Laik Cumhuriyetten, Üniter Devletten ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten yana olan bizler neden bir araya gelemiyoruz?

0

Laik Cumhuriyetten, Üniter Devletten ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten yana olan bizler neden bir araya gelemiyoruz?
Laik-Cumhuriyetten-pptx

Bir araya gelemeyenler arasında en masum kesim hiç şüphesiz HALK. En yalnız bırakılan, ne istediği, beklentilerinin ne olduğu sorulmayan, daima birileri tarafından yönlendirilen, figüran yerine konulan HALK… Biri istediği için o partiye oy vermeye zorlanan, hiç tanımadığı vekilleri seçmeye, beğenmediği parti liderini alkışlamaya zorlanan HALK. Üstelik en çok suçlanan da, yine HALK..

Oysa etrafımızda, bir araya gelme konusunda halka örnek olması gereken demokratik kitle örgütleri var, aydınlarımız, yazarlarımız, gazetecilerimiz var. Yazılı ve görsel medya var. Siyasi partiler, vekiller, genel başkanlar var..Ama örnek olabiliyorlar mı?

Üzülerek izliyoruz ki, Türkiye bölünme, Cumhuriyet yıkılma tehlikesiyle burun buruna geldiği halde demokratik kitle örgütleri de, siyasi partiler gibi, bir araya gelemiyor ve güçlü bir muhalefet oluşturamıyorlar. Bunların dışında dördüncü kuvvet olarak kabul edilen MEDYA da, üzerine düşen görevi yapmıyor. HALK  NE YAPSIN?..

Siyasi partilerin ayrıştırıp böldüğü halkı, demokratik kitle örgütleri de, kendi çapında ayrıştırırken, yazılı ve görsel medya bu ayrışmayı daha da derinleştiriyor. Yurdun her köşesinde yayın yapan yerel televizyonlar ve gazeteler var. Ancak ülke genelinde en çok okunan gazete ve en çok izlenen televizyon kanallarının halk üzerindeki etkisi tartışılamayacak kadar büyük.

Laik Cumhuriyetten, Üniter Devletten ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten yana olanların en çok okuduğu “Aydınlık, Sözcü, Cumhuriyet, Yeniçağ, Yurt” ve buna benzer gazetelerin yanı sıra, doğru habere ulaşmak için izlediği sadece iki önemli televizyon kanalı var, “Ulusal Kanal ve Halk Tv”…

Ülkemiz için endişe duyan bizler yine üzülerek izliyoruz ki, en çok takip ettiğimiz bu iki televizyon kanalı bile birbirini görmezden geliyor ve her ikisi de, Türkiye’de gerçekleri gösteren tek kanal olarak kendilerini ilan ederek adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Halkın beğenerek izlediği siyasetçiler, aydınlar, demokratik kitle örgüt yöneticileri sanki bu iki kanal arasında paylaşılmış gibi. Ancak bir elin parmakları kadar az sayıda aydını, akademisyeni ve siyasetçiyi her iki ekranda görmek mümkün olabiliyor.

Ne yazık ki, hitap ettikleri halk kitlesi ayni olan ve halkın memleket için umut olarak gördüğü bu iki kanal, iktidar sahiplerine muhalefet etmekten daha çok, birbirlerine karşı muhalefet etmekteler. Kanal sahiplerinin ve yöneticilerinin siyasi görüşleri doğrultusunda yapılan yayınlar halkı birleştirmekten ziyade ayrıştırmaya yarıyor.

Örnek mi? iki hafta önce Ankara’da Milli Anayasa Hareketi’nin Kurultayı vardı. İktidarın hizmetkârı yandaşlar bu haberi görmezden geldiler bunu anlayabiliriz. Peki ya Halk Tv. neden görmedi?. Yine yeni anayasa konusunda bir de Milli Merkez var. Milli Merkez’i gören, haber yapan var mı?…

İktidar sahipleri “medya gücünü” kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak ülke genelinde halka etkilemeyi çok önemsiyor ve bizlerin bölünmüşlüğünden bir güzel faydalanıyor.

Laik Cumhuriyetten, Üniter Devletten ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten yana olanların yandaş medyaları bile yok!.. Bunun suçlusu KİM?

İçinde bulunduğumuz tehlikenin büyüklüğünü gören değerli aydınlarımızı ayrı tutarak, halkı birleştirmekten ziyade, ısrarla kendilerine taraf olmaya zorlayan tüm aydın, akademisyen, yazar, gazeteci, demokratik kitle örgüt ve siyasi parti genel başkan ve milletvekili ve yöneticileri ile yazılı ve görsel medya patronları Mustafa Kemal Atatürk’ün aşağıdaki sözlerini tekrar tekrar okumalı ve birbirini görmezden gelmeye, birbirleriyle çekişmeye son vermelidirler..

” Belli bir amaç etrafında bilinçli ve azimli olarak birleşmenin,

sarsılmaz bir güç olduğu gerçeğini yorulmaksızın tekrar ettik”…

Bir toplumun yaşamasının ve mutluluğunun, ancak gayelerinde ve

gayelerin gerçekleştirilmesinde tam bir birlik halinde bulunmasına bağlı olduğunu açıkladık”

” Vatanın kurtuluşu, bağımsızlığın kazanılması hedefine yönelmiş bulunan milli birliğimizin, köklü ve düzenli bir teşkilatın varlığına ve teşkilatı iyi yürütüp yönetebilecek yetenekli kafaların ve enerjilerin, bir tek beyin ve bir tek enerji halinde birleşmiş ve kaynaşmış olmasına bağlı bulunduğunu söyledik ”

“Bu sebeple durumu ve gerçeği bilenler, ellerinden geldiği kadar bağlı bulundukları millete ışık tutup yol göstererek, ona kurtuluş hedefine yürümekte önderlik etmeyi en büyük insanlık görevi bilmelidirler

 Türk Milletini bu koyu karanlıklardan aydınlığa çıkartabilecek donanımda olan tüm halk önderleri; Halkı çaresiz bırakmayın. ARTIK ÇARE SİZ OLUN!..

Engin Demirkollu Sarıkartal

evetbenim4

Beğendiysen paylaş.

Yazar Hakkında

Sanatı, sanatçıyı, yaşamı paylaşmak…

Yorum yapın

Lütfen Güvenlik Kodunu Giriniz * Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.