ELEŞTİREL BAKIŞ
HAYATİ ASILYAZICI
hayatiasilyazici@aydinlikgazete.com
Maksim Gorki-Bertholt Brecht ve Ana
Bilindiği gibi “Ana” romanı, toplumcu gerçekçiliğin kurucusu olarak kabul edilen Maksim Gorki’nin büyük yapıtlarından biridir. 1907’de yazılmış roman, başarılamayıp kanlı biten 1905, ilk devrim denemesinden sonra bu devrimin insanlarını, birikimini, olgularını ve derinliklerini işleyen önemli bir yapıttır. Bu arada Gorki'nin en önemli yapıtlarını da belirtmeliyim: “Foma”, “Klim Samgin'in Hayatı”, “Artamanovlar”, “Benim Üniversitelerim” ve anılması gereken iki oyun: “Küçük Burjuvalar”, “Ayaktakımı Arasında”. 1917 Devrimi’nden sonra Sovyetler Birliği’nde sosyalist gerçekçiliğinin en önemli yazarı olarak ilk sırada yer alıyordu. Nijni Novgorot'da doğan Gorki’nin adı devrimden sonra bu şehre verilmiş, Gorki yapılmıştı. Ne yazık ki 1992’de Sovyetler Birliği dağılınca Yeltsin kentin adını değiştirerek Nijni Novgorot yaptı. Leningrad adı da değiştirilerek St. Petersburg'a dönüştürülmüştü. Konumuza dönersek, Gorki'nin ünlü romanı Ana'yı, Bertolt Brecth tiyatroya büyük bir başarıyla uyarlamış ve epik tiyatro yöntemleri uygulayarak sahneye koymuştur. Brecht, Erwin Piscator'un yarattığı epik tiyatro kuramını uluslararası bir düzeye taşımıştır. Brecht’in diğer başlıca uyarlamaları Sophokles-Antigone, W. Shakespeare-Coriolanus, Carlo Gozzi-Turandot veya Aklayıcılar Kongresi, Şvayk İkinci Dünya Savaşında, Molliere-Don Juan ve epik operaları Üç Kuruşluk Opera, Mahagonny Şehrinin Yükselişi ve Çöküşü. Ünlü oyunlarından birkaçı: Mezbahaların Kutsal Johannası, III. Reich'in Korku ve Sefaleti, Galilei'nin Yaşamı, Cesaret Ana ve Çocukları, Puntila Ağa ve Uşağı Matti.
Ana oyunu ilk kez 1974'te Ankara Sanat Tiyatrosu (AST) tarafından sahneye kondu ve büyük ilgi gördü. Bu oyunla AST'ın yükselişi sürüyordu. Ana oyunu ilgi çekici bir şekilde işlenmişti. Doğal olarak Brecht'in konuya el atması oyunu daha da ilgi çekici kılıyordu. Üstelik müziği Sarper Özsan'a teklif edilmişti. Sarper Özsan bu sahne için bir marş yazıp besteleme gereksinimi duydu ve '1 Mayıs Marşı' ortaya çıktı. Birkaç yıl içinde tüm devrimcilerce sevilip benimsenen marş 76'dan sonra meydanlarda büyük yaygınlık kazandı.
