Tiyatro Grubu
Ziya Gökalp Kültür Merkezi Karşıyaka – İZMİR
Kuşak çatışmasının dışarıdan nasıl göründüğünü bizlere yansıtan, ilk kez sahneye çıkan ve bunun tüm heyecanını yaşayan, tiyatro sanatının vazgeçilmez kural ve ilkelerine bağlı gençler; Şemikler Lisesi Tiyatro Grubu Öğretmen, öğrenci ve okul yönetimiyle bir dayanışma örneği.
OYUN: GELENEKSEL GELENEKLER Yazan Yöneten: Semra Hancıoğlu
EDEBİYAT ÖĞRETMENLERİ: Merih Gülerler, İffet Açıl
Sahne Amiri: Ezgi Aydın
Dekor tasarım: Semra Hancıoğlu
OYUNCULAR:
Naz: Sinemis Ceylan
Tamer: Emrecan Ateşoğlu
Nuriye: Mevre Nalbantoğlu
Anne: Elif Yurtsever
Baba: Sezer Akçe
Satıcı: Kaan Başol
Kapıcı: Mehmet Karagöz
Dede: Özgür Güzel
Aneanne: Sena Ravza Ufuk
Afiş grafik tasarım: Sevecen Hancıoğlu
Geleneksel Gelenekler: Oyunun Özeti
Yaşadığımız dönemle eski dönemin gelenek ve göreneklerinin yer değiştirmesi, yenilikçi adı altında altında topluma yakışmayan, yabancı kalan davranışların büyüklerimiz tarafından kabul görmeyişi, yaşlı neslin bundan rahatsız olması, iki kuşak arasındaki diyalog kopukluğu nedeniyle ortak bir paydada bileşilememesi oyununun ana örgüsüdür.
Oyunda, yaşlı anneannesiyle dedesinin yanına yeni kuşaktan gelen, Avrupa’da yetişmiş bir torunun kendi kültürüne yabancılaşması, aynı dili konuşmamasından dolayı yaşanılan sıkıntılar bunların topluma yansıtılması ayrıntı bir şekilde işlenir.
Oyun Kitapçığından (GELENEKSEL CAHİT ATAY LİSELERARASI TİYATRO ŞENLİĞİ )
“Geleneksel Gelenekler” oyununu; İzmir Karşıyaka’ da 20 Mayıs günü, Ziya Gökalp Kültür Merkezi’nde saat 20.00 de izledim. Uzun zamandır, Lise öğrencilerinden bir oyun izlememiştim. Bu oyunların en büyük özelliği; sahnedeki oyuncuların çoğunun tiyatro sanatının oyunculuk bölümüyle ilk kez karşılaşmaları, ilk heyecan, ilk başarı ve ilk kez bir başkası olma çabası ve oyunun sonunda; bu başarı ortaklaşa paylaşılır, mutluluk ve kulaklarda kalan alkış sesleri hiç silinmesin istenir.
Günümüzde Liselerin yetiştirdiği öğrencilerinin okul ders başarılarının üniversite sınavlarının sonucunda elde ettikleri bireysel ve okul başarılarını; dershanelere kaptırdıkları bir gerçektir. Bu noktada sanatsal ve sportif başarılar (ki sportif başarılarda spor kulüplerince sahiplenir) geriye sanatsal ve kültürel başarılar kalır. Tiyatro sanatı ve oyunculuk; bu konuda ilk açık alandır ve sahiplenmesi kolay değildir. Burada Okul, aile birliği, öğrenci ve sanat eğitmeni işbirliği gerekir. Yürürlükteki eğitimin kendine özgü yasal sınırları ve olmazsa olmaz koşulları vardır. Bunlara uymak gerekir. Birçok lise oyununda sahneye çıkan gençlerimiz; çoğu oyun seyretmemiş ve dahası onu izlemeye gelen velileri de yaşamlarında ilk kez oyun izliyor olabilirler. Güzellik ve güç buradadır. Sahneye çıkarttığımız çocukların bazılarının derin aile sorunları (anne ve babalarının ayrı olması) ve bu ayrı yaşayan anne-baba’nın çocuklarını sahnede seyretmek için aynı ortamda birlikte olmayı kaçınılmaz kılabilir. İşte tiyatro böyle bir güçtür. Çocuğunu hiç dinlemeyen bir babanın; yüzlerce kişinin sahnede çocuğunu izleyip, dinleyip alkışlamasının o güzel etkisi; babanın nasıl yanlış içinde olduğunu anlamasını sağlayabilir. Oyun başladığı anda; sahne arkasında inanılmaz bir dayanışma, zamana karşı yarış, yapabilmenin büyük gücü kendini gösterir. Oyun bittiğinde; yeni bir insan, güçlü bir insan olarak sahneden inilir. Elde edilen başarının getirdiği artı enerji; çocuğun derslerine, arkadaş ilişkilerine, öğrenci-okul ilişkilerine olumlu yansır. Bu hiçbir yerde parayla, pulla satın alınacak bir değer değildir. Bu nedenle liselerde yapılan tiyatro çalışmaları bir kol ve kulüp çalışmasının ötesinde çok değerli bir eylem ve birlikteliktir.
Oyun ve Oyuncular:
Oyun özgün bir oyun, oldukça da zor bir oyun. Bir kuşak çatışması oyunu. Sahne
deki oyuncuların yaş ortalamaları on beş – on altı. Dede, Çocuk ve torun; rol gereği aynı sahnede. Bu gün rol olarak sunduklarını yarın yaşayacaklar. Dede rolünü oynayan Özgür Güzel; 2060 yılında ancak dede olacak. Kuşak çatışmasından kaçılamıyor, teknolojinin hızla gelişmesi, insan yaşamına giren yeni kavram ve programlar bunu kaçınılmaz kılıyor. Ne yapılabilir; Bu kuşak çatışması yumruk yumruğa değil de; el ele, uzlaşarak atlatılabilinirse insanlık çok şey kazanacak.
Oyuncular:
Sinemis CEYLAN (NAZ) Çok başarılıydı. Rolünün hakkını verdi. Oynarken gösterdiği performansı değerlendirildiğinde tam bir profesyonel oyuncu başarısındaydı. Bu konuda ilerlemesi, tiayatrodan kopmaması en büyük dileğim… Başarılarının devamını diliyorum, teşekkürlerimle…
Emrecan ATEŞOĞLU (TAMER) Fiziğinin mükemmelliği ve sahnedeki duruşuyla rolüne uygundu.
Merve NALBANTOĞLU (NURİYE) Çok başarılıydı. Doğallığı ve inandırıcılığı, vücut yapısı ve inceliği bu rol için bir olumsuzluk yaratabilecekken, inandırıcılığı ve rolünü benimsemesi, sevmesi ve her sahneye girişteki oyunu toparlaması her türlü övgüyü hak ediyor. Kutluyorum…
Elif YURTSEVER (ANNE) Tam bir burjuva anne olarak rolünde başarılıydı. Oyunundaki rahatlığı biz izleyenlere güven verdi ve sahneye adım atmasıyla; dede ve anneanne rolündeki oyuncuların üzerinden büyük bir yük aldı.
Sezer AKÇE (BABA) Oyunuyla; anne rolünde Elif Yurtsever ile iyi bir ikili oluşturdu.
Kaan BAŞOL (SATICI) Çok başarılıydı. Kutluyorum. Kaan Başol, tiyatroyu bir amaç olarak benimseyip ve en azından kurumsal tiyatro kurslarına katılırsa inanıyorum ki bu roldeki başarısını başka rollerde de sürdürecektir. Hemen belirtmeliyim ki günümüzde sanat eğitimi ve sanat okumak; gün geçtikçe zorlaşmakta, pahalı bir öğretim olmakta ve onu sevmeyen bireyleri kendi alanına almamakta… Başarıların devamı dileklerimle; teşekkürler…
Mehmet KARAGÖZ (KAPICI) Eğer heyecanını biraz kontrol altında tutabilseydi, bu güzel rolde fırtınalar estirebilirdi. Yine de ben bu rolde kendisini çok sevdim.
Özgür GÜZEL (DEDE) Bu oyunun belkemiği ve tüm riskleri üstüne alan, o güzel ve müthiş ezberiyle bizleri hayran bıraktı. Tam bir görev adamı… Özgür Güzel ile aynı oyunda oynamak bir güvence, zevkli bir oyunculuk olmalı. Kutluyorum ve hayranlığımı bir kez daha yineliyorum… Teşekkürler!..
Sena Ravza UFUK (ANEANNE) Zor bir rolde, tüm oyun boyunca sahnede kalmayı ve rolünden düşmemeyi başardı. Oyundaki dede ile tam bir ikili oluşturdu. İnandırıcılığı ile en büyük teşekkürü hak etti…
Sevgi ve teşekkürlerimle,
Tevfik Yalçın