken party!!!
“ biriken Party” Melis Tezkan ve Okan Urun’un oluşturduğu sanatçı ikilisi biriken’in 2008’den bu yana Ünal Bostancı ile birlikte müzik, performans ve eğlenceyi harmanlayarak oluşturdukları özel bir konsept. Üçlü Ballroom Night gecesi için sürprizlerle dolu bir geceye davet ediyor.
Age Reform
Birçok farklı disiplinde üretim yapan sanatçı ve müzisyen Berk Çakmakçı’nın deneysel elektronik müzik projesi. Klüp müziğinin “tekinsiz” taraflarında gezinen setlerini keskin pop anları ile bölmeyi seven Age Reform gece boyunca kabinde olacak.
**Red Bull Music Festival Istanbul için özel tasarlanan Red Bull kutularında yer alan QR kodları okutarak ya da www.redbull.com/rbmfistanbul adresine girerek katılmak istediğin gecenin biletlerini %25 indirimle alma şansını yakalayabilirsin.
redbull.com/istanbul
#REDBULLFESTIST
Red Bull:
Red Bull, 20 yılı aşkın süredir “müziği daha öne taşıma” misyonuyla pek çok fikre ve sanatçıya katkı sağlamaktadır. Global çaptaki müzik festivalleri, atölyeler, sanatçı ve yerli müzik kolektifleriyle gerçekleşen işbirlikleri ile müziği ve müziğin arkasındaki yenilikçi zihinleri desteklemektedir.“BİLAL KARAMAN’S MANOUCHE A LA TURCA – MEYDAN KONSERLERİ 1”
Moda Sahnesi ve Caféturc
MEYDAN KONSERLERİ
yüz yüze
yüzümüzü birbirimize çevirip, sahneyi aramıza alıp, sınırları kaldırıyoruz.
MANOUCHE A LA TURCA FT. MUHAMMED YILDIRIR – ÜLKÜ AYBALA SUNAT
gipsy swing-caz
Bilal Karaman – Gitar
Özgün Bora – Gitar
Baran Say – Kontrbas
Ft.
Muhammed Yıldırır – Keman
Ülkü Aybala Sunat – Vokal
Gitar virtüozu Bilal Karaman ve grubu Manouche A La Turca, konuk sanatçıları Muhammed Yıldırır-Ülkü Aybala Sunat ile beraber, bu gece swing-caz kulübünün sıcak ortamını yaşatacak.
İlk tohumların 2010 yılında atıldığı Manouche a La Turca, manouche (manuş) standartlarının yanısıra bizim topraklarımızdan da Longa ve Sirto’ları repertuvarına katan özgün bir çalışma. Gypsy Swing (Manouche) ekolünün Türk müzikleriyle mükemmel bir uyumu!
Şubat 2018’de ilk albümünü çıkaran Manouche A La Turca, 27 Eylül 2019’da iki yeni EP yayınlayacak.
Manouche A La Turca paylaşımı, keşfi, etkileşimi seven, sahnesine kendi alanlarında başarılı bir çok müzisyeni konuk eden bir macera. Kurduğumuz meydanda sanatçılar etrafında çember kuracağız, kaynaşacağız ve eğleneceğiz. Ancak bu biraraya gelişte sadece bizler değil, sahne üstü de kendi kaynaşmasını yaşayacak.
Guiness tarafından dünyanın en hızlı kemancısı sayılan, çeşitli orkestraların kuruculuğunu ve şefliğini yapmış Muhammed Yıldırır, caz vokalisti, farklı türlere merakı olan, kendine has üslubuyla çeşitli projelerde yer alan Ülkü Aybala Sunat, Manouche A La Turca’nın bu yüksek enerjili gecenin konukları.
Gipsy swing meydanında buluşmak üzere.
Bilal Karaman, gitar. Müzisyen ve besteci. 2005 yılında Bilgi Üniversitesi Caz Bölümü’nden mezun oldu. 4 albüm yayınladı, Dianne Reeves, Marcus Miller, Zakir Hussein, Aynur, Hüsnü Şenlendirici gibi ustalarla sahne aldı. Yurt dışında 30’a aşkın ülkede mekan ve festivallerde gitarını seslendirdi.
Özgün Bora, gitar. Bursa’daa ve İstanbul’da klasik gitar ve armoni eğitimi aldı, ardından caz müziği alanında kendini geliştirdi. Farklı tarzlarda yabancı ve yerli bir çok grupla çalışıyor.
Baran Say, kontrbas. Müzikal eğitimini Viyana Şehir Konservatuarı ve Bilgi Üniversitesi’nde tamamladı. 2003 yılından beri İstanbul’da aktif olarak çalışmalarını sürdürüyor. Eşlikçi olarak yer aldığı birçok albümün yanında yerel ve uluslararası festivaller ve organizasyonlarda sahne alıyor.
Muhammed Yıldırır, keman. Müzik eğitimine 7 yaşında başladı, İTÜ Devlet Konservatuarı Kompozisyon Bölümü’nden mezun oldu. Orkestralar kurdu, genç müzisyenlerin katıldığı ve önünü açan bir çok çalışma gerçekleştirdi. Çeşitli albümlere ve bestelere imza attı.
Ülkü Aybala Sunat, vokal. Caz ile serüveni İstanbul’un nadide caz kulübü Nardis’te başladı. Türkiye’nin çok sayıda caz festivalinde sahne aldı. Geçtiğimiz yıl yayımlanan albümü “Artiz Kahvesi” yanı sıra değerli ustaların albümlerinde yer aldı.“MARATON”
Proje Danışmanı: Kemal Aydoğan
Tasarım, Yönetim, Koreografi: Bedirhan Dehmen
Sahne Tasarımı: Bengi Günay
Işık Tasarımı: İrfan Varlı
Ses Tasarımı: Mustafa Avcı
Proje Asistanları: Ayça Güngör – Yunus Kaya
YARATAN ve İCRA EDENLER
İlke Kodal
Tolga İskit
Yılmaz Sütçü
(Canlı) MÜZİK
Burak Cihangirli / Davul
Ekin Bilgin / Kontrbas
Evren Karakul / Piyano
Volkan Coşar / Trompet
Süre: Tek perde 80′
+12
Maraton?
B.D.: Dans Maratonu! 1930’lar Amerika’sında, “Büyük Buhran” zamanında popülerleşmiş bir yarışma ve eğlence türü. Bir yanıyla Roma gladyatör dövüşleri geleneğiyle süreklilik içinde, diğer yanıyla “survivor” gibi kitle tüketimine dönük günümüz tv programlarının öncüsü sayılıyor. Hepsinde ortak olan, hayatta kalma çabasının sadistik hazza hizmet edecek şekilde paketlenmesi ve eğlence olarak sunulması. Dans maratonlarında yarışmacılar (bir veya iki saatte bir 10 dk. ara vererek) günler, haftalar, çoğu durumda bir aydan daha uzun bir süre boyunca durmadan dans ediyorlar. Düşenler eleniyor, ayakta kalan son çift kazanıyor!
Fikir, başlangıç?
Moda Sahnesi bünyesinde geçen sene yaptığımız (ve bu sene devam eden) dans-tiyatrosu projesi “Balerin”in enerjisi ve heyecanı, bizleri ikinci bir proje için motive etti ve cesaretlendirdi galiba… Kendiliğinden ve hızlı gerçekleşti herşey. Haziran gibi Kemal Aydoğan’la Sydney Pollack’ın “Atları da Vururlar” filmi ve Horace McCoy’un romanı üzerinden konuşmaya başladık. İçinden geçtiğimiz çalkantılı ve tekinsiz döneme sanatın içinden güçlü bir karşılık olabileceğini düşündük. Oyunu 3 kişiye indirgemek fikri baştan beri mevcuttu. Aynı şekilde, romanı yalnızca bir yola çıkış ve ilham kaynağı olarak alıp, bugünün Türkiye’sine dair sözü olan “buralı” bir iş yapma fikri de sabitler arasındaydı. “Balerin”in balerini İlke (Kodal), en son “Joko’nun Doğumgünü”nde Joko’yu oynayan Tolga (İskit) ve “Hedwig ve Angry Inch” müzikalinin Hedwig’i Yılmaz’dan (Sütçü) oluşan bir kast kurduk. Dansçı olup oyunculuk da yapabilen, oyuncu olup dansa açılabilen ve oyuncu-şarkıcı olup gerektiğinde dans da edebilen bir ekip karması oluştu. Temmuz’da provalara başladık. Maraton, yazımızı kurtardı!
Dans, tiyatro, dans tiyatrosu? Canlı müzik de var!
Her proje kendi estetik dilini ve formunu üretiyor. Yeni Türkiye, ekonomik kriz, yerli ve milli popülizm, kitle manipülasyonu, “yırtma” ve “meşhuriyet” arayışı, vb. bizlere dert olan meselelerle yüzleşmek, derdimizi beyan etmek gibi bir ihtiyaçla başladı “Maraton”. Bir şeyleri sakınmadan doğrudan dile dökmek istediğimizde, sözel ifade ve kelimelerin gücünden faydalanıyoruz, belki eskisinden daha cömert bir şekilde… Fiziksel ve görsel bir lisan aracılığıyla yol almak istediğimizde bedensel ifade ve dansın gücüne yaslanıyoruz. Üstüne, şarkı söyleyebilen bir oyuncumuz ve piyano, kontbas, davul ve trompetten oluşan bir canlı orkestramız da var! Dans, tiyatro ve müziğin çapraz etkileşiminde, özgün ama bütünlüklü bir ifade arayışı içindeyiz.“AKCİĞER”
Yazan: Duncan Macmillan
Çeviren: Barış Arman
Yöneten: Mehmet Birkiye
Oynayanlar: Nergis Öztürk , Engin Hepileri
Süre: Tek perde 90′
+18
Ölümü yenmenin bir yolu neslin devamını sağlamak değil midir? Bizden sonra devam edecek dünyaya, bizden bir parça bırakmak. O parçada bizi biz yapan şeylerden hiç değilse birazının bu dünyada kalmaya devam edeceğine inanmak.
Bu karşıtlık AKCİĞER’de; bir gerçeği görmek ve görmezden gelmek arasında bir ileri, bir geri gidip gelen çaresiz bir çifte kara komedinin kumaşını dokuyor. AKCİĞER; iklim değişikliği eşiğindeki bir dünyada, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan insanoğlunun bu sorusunu, ironik bir klişe ile soruyor; “Çocuk yapmalı mı yapmamalı mı? İşte bütün mesele bu?”
Bu soru, bir çiftin içine düştüğü boşluğu ima eden boş bir alanda, delicesine dönüp duruyor. Sorunun sorulduğu ana sıkışmış bu çift, bu sorunun olası binlerce cevabının yarattığı karmaşa ile bir kaosa doğru hızla ilerliyor. Ve bu kaos giderek oyunun kendi zamanını ve mekanını inşa ettiği bir yapıya, bir düzene doğru evriliyor.“DUYGULAR ŞELALE” Konser
Solistler:
Caner Cindoruk
Timur Acar
Yılmaz Sütçü
Ceren Gündoğdu
Orkestra:
Evren Karakul – Piyano ve Düzenlemeler
Volkan Coşar – Trompet
Ekin Bilgin – Bas
Burak Reşit Cihangirli – Davul
Erkan Zeki Ar – Gitar“İNCE SAZ KONSERİ”
Tanbur: Murat Aydemir
Kanun: Taner Sayacıoğlu
Kemençe : Emre Erdal
Kontrbas : Volkan Hürsever
Vurmalı Çalgılar : Türker Çolak
Gitar : Cengiz Onural
Solist: Ezgi Köker
İncesaz bu konserde kendi şarkılarının yanısıra 19. yüzyıl sonlarından ve 20. yüzyıldan şarkılar seslendirecek. Besteciler arasında Dellalzade, Lemi Bey, Rahmi Bey, Neveser Kökdeş, Erol Sayan, Refik Fersan var.“ZABEL” BGST
Zabel Yesayan…
1878-1943?
Doğum yeri Üsküdar.
Yazar, mücadeleperest, sürgün…
İstanbul’dan Fransa’ya oradan da Sovyetler’e uzanan yolculuğu bir hapishane hücresinde son buluyor.
Çocukluğunu, gençliğini, mücadele yıllarını, sürgün yaşamını hatırlıyor.
Hücrenin karanlığına inat, solmuş hatıraları zihninde renkleniyor.
Hafızamın köşelerinde kapalı kapılar açılıyor ve geçmiş anlar uyanıyor. Bir söz, unutulmuş bir bakış, günlük hayatın çoktan geçip gitmiş teferruatı yeniden hayat buluyor. Bunlar sadece hafızamdan geçmekle kalmıyor içlerindeki hüznü ya da saadeti de bana bir kez daha bahşediyorlar.*
***
7 Kadın, Bir Kadın Uyanıyor, Otobüs gibi oyunlarımız ile şimdiye kadar pek çok kadının hikayesini anlattık. Kimi zaman dinlediğimiz bir hikayeden esinlendik, kimi zaman okuduğumuz bir gazete haberinden ya da yanıbaşımızdaki bir arkadaşımızın sesinden… Bu defa bize çok da uzak olmayan bir geçmişte yaşamış bir kadının hayat öyküsü yol gösterdi bize. Zabel Yesayan’ın hatıraları, romanları, makaleleri bugüne yazılmış mektuplar gibi… Şimdi, Zabel’in sesine kulak verelim birlikte.
Metin: Aysel Yıldırım, Duygu Dalyanoğlu
Reji: Aysel Yıldırım, Duygu Dalyanoğlu, Sevilay Saral
Oyuncular: Aysel Yıldırım, Duygu Dalyanoğlu, Elif Karaman, Maral Çankaya, Nihal Albayrak, Zeynep Okan
Işık Uygulama: Zîlan Kaki
Efekt Tasarım ve Uygulama: Beril Sarıaltun
Afiş Tasarımı: Dilek Şenyürek
Grafiker: Ayşe Damla Pinçe
Aksesuar, Kostüm Tasarım ve Uygulama: Duygu Dalyanoğlu, Elif Karaman, Maral Çankaya, Nilgün Ilgıcıoğlu
Dekor ve Işık Tasarım: Levent Soy, Zîlan Kaki
Sahne Resmi: Dilek Şenyürek
(Sahnede kullanılan tüm resimler orijinal olarak oyun için yapılmıştır.)
Özgün Müzik ve Düzenleme: Ari Hergel
(Oyunda Ara Dinkjian’ın ‘1915-2015 / Truth & Hope’ albümünden parçalar kullanılmıştır.)
Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu’na, Berta Hafidu’ya, Boğaziçi Üniversitesi’ne, Boğaziçi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü’ne, Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları’na, Burak Altındiş’e, Cüneyt Yalaz’a, Elif Yar’a, İlker Yasin Keskin’e, Mehmet Fatih Uslu’ya, Melissa Bilal’e, Ömer Faruk Kurhan’a, Tevrat Kuvancı’ya teşekkür ederiz.
* Zabel Yesayan, Sürgün Ruhum (İstanbul: Aras Yayıncılık, 2016. Çev. Mehmet Fatih Uslu)
Süre: 2 perde 110′“YARALARIM AŞKTANDIR”
Nazan Kesal “Yaralarım Aşktandır” adlı tek kişilik oyunuyla, İran’ın güçlü kadın şairi Furuğ Ferruhzad’ı oynuyor.
Yazar Şebnem İşigüzel’in kaleme aldığı ve Berfin Zenderlioğlu’nun yönettiği oyun, İran şiirinin isyankar sesi Füruğ Ferruhzad’ın nefesini, tiyatro sahnesine taşıyor.
Prodüksiyonunu Poyraz Yapım’ın üstlendiği oyunda anlatılan, aynı iklimde açıp solan hepimizin hikayesi; baskı altında yaşayanların, hep eksik bulunanların ve her şeye rağmen yaşamaya devam edip sözünü esirgemeyenlerin. Toprağa emanet edilmeyi bekleyen, ölüsüne bile tahammül edilemeyen, Füruğ Ferruhzad kendi arafında ömrünün şiirini yazacak ve aklınızdan çıkmayacak sözler fısıldamak üzere sahnede olacak.
Furuğ hepimize cesaret vermeye, “Kuş ölür, sen uçuşu hatırla“ demeye geliyor.
Oynayan: Nazan Kesal
Yazan: Şebnem İşigüzel
Yöneten: Berfin Zenderlioğlu
Işık ve Dekor Tasarım: Cem Yılmazer
Müzik: Burçak Çöllü
Yönetmen Yard: Deniz Biber
Kostüm Tasarım: Natali Yeres
Hareket Düzeni: Dicle Doğan
Afiş Tasarım: Kirkor Sahakoğlu
Afiş Foto: Manuel Çıtak
Oyun Fotoğrafları: Dilan Bozyel
Reji Asistanı: Mert Duysak
Tek Perde 75′“BALERİN” Dans Tiyatrosu
Proje Danışmanı: Kemal Aydoğan
Tasarım, Yönetim, Koreografi: Bedirhan Dehmen
Yaratım, Dans: İlke Kodal
Sahne Tasarımı: Bengi Günay
Işık Tasarımı: İrfan Varlı
Ses Tasarımı ve Müzik: Utku Şilliler
Görseller: Murat Dürüm
Proje Asistanı: Belçim Yavuz
Süre: Tek perde 50′
+12
Erim Ardal, Ezgi Zirek, Fidel Kılıç’ a katkılarından dolayı teşekkür ederiz.
“Balerin”in çıkış noktası ne?
Bedirhan Dehmen: Dans ve bale dendiğinde, muhtemelen akıllara gelen ilk imge olan “Balerin”in gerçekliğini sorguluyoruz aslında. Fazla şablonlaşmış, tekdüzeleşmiş bir balerin algısı var: İşte tütüsü, point’leri (parmak ucunda durmasını ve dans etmesini sağlayan pabuçları), “beyaz”lığı, zarafeti, masumiyeti gibi…
Bu algıyı suda kırılmaya ve yabancılaştırmaya maruz bıraksak, “yamuk” bakarak onun kusursuzluğunu çarpıtmayı denesek, balerini insanlaştırsak ne olur? Balerinin hikayesinin satır aralarını ve sayfa kenarlarını okumak, aynadaki yansımasını esnetmek ve hatta çatırdatmak… Tüm bunlar, onun gerçekliğini yakalamamıza yardımcı olur mu?
Amaç, niyet?
İlke Kodal.: Evet, balerin pek çok insan için, ruhunu müzikle buluşturup izleyenlere ulaştıran, ışık yayan, hayranlık uyandıran ve hatta belki büyüleyen bir ilham kaynağı olabilir.
Sahne üzerinde gördüğümüz balerinin, görmediğimiz ve bilmediğimiz yönleri de var. Mesela, bir atlet gibi disiplinli ve yoğun bir çaba gerektiren zorlu bir yolda olması… Aynı zamanda, sürekli kendi fiziksel, psikolojik sınırlarıyla mücadele etmesini de araştırdık. Sonuçta, porselen bir süs bebek ya da müzik kutusunun içindeki, o kendi etrafında dönen bir obje olarak görülmemeli. Neticede o da bir insan.
Bu çalışma sürecinde, balerinin şimdiye kadar sahne üzerinde görmediğimiz yönlerini, iç dünyasındaki açılmamış kapılarını aralıyoruz ve kendisiyle en derinden yüzleştiği hallerine şahit olduğumuz bir yolculukta buluşuyoruz.
B.D. : Aslında hepsi, insan olduğumuz noktayı referans alarak, balerini daha yakından tanıyabilmek, ona biraz daha yakınlaşabilmek için. Teknik mükemmelliği kadar hatalarını, kusurlarını ve takıntılarını da görelim. Ondan beklenen, “yüksek standartları” gerçekleştirme yönündeki baskının yarattığı bedele ve içsel itirazlarına da kulak verelim. Sahnede gördüğümüz balerinin biricikliğini yakalayabilirsek, hepimizde ortak olan insani yönüyle de yüzleşebiliriz.
Eseri tarz olarak nasıl adlandırırsın ?
B.D.: Dans ve tiyatronun kesiştiği, iki disiplinin araçlarının birlikte kullanıldığı yaratıcı ve dinamik bir süreç işliyor. Tepeden zemine yansıtılacak fotoğraflarla, ilave bir görsel katman oluşturma denemelerimiz de var.
“Balerin”in bir Moda Sahnesi projesi olması dolayısıyla, buranın tiyatro geleneğinden gelen sahne ve ışık tasarımcılarıyla (Bengi Günay, İrfan Varlı) çalışmak gibi bir şansım oluştu. Kemal Aydoğan’ın projeye danışmanlık yapmayı kabul etmesi de, beni şimdiye kadar almadığım dramatik riskler alma, tiyatroya daha fazla yakınlaşma konusunda cesaretlendiriyor.
İ.K.: Daha önce yapılmamış bir çalışma olduğundan ne denir, nasıl denir aslında bilemiyorum. Dans, bale, tiyatro… Hepsinden biraz var. Doğaçlama çalışmalarıyla ilerliyoruz, bedensel ve içsel-psikolojik katmanlar içiçe geçiyor. Sanırım dans tiyatrosu diyebiliriz en bildiğimiz tabiriyle.
Çektiğimiz en büyük dert üretmek olsun!“TIRNAK İÇİNDE HİZMETÇİLER – TİYATRO HEMHÂL”
Günümüz dünyasında geçen özgün bir oyun olan “Tırnak İçinde Hizmetçiler” merkezine bir evdeki iki ‘’hizmetçi’’yi alır. Bu iki kadın kim olduklarını bilemeyecek hale geldikleri bir oyunu sürdürmeye devam ederken, kaçmak istedikleri kendileri ile yüzleşmek zorunda kalırlar. Bu yüzleşmeye sebep veren belirsizliğin içinde tek sığınakları, tekinsizce oyun oynamaya devam etmektir….
12+
85 dk.
Yazan*- Yöneten: Hakan Emre Ünal
Dramaturg: Ayşe Draz
Oynayanlar: Nezaket Erden- Pınar Güntürkün
Reji Asistanı: Buse Uzun
Sahne Tasarımı: Nursev Demirbaş
Işık Tasarımı: İsmail Sağır
Hareket Tasarımı: Gizem Bilgen
Kostüm Tasarımı: Sanem Gençalp
Dekor Uygulama/Sahne Amiri: Güray Doğru Afiş Çizim: Perim İşisağ. Afiş Tasarım: Ulaş Uğur
*Jean Genet’nin Hizmetçiler metninden hareketle
Teşekkürler
Melissa Yener Vittek, Ezgi Özyürekoğlu, Dilara Topuklular, Ece Nur Ateş, Lir Sahne, Zeynep Günsur Yüceil, Sahne Kadir Has“TEHLİKELİ OYUNLAR” Seyyar Sahne
Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’ı bitirdikten kısa bir süre sonra yazdığı “Tehlikeli Oyunlar” romanı, Seyyar Sahne tarafından sekiz aylık yoğun bir çalışma sürecinin ardından seyirci karşısına çıktı.
“Tehlikeli Oyunlar”, Hikmet Benol karakterinin varoluş mücadelesi üzerinde şekillenen ve diyalogtan monoloğa, ben-anlatıcıdan tanrısal-anlatıcıya, mektuplardan günlüklere ve şiirlere, didaskalilerden kaleydoskopik görüntüler oluşturan bilinç-akışlarına kadar birçok yazın tekniği ve türüyle anlatım olanaklarının sınırlarının zorlandığı uzun soluklu bir romandır.
Seyyar Sahne uzunca bir süredir, hareket, ses ve nefesin objektif çözümlemeleri ve bu analizler yoluyla icrasını temel alan oyunculuk çalışmaları yürütmektedir. “Tehlikeli Oyunlar” bu araştırma ve çalışmaların doğal bir uzantısı olarak da görülebilir.
Konsept ve Yönetim: Celal Mordeniz
Metni Düzenleyen ve Reji Danışmanı: Oğuz Arıcı
Metni Düzenleyen ve Oynayan: Erdem Şenocak
Süre: 2 perde 140′”KÜRKLÜ VENÜS”
Yazan: David IVES
Çeviren-Dramaturgi: Şafak ÖZEN
Yöneten: Ersin Umut GÜLER
Dekor-Işık Tasarımı: Cem YILMAZER
Kostüm Tasarımı: Özlem KAYA
Ses, Efekt Tasarımı, Müzik: Tufan DAĞTEKİN
Oynayanlar: Pervin BAĞDAT, Ersin Umut GÜLER
“Siz ve ben ruhu keşfe çıkan iki maceraperestiz, insan doğasının sınırlarını genişletiyoruz.”
Sacher Masoch’un Kürklü Venüs adlı romanını sahneye uyarlayan yazar-yönetmen Thomas Novachek, oyundaki Vanda Dunayev rolü için aradığı kadın oyuncuyu bulamamıştır. Seçmeler bitip herkes gittikten sonra Vanda Jordan adında esrarengiz bir oyuncu tiyatro salonuna gelir. Binlerce yıllık kadın-erkek ilişkisi üzerinden toplumsal cinsiyet meselesine, bireyin arzularının karanlık taraflarına ve insan doğasının sınırlarına doğru bir yolculuk başlar.
Büyülü bir atmosfer içinde, oyun içinde oyun kurgusu ile yazılmış ve sürpriz finali ile dikkat çeken Kürklü Venüs’te oyuncular farklı karakterleri oynayarak rolden role girerler. Bu karakter değişimleri onları yüzleşilmesi gereken pek çok soruyla karşı karşıya bırakacaktır.
Süre: 90′ tek perdeBugge Wesseltoft & Erkan Oğur & Friends konseri
24 Ekim 2019 Perşembe saat: 21:00
Moda Sahnesi’
“Norveçli usta müzisyen Bugge Wesseltoft, sanatçıların her zaman kendilerine özgü ifade biçimlerinin peşine düşmeleri gerektiğine inanıyor. Müzik kaşifi Wesseltoft, modern caz çerçevesinde bugün başlı başına bir stil olarak kabul gören Kuzey Cazı janrının doğuşuna ve şekillenmesine de ciddi katkılarda bulundu.
1990’ların başından bu yana post-modern bir dönüşümden geçen kariyerinde her zaman eşsiz bir sound yaratmayı başardı. Yeni keşiflere adadığı ikonik projesi New Conception of Jazz ve kurucusu olduğu plak şirketi Jazzland Recordings ile bugün cazın nabzını tutan müzisyenler arasında yerini koruyor. Rymden’e hayat veren isimlerden de biri olan Wesseltoft, ayrıca Henrik Schwarz & Dan Berglund ile trio çalışmaları yapıyor.
Aralarında Erik Truffaz ve İlhan Erşahin gibi müzisyenlerin de bulunduğu dostlarıyla sürdürdüğü diğer projesi Bugge & Friends’in performansları ise Wesseltoft’un en ilham verici işleri arasında. 2018’de İstanbul’da tanıştığı ve hayranlık duyduğu Erkan Oğur’la yepyeni bir birlikteliğe imza atmak üzere adım atan sanatçı, bu sürpriz işbirliğinin ilk konserini Akbank Caz Festivali sahnesinde vermeye hazırlanıyor. Basta Alp Ersönmez ve davulda Volkan Öktem eşliğinde gerçekleşecek konserde yepyeni bir müzik diyaloğuna tanıklık edeceksiniz.”
Bugge Wesseltoft: Piyano, Klavye
Erkan Oğur: Gitar
Alp Ersönmez: Bas
Volkan Öktem: Davul

Beğendiysen paylaş.

Yazar Hakkında

Sanatı, sanatçıyı, yaşamı paylaşmak…

Yorum yapın

Lütfen Güvenlik Kodunu Giriniz * Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.