Chp, seçmen gözünde değiştirilmiş ve dönüştürülmüştür…
Engin Demirkollu Sarıkartal
Cumhuriyet Halk Partisinin 1 Kasım seçimleri dolayısıyla durdurulan olağan kurultay süreci, 2 Kasımdan itibaren yeniden Chp’nin gündemine taşındı ve bütün dikkatler olağan kongre süreci ile genel başkan adaylığını ilan eden isimlerin yaptığı açıklamalara çevrildi..
İlk aday olarak ortaya atılan, halen Sosyalist Enternasyonal Genel Başkan Yardımcısı olarak görevini sürdüren ve Hrant Dink’i anma töreninde “Yüzleşin! Hrantla!.. Soykırımla” pankartının arkasında, Sezgin Tanrıkulu, Şafak Pavey, Süleyman Çelebi, Kadir Gökmen Öğüt ve Hüseyin Aygün ile birlikte yürüyen, 24.dönem İstanbul Milletvekili Umut Oran oldu…
Sayın Oran adaylığını ilan ettiği 4 Kasım 2015 tarihli açıklamasında;
“92 yıllık tarihimiz, gerçeklerle yüzleşmek, yüzümüzü sola dönerek, gerekli değişim, dönüşüm ve gelişimi sağlayarak, Cumhuriyet Halk Partisi’ni yeniden Türkiye’nin umudu haline getirme sorumluluğunu bize yüklemektedir. Gelin değişimi ve dönüşümü beraber gerçekleştirelim” dedi. Buna benzer ifadeler, Chp’nin 1 Kasım 2015 seçim bildirgesindeki şu cümleler içinde de yer bulmuştu.
“Türkiye’nin büyük bir dönüşüme ihtiyacı var. Türkiye’nin CHP’nin ısrarla savunduğu “büyük dönüşüm hedeflerinin” gerçekleştirilmesine ihtiyacı var. Türkiye’nin CHP’ye ihtiyacı var.”
Anlaşılan o ki, Türkiye’nin büyük dönüşümü için öncelikle, Chp’nin değişim ve dönüşümü gerekiyor. Chp’nin seçim bildirgesinde de açıklanmayan bu değişim ve dönüşümün ne olduğu ve nasıl olacağı hakkında, sayın Oran da hiçbir bilgi vermedi. Bu durumda, Türkiye ve Chp’nin dönüşmesi ve tarihimizle yüzleşmek konularında görüş birliği içinde olan, mevcut Chp Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile genel başkan adayı Umut Oran arasında seçim yapılmasının da anlamı kalmıyor..
Adaylık tartışmalarına “İddia sahibi bir adayım” diyerek katılan, Chp Yalova Milletvekili Muharrem İnce’de, 9 Kasım 2015 günü Chp genel başkanlığı için adaylığını koydu. “Chp kurultaylarında aday olunmaz, aday gösterilir” diyen İnce, Kılıçdaroğlu ve parti yönetimini sert bir dille eleştirerek;
“Türkiye’nin CHP’ye ihtiyacı var. CHP’nin de büyük bir değişime ihtiyacı var. Halk AKP iktidarını değiştirmek istiyor. Ancak bu muhalefet, iktidarı değiştiremiyor. Önce muhalefeti değiştireceğiz, sonra da bu muhalefet iktidarı değiştirecek.” dedi..
Sayın İnce’de, Chp için büyük bir değişime ihtiyaç olduğu vurgusunu yapıyor ve yine bu değişimin ne olacağını, nasıl olacağını muallakta bırakıyor. Tıpkı Kılıçdaroğlu gibi, tıpkı genel başkan adayı Umut Oran gibi..
Açıklamalarını, 1 Kasım seçimlerine kısa bir süre kala telaşla yapılan il kongrelerini eleştirerek sürdüren İnce, konuşmasına “Amasız bir CHP istiyoruz. Ama yok! Tavır koyacak bir CHP istiyoruz. PKK terör örgütüdür nokta. Aması falan yok. Laikliği savunamaz olduk bugün. Amasız bir laiklik savunması “ sözleriyle devam etti…
“7 Haziranda oyu düşen bir Chp, genel merkezinin önünde şenlik yapabiliyor.” diyerek, parti yönetimine gönderme yapan İnce, bir önceki olağanüstü kongrede de genel başkanlığa aday olmuş, ancak onun bu adaylığı Kılıçdaroğlu’nun güven tazeleyerek yeniden genel başkan seçilmesine yaramıştı. O günden, aday olduğu bugüne kadar, ne genel başkanını ne de, parti yönetimini eleştirmemiş, hiçbir uyarıda bulunmamış olması, dikkat çekicidir.. Bu yanlışlar yapılırken gördüğü halde, bugüne kadar niçin de sesini yükseltmemiş, neden kongre sürecine kadar beklemiştir?. Tüm bu yanlışlarda kendisinin payı olduğunu kabul etmeli ve özeleştiri yapmalıdır.
Aksi halde adaylığını “Kılıçdaroğlu’nun bir kez daha genel başkan seçilmesine hizmet etmek içindir” diye düşünenler olabilir…
11 Kasım 2015 günü, 26. Dönem Chp İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’da Kurultayda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı aday olacağını açıkladı. Balbay, niçin aday olduğu konusuna açıklık getirerek; “Beni hapisteyken milletvekili yapan partime karşı borcumu, Chp’yi iktidara taşıyarak ödemek istiyorum. 2 hedefim var… Milletvekilliğimi yapmak. 2019 yılındaki iki seçimde partimin başarısı için çalışmak. Kılıçdaroğlu’na vefa borcum var. Cumhuriyetin birinci yılında Chp vardı, 100.yılında da Chp olmalı. 2023 vizyonuna Chp’yi iktidara taşımak istiyorum” dedi.
Genel Başkan adayı Mustafa Balbay, Chp’yi başarıya götüreceğine inandığı “ 3Y ” nin de ne anlama geldiğini, açıkladı “ Yeni bir yön, yöntem ve yönetim.“
Ne yazık ki Balbay’da Chp için yeni bir yönden bahsediyor..Evet haklı, Chp’nin yeni bir yönetime ihtiyacı var ama, Chp’nin yeni bir yöne ihtiyacı yok!. Yönü belli… Chp ‘nin aslına döndürülmeye ihtiyacı var sadece.
Ve nihayet, 14 Kasım 2015 Cumartesi günü, 1 Kasım seçimlerinde ortaya çıkan tablodan sonra istifa etmesi beklenen ve hemen olağanüstü kurultaya gitmesi istenen Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Açıkçası istifa etmeyi aklımdan geçirmedim. Ocak ayında seçim yapılacak. Yeniden aday olacağım” diyerek adaylığını ilan etti…
1 Kasım seçimleri hangi şartlar atında yapılırsa yapılsın, Chp’in seçim yenilgisine bahane edilmemeli ve genel başkan bu yenilginin sorumluluğunu üstlenerek istifa etmeliydi..
Beklenen olmadı, istifa etmedi.. Bir şey daha yapabilirdi. Yeniden aday olmayabilirdi. Ama aday oldu. Hala yapabileceği bir şey var..
Kurultay günü adaylıktan çekilebilir..
İşte o zaman, Chp’nin seçim yenilgisindeki sorumluluğunu üstlenmiş ve gereğini yerine getirmiş olur.
Ancak ortaya çıkan diğer adayların da, Kılıçdaroğlu’ndan farklı olacağını düşünmek ne dereceye kadar doğru olacak?.. Çünkü 4 adayın da gündeminde, öncelikle Chp’nin değişime, dönüşüme ya da yeni bir yöne ihtiyacı olduğu konusu var.
Bu kadar önemsenen ve herkesin dilinden düşmeyen “değişim-dönüşüm” sözlerinin artık ne anlama geldiğinin ve neyin baz alınarak yapılacağının açıklanması gerekmiyor mu? Chp daha nereye kadar, değiştirilecek ve dönüştürülecek?
Genel Başkana, Parti Yönetimine ve milletvekillerine göre; Chp Altı Ok’tan sapmadı, sağa kaymadı, Akp’ye benzemedi, laiklikten ödün vermedi ve Atatürk’e sahip çıkıyor..Ama onlara göre ille de, Chp’nin büyük bir değişime, dönüşüme, yöne ihtiyacı var..
Oysa üyelerine ve seçmenine göre; Chp Altı Ok’tan uzaklaştı, muhafazakârlaştı, Akp’ye benzedi, laiklikten ödün verdi, Atatürk’ün Chp’si değiliz diyerek geçmişini sorgular hale geldi, Atatürk Milliyetçiliğinden vazgeçti, Türk Vatandaşlığı yerine Anayasal Vatandaşlığı benimsedi..
Tabanın ve seçmenin parti içinde bulunmalarını asla hazmedemediği; 705 Kodlu Sezgin Tanrıkulu, Saadet Partisinden transfer Mehmet Bekaroğlu ve buna benzer birçok kişinin ısrarla yönetimde tutulduğu, ulusalcı kimlikleriyle hedef gösterilen vekillerin ise partiden uzaklaştırıldığı bir Chp, seçmen gözünde değiştirilmiş, dönüştürülmüş ve yönü saptırılmıştır..
Chp tabanı ve seçmeni, Chp nin aslına döndürülmesini istemekte ve beklemektedir…
Yapılacak kurultayda, Chp’yi aslına döndüreceğini açıkça ilan edecek bir genel başkan adayı ortaya çıkmaz ise, mevcut 4 adaydan kim seçilirse seçilsin, Chp’nin içinde bulunduğu kısır döngü değişmeyecektir.
Ancak ne Chp tabanı ne de, Chp seçmeni, Chp’nin daha fazla ilkelerinden uzaklaştırılmasına sessiz kalmayacak, uyuyan devi uyandırmak için başlattıkları hareketi zafere ulaştıracaklardır…
Engin Demirkollu Sarıkartal
17 Kasım 2015
ALINTI: Ulusalyol