Shakespeare külliyatının incisi:
“Hamlet”
Zeynep Bilgin
İstanbul Devlet Tiyatroları’nda şimdiye kadar hiç düşünmediğim, hatta aklıma dahi gelmeyecek bir yorumla Hamlet sahneleniyor. Hamlet deyince, Shakespeare deyince bir durup düşünüyor insan… Yüzlerce yıl önce yaşamış bir yazar ve yüzlerce yıl önce yaratılmış bir karakter söz konusu olan… (Hamlet ilk kez 1603 yılında oynanmış. bkz: Prof. Dr. Mîna Urgan, Shakespeare ve Hamlet, Altın Kitaplar Yayınevi, Aralık – 1984) İşin ilginç yanı ise hem yazarın hem de karakterin güncelliğini koruyor olması.
Hamlet, diğer pek çok oyun kişisinden farklı olarak, üzerine pek çok incelemeler yapılmış, makaleler hatta kitaplar yazılmış bir karakter. Bunun yanı sıra çok sayıda sahne uyarlaması yapılmış ve beyazperdede de izleyiciyle buluşmuştur.
Tüm bunları düşününce Hamlet daha başka nasıl yorumlanabilir ki diyor insan. Hamlet’i tekrar izlemek, üzerine tekrar düşünmek için ne teşvik eder insanı? Hamlet ile ilgili farklı ne yapılabilir artık?
İşte tam bu noktada Işıl Kasapoğlu’nun yepyeni yorumu çıkıyor sahneye, tek kişilik Hamlet…
Hamlet meddah olursa…
Doğrusu ilk anda çok inandırıcı gelmedi Hamlet gibi bir oyunun tek kişiyle sahnelenebileceği. Hatta bu düşünceyi oldukça garip bulduğumu itiraf etmeliyim. Sonuçta oyunda en az Hamlet karakteri kadar önemli başka kişiler de var, Ophelia örneğin… Claudius ve Gertrude olmadan, Polonius’u görmeden ya da Mezarcı’nın söz oyunlarını duymadan Hamlet’i sahnelemek mümkün mü? Ve tabii Kral Hamlet’in Hayaletini de unutmamak gerek…
Oysaki bu oyunda tek bir oyuncu, tek bir Hamlet var. Deneyimli oyuncu Bülent Emin Yarar, her karakteri bir meddah ustalığıyla izleyiciyle buluşturan yepyeni bir Hamlet yorumuyla karşımıza çıkıyor. Böylesine zorlu bir rejinin üstesinden gelmek için Bülent Emin Yarar kadar iyi bir oyuncuya gereksinim duyulması kaçınılmazdı elbette… Ufacık bir jestle, başka başka mimiklerle bir karakterden diğerine geçerken adeta oyunculuk dersi veriyor Yarar.
“Olmak ya da olmamak…”
Hamlet’in mısra-ı meşhurunu hemen hepimiz biliriz. “Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!” Yaşamak ya da ölmek… Veyahut Can Yücel’in o eşsiz yorumuyla “bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin…” Hamlet oyun boyunca bu sorunun yanıtını arar aslında. Bizlerin de kendisiyle birlikte bu sorunun arkasına düşmesini ister gibidir.
“Düşüncemizin katlanması mı güzel,
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına,
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter! demesi mi?”
Zorlu ve başarılı bir dramaturgi çalışması…
Hamlet, 5 perdelik bir oyun fakat bu yeni uyarlamada yalnızca tek kişilik olmamış, tek perdelik de olmuş. Oyunun dramaturgu Zeynep Avcı’nın muazzam bir iş çıkardığını düşünüyorum. Çoğu zaman dramaturgların işinin ne denli zor olduğunu düşünmeyiz oyunları izlerken. Hamlet gibi klasik ve zor bir oyunda Zeynep Avcı işini bu kadar başarıyla yapmamış olsaydı, Hamlet’i tek perde ya da tek kişilik oyun olarak izlememiz mümkün olmazdı.
Bülent Emin Yarar’ın göz dolduran oyunculuğundan söz ettik ama sahneyi en az onun kadar dolduran başka öğeler de vardı. Flütte Yasemin Taş ve efektlerde Cansın Bezircilioğlu oyunun ritminin düşmemesine büyük katkı sağladılar. Işık tasarımını yapan Cem Yılmazer ve dekor-kostüm tasarımını yapan Hakan Dündar’ın da işlerini eksiksiz olarak yerine getirdiklerini belirtmeden geçmeyelim. Dekorun oldukça işlevsel olmasının yanı sıra estetik görünümden de ödün verilmemiş. Işık ise adeta başka bir aktör olarak yer alıyor sahnede.
Hamlet’i bilen, daha önce okumuş ya da izlemiş olanlar için çok daha keyifli olacak, farklı ve başarılı bir oyun. Nasıl ki Hamlet Shakespeare külliyatında bir inci gibi yıllar geçtikçe değerini arttırıyorsa, Bülent Emin Yarar da sahnede bir inci gibi kabuğundan çıkıyor oyunda..
Zeynep Bilgin
bilgin-zeynep@hotmail.com
"Hamlet" Oyunu, sanatçı: Bülent Emin Yarar