Anılar ve İzlenimler: 5
Bolşoy Balesi’nde
Meriç Sümen’in Gizelle rolü
HAYATİ ASILYAZICI
hasilyazici@aydinlikgazete.com
Moskova izlenimlerimi yazarken benden 1 hafta önce gidenlerin Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Melih Cevdet Anday ve Nevzat Üstün’ün olduğunu belirtmiştim. Aziz Nesin birçok öyküsüyle Sovyetler Birliği’nde çok geniş kitlelerce okunan ünlü bir mizah yazarımızdı. ‘Krokodil’ adlı mizah dergisi Aziz Nesin’i büyük bir ilgiyle karşıladı.Krokodil Dergisi’nde mizah öyküleri ve röportajları yayımlandı. Aşağı yukarı her cumhuriyet Aziz Nesin’i kitaplarıyla tanıyordu. Yaşar Kemal ‘İnce Memed’ adlı romanıyla ünlenmişti. İnce Memed, Çince dahil bütün dünya dilllerine ard arda çevriliyordu. Yaşar Kemal bir destan yazarımızdı. Nehir roman anlayışının ülkemizdeki soluklu temsilcisiydi. 4 yazarımız Sovyet Yazarlar Birliği tarafından çok iyi ağırlandılar. Bu 4 yazarımız Sovyet Yazarlar Birliği’nin konuğuydular. Ben de konuk olarak gidiyordum ama bir araştırma/inceleme yapmak için çağırılmıştım. Sahne sanatları önümde engin bir deniz gibi duruyordu. Büyük bir yüreklilikle çok yönlü Sovyet-Rus sahne sanatlarına bütün gücümle daldığımı anımsıyorum.
Benim gidişimle Devlet Opera ve Balesi başdansçılarından Meriç Sümen’in de aynı günlerde Bolşoy Balesi’nin çağrılısı olarak Moskova’da olduğunu duydum. Yine o günlerde Azerbaycan Opera ve Bale Topluluğu ile Niyazi Tagizade’nin yönettiği Bakü Senfoni Orkestrası’nın Moskova’ya geldiğini öğrendim. Hatta bu gelişi Türkolog Vera Feonova: “Senin Niyazi orkestrasıyla Moskova Festivali’ne geliyor. Onları burada mı izleyeceksin, yoksa Bakü’ye mi gideceksin?” diye sorduğunda Azerbaycan gruplarını oluşturan topluluğu Moskova’da görmek istediğimi söyledim. Maestro Niyazi Tagizade’yi 1963 yılında ülkemize orkestra şefi olarak geldiğinde tanımıştım. Maestro ile olan yakınlığımı, ondan öğrendiklerimi gelecek yazımda anlatacağım. Bu arada Bakü Azerbaycan Balesi’nin prima balerini Refika Ahundova ve eşi ünlü dansçı Maksud Mamedov’u gördüm. Bu ikili de Bolşoy’da ya da Kremlin’deki tiyatro salonunda çalışmalarını ve hazırlıklarını sürdürüyorlardı. Refika Ahundova’ya sordum: “Meriç Sümen’i nasıl buldunuz?”
“Çok yetenekli ama kondüsyonu zayıf. Meriç Sümen’i bir süre çalıştırmadan Bolşoy’da sahneye çıkarmazlar, benim görüşüm bu” diye yanıtladı.
Gerçekten de 1 aya yakın Meriç Sümen Bolşoy’da provalarını sürdürdü. Ondan sonra ünlü Bolşoy Topluluğu ile Giselle Balesi’nde Giselle rolünde sahneye çıkıp dans eden ilk Türk balerini oldu. Daha önceki yazılarımda belirtmiştim; Başbakan Kosigin’in 1965 yılında Türkiye’ye geldiğinde onun için Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde Kuğu Gölü Balesi’nin gösterimi yapılmıştı. Kuğu Gölü Balesi’ni izleyen Kosigin, onuruna verilen resepsiyonda Meriç Sümen’i görünce Kuğu Gölü’nü ve özellikle kendisini beğendiğini belirtmiş ve “Bolşoy Opera ve Balesi’nde dans etmek için sizi Moskova’ya davet ediyorum” demişti. 1967’de bu çağrı gerçekleşti. Ben, Bolşoy Opera ve Balesi’nde Gizelle Balesi rolünde Meriç Sümen’i Moskova’da izledim. Sanıyorum Türkiye’den izleyen tek kişi bendim.
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’ne atandığı sırada Türk balesinin kurucusu Ninette de Voloise Kuğu Gölü balesini Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde sahneye koydu. Gösterimi izlemek için Ankarada’ydım. Tiyatroda Meriç Sümen ile sohpet sırasında Sümen, hakkında kitap yazan, Nevsal Baylas ile görüştürmek istediğini söyledi. Fuayede Baylas ile 2 saati aşkın konuştuk. Bolşoy’da sahneye çıkan ve Giselle Balesi’nde Giselle rolünü oynayan Meriç Sümen’in oradaki çalışma ve başroldaki başarısını anlattım. O büyük Bolşoy Balesi’nde başrol oynamak elbete ki kolay değildi. Konuyla ilgili olduğumu gören Baylas, Türk Balesi ve Meriç Sümen ile ilgili birçok soru sordu ve uzun uzun yanıtladım. Bir süre önce Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan; “Dansa Aşık Bir Kuğu: Meriç Sümen” adlı kitabını henüz okumadım. Okuduktan sonra ayrıca değerlendirme yazımı yazacağım.
Bolşoy ve Meriç Sümen olayı ve özellikle Bolşoy ve Kirov balelerini gördükten sonra Türk balesini gelişmekte olduğunu ama yeterli çalışılmadığından fiziksel eksikliklerin ortaya çıktığınıda saptamak gerek.