Yaşamak Denen Bu Zahmetli İş

‘Yaşamak Denen Bu Zahmetli İş’

“Yaşamak Denen Bu Zahmetli İş” adlı oyun İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun (İDT) bu dönem ramp ışıklarına getirdiği nitelikli yapıtlardan biri. Hanoch Levin’in yazdığı, Nermin Saatçioğlu’nun Türkçe’ye çevirdiği bu ilgi çekici oyunu, Kerem Ayan sahneye koydu. Toplumun içinde yaşadığı aile bağlarının alt yapısındaki bireylerin yaşam biçimleri ve ilişkileri konusuna sosyolojik ve psikolojik olarak bakıldığında değişik görüntülerin çizildiğine tanık oluruz. İlkel toplumdan modern topluma geçişlerde bu çeşit ilişkilerin kronolojik sıralanışında sözünü ettiğim dalgalanmaya çokça rastlandığını biliyoruz. Bireyler, karı-koca ilişkileri, ailenin temelini oluşturur. Modern aile anlayışı çağımızın ana sorunları arasında yer alır. Antik Yunan Tiyatrosu’ndan günümüze kadar aile bağlarının, karı-koca ilişkilerinin sürekli irdelendiği, incelendiği ve tragedyalara ve komedyalar konu olduğu gerçeğini biliyoruz. Sahne sanatının her tür oyununda karı-koca ilişkilerinin nasıl boyutlandığını, yazarların süzgecinden nasıl geçtiğini sıkça görüyoruz. Üç örnek vererek asıl konumuza geçiyorum. Biri Europides’in “Medea” adlı tragedyası, ikincisi Güngör Dilmen’in “Kurban”ı, üçüncüsü de Yüksel Pazarkaya’nın “Mediha” adlı sahne yapıtından söz edilebilir.

Olağanüstü oyunculuklar

Hanoch Levin “Yaşamak Denen Bu Zahmetli İş” adlı oyununda kadın erkek ve özellikle evli karı-koca ilişkisini çok değişik açılardan bakarak değerlendiriyor. Bu bakışın yönteminde çiftin ilişkisindeki psikolojik varsayımlar ve yorumlar değişik ve yeni buluşlarla işleniyor. Nedir bu yazarın buluşunda yeni olan? Karı-koca ilişkilerinde görülegelen ayrışım ve birleşimlerle çözümlenmeye çalışılan içsel perspektifler bu ilişkiyi düzenli bir biçimde sürdüremediği zaman evlilik ile ilgili sorgulamalar başlar. Bu sorgulamalar bireyi baskı altına aldığı zaman çiftlerin evlilikleri burada tıkanır, kalır. Oyunun niteliksel özelliğinde vurguladığı ana tema budur. Bunu yapan “Yona” rolündeki Musa Uzunlar, bunalımlı çelişkisini yapmış olduğu evlilik sorgulaması ile düzlüğe çıkaramaz. Bavulu hazır olmasına karşın evden çıkıp gidemez. Eşi “Leviva” rolünde Ülkü Duru, erkekten çok daha gerçekçi olarak evliliğe baktığından bu gidişin belki de önleyicisi olacaktır! İkilinin bu çelişkili konumunun belki de düzelmesinde uyarıcı rol karakteri ile beklenmedik bir anda eve gelen “Gunkel” rolünde İşdar Gökseven; ikilinin olağanüstü oyununa üçüncü bir başarılı boyut katıyor. Ortam artık yeni söylemlerle izleyicileri oyunun sarmalına alır. Gerek Ülkü Duru ve gerekse Musa Uzunlar soluklu ve gerçekçi yorumları ile asıl oyuna değer kazandırıyorlar. Bu katkı ikili ilişkiler için örnek olacak düzeydedir. Roller ve karakterlerin yorumu ve çözümlenişi bu iki usta oyuncunun başarısını doruğa taşıyor. Işın Mumcu’nun dekoru, Mihriban Oran’ın giysi tasarımı, Akın Yılmaz’ın ışık uygulaması oyunun olağanüstü güzel oyunculuğuna herhangi pek katkı sağlamıyordu.

Hayati Asılyazıcı
hayatiasilyazici@yahoo.com
ALINTI: Aydınlık Gazetesi

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir