Cumhuriyet aydınlanması ve çok sesli müzik
HAYATİ ASILYAZICI
hasilyazici@aydinlikgazete.com
Kurtuluş savaşı başlamadan önce savaşın hazırlıkları sürerken, Mustafa Kemal önce Öğretmenler Kurultayı'nı (Muallimler Meclisi) topladı. Salona girdiği zaman kadın öğretmenlerin solda erkek öğretmenlerin sağda oturduğunu gördü (haremlik ve selamlığı çağrıştırır gibi). Önce bu oturuşu eleştirip kadın ve erkek öğretmenlerin karışık oturmalarını sağladı. Belki de kadın hakları konusunda Mustafa Kemal'in ilk işaretiydi
bu. Ve konuşmaya başladı: “Öğretmenler, biz bu savaşı kazanacağız. Sizler yurdun her tarafına dağılacak ve çocuklarımızı,gençlerimizi eğitirken çok sesli müziği de öğreteceksiniz” dedi. Düşman Polatlı Ovası'na sarkmış Ankara'yı tehdit ediyordu. Hatta Mustafa Kemal'i eleştirenler vardı; “Düşman Ankara'ya yaklaşmış biz hâlâ bekleyip duruyoruz” dedikodusu başını almış gidiyordu. Oysa savaşa başlamak için gerekli silah, malzeme vb. eksiklerin giderilmesi için yoğun bir çaba harcanıyordu. Sovyetler Birliği'nden dış yardım bekleniyordu. Bir tek liman kalmıştı o da aslında liman olmayan deniz kıyısındaki ilçemiz İnebolu'dan gelen, yardımlar Kastamonu üzerinden Ankara'ya götürülüyordu. Savaş'ın başlayabilmesi için ordunun donanımı gerekiyordu. Bu nedenle Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı için gerekli olan 'ikmal'i tamamlamaya çalışıyordu. Başlama tarihini ise Mustafa Kemal'den başka Albay İsmet ve Generel Fevzi Çakmak durumdan haberliydiler. Böyle bir durumda öğretmenleri toplayan Mustafa Kemal eğitim ordusuna savaşın bitiminden sonra ilk görevlerini onlara vermiş oluyordu. Bu ne demekti? Kuvay-i Milliye'cilerin Kurtuluş Savaşı'nı kazanacaklarının bir göstergesi değilmiydi? Bunca söylentilere ne gerek vardı. Bu satırlar yazıldığı sırada tarih 9 Eylül 2011'di. Böyle bir çağrışımla yazıma başlamak istedim.
Ülke kurtuldu. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edildi. Mustafa Kemal'in ilkelerinden biri olan Cumhuriyet aydınlanmasını ilk adımı 1924 'te atıldı. Cebeci'deki handan bozularak yapılan bir konservatuvarda Musiki Muallim Mektebi ( MMM) açıldı. Burada çok sesli müzik eğitimi verilmeye başlandı. MMM'yi bitirenler Anadolunun dört bir yanına müzik öğretmeni olarak atanıyorlardı. Her görevli gittiği ortaokul ve liselerde çok sesli müzik dersleri veriyor, nota ve solfej öğretimi yapıyorlardı. Cumhuriyet aydınlanmasının ilk ışığı böylece çok sesli müzik oldu. 1934'te Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden yasa çıkarılarak Cebeci'deki MMM'nin eğitim verdiği bina, Mimar Egli tarafından çok işlevli konservatuvara dönüştürülerek Cumhuriyet'in ilk Devlet Konservatuvarı açıldı (1934). Carl Ebert tiyatro bölümün, Paul Hindemith çok sesli müziğin konservatuvar donanımını hazırladı. Bela Bartolk halk müziği ve folklör çalışmalarını gerektiğinde çok seslendirilişini ve otantik anlamda derlenişinin yöntemlerini düzenledi. 1934'te açılan Ankara Devlet Konservatuvarı 1940'ta ilk mezunlarını verdi. 1940-1944 yılları arasında Tatbikat Sahnesi olarak opera ve tiyatro gösterileri yapıldı. İlk opera gösterimi Puccini'nin Tosca Operası'nın 2. perdesi oldu.“Tosca Operası, Atatürk'ün çok sevdiği operalardan biri, diğeri de “Carmen Operası”ydı. Mustafa Kemal ilk operayı 1913'te Askeri Ataşe'yken Sofya'da izlemiş, oradaki dramatik biten aşk sahnesi sonunda gözyaşlarını tutamamıştı.
Gözyaşlarını tutamadan izlediği 2. opera ise Bizet'nin Carmen Operası'ydı. Sözünü ettiğim bu gözyaşların tanıkları o dönemin Sofya Büyükelçisi Ali Fethi Bey ve işadamı Şakir Zümre'ydi. Mustafa Kemal bu 2 operayı izledikten sonra büyükelçi ve işadamına “ben ülkemde operayı kuracağım” dediğide bilinmektedir. Yılın 1913 olduğunu anımsatarak bu yazımı bitiriyorum.