İSTANBUL DEVLET TİYATROSU’NDA BU HAFTA (25-30 Ekim 2016 Haftalık Bülten)
O Y U N L A R I M I Z
EĞER BU BİR FİLM OLSAYDI
(25-26-27-28-29-30 Ekim Cevahir 1)
1992 Yugoslavyası… Savaş her yerde… Bosna Hersek bağımsızlığını ilan etmiş…
Saraybosna kuşatma altında…
Bu dönemi yaşamakta olan Ziriç ailesinin hikayesini, evin büyük oğlu Alaaddin, aklında kalan anılarıyla anlatırken bizde yaşananları yakından izleme fırsatı buluyoruz…
Eğer Bu Bir Film Olsaydı…
Nasıl bir kurgu yapardı kimbilir…
Yazan: Almir İmsireviç Çeviren: Bilge Emin Yöneten: Bilge Emin
Oyuncular: Burak Şentürk, Mine Tüfekçioğlu, Burak Altay, Gönen Aykaç, Barış Bağcı, Berk Sezenler, Emre Yeşilöz,Gürsen Eren
PROFESYONEL
(25-26-27-28-29 Ekim Cevahir 2)
Dünyaca ünlü Sırp yazar Duşan Kovaçeviç, Yugoslavya'daki büyük dönüşümünden önceki ve sonraki toplumsal-politik yaşamı, bir entelektüelin yaşam öyküsü içinde, kara-komedi türünde ve ironik bir üslupla anlatıyor. 40 yaşlarında bir edebiyat adamı, bir sekreter ve bir gizli polisin sürprizlerle dolu soluk soluğa izlenecek hikayesi.
Yazan: Duşan Kovaçeviç, Çeviren: Başar Sabuncu – Bilge Emin, Rejisör: Işıl Kasapoğlu
Oyuncular:Bülent Emin Yarar, Yetkin Dikinciler, Gülen Çehreli, Cenap Oğuz
İKİNCİ DERECEDEN İŞSİZLİK YANIĞI
(25-26-27-28-29-30 Ekim Küçük Sahne)
Bir Cumhurbaşkanı, Başbakan’ın kafasına anayasa fırlatırsa, tesadüf bu ya, siz de o gün askerden dönmüş bir üniversite mezunu olarak iş aramaya başlasanız nasıl bir sürecin içinde bulurdunuz kendinizi? Güzide memleketimizin insan kaynakları uzmanlarının “modern metotlarla” hazırladığı başvuru-eleme-cevap bekleme badirelerini aşmaya çalışmak bir yandan, eşe dosta, aileye karşı işsiz konumunda olmak öte yandan, kendi başvuru kriterlerinizi tabana vurdurmak ters kroşeden gelirken nasıl olur da sağlıklı, ilkeli, tuttuğunu koparan birvatan evladı olarak kalırsınız? Ya da kalabilir misiniz? Durum bu kadar tuhafken doğal olarak yaşananlar da absürd olacaktır. Hem keyifli, hem de canınızı yakacak bir kara komedi.
Yazan: Ali Cüneyd Kılcıoğlu Yöneten: Elif Erdal
Oyuncu: Berkay Tulumbacı
Hamlet Makinesi
(25-27-29-30 Ekim Üsküdar Tekel Sahnesi)
Heiner Müller’in, Avrupa tiyatrosunda, yazarlık, dramaturgi ve performans alanlarında belirgin bir etki ve değişim yaratan ünlü eseri “Hamlet Makinesi”, post-dramatik tiyatronun başlıca örnekleri arasında yer alır. Oyun, Shakespeare’in başyapıtı Hamlet’ten yola çıkarak, geçmişle hesaplaşma çabası üzerine kurulmuştur. Ele alınan geçmiş, ardarda iki dünya savaşı geçiren Avrupa’nın kanlı tarihidir. Bu taşlaşmış geçmiş, komünist sistemi de içeren bir hayalet gibi Hamlet’in karşısında yer alır. Geçmişten beslenen ve bireyi kuşatan sistem, farkındalığı arttıkça tutsaklaştığını anlayan bütün kadın ve erkekleri abluka altına almış, tuzağa düşürmüş, makineleşmeye zorlamaktadır. Makineleştikçe çok daha kolay sakatlanan bedenlerin ve bu bedenlere sıkışıp kalan ruhların acısını, oyun içinde oyun vurgusuyla, yer yer ironik bir üslupla sahneye taşıyan oyun, katmanlı yapısıyla seyirciyi de önyargılarından arınmaya, farklı bir serüvene katılmaya çağırmaktadır…
Yazan: Heiner Müller Çeviren: Zehra Aksu Yılmazer Rejisör: Ayşe Emel Mesci
Oyuncular: Hakan Meriçliler, Neriman Uğur, Sema Kuray, Yıldırım Gücük, Elif Nutku,Murat Yatman, Tunç Efe
Koro: Fatoş Ece KOROĞLU,Turgay ŞEKER, Görkem KOYUNCU, Koraycan YANAŞIK, Müge ÇAKIR,
İrem YÜNSEL, Özge OKTAR, Engin ÜNAL, Balahan GÜREL, Meral ASLAN, Bahar ELDEN, Volkan IŞILAY,
Sıtkı Sedat YILMAZ, Deniz ÇOM, Mustafa ERGÜVEN Müzisyenler: Onur MONKUL,Sema KURAY, Görkem KOYUNCU, Volkan IŞILAY
ERKEK PARKI
(28-29 Ekim Küçükçekmece Kültür Merkezi)
Eşlerinin alışveriş tutkusundan bunalan üç arkadaş, bir alışveriş merkezinin kazan dairesinde her cumartesi buluşarak kafa dağıtmaya çalışır. Çok geçmeden aralarına bir acil güvenlik elemanı da katılınca bulundukları yer tam bir erkek mahzenine dönüşür. Dört evli erkeğin eşlerini, eşlerinin alışveriş tutkuları ve onlardan nasıl sıkıldıklarını dillendirdikleri bu korunaklı mekanda bir süre sonra erkek dünyasının da ne menem bir şey olduğunu gözler önüne sermeyi başarırlar. Pizza, bira ve futbol tutkularının keyfini sürerlerken erkeksi hırsları yüzünden işler karışır. Bakalım bu dört mutsuz evli erkek, eşlerinden kaçıp sığındıkları mahzende aradıkları huzuru yakalayabilecekler mi?
Yazan: Kristof MAGNUSSON Çeviren: Sibel ARSLAN YEŞİLAY Yönetmen: Saydam YENİAY
Oyuncular: İlkay AKDAĞLI,Süleyman ATANISEV,Burak KARAMAN,Ali ÇELİK
ERKEK ARKADAŞ
(25-26-27-28-29-30 Ekim Kozyatağı Kültür Merkezi)
Erkek Arkadaş bir Broadway müzikali… Madam Dubonnet, asil kişiliği ile Villa Caprice’te çağın öncüleri kız öğrenciler yetiştirme uğraşındadır. Okulda, o günlerde bir karnaval balosu hazırlanmaktadır. Baloya katılmak isteyen kızlarda amansız bir yarış görülür.
Villa Caprice’in hizmetlisi Hortense ise kızların hem arkadaşı hem de sırdaşıdır. Oyun, farklı sınıftan insanların bir araya gelebilmesi ve farklı hayatların kesişmelerini yansıtır. Kendilerine evlilik teklifi edilen kızların, yanıt sürecine gitmesi yolundaki eğlenceli olaylar, müzikli ve danslı söylencelerle sahneye aktarılmakta.
Yazar: Sandy Wilson Çevirmen: Fahrünnisa Kadıbeşegil Yönetmen: Ebru Kara
Oyuncular: Ali Ersin YENAR,Yeşim ALIÇ,Barış ARMAN,Çiçek ÜSTÜN,Merve Gizem BERGER,Halil İbrahim IRKLI,Aykut SÖYÜK,Nezahat Seza YEĞİN,Ayça AKÇA,Aydan GÜNEŞ,Yağmur ŞİMŞEK,Melih ŞENGİDER,
H. Cem ÇELİK,Alper AKSOY,Fuat Mert BAŞOL,Başak OVA
MEDEA KALİ
(26-28-29 Ekim Üsküdar Stüdyo Sahnesi)
Gorgonların en korkuncu, göz göze geldiği her şeyi taşlaştıran Medusa ve Hindu mitindeki yaratan ve yok eden, koruyucu ana Tanrıça Kali kadın arketipleriyle harmanlanarak Laurent Gaudé tarafından yeniden ele alınan Medea efsanesi…
Argonot Jason, Yunan Mitolojisinde dünya iktidarının simgesi olan “Altın Post”u ele geçirmek için, Gürcü topraklarındaki Kolhis Krallığı’na gelir. Jason’a âşık olan kralın kızı büyücü Medea, güçleriyle onun “Altın Post”u almasına yardım eder; kardeşini öldürür ve baba yurdu Kolhis’i terk eder. Jason’un peşinden geldiği Korint’de yapayalnız kalan Medea, iktidar için Jason’un kralın kızıyla evleneceğini öğrendiğinde, intikam için çocuklarını öldürür.
Oyun, bu andan sonrasını konu alıyordur. Yunan topraklarını terk etmiş olan Medea çocuklarının mezarına geri döner. Öfkesi hala dinmemiştir. Onların bu topraklarda gömülü olmalarına katlanamaz. Yolda, tanımadığı bir adam onu izlemiştir. Yaklaşmaya cesaret edemeden… Çünkü çocuklarını öldürdükten sonra Medea’nın baktığı her şey artık taşlaşıyordur, Medusa olarak. Ama sadece o da değildir, çünkü Medea Kali Kolhis ovalarının çok daha uzağından gelmektedir. Ganj nehrinin kıyılarında bir parya* olarak doğmuş ve daha sonra Tanrıça Kali’nin güçlerine sahip olmuştur. Kali, hem Ana Tanrıça, kendisine sığınan aşağılanmış, dışlanmış, ezilmiş, zulme uğratılmış, zayıf yavrularını çok şiddetli ve vahşi şekilde koruyan; hem Kanlı Kara Dişi, evrendeki zararlı enerjileri uzaydaki kara delikler gibi yutup içine alarak, karanlığı yok eden; hem de Savaşçı Tanrıçadır.
Sadece ardındaki bu yabancının yaşamını sürdürmesine izin veriyordur, onun varlığını seviyor, onunla konuşuyordur. Bu yabancı belki de onun aşığı olacaktır, belki de en tehlikeli düşmanı?
*Parya: (toplum bilimi) Hindistan'da toplumsal sınıfların dışında kalanlar.
Herkes tarafından hor görülen ve aşağılanan kimse
Yazar: Laurent Gaude Çevirmen: H. Zeynep Utku Rejisör: Musa Uzunlar
Oyuncu: H. Zeynep Utku, Musa Uzunlar, Yusuf Can Sancaklı
ÇİÇEĞİM SOLMASIN
(30 Ekim Küçükçekmece Kültür Merkezi)
İnsanlar bilinçsizce davranıp doğanın dengesini bozduğundan beri ne çok fazla açan çiçek ne de baharı müjdeleyen kuşların cıvıltısı kaldı. Bu oyun çocukların eskisi gibi sokakta oynamadığı, arkadaşlık kurmakta zorlandığı zamanlarda, başkasına iyilik yapmanın mutluluğunu hatırlatmak istiyor. Haydi, siz de bir çiçek dikin bu hayata…
Yazan: Kerem Gökçer Yöneten: Duygu Gökhan
Oyuncular: Gülin Sezen ARAY,Ayça Zeynep GENÇ,Gökhan DOĞRUSOY,Metin AVCI,Özlem KARATAŞ, Melissa DİNLER,Kübra BAYRAKTAR,İlknur ŞAŞMAZER,Serdar İNAN,Ömer YALTA
LAY LAY LOM
(30 Ekim Cevahir 2)
Genç bir maestro yeni bestesi üzerinde çalışmaya başlar. Maestro sevgiyi anlatmak için notaları özgürce yeni biçimler deneyerek yepyeni bir beste yapmak ister. Bestecinin yaşamında ki hüznün, sevginin, özgürlüğün yansıması notalarda saklıdır. Besteci müziğini yetiştirebilmek için canla başla çalışır ve notalara sevgisini katarak azimle bestesini tamamlar. Müzik notaların sevgisi, kavgasıdır. Müzik maestrodur. Müzik yaşamdır.
Yazan: Sevgi Sakarya CENGİZ Yönetmen: Ece OKAY
Oyuncular: Engin DELİCE, Bengisu KARAHAN, Merve Çağla KURU, Yıltan KAHRAMAN, Vehbi AKINTÜRK
Alparslan AYDIN, Hakan DÜLGER, Ezgi BAYKAL, Meriç AKAY, Lalizer KEMALOĞLU, Tilbe TAŞLI
Sanata katkılarınızdan dolayı teşekkür eder,
İSTANBUL DEVLET TİYATROSU
BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER BÜROSU
TEL: 0212 292 39 00 / 111-138
|