Wolfgang Amedeus Mozart ve Don Giovanni Operası
Hayati Asılyazıcı
3. Uluslararası İstanbul Opera Festivali (07-19 Temmuz 2012) Mozart’ın Don Giovanni operası ile başladı. 19 Temmuz’da Selman Ada’nın operası Aşk-ı Memnu’nun gösterimi ile sona erecek. 2 perdelik Mozart’ın komik opera türünde bestelediği Don Giovanni operası iyi çalışıldığı zaman bizim opera sanatçılarımızın ses rengine uygun olduğunu belirtmeliyim. Mozart müziğinin özellikleri lirik sopranoların müzikalitesi önde olan tenor, bariton ve basların başarı ile altından kalkabilecekleri opera türüdür. Yekta Kara, bu konuyu bildiği için Don Giovanni’yi sahneye koyarken ses renkleri Mozart müziğine uygun olan sanatçılardan bir kast oluşturmuş. Bu nedenle açılışta yapılan gösteri, yerine oturdu ve müziksel olarak Mozart biçemine uygun yorumuyla Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçıları tarafından başarıyla yorumlandı. Aslında Mozart’ın, toplumun bir çok insanını ilgilendiren ve tarih boyunca Mollierre’den başlayarak nice yazarlara konu olmuş Don Juanlığı opera olarak sahneye getirmesi, O’nun müzik dehasının ne kadar dönemine göre gerçekçi olduğunu da göstermektedir. Mozart(1756-1791), kısa yaşamına burada sıralayamayacağımız kadar müziğin her türüne seçkin örnekler vermiş büyük bir bestecidir. Bu nedenle Don Giovanni operasını izlerken Mozart müziğinin derinliğine dalıyor ve görselle işitseli inanılmaz güzellikte buluyoruz. Çağına damga vurmuş besteci, çok üretken, yaratıcı opera, senfoni, konçerto ve müziğin her türündeki besteleriyle ne yazık ki döneminde gerektiği kadar ilgilenilmemiş şanssız bir bestecidir. Her güzel müziğini dinlerken yoksulluk içinde ölüşünü anımsıyor ve Avusturya İmparatoru’na içimden öfkeler yağdırıyorum. Bunun için büyük ilgisizlik O’nun Kimsesizler Mezarlığı’na gömülmesine neden olmuş. Rastantısal bir seçimle, dünyanın saygınlığını kazanan Mozart’ın mezarına bir anıt dikilmiştir. Bu anıt, sonradan yaptırılıp dikildiği için bana göre çağının yöneticilerinin büyük ayıbıdır.
Yukarıda sözünü ettiğim nedenle Mozart’ın müziğini yakından tanıyan Yekta Kara, Don Giovanni Operası’nı başarıyla yorumlamış ve sahneye koymuştur. Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin(ADOB) orkestrasını Winfried Müller yönetti. Orkestra ile uyumu ve yorumu Mozart müziğinin biçemine uygun ve başarılıydı. Koro Şefi Lyubomira Alessandrova’nın koro yönetimi de yapıta yeterli katkı sağladı. “Don Giovanni”de Eralp Kıyıcı, rolünü ve karakterini sesiyle bütünleştirip müziksel özelliğini öne çıkarmada ilgi çekti, beğeni topladı. “Donno Anna”da Feryal Türkoğlu, bence tam Mozart müzikalitesine uygun Donno Anna’ydı. Bu nedenle Mozart’ı gayet iyi yorumladı. “Don Ottavio”da, Şenol Talınlı, rolüne ses rengiyle iyi bir müzikalite kattı. “II.Commendatore”de Mithat Karakelle, “Donna Elvira”da Esin Talınlı, “Leporello”da Sabri Karabudak, “Zerlina”da Görkem Ezgi Yıldırım, “Masetto”da Cem Beran Sertkaya, Don Giovanni’deki kolektif başarıyı özenle koruyup sesleri ve rolleriyle değerlendiren bu sanatçıları da ayrıca övüyorum. “Ölüm Melekleri” olarak rol alan Eftal Dirlik, Burhan Yücel ve Hakan Özanalp da Don Giovanni’ye renk kattılar.
Christian Floeren’in sahne tasarımının İstanbul için pek etkili olduğunu söyleyemem ancak düşünce olarak yapıta uygundu. Şanda Zıpçı’nın kostüm tasarımı, Mozart dönemini yansıtan yapıta özellik kazandıran görsel bir çalışmaydı.
Hayati Asılyazıcı
hayatiasilyazici@yahoo.com
Alıntı: Aydınlık Gazetesi
Son Güncelleme: Perşembe, 12 Temmuz 2012 23:21