İnsan yaşı ilerledikçe ebeveynlerini çok daha iyi tanıyor, davranışlarına daha bir doğru anlam verebiliyor, hatta sorguladığı davranışlarınla bile uzlaşıyor. Babam coşkulu yapısı ile hep ön plandaydı ve ben o küçük aklımla annemin geri duruşunu “pasif” olarak da değerlendirdiğim olmuştu, ancak görüyorum ki, annem bizim yaşamımızda mihenk taşı olmuş, aynı bir quartette 2. Kemanın toparlayıcı, yönlendirici görevini üstlenmiş, annemin dengesi babamın coşkusunu hep sessizce kontrol etmiş. Özgüveni yüksekti anneciğimin, babamın tatlı dili nedeniyle annemin bütün kadın arkadaşları pervane olurlardı babamın etrafında, biz kızar “bunlara sen yüz veriyorsun” derdik, manalı manalı öyle güzel gülerdi ki, bir yolcu gemisi kaptanıyla evlendiğimde anladım o manalı gülüşün ne olduğunu, aynı gülüş benim yüzüme de oturmuştu.
Babam duygu ekseni bir insan olarak kaybolup gitmediyse hep annem sayesinde olmuştur, nasıl bir dengeyse artık, o terazi hiç bozulmazdı, gerektiğinde de kontrolü ele alırdı. Çok konuşmazdı annecim, oğlum sana söylüyorum gelinim sen anla tarzında imaları da hiç yoktu, ancak gerek gördüğünde sözünü sakınmazdı. Sakindi, abartısızdı, yalındı, içte, derinde çok sevgi doluydu, bir de çok sabırlıydı, geçmişe baktığımda bazan onu sorularımla, inatçılığımla bunalttığımı hissedebiliyorum. Huyu gibi fiziği de güzeldi annemin, bir seferinde rahmetli eşim “güzellik dendiğinde siz iki kardeş annemin yanından bile geçemezsiniz ” demişti, haklıydı da! Zarifti, vakur ama bir o kadar da edalıydı, hoş o zamanın kadınları tavırda erkeklere öykünmezlerdi, işveleri ve nezahatleri vardı. Hep düşünmüşümdür, salt yaşam tecrübem yaşım kadar olduğu için, zamanında, onu üzmek veya kırmak için yapmadığımı düşündüğüm bir dizi davranışlarım olmuştur, herhangi bir kasıt olmamasına rağmen, kendime hep şu soruyu sorarım, istemeden de olsa, anne ve babamı üzdüğüm neler yaptım, zira bazan kendi ailesi içinde de yaşayabiliyor insan bu tür konuları, ama demeliyim ki, üzülseler bile kucaklamayı hep bildiler, insan sevmeyi onlardan öğrendim ben, bir insanın sevildiğinde hem içinin, hem dışının güzelleştiğini de onlardan öğrendim. Önemle üzerinde durduğum bir konu daha var ki, o da istenilen çocuk olmanın getirdiği yaşama bakış. İstenilen çocuk demek, bilerek, isteyerek, zamanı geldiği düşünülerek dünyaya getirilen çocuk demek, böyle çocuklar hem anne karnında, hem de doğduktan sonra sıcacık, özenli bir sevgiyle büyüyorlar, buna karşın, zamansız olduğu düşünülen çocuklar ise daha anne karnında, yaşam endişesi ile karşılaşıyorlar, daha sonra çok sevilseler de, bilinçaltında o duygular kalıyor maalesef. Ben anne ve babama minnettarım, bugün onların doğrularıyla bu yaşıma geldim ve sizlerle de paylaştığım bir yaşam görüşüne sahibim, tabii ki onların öğretileri üzerine kendi kattığım çok şey var, ancak temel ve aile içi eğitim çok önemli, bu konuda çok şanslı olduğuma inanıyorum. Özetle, geçmişimizde iz bırakanları, bize kattıklarıyla yadetmek hep güzel Bugün anneciğimizin doğum günüydü, o da geldi, yaşadı, gördü ve gidiverdi, onsuz olmak da zor, babasız geçen yıllar da; ancak onların evladı olmuş olmak bir değer; şu anda bizde (2 kardeşiz biz, biliyorsunuz) beğendiğiniz özellikler varsa, bunları kazanmakta anne ve babamızın emekleri çok ama çok fazla; onların şansı ise “verileni alabilen” çocuklara sahip olmaları. Buluştular göklerde biryerlerde, hala desteklerini hissediyoruz, yanımızdalar, hele bir sıkıntımız varsa neredeyse elimizi tutuyorlar gibi hissederim, bir gün biz gene birlikte bir aile olacağız, o güne kadar hem annemin, hem babamın ruhları şad olsun.. İnsani boyutta ebeveynlere yapılan hatalar vardır, zira çocukken, şimdiki aklımız, deneyimimiz ve olgunluğumuz olmadığı için, bazı konularda onların tüm gayretleri ve emeklerini “müktesep hak” gibi görme eğilimindeyizdir, bu da bizi onlara olan duygularımızı tam olarak değerlendirmemizi, sevgimizi dile getirmemizi, onları üzmememizi engeller; sözkonusu sevgi olduğunda “nasıl olsa biliyordur” havasındayızdır, onların eksikliğinin ne anlama geleceğinin tam olarak anlamını kavrayamayız, taa ki o gün gelene dek; zira onlar her şartta o denli yanımızdadırlar ki, onların olmayabileceğini düşünemeyiz. Bazen canım acıyacak kadar çok özlediğimi hissediyorum anne ve babamı, güzel bir şarkı seçtim, sözleri her ikisi için de geçerli, şarkıyı dinlediğinizde ancak bu yazının tam bir anlamı olacak; hem anne, hem baba tarafından çok sevilerek büyütülen 2 kardeş olduk, o nedenle tüm sözler ve müzik ikisinin ruhuna gitsin, onlara ulaşırsam bu gece kumru olarak camıma geleceklerini biliyorum.
Sayfa düzeni: Tenise Yalçın/tenise.yalcin@gmail.com – İçerik: Zerhan Gökpınar’dan izin alınarak yayınlanmıştır.