ÖMER ULUÇ ARAMIZDAN AYRILDI, SANATÇININ ÖLÜMÜ BÜYÜK ÜZÜNTÜ YARATTI

ÖMER ULUÇ RAMIZDAN AYRILDI, SANATÇININ ÖLÜMÜ BÜYÜK ÜZÜNTÜ YARATTI

 

Ömer Uluç: Resim sanatçısı (1931 - 28 Ocak 2010)   

"Alınan bilgiye göre, yaklaşık 2 yıldır akciğer kanseri tedavisi gören ve kalp yetmezliği ile nefes darlığı şikayetiyle 5 gün önce İstanbul Cerrahi Hastanesi'nde tedavi altına alınan Uluç, bugün hayatını kaybetti."

Yazar Vivet Kanetti'nin eşi olan 79 yaşında hayatını kaybeden Ömer Uluç'un cenazesi, 30 Ocak Cumartesi günü Teşvikiye Camisi'nde öğleyin kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilecek.

1953 yılında Robert Koleji bitirdikten sonra 1953-1957 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri’nde önce mühendislik sonra resim eğitimi gördü. 1953 yılında Nuri İyem’in öncülüğünde kurulan "Tavan arası Ressamları" olarak adlandırılan grupta yer aldı 1965’te bir yıl süreyle Londra ve Paris'te, 1972-1973'de ABD ve Meksika'da, 1973-1977 arası Nijerya'da bulundu. 1983'ten beri Paris'te yaşayan sanatçı yılın önemli bir bölümünü İstanbul'da geçirmekteydi. Başta Paris, Berlin ve İstanbul olmak üzere çok sayıda yurtdışı ve yurtiçinde sergi açtı. Bir çok biennale katıldı. Kendini sadece tuval resmi ile sınırlandırmayan sanatçı değişik malzemeler kullmak suretiyle bir çok sanat yapıtı üreterek Türk sanatına farklı katkıda bulundu.

2005 yılında Baki’den alıntı ile “Heves Kuşu Durmaz Döner” adını verdiği ve kendi konuşma kayıtlarından seçtiği “Fragmanlar”la başlayan ve sayfalarını bir sergi mekanı olarak düşünerek tasarladığı kitabı, yeni bir yapıtı, yeni bir sergisi niteliğinde Yapı Kredi yayınlarından çıktı.

İlk kişisel sergisini 1955 yılında Boston'da açan sanatçı, bu yapıtın bir pasajında:

1958’de, 27 yaşlarındayım. Nuri İyem, Ferruh Başağa, sevgili İlhan Koman ile Şadi Çalık ve ben Amerikan konsolosluğunda büyük, bir süre hatırlanacak bir sergi açıyoruz. Hepsi soyut sanat. Onların hepsi dostum ve hepsi benden en az 15-20 yaş büyük insanlar. Orada tek başıma ve garip bir şekilde bir ikinci kez küçük bir üne kavuşuyorum İstanbul’da, o çevrede. Fakat en ilginç işi kimin yaptığını söyleyeyim, Şadi Çalık, tek bir çubuğu bir kaidenin üzerine koyuyor ve bunun adını “minimumizm” koyuyor, yani o böyle izah ediyor. Minimum enerji, minimum form, minimum anlam vb. İstanbul bir zamanların Moskova’sı, Münih’i gibi avangard bir küçük merkez mi oluyor. Diyor. Böylece yumak, yumak soyut ve zaman , zaman tual dışına çıkılan çalışmalarının da işaretini vermiş oluyor.

 Ömer Uluç İki yıl boyunca mücadele ettiği “Akciğer Kanseri”ne yenik düşüp; ardında yüzlerce sanat eseri bırakarak İstanbul’da 79 yaşında 28 Ocak 2010'da hayata veda etti.

 

 

 

ÖMER ULUÇ (1931 – 28 Ocak 2010 İstanbul)

        

 

 

            

Haber Kaynak: Araştırma ve ileti haber: Fatih Karakaş
Haber düzenleme: Tevfik Yalçın evetbenim
Görseller; google web görsel
Sanatçının eserleri: eczacıbaşı web sitesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir