Halka, yeni Anayasaya neden karşı çıkması gerektiği; anlatılmalıdır…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıkmak ve yerine bir İslam Devleti kurmak; Yeni Anayasa, Başkanlık Sistemi ve Rejim Değişikliğini dayatan emperyalizmle,“Hedef 2023” diyenlerin ortak hayali.
Türk Milleti’nin egemenliği, kimliği, ulus devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü tehlikede. Bu büyük tehlikeyi eli kalem tutan, kafası işleyen her yaşta insan görüyor, anlıyor ve izliyor. Bireysel çaba sarf eden aydınların gayretleri, yan yana gelmelerini engelleyen sorunlar sebebiyle yetersiz kalıyor. Ülke çapında örgütlenmiş Demokratik Kitle Örgütleri ise, bağlı oldukları tüzük ve yönetmelikler nedeniyle ayni safta buluşamıyorlar..
Gençliğe Hitabe’de “Bir gün, istiklâl ve cumhuriyetini müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin!” sözlerini hepimiz biliriz. Ama yine de, teferruatları önemseyip, söz konusunun vatan olduğunu, bağrına saplanan hançeri çekip çıkarmamız gerektiğini unuturuz..
Oysa teferruatlara takılmadan ellerimizi bir tutabilsek, o hançeri vatanın bağrından çekip çıkarmak o kadar kolay ki..
Bireysel hiçbir çabanın bu büyük tehlikeyi püskürtmesi mümkün değil. Hiçbir siyasi parti halkın desteğini almadan, halkla bütünleşmeden ve halkı bu tehlikeyle ilgilendirmeden başarı sağlayamaz. Bu, demokratik kitle örgütleri için de ayni.. Kitle örgütleri amasız ve fakatsız yan yana gelip, eylem birliği içinde hareket etmezlerse yine başarıya ulaşmak mümkün olmayacaktır. Artık bu gerçeği hepimiz kabul etmeli ve “BEN”demekten vazgeçmeliyiz.
Gerek siyasi partiler gerekse, demokratik kitle örgütlerinin gündeminde Yeni Anayasa meselesi var. Her tarafta paneller, konferanslar, toplantılar, basın açıklamaları yapılıyor, imza masaları açılıyor ve yürüyüşler düzenleniyor. Ancak güçlü ve kitlesel bir karşı duruş yok..
Atatürkçü Düşünce Derneği gibi Türkiye çapında 341 şubesi olan en büyük demokratik kitle örgütü, yeni anayasa konusunda bulundukları yerde mevcut diğer demokratik kitle örgütleriyle birlikte etkinlikler düzenlenmesi için tüm şubelerine talimat gönderdi. Bu görünüşte güzel bir düşünce olmakla birlikte, birleştirici olmaktan oldukça uzak.
Büyük şehirlerde hemen hemen her ilçede şubesi olan Add, şehir genelinde mevcut şubelerinin birlikte hareket etmesini ve yanlarına diğer kitle örgütlerini de alarak geniş katılımlı etkinlikler düzenlenmesini sağlayabilirdi.
Birleştirici düşünce göz önünde tutulmadığı için, bu çalışmalar adeta şubeler arası bir yarışa dönüşmüş durumda. Panel ve konferanslara davet edilen konuşmacılar hemen hemen ayni olmakla birlikte, tüm salonlar birbirine yakın tarihler için angaje edilmiş. Diğer örgütlerle kurulan ilişkilerde mevcut şube yönetimlerinin siyasi tercihleri dikkate alınarak seçici davranıldığı için, etkinlikler kitlesel olmaktan uzak.
Bu ayrışmalar, sadece Add için değil diğer demokratik kitle örgütleri için de geçerli. Oysa başta Add olmak üzere örgüt yapısı güçlü olan dernekler ve sendikaların genel merkezleri bu eylem birliğini oluşturarak şehir bazında şubelerini görevlendirebilirlerdi.
Bu durumda ne yazık ki, hem maddi ve manevi daha çok emek harcanıyor, hem de güçlü bir karşı duruş sergilenemiyor. Her şey bir yana, yeni anayasa ve başkanlık sistemi üzerinde ortak bir dil oluşturmadan, halkın anlayacağı şekilde insanlara dokuna dokuna anlatılmadan, bizlerin konferans salonlarını doldurması hiçbir işe yaramayacaktır.
Demokratik kitle örgütleri; siyasi tercihlerini bir tarafa bırakarak bir araya gelmelidir. Konferans ve imza kampanyaları yerine, bireysel çaba sarf eden değerli aydınlarımızla hep birlikte, etkinlikleri köylere, kasabalara taşımalıdır.
Muhtarların sık sık başkentte toplantıya çağırılmasının ne anlama geldiğini düşünmemiz gerek. Anadolu’nun toplum önderleri olan muhtarlar, yeni anayasa ve başkanlık sistemi hakkında yönetenler lehine, harekete geçirilecektir. Hem de halkın diliyle, onların anlayabileceği ifadelerle…
O halde biz de, halka yeni anayasaya neden karşı çıkması gerektiğini ANLATMALIYIZ..Onun anlayacağı şekliyle…
Bu hayati tehlikeyi durdurmamızın tek yolu budur!..
Engin Demirkollu Sarıkartal
http://ulusalyol.net/halka-