Sarıyer'in en büyük esnafı, usta berber Nuri abimiz, Büyükdere'de 1963 yılında açtığı dükkanını bu gün kapattı. Taşındığımızdan beri bir yıl oldu, her gün konuşuruz, ülkeyi kurtarırız, o Galatasaraylı ben Fenerbahçeli arada bana şakalar yapar…
Mesela geçen Eylül'de Amerika'ya gideceğimi söylememiştim ona, sabahın erken saatiydi evden çıktığımda, daha da dükkanı açık olmadığı için göremeden ayrılmıştım. Her gün anneme babama beni sormuş, kızımız iyi mi? nasıl? diye. Kaldı mı böyle babacan esnaf çevrenizde? Ya da halinizi hatrınızı soran komşularınız var mı? Benim var ve inanın çok mutluyum. Ben semt çocuğuyum ve şanslıyım bu yüzden. Deli gibi bağlanıyorum yaşadığım yere, insanına. "Neden Sarıyer?", "Taaaa her gün Kadıköy, Sarıyer zor olmuyor mu?" diye sorulduğunda, sizlerle şu an paylaştığım gibi daha anlatabileceğim çok anım ve gözlemim var. Hayatıma katkısı muazzam diyebilirim..
Geçtiğimiz bir yıl boyunca dükkanını her sabah erken saatte açıp, çayını keyifle demleyip, gazetesini hep aynı saatte okuyuşuna, öğlenleri menemen yapıp, arada uğrayan müşterilerinin de saçlarını güzelce kesip, akşam hep aynı saatte çıkışına şahit oldum. 55 yıldır aynı rutin ama aşkla, istekle. İşine olan saygısı ve disiplini çok büyük bir örnekti gerçekten. "Nuri abi Şen berber neden? Soyadın mı Şen?" diye sorduğumda.. Buraların en komiğinin kendisi olduğunu ve çok neşeli zamanlarının geçtiğini, dükkanda da hiç kahkahaların eksik olmadığını bu yüzden "Şen" berber ismini verdiğini söylemişti.
Geçtiğimiz hafta birden uğramamaya başladı, ne telefonu var ne adresi… Ulaşamadık kendisine. Can İstanbul'a döndüğünden beri de saçlarını Nuri abi kesiyordu. O da çok merakta kaldı. Kısmi felç dediler, bir sürü şey söylendi. Her sabah bakıyorum dükkanın demirleri yine açılmamış, üzülüyoruz. Tanıyan, bilen herkes birbirine sorar oldu. Derken bu gün evden çıkarken dükkanın kapısını açık gördüm… Nuri abi yanında eşi ile birlikte ve çok buruklar.. Boynuna atladığım gibi nasıl ağladım, duygulandım.. Sevindim onu gördüğüme.. Aklıma neler neler gelmişti. Ancak dükkanı kapatacağı için çok üzgün olduğunu söyledi.. O anda yıkıldı, gözlerinden yaşlar süzüldü.. "Ben oyalanıyordum, şimdi ne yaparım?" dedi. Doktoru yüksek tansiyon hastası olduğu için hiç üzülmemesini, strese girmemesini ve artık dinlenmesi gerektiğini söylemiş. O da çok üzülmüş. "Çiçeklerim, koltuğum, makaslarım.." dedi de durdu. Güldürmeye çalıştıysam da yapamadım.
Dükkanında kocaman bir saksıda çiçeği vardı. "Bunu sen alacaksın" dedi. Yıllardır o çiçeği yaşatmış, "baktıkça beni hatırlarsın" dedi. Çiçeğin saksısı o kadar büyük ki eve koyamadım apartmana yerleştirdim güzelce.. En sevdiği benmişim bu sokakta çiçeğini en sevdiğine verecekti dedi eşi. Yine ağlaştık.
Görüşmeye devam edeceğiz. Çok da uzak oturmuyorlar. Ayrıca Büyükdere muhtarı ile konuşacağım, esnaf ve sanatkarlar derneğine kayıtlı çalışan en eski esnaflardan bir tanesiydi. Sarıyer'in değeriydi, eskiler Nuri abiyi bilir. Herkes tanır onu. Onurlandırmamız lazım Nuri abimizi, Şen berberimizi. Bu çok havada ve buruk bir veda oldu. O çok üzgün.. Bizler de öyle. Sen çok yaşa Nuri abi.
Alıntı: Ecesu Sertesen
Sayfa Düzeni: Tenise Yalçın evetbenim
Bilgi: Ecesu Sertesen- https://www.facebook.com/ecesu/posts/10155681799583791