Türkiye Muz Cumhuriyeti mi oldu?

 

Türkiye Muz Cumhuriyeti mi


Engin Demirkollu Sarıkartal

Demokratik Bölgeler Partisi’nin de, içinde olduğu Şırnak Halk Meclisi’nin, 10 Ağustos 2015’te “öz yönetim” ilanıyla başlayan, devlet kurumlarını tanımama hareketine KCK, “Silopi, Cizre, Nusaybin ve Şırnak halk meclisleri bundan sonra devlet kurumlarını tanımayacaklarını ve onlarla hiçbir işlerinin olmadığını, kendi işlerini kendilerinin yapacağını; kendi öz yönetimlerini kuracaklarını ilan etmişlerdir. Öz yönetimlerine saldırıldığı takdirde meşru öz savunma haklarını kullanacaklardır.” açıklamasıyla destek vermiştir.

KCK’nın desteğini de alarak öz yönetim ilanı yapanlara, 13 Ağustos 2015 tarihinde, Varto Kent Meclisi Eşbaşkanı Mustafa Doğan’ın, “Bizler merkezden dayatılan, Ankara’dan toplumla uyuşmayan her şeyi yapmak zorunda değiliz. Bizler devletin atadığı vali ve kaymakamlar tarafından yönetilmek istemiyoruz. Bizler Kürt halkı olarak demokratik ve meşru yöntemlerle kendimizin seçtiği yönetimler tarafından yönetilmek istiyoruz. Bu nedenle biz artık kendimizi ve kentimizi öz yönetimimizle yönetmek istiyoruz.” açıklamasıyla, Muş’a bağlı Varto ilçesi dekatıldı…

Öz yönetim ilan eden il ve ilçelerin sayısı yükselmeye devam ederken, 14 Ağustos 2015 günü Erdoğan da, Rize’de“Türkiye 10 Ağustos 2014 tarihinde, milletin doğrudan cumhurbaşkanını seçmesiyle yeni bir döneme girmiştir. Artık ülkede sembolik değil, fiili gücü olan bir cumhurbaşkanı var. İster kabul edilsin, ister edilmesin; Türkiye’nin yönetim sistemi bu anlamda değişmiştir. Şimdi yapılması gereken, bu fiili durumun hukuki çerçevenin anayasal olarak kesinleştirilmesidir” diyerek, öz yönetimlerini ilan edenlere özenip, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, kurumlarına ve halka rağmen, sistem değişmiştir diyerek, kendi başkanlığını ilan etti..

Ne ilginçtir ki, Cumhurbaşkanı sistemin değişmiş olduğunu, seçildiği tarihten bir yıl sonra akıl edebildi. Ve ne tesadüftür ki, sistemin değiştiği fikrini, özyönetim ilanlarının başlamasıyla ayni günlerde aklına düşürdü.

*Cumhurbaşkanının sözle sistem değiştirme işi, bakın 20 Ağustos 2015 tarihinde İHD Başkanı Öztürk Türkdoğan’ın, Muş-Varto’da yaptığı basın açıklamasında nasıl yer buldu.. “ Öz yönetim yıllardır tartışılan konulardandır. İnsanlar ellerinde bir kağıtla sokağa çıkıp barışçı bir şekilde “biz artık öz yönetime geçmek istiyoruz” dediklerinde bunu bir terör faaliyeti olarak algılamayın, şiddet uygulamayın, haksız ve keyfi tutuklamalar yapmayın. Onlar bu talebin siyaset kurumları tarafından tartışılmasını istiyorlar.

Cumhurbaşkanı halk tarafından seçildi ve şunu söyledi “ sistem değişmiştir” dedi.

Bu sözle, insanların sokakta toplanıp barışçı bir şeklide “öz yönetim istiyoruz” demesinin arasında hiçbir fark yoktur. İkisi de aynidir. Bu da demokratik bir taleptir. Yeter ki şiddet kullanılmasın, silahlı güçler bu işe karışmasın…

Görüyoruz ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, mevcut iktidarın yönetiminde, başta cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere, herkesin aklına estiğini söylediği, canının istediğini yaptığı ve bütün bunların demokratik hak olarak kabul gördüğü bir devlet haline gelmiştir. Devlet geleneği ve devletin temsil makamları hiç bu kadar değersizleştirilmemiş, siyaset hiç bu kadar kirlenmemiş, hukuk, yasalar, anayasa çiğnenmemiştir. Devletin bekasını ve güvenliğini koruyup kollayan Tsk’ya kurulan kumpaslarla, en değerli komutanlar görevlerinden uzaklaştırılmış, dünyanın en güçlü orduları başında gelen ordumuz bilinçli olarak zayıflatılmıştır. Emniyet güçlerinde de, at izi, it izine karışmış, halkın polisine olan güveni sarsılmıştır.

Cumhuriyetin tüm kurumları, cumhurbaşkanlık makamı dahil, hak etmeyen, ehil olmayan kişilerin idaresine verildi. Devlet adamı kimliği yok edildi. Burası “ Muz Cumhuriyeti değil “ sözünü ağzına almayan hiçbir siyasetçi kalmadığı halde, el birlik yapıp, Atatürk’ün kurduğu onurlu Türkiye Cumhuriyeti Devleti, maalesef Muz Cumhuriyetine dönüştürüldü.

Bugün yaşananlarda hepimizin suçu var. Bakın Cumhurbaşkanının keyfe keder “sistem değişmiştir“ söylemi, basit ve hafife alınacak bir söz olmadığı halde sadece , Birleşik Kamu İşgörenleri Sendikaları Konfederasyonu tarafından dikkate alındı. Konfederasyon, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında anayasayı ihlal etmekten, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Peki, diğer demokratik kitle örgütlerinden ses var mı? Yok!. Genellikle, birileri nasılsa uğraşır diye, sadece etrafı izliyoruz.

İşte yine izlemekle yetinip, hiçbir gayret göstermeden, bir şeylerin değişmesini bekleyeceğimiz bir sürece giriyoruz. Ayni dayatmalarla yapılacak bir seçimde önümüze getirilecek sandığa gidip, oy vereceğiz. Kaçımız üyesi olduğumuz ya da, oy verdiğimiz partinin kapısını çalıp;

“ ulus devletten ve bütünlüğünden yana olan partilerle bir çatı altında toplanın. Aksi halde yapılacak her seçim, milletimize çok daha zor günler yaşatacak. Bu kötülüğü bu millete yapmayın “ diyecek?

Siyasi parti yönetimlerini kaçımız uyaracağız? Tek başına hiçbir partinin, Akp’yi iktidardan indirmeye oyu yetmeyecektir. Bu neticeyi 13 yıldır yapılan her seçimde gördük. 7 Haziran’da oyları azalsa da, Akp iktidardan düşmedi. Pençeleriyle öyle bir tutundu ki iktidara, kazanana kadar da, bırakmayacaktır. İktidar uğruna her şeyi göze alacak, mücadele edecektir.

Akp bir düşerse, arkasından düşecek o kadar çok kimse var ki, düşmemek için şimdi bütün bu korkaklar, birbirlerine daha da çok kenetlendiler..

Onları korkularıyla kucaklaştırmak ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yönetiminden uzaklaştırmak için, ulus devletin bütünlüğünden yana olan büyük-küçük tüm partileri bir araya getirmek zorundayız. Bunu yapabiliriz.

Ancak, başarmak için öncelikle hepimizin buna yürekten inanması gerek!.

Engin Demirkollu Sarıkartal
ALINTI: Ulusalyol
Ulusalyol

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir