17 yaşında bir genç sevgilisini önceden tasarlayarak vahşice öldüryor, kesiyor, parçalıyor, parçalarını çöpe atıyor..Ve bu genç reşit olmadığı için, çocuk mahkemesinde yargılanıyor..
Ya da, bir başka 17 yaşında ki genç, silahı eline alıyor, yerini zamanını önceden tespit ederek, bir gazete sahibini, iş yerinin önünde haince kafasından vurarak öldürüyor..Ve yine yetişkin sayılmayarak davası çocuk mahkemesine sevk ediliyor…
Önceden tasarlayarak ve kasıtlı olarak adam öldüren katiller 17 yaşında çocuk sayılırken, babası yaşında adamlar tarafından günlerce cinsel ilişkiye zorlanan 13 yaşında ki bir kız çocuğu, yetişkin bir kadın yerine konuyor.
Üstelik o kabusu yaşarken ne kadar korkmuş olabileceği düşünülmeyerek, kendi rızasıyla birlikte olduğu vurgulanmış ve adete küçük kızın bu cinsel saldırıdan zevk aldığı ifade edilmeye çalışılmıştır..
Bu nasıl bir vicdandır ?…
13 yaşında ki bu kız çocuğu hakkında karar veren beyler;
Sizler de 13 yaşındaki kızlarınıza yetişkin gözüyle mi ? bakıyorsunuz. Mesela, kızlarınızın başına böyle bir olay gelse, kendi tercihidir, olabilir diyebilecek misiniz ?…Kızlarınızın körpecik bedenlerine kara bulut gibi çöken aymazların iyi halleri gözönüne alınarak, en az cezayla salınmalarına razı olacak mısınız ? .
Yoksa sadece başkalarının kızları yetişkin de, kendi kızlarınız henüz sizler için, öpüp koklamaya kıyamadığınız prensesleriniz mi? ..
Dünyada çocukları için bayram ilan eden ilk ve tek devlet olan ülkemde, çocukların özellikle de kız çocuklarının haline bakın.
Okula gidecekleri yerde, daha 12-13 yaşında genç kızlığa henüz adım atmış taze bedenler, babalarının izniyle evlendirilerek küçük kınalı ellerine bebelerini alıp onlarla birlikte büyümeye mecbur ediliyorlar…
Peki, küçük kızlarımızın büyüyünce kaderleri değişiyor mu?..Hayır !…
Sonrasında da aile içi sözlü ve fiziki şiddet, ikinci, üçüncü eşe razı olmaya zorlama başlıyor..Boşanmak da, kadını beladan kurtarmıyor…Kadını kendi malı gibi gören koca hangi deliğe girerse girsin onu buluyor ve öldürüyor..
Soranlara da " namusumu temizledim" deyip geçiyor.
Kadının, küçük bir kız çocuğu iken başlayan ızdırabı toprakta son buluyor..
Kadın namus uğruna evlendirilip, namus uğruna, dövülüyor, namus uğruna öldürülüyor..
Bunca yıl yaşadığım ülkemde, son 10 yıldır gün geçmiyor ki, kadına yönelik bir saldırı, bir vahşet ve haksızlık olmasın…Her hadisenin ardından, yazılı ve görsel medyada kıyametler kopuyor, sivil toplum örgütleri protesto gösterileri düzenliyor, siyasi partiler basın açıklamaları yapıyor ama,, kadına yönelik şiddetin, vahşetin önüne geçilemiyor..
İktidarın kadın konusunda büyük umutlar bağladığı “ kadından ve aileden sorumlu” bakanı da, ne yapacağını bilmez bir halde olmalı ki, genelkurmay başkanına danışacağını ve kendisinden yardımcı olmasını rica edeceğini söylüyor…Kadına yönelik şiddete ve cinsel tacize de, asker çare bulacaksa bakana gerek var mı?….
Benim ülkemde hak-hukuk ve adalet ne hale gelmiş..
Ne ? oluyor bize, bizim cumhuriyetimize …
Kadınlarına hiç bir devletin vermediği hakları veren devletime ne oluyor ? benim..
Çocukluğu kabusa döndürülen N.Ç’nin son örnek olmasını diliyor, kadın ve aileden sorumlu bakanlığın ehil ellere bırakılmasını talep ediyorum…
Saygılar,
Engin Demirkollu
İzmir