ÖNCE VATAN

ÖNCE VATAN

Savaş demek, biz Türkler için “vatan dediğimiz topraklarımızı dosta düşmana karşı savunmak” anlamına gelir. Kendi ülkemizin dışındaki topraklara el koymak için asker yollamak, eski deyimiyle cihad değil. Çünkü Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’mızdan beri Türkler için savaşın anlamı değişmiştir. Geçmişte başka ülkelerin topraklarını egemenliği altına almak için savaşa giden Osmanlı Ordusu’nun yerini, vatan toprağını yabancı işgallerine karşı savaşan ordumuz almıştır. Vatan toprağına saldırı ve işgal varsa, el uzatan, hır çıkaran varsa, ordumuz için savaş da vardır! Yani savaş; milletimiz ve ordumuz için önce vatan savunmasıyla eş anlamlıdır. Böylesi bir vatan anlayışını bizlere armağan eden de Namık Kemal’ler, Tevfik Fikret’lerdir: “Felek her türlü eziyet yollarını toplasın gelsin/ Dönersem kahpeyim millet yolunda bir hizmetten (Namık Kemal/ Hürriyet kasidesi)”. “Millet yaşamaz hakka özlemle solurken/ Sussun diye vicdanına yumruklar inerse/ Millet yaşamaz yüce meclisi aşağılanırken/ Aldatıp korkutmayla titrer ve sinerse,/ Millet yaşamaz onun toplumu boğulurken! (Tevfik Fikret/ Doksanbeşe doğru)”.

 Türk Milleti’nin bu çok yerinde savaş anlayışını bugünkü siyasetçilerimiz, ne yazık ki Ortadoğu’da emperyalizmin çıkar oyunlarına alet ediyorlar. AKP iktidarı, Irak’ta, Suriye’de ve Türkiye’de emperyalist ülkelerin silahlandırmalarına göz yumdukları terör çetelerine bir yandan ABD’ye yaranmak için ses çıkarmayıp onları kollarken öte yandan Türk ordusunun yine çok isabetli teröre karşı çıkış/ silahla müdahale girişimlerini sözümona sahiplenerek seçim manevralarında oy toplamaya çalışıyor. Peki; Türk ordusu salt bu partinin ya da cumhurbaşkanı sıfatlı zatın emriyle mi PKK ile savaşmakta? Hiç sanmıyorum; askerlerini sırtlarından vuran, kentte köyde silahlı, bombalı maraza çıkaran, ülkede iç huzuru bozan işgalci PKK terör çetesiyle savaşmak ordunun asli görevi değil mi zaten? Bu görevinin bilincinde olmasa yapar mı? Dahası ortada insanlarımıza saldırı, öldürü ve terör çetelerinin vatanımızı bölme tehditleri kol gezerken, Türk ordusunun kendiliğinden vatanını savunma bilinci yok mu? Ayrıca terörün yarattığı (yaratılan) bu savaş; özgürlük savaşı değil bir yıkım savaşı. Türkiye cumhuriyetine, devletine ve Atatürk’e karşı açılmış bir bölücülük savaşı. “Biji sarok Obama!” diyen terörist de özgürlük savaşçısı değil, emperyalizmin maşası, Said Nursi yoldaşı! Kendi Kürt halkına da baskı yapan bu sürüye neden “gel kardeşim, barışalım” diyelim? Adamların savaşı, “halklara özgürlük savaşı” falan değil ki. Yarın öbür gün Türkiye’yi bölünce neyin özgürlüğünü ilan edecek PKK/ HDP? Feodal aşiretlerin ABD tarafından kafakola alınıp, Ortadoğu’ya koridor diye açılan topraklarından petrolün Akdeniz’e sağılması özgürlüğünü mü? Bu gerçeği hiçbir parti ve kimse göremiyorsa bile Vatan Partisine omuz verenler görüyor. Sırf bu nedenle geleceğimizin mimarının da Vatan Partisi olacağını herkes biliyor.

TANSU BELE/ 4 EKİM 2015

default80

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir