Anjelika Akbar ın iç dünyası

Anjelika Akbar’ın iç  dünyası

Hayati Asılyazıcı
 
    Piyano sanatçısı, virtüöz Anjelika Akbar, yeni bestelerini geçen hafta İş Sanat Konser Salonu’nda yorumladı. Bu resital farklı özellikleri ve güzellikleri içeriyordu. Akbar, olağanüstü başarılarının yanı sıra besteleriyle de ünlü. Hem bir piyano virtüözü, hem besteci… her iki dalın inanılmaz güzelliklerini yaratıcılığıyla birlikte götürüyor. 

GÖRKEMLİ  YORUM YÜREĞİMDE ODAKLAŞTI 

   Anjelika Akbar’ı ülkemizdeki konserlerini yakından izliyorum. Eskilerin deyimiyle “ velut” bir besteci… Yani üretken. Bir virtüözün dört yüze yakın beste yapması, başlı başına bir yaratıcılık olayıdır. Rus piyano ekolü virtüöz Akbar’ın son çıkardığı albümü inceledim. Üst üste dinleyerek sanatçının iç dünyasını, yaratıcı gücünü, estetik anlatımlı kompozisyonlarını, renk ezgilerini büyük ilgiyle dinleyip çözmeye çalıştım. Besteci Akbar’ın olağanüstü görkemli yorumu yüreğimde odaklaştı. Her parçası seçkin örnekler içeriyordu. Sanatçının yorumladığı her beste büyülü bir atmosferde iletişim ve görselliği bütünleştiriyordu. Soylu, inandırıcı yorum, iç dünyasındaki sonsuzluğa akıp giden bir müziksel olaydı.

EN İYİ GENÇ BESTECİ 

   Anjelika Akbar’ın piyanosunun gelişimi, üstün yeteneğine koşut olarak “ küçük bir yıldız” görüntüsü çizmişti. Bu çizim, beste dalında da boy verince, Rus Besteciler Kurulu’nun Anjelika Akbar’ı “En iyi genç besteci” unvanına layık görmesi, basamakları hızlı çıkışını daha da hızlandırdı. 2006 yılında akbar, sözünü ettiğimiz bu kurulun üyesi oldu. Bugünkü konumunun, ulaştığı temel ilkeleri sağlam olan düzeyin belirleyici olması nedeniyle, bir ayrıcalığı vardır. 

“İÇİMDEKİ TÜRKİYEM”

   Anjelika Akbar, “ İçimdeki Türkiyem” ana başlığıyla benzersiz bir müziksel yaratıcılık sergiledi. Böylesine inanılmış ve duyumsamış bir Türkiye çizimi, virtüöz Akbar’ı toplumla buluşturuyor, belki de müzik dünyamıza bir tarih düşüyordu.

   “İçimdeki Türkiyem” , eşsiz güzelliklerin sergilenişinin izdüşümüdür. Önceki albümlerine bakıldığında “ İçimdeki Türkiyem”le biçem ( üslup) olarak bağlantılıdırlar. Duyarlı bir bestecinin ayırt edici özellikleri arasında yaratıcılığının da öyküsünü bulabiliyorsunuz. Rus piyano ekolünün kırk yılı aşkın zaman diliminde, yakından tanıdım. Dünyaca ünlü sanatçıların yoğun olarak bu ekolden geldiklerini biliyoruz. Bunları bilenlerden olduğum için, bakış açımın ayırt edici yönünün, bu ekole olan içten yakınlığımdan geldiğini belitmeliyim. 

     İki CD’den oluşan albüm, özenle hazırlanmış ve müzikseverlere sunulmuş. Birinci CD, “ Anadolu Esintileri” adını taşıyor. Yüzyıllardan beri çeşitli kültürlerin buluştuğu Anadolu’ya bakışı ve yaklaşımı, Anjelika Akbar’a geniş ufuklar açmış. Anadolu’yu bilmek bir tarih, kültür ve felsefeyi gerektirir. Anadolu Esintileri, bestecisine yaratıcılık alanında analiz ve sentez yapma olanağı sağlamış. Müzik diliyle anlattığı için, güzelliği bir başka boyut kazanıyor. Anadolu Esintileri’nde Anjelika Akbar, Doğu- Batı sentezini, giderek analizini değişik başlıklar altında inanılmaz güzellikte anlatıyor. Yorumu da ayrı bir olay; Köy Enstitüleri’nin öneminin farkında ve bu konuda beste yapmış. Kültür ve araştırma ürünü.

    Anjelika Akbar, ikinci CD’sinde bizi başka güzelliklerle buluşturuyor. Bestecinin en yoğun olduğu nokta “Sevgi Çemberi” bu CD’nin kuşatma alanı.

     Piyano ve orkestra için yazdığı “Güneşin Doğduğu Ufuk” Anjelika Akbar’ın Türkiye’ye geldikten sonra bestelediği ilk yapıt. Mustafa Kemal’e adanmış. Akbar’ın, Mustafa Kemal’in devrimlerinden etkilendiği bir yapıt. Piyano Mustafa Kemal’i Simgeliyor.
 
 
Hem bir piyano virtüözü, hem besteci… piyano sanatçısı, virtüöz Anjelika Akbar, yeni bestelerini geçen hafta İş Sanat Konser Salonu’nda yorumladı. “İçimdeki Türkiyem” ana başlığıyla benzersiz bir müziksel yaratıcılık sergiledi. “İçimdeki Türkiyem”, eşsiz güzelliklerin sergilenişinin izdüşümüdür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir