Tuncay Yılmaz: Her bir yaprak farklı bir duyguyu anlatıyor


http://www.yeniasir.com.tr/Sarmasik/2010/05/27/her
_bir_yaprak_farkli_bir_duyguyu_anlatiyor

"Her bir yaprak farklı bir duyguyu anlatıyor"
 
 
 
BURCU ILGIN – TUNCAY YILMAZ SÖYLEŞİ
 
O, Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük keman virtüözlerinden biri… Ulusal ve uluslararası başarılarıyla ülkemizin gurur kaynağı olan bir devlet solist sanatçısı… Sahnede bir yıldız gibi parlayan virtüözlüğü kadar, şimdi de 'Rosepage' adlı dördüncü albümüyle klasik müzik dünyasına renk kattı Tuncay Yılmaz… A.K. Müzik'ten çıkan, önsözünü İdil Biret ve Doğan Hızlan'ın yazdığı 'Rosepage' albümünün hazırlanışında, Tuncay Yılmaz'a piyanoda Robert Markham eşlik etti. Ve bu yeni CD'de ilk kez klasik müzik eserlerinin dışında, 'Gülnihal' ve 'La Vie En Rose' gibi sürpriz parçalar da seslendirildi. Biz de, içindeki parçalar kadar, 'Gül Yaprağı' anlamına gelen adı da duygu yüklü 'Rosepage' hakkında merak ettiğimiz ne varsa sorduk Tuncay Yılmaz'a… 
Yeni albümünüz 'Rosepage'in ortaya çıkış hikayesiyle başlayalım isterseniz.
Bu albümde teknik ve müzikal kavramların üstündeki duygular var. İddia yok. Sadece duygu… Çeşitli renkler ve tozpembe küçük pırıltılarla dopdolu yeni bir kayıt. "Az ama öz söylemek" anlayışıyla hazırladığımız, müziğe ve kemana olan sevgimin yansıması olduğunu düşündüğüm albümdeki eserlerin çoğunu, 90'lı yıllardan beri resitallerim sonrasında bis olarak seslendirdim. Aslında bir sanatçının yeni bir albüm çıkarması, onun sadece yeni boyutunu değil, aynı zamanda üretkenliğini, kendisiyle ve dünyayla barışıklığını da somutlaştırıyor.
 
EN DEĞERLİ MÜCEVHERLER
Albümdeki eser ve bestecilerin özel bir tercih sebebi var mı?
Rosepage, 12 küçük parçadan oluşuyor. Her yaprakta yeni bir sayfa açılır ve bunların her birinde çeşitli duyguların anlatımı ve yepyeni bir ifade şekli var. Küçük keman parçaları, virtüöz repertuvarlarının önemli hazinelerindendir. Bu eserler, benim repertuvarımın da değerli mücevherleridir.
Bartok ve Beethoven keman konçertoları gibi önemli eserleri çalıyorum. Ancak bu sefer böyle büyük eserler yerine, küçük parçalarda kendimi özgürce ifade etmeyi, yaşanmışlığı ve birikimlerimi hissettiğim şekilde ve en yalın haliyle ortaya çıkarmayı arzu ettim. Eserler kolay ve basit görülüyor olabilir. Çünkü buradaki amaç sadelik, güçlüklere meydan okumak değil. Değerli piyanistim Robert Markham'la birlikte yorumladığımız eserleri klasik müzikseverlerin de zevkle dinleyeceğini umuyorum.
Albümü niçin tüm Türk müzisyenlerine ithaf ettiniz?
Bach'tan Saygun'a uzanan, Brahms, Granados, Kreisler gibi bestecilerin eserlerini yepyeni bir yorumla dinletmeyi arzu ettiğimiz albümü, değerli Türk müzisyenleriyle paylaşmayı istedim. Duygudan söz ettiğim bu kayıtla yepyeni bir dönemimin başladığını düşünüyor bunu da içtenlikle paylaşıyorum…
Rosepage, Türkiye'de klasik müzik alanındaki üretimler arasında nasıl bir yer kaplıyor? 
Sanat bir ömre bedel… Değerli bir popülarizme karşı değilim, ancak popüler olmak ya da olmamak, gerçek sanatçının değeri ve gerçeğini değiştirmez! Uzun yılları yansıttığı için, sadece bir albüm deyip geçilmez. Ülkemizde ne yazık ki büyük kitleler kalitesiz şeyleri dinliyorlar. İnsanlara ne verirseniz onu alırsınız. Oysa iyi müziğin amacı, olumsuzlukları onarmak, düşünce ve duygu zenginliğini aşılamaktır. Size gülünç gelebilir ama insanlar dostlarına hediye olarak şarap yerine bir albüm götürmeyi tercih edebilirler. Böyle basit bir çözüm bile, başlangıç için iyi olabilir.
İzmirliler sizi neden senfoni orkestrasının konserlerinde dinleme fırsatı bulamıyor? 
Eski yönetimlerin kararları ve yetkilerini kullanma biçimleri beni aşıyor. Ancak solist olarak, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası'yla Bartok'tan Beethoven'a, Mozart'tan Bruch, Mendelssohn ve Erkin'e kadar birçok eseri yorumlamak bir zevkti. Resmi bir kurum olan İZDSO'ya arkamı dönmem için bir sebeb yok. İzmir Senfoni pırıl pırıl bir orkestradır ve doğal olarak çalışmalarımız devam edecek. Kendi adıma, ülkemizde "Devlet Solist Sanatçılığı" gibi nadide bir statünün keman solist sanatçısı olmaktan mutluluk ve onur duyuyorum. Ayrıca hayat biçimi olarak virtüözlüğü sevdiğim için, misyonumu ve önüme çıkan konser fırsatlarını değerlendirmeye çalışıyorum.
 
GENÇ KEMANCILAR YETİŞİYOR
İKSEV'deki çalışmalarınız önümüzdeki dönemde de sürecek mi? 
Gururla söyleyebilirim ki, İksev'de kurucularından biri olduğum "Akademi İksev Uluslararası Keman Ustalık Sınıfı" devam ediyor. 13-19 Eylül 2010 tarihlari arasında, arkadaşım Tedi Papavrami, ben ve Robert Markham genç kemancılara dersler vereceğiz. 
Tuncay Yılmaz'ın bundan sonraki hedefleri nelerdir? 
Bugüne kadar çaldığım repertuvarın dışında, özellikle Türk Konçertoları ön plana çıkacak. Bunların kayıtları, piyanistimle çalışmalarım, resitallerim ve yeni kayıtl
arımız gerçekleşecek. Ayrıca çok sevdiğim oda müziği projelerim de var.
 
"Yetenek, emek ve parlak bir kişilik star yaratır"
Bir sanatçının 'solist' unvanını alabilmesi için hangi özelliklere sahip olması gerekiyor?
Yetenek. Çocuk yaştan bu yana, bu işe çok emek vermiş olup, müziği gönülden sevmek. Sahnede parlayabilen bir kişiliğe sahip olmak. Entelektüel açıdan da kendini geliştirebilmiş olmak. Çok iyi bir eğitime sahip olmak. Uluslararası alanda başarınızın kabul görür ve beğenilir olması, önemli bazı kıstaslardır diye düşünüyorum. 
Neden Tuncay Yılmaz'lar zor yetişiyor? Solist sanatçılar arasında keman virtüözü sayısı az değil mi?
Öncelikle var olana en iyi şekilde sahip çıkar, ona sarılmayı ve yüreklendirmeyi öğrenebilirsek, yenilerin çıkma olasılığı daha da fazlalaşır.. Ve belki bizler de o zaman yeni birilerini yetiştirebiliriz. Keman, bütün enstrumanlardan daha hassas ve zordur.

Yeni Asır/ Söyleşi: Burcu Ilgın – Tuncay Yılmaz 
Alıntı: http://www.yeniasir.com.tr/Sarmasik/2010/05/27/her_bir_yaprak_farkli_bir_duyguyu_anlatiyor


Sayfa düzeni: Tenise Yalçın evetbenim
tenise@evetbenim.com
Haber Kaynak: 
http://www.yeniasir.com.tr/Sarmasik/2010/05/27/her_bir_yaprak_farkli_bir_duyguyu_anlatiyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir