YANLIŞLIKLAR KOMEDYASI VE BİR YAZ GECESİ RÜYASI

 
SHAKESPEARE ŞEKERLEMELERİ:
“YANLIŞLIKLAR KOMEDYASI” VE “BİR YAZ GECESİ RÜYASI”
 
Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren efsanevi yazar William Shakespeare (1564-1616)’in “Yanlışlıklar Komedyası (The Comedy of Errors)”, 19. İstanbul Tiyatro Festivali’nde bu kere Propeller Theatre Company yapımı olarak izlendi.
 
Bu oyunun olaylar örgüsü, antik klasik Latin yazarlarından alınmıştı biliyordum, ama gene de Yönetmen Edward Hall’ün eski çağlarda cinlerin, perilerin, büyücülerin anayurdu olarak bilinen Efes’te geçen oyun mekânını neden herhangi bir Latin ülkesi olarak seçtiğini anlayamadım. Oyunun çılgın ve şaşkın insanlarla dolu büyülü âlem atmosferini o ülkede egemen olabileceğini varsaydığı için mi böyle yapmıştı yoksa akıl ve mantık sınırlarını oldukça zorlayan konunun yorumcu açısından oldukça zengin bir “absürt” potansiyele sahip oluşundan mı yararlanmıştı çıkaramadım.
 
Edward Hall, Siraküza’lı bekâr ikizlerin yanlışlıkla Efes’li evli ikizlerin eşleriyle “eğlenmek” durumunda kalmalarından fevkalade ilginç grotesk malzeme yakalamıştı. Shakespeare’in belki basit, hatta eskimiş ana temasından komedi unsurları çıkarmış, zıt unsurları birbirine bağlamıştı. “Shakespeareyen” bir dostumdan edindiğim bilgiye göre, Shakespeare’in dili kullanmadaki ustalığının, dil ve anlamla oynama merakının, üstün yaratıcılık yeteneğinin ilginç örneklerini de pek güzel kullanmıştı. Oyun karakterleri arasındaki etkileşim ve tepkileşim konusunu, değişik görünüm ve sonuçlarıyla yabancılaştırmış, belki de bunun için canlı müzik kullanmıştı. Süpermarket arabası kullanan Kuyumcu, Bond çantalı Tüccar, güneş gözlüklü Gardiyan (Polis), takım elbiseli Dük ile karikatürize karakterle yaratmıştı.
 
Kişilerarası etkileşim süreçlerinde, karakterlerin gerçek ve içtenlikli duygu yoğunluklarını da sağlamıştı. Rejide gerilim dozu sık sık körüklenmiş, ama oyunun komediden (ya da farstan) parodiye kayması engellenmişti. Oyun sürecinde aykırılık, bağdaşmazlık, uyuşmazlık, gerilim yaratma usta işi becerilmişti. Olgunun komik ya da trajik olarak tanımlanmasına yol açacak zaman-mekân, bağlam, ortam, bakış açısı, neden-sonuç ilişkileri gibi unsurlar reji defterinden silinmişti.
 
Zamanlama ve dinamizm mükemmeliyeti ve Tüccar Balthazar,  Efesli Antifolus'un karısı Adriyana, Efesli Antifolus, Adriyana'nın kız kardeşi Luciana, Gardiyan, Efesli Köle Dromiyo karakterlerine can verenler başta olmak üzere kolektif olarak vasatın hayli üzerine çıkan oyunculukların da tadına varıldı.
 
Belki biraz iddialı olacak, ama Edward Hall bu oyunda, tiyatro sanatının farklı bir yüzünü keşfediş öyküsünü yazmıştı.
  
 
1990’lı yıllarda sadece erkek oyunculardan oluşan bir kadro ile kurulan ve yalnız Shakespeare oyunlarını sahneleyen bir tiyatro topluluğu olarak ün kazanan Propeller Theatre Company, 19. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında bir de “Bir Yaz Gecesi Rüyası ( A Midsummer Night’s Dream)”ını sundu.
 
Yönetmen Edward Hall çağdaş yorumunda, Shakespeare’in şiirselliğinden hareketle sahnedeki devinimin arkasında yatan somut üretime ulaşırken, gene cazip yollar keşfetmiş, metin ve performans arasındaki ilişkiyi daha belirgin biçimde nasıl anlatırımı deşmişti.
 
Hall, aşk ana teması altında üç ayrı grubu, yani Atina kentinin aristokrasisini simgeleyen ve Dük, Hippolyta ve saray çevresinden oluşan grubu; dönemin kaba tiyatro kumpanyalarının hicvedildiği zanaatkarlar grubunu; doğa üstü varlıkların oluşturduğu grubu büyük bir ustalıkla bir araya getirmişti.
 
Diğer taraftan, estetik olguyu fevkalade dikkate almış, yazılı metni titizlikle işlemiş soylu aşıkların yanılsamalı aşklarındaki çatışmayı düş ve gerçekliğin süzgecinden geçirdikten sonra duygusal karmaşanın izleyiciye geçmesini sağlamıştı. Yanı sıra, Shakespeare’in insanoğlunun kendi koyduğu kurallara ne denli uymak zorunda kaldığını, kendi doğal varlığıyla ne denli uyum içinde olduğunu mizahı öne çekerek, seyircinin bilinçaltını hedef alarak anlatmıştı. Böylece tam bir illüzyon sağlamış, oyuncuların karakterleri canlandırmalarının bir bütünlük içinde seyirciye ulaşmasını başarmıştı.
 
Evet, ama bu hak edişte elbette oyunculukların da payı olmalıydı.
 
Nitekim Hermia, Bottom, Puck, Snout karakterlerini canlandıran oyuncuların ayakucu farkıyla önde görünmelerine karşın, oyuncu kadrosunun tamamı en yoğun anlatım aracının hareketleri olduğunun bilincine varmıştı.
 
Tepeden tırnağa bütün vücut yapılarının, canlandırdıkları karakterlerin birer parçası olduğunu, eylemin belirli anlarında ellerinin, sırtlarının, ayaklarının verimliliğini ve etkisini biliyorlardı.
 
Kumpanyanın ürettiği ve düdük, ağız mızıkası,  çan, mini vibrafon, cabasa, cajon, cowbell, clave, djembe, guiro, fisarmonica gibi Latin müziği enstrümanlarıyla icra ettikleri müzik, repliklere mükemmelen eşlik etti, durum yarattı, tiratlara fon yaptı.
 
Michael Pavelka’nın dekor ve kostüm tasarımları (özellikle Hippolyta’nın absürt üstü kostümü) görsel uyumluluk örneğiydi ve her iki oyunda da Shakespeare diliyle uyumlu, çeşitli öğelerin belli bir plan doğrultusunda yerli yerinde kullanımıyla (örneğin bu oyunda duvarda sıralanmış iskemleler), anlatılanları taşıyan nitelikteydi.  
 
Işık tasarımı mı?
 
“Yanlışlıklar Komedyası”nda olduğu gibi pırıl mı pırıldı.
 
 
Üstün Akmen
SANAT DÜNYASI <sanatdunyasi@superonline.com>
 
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir