Bu yazarların oyunlarına el atmayan yönetmenleri açıkça kınıyorum

Bu yazarların oyunlarına el atmayan yönetmenleri açıkça kınıyorum

Orhan Kemal (15 Eylül 1914 – 2 Haziran 1970), Cumhuriyet döneminin yetiştirdiği değerli ve nitelikli bir yazarlarımızdan… 100. yılını geçtiğimiz dönemlerde kutlamıştık. Ödenekli tiyatroların ünlü yazarlarımızı genel olarak böyle büyük yıldönümlerinde oyunlarıyla anmaları gerekirdi. İstanbul Şehir Tiyatroları ve Devlet Tiyatroları 100. yılında Orhan Kemal'i anımsamakta geç kaldılar. Oynanmış ya da oynanacak oyunların böyle 100. yıl gibi edebiyatımıza damgasını vurmuş yazarlarımızı anımsamaz ve unutarak geçersek, genç kuşaklara 'hüsranlı' yılları bırakırız. Ben Türk edebiyatında her yazara kendi kulvarındaki özellikleriyle değer veririm. Cumhuriyet Aydınlanması sanatın her dalına ışık tuttu. Ancak edebiyatımıza 1950'lerden sonra büyük katkılar sağlayan 3 Kemal'i görmezden gelinmek istendi. Orhan Kemal, Kemal Tahir, Yaşar Kemal çağdaş edebiyatımızın demirbaşlarıdır. Yine 1913 doğumlu olan Rıfat Ilgaz ve 1915 doğumlu olan Aziz Nesin dilleri sivri diye hiç ödenekli tiyatrolar tarafından anımsanamadı.

BU DURUM YADIRGATICI VE ÜZÜCÜ

AKP Hükümeti Ertuğrul Günay'ın Kültür Bakanlığı döneminde bu adlarını saydığım yazarlarımıza çok açıktı. Bir tek Lemi Bilgin Yaşar Kemal'i repertuvara almıştı. Şehir Tiyatrolarının repertuvarında bulunan Yaşar Kemal'in Ağrı Dağı Efsanesi ile Kemal Tahir'in Yorgun Savaşçısı sadece tozlu raflarda kaldı. Rıfat Ilgaz unutuldu. Şehir ve Devlet Tiyatroları repertuvarında bulunan Aziz Nesin'in oyunları görmezden gelindi. Genç ya da deneyimli yönetmenler roman ve hikayeleriyle unutulmayan bu büyük yazarlarımızı görmezden gelemezler. Geçmiş yıllarda oynanan oyunların doğumlarının 100. yılında sahneye konulmaması yadırgatıcı ve üzücüdür. Ben bu yazarların oyunlarına el atmayan yönetmenleri açıkça kınıyorum.

Genç bir tiyatro insanı, Ortaoyuncular Tiyatrosunun müdürü Mustafa Gültekin Orhan Kemal'in Tersine Dünya romanını sahneye uyarladı. Bu dönem oyunu İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda Elif Erdal sahneye koydu. Oyun Orhan Kemal'in romandaki sıcaklığını sahneye taşıyadığı için kolektif çalışma izleyicilerin geniş ilgisine neden oldu. Mustafa Gültekin'in oyunlaştırdığı oyun biraz uzun olmakla birlikte başarılı bir çalışma. Orhan Kemal'in biçemini (üslubunu) Gültekin oyununa yansıtarak sahneye taşımış. Bu yönüyle uyarlaması dikkatimi çekti. Bunun dışında Elif Erdal bazı tekrar sahneleri biraz ayıklayabilseydi, genelde uzun olan sahnelere ekonomik davranabilseydi başarısını daha da pekiştirebilirdi. Oyuncuların oyunları üzerinde ayrıca bir değerlendirme yapacağım. Çünkü onlar alıp götürüyor oyunu.

SAHNELENMEYEN İKİ OYUN

Roman ve hikaye yazarımız Orhan Kemal, tiyatroya da sıcak bakardı. Senaryo ve diyalog ustası Orhan Kemal bu özelliğini her zaman roman ve hikayelerinde çok başarılı biçimde uygulamıştır. Öncelikle Orhan Kemal kendi sağlığında romanlarını oyunlaştırdı ve bunların başarılı yorumlarını tiyatrolardan izleyerek gördü. Orhan Kemal'in kendi romanlarından oyunlaştırdığı sahne yapıtları şunlardır: İspinozlar, Eskici Dükkanı, 72. Koğuş, Kardeş Payı, Murtaza. Bunlar ödenekli ve özel tiyatrolarda pek çok kez oynandı. Ayrıca oğlu Işık Öğütçü Orhan Kemal'in iki yapıtını oyunlaştırdı. Orhan Kemal siyasi nedenden dolayı Bursa Hapishanesi'nde bir süre yattı. Bu arada Nazım Hikmet'le genç yaşında Bursa Hapishanesi'nde tanıştı. Daha sonraki yıllarda Bursa Hapishanesi'nde Nazım Hikmet'le Üç Buçuk Yıl adlı kitabında Nazım Hikmet'in Orhan Kemal üzerindeki etkilerini ve Nazım Hikmet'in ulusal ve evrensel kişiliğini ve sanatını anlatan bir yapıttır. Işık Öğütçü, 'Nazım Hikmet'le Üç Buçuk Yıl' adlı yapıtını tiyatroya uyarladı. Bir diğer romanı olan 'Arkadaş Islıkları' da Işık Öğütçü oyunlaştırdı. Her iki oyunda İstanbul Şehir Tiyatroları ve Devlet Tiyatroları repertuvarına alındı. Henüz sahnelenmedi bu iki oyun.

Tersine Dünya adlı oyun kolektif bir başarı ile oynanıyor. İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun yetkin oyuncuları, Orhan Kemal'in çizmiş olduğu karakterleri ilgi çekici boyutlara taşıyarak başarıyla oynuyorlar. Sahneler ekonomik kullanılsaydı oyuncuların yorumları daha üst düzeye ulaşacaktı. Orhan Kemal erkeklerin bazı görevlerini kadın karakterlerle romanına taşıması yapıtları arasında bir farklılık yaratmıştı. Bu renkli karakter ve farklılıkların Mustafa Gültekin'in dikkatini çekerek tiyatroya uyarlaması da belirtilmeye değer. Çok sayıda sanatçının görev aldığı Tersine Dünya'da roller ve karakterlerin çok olması onların ayırt edici özelliklerini bir bir belirtmem; oyunun konusunu romandan uzun bir hikayeye dönüştürmeme neden olur! Bütün bunlara karşın 'Bitirim Leyla'da Özlem Güveli Türker başarılı yorumuyla dikkati çekiyor. Aynı düzeyde 'Sarı Leman'da Hülya Çelik Kalebayır,'Patron' rolünde Fatma Öney, 'Başgardiyan'da Gılman Kahyaoğlu, 'Muhasebeci Hayriye' Zeliha Güney, 'Bakkal Nuriye' Serap Eyüpoğlu ve diğerleriyle başarı zinciri uzayıp gidiyor…

Can Atilla'nın müziği oyunun kurgusuna, yönetmen ve oyuncuların yorumlarına çok uygun düşüyor. Canlı müzik yapanların çok volümlü çalmaları izleyiciyi zaman zaman tedirgin ediyor. Her biri çalgılarının ustası ama müziğin belirli bir seslendirilişin ilerisine geçmemesi gerekir. Oyuna uygun nitelikte Şirin Dağtekin Yenen'in dekor, Nalan Alaylı'nın giysi tasarımı ve Akın Yılmaz'ın ışık düzenlemesi oyuna görsel katkılar sağlıyor. İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda bir Orhan Kemal klasiğini görebilirsiniz…

 

Hayati Asılyazıcı
Odatv.com
Alıntı: 
08 Ocak 2016 Cuma

evetbenim4

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir