“AKP’NİN KÜLTÜREL KALKINMA PROGRAMI “ YENİ TÜSAK, YENİ TUZAK! 3 Mayıs 2016   BASIN AÇIKLAMASI  

TSB-LOGO

TÜRKİYE SANATÇILAR BİRLİĞİ  
                                                                                         3 Mayıs 2016                                                                                   
                                                          BASIN AÇIKLAMASI                                              

“AKP’NİN KÜLTÜREL KALKINMA PROGRAMI “

                                                  YENİ TÜSAK, YENİ TUZAK!                                        

Saygıdeğer Basın Mensupları,

Değerli Halkımız,

Geçtiğimiz Nisan ayında Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal ve ardından da Başbakan Ahmet Davutoğlu ile birlikte yaptıkları basın toplantısında,  AKP iktidarının “Sürdürülebilir Kültürel Kalkınma Programı” ile, gelecekte sanatın nasıl sürdürülemez olacağının ve Türkiye’yi sanattan nasıl mahrum bırakacaklarının sinyalini verdi.

Kültür Bakanlığı teşkilât yasası ve telif hakları gibi sanatçıları ilgilendiren bazı yasaların değiştirileceği satır aralarında gizli saklı bir üslupla anlatılmaya çalışılmış ancak bu çalışmaların sanatçılardan ve sanat kurumlarından saklanarak yürütüldüğü ayan beyan ortaya çıkmıştır. Ne yazık ki hâlâ sanat kurumlarımızın, sanatçılarımızın bir çoğunun  bu yasa taslağından haberi ve bilgisi bulunmamaktadır. İktidarın, kendisine yakın gördüğü bazı sanatçılara bu taslak metin hakkında bilgi verdiği yapılan basın açıklamasından anlaşılmaktadır. Bu sanatçılardan bazıları, kendileri ile paylaşılan  gizemli yasa çalışmasının içeriğinin yüzde seksenine karşı olduklarını ve onaylamalarının mümkün olamayacağını da açık bir şekilde Başbakan’ın kendisine basın toplantısında ifade etmişlerdir.

Kültür Bakanı Mahir Ünal, sanatçıları Devlet güvencesinden çıkaracağının sinyalini verdi ve  “ Devlet Memurundan sanatçı olmaz!” dedi;

Kültür Bakanı hangi sanat bilgisi ve ölçüye göre böyle bir sonuca varıyor, sanatçılarımızın bunu anlaması ve onaylaması mümkün değildir.

90 Yılı aşkın bir süredir sanat kurumlarımız ve sanatçılarımız Cumhuriyetin kendilerine sahip çıkması, koruması ve teşvik etmesi sayesinde Ülkemiz dünya çapında büyük sanatçılar yetiştirmiş, kurduğu sanat kurumlarıyla dünyadaki sanat hayatına büyük katkılar sunmuştur. Sanat kurumlarımız ve sanatçılarımız her zaman Türkiye’nin gurur kaynağı olmuşlardır. Sayın Kültür Bakanı, sanatçıların devlet kadrolarında olduklarında performanslarının değerlendirilemeyeceğini söylüyor.  Sanatçılarımızın performansı bütün dünyada takdirle karşılanırken, kendi kurumunda çalışan sanatçıları Sayın Kültür Bakanı’nın değerlendirememesi içler acısıdır. Bu vahim durum biz sanatçılardan kaynaklanmayıp, aksine sanattan anlıyormuş gibi görünen ama gerçekte hiçbir şey anlamayan, sanatçısının başarısını görüp takdir edemeyen, sanatçıyı koruyormuş gibi görünüp, sanatçıya karşı elma şekerli tuzaklar kuran, kadrolarından sanatçıları nasıl atabilirim diye düşünen ve sanat sevgisinden yoksun olan iktidar sahipleridir.Bu nedenle biz sanatçılar, aklının derinliklerinde sanatçıya düşman olanları değil, kendilerini anlayan, kendilerine karşı sinsi düşmanlıklar beslemeyen ya da sinsi yasalarla sanatçıya tuzak kurmaya kalkmayan, gerçekten sanatı seven ve anlayan, Cumhuriyet devrimine inanan kadroların sorumlu görevlere getirilmelerini istiyoruz. Aksi takdirde sanatçıya, kurumlara ve sanatın tamamına çok büyük zararlar söz konusu olmaktadır ki, bu sürece karşı bizler büyük mücadeleler vermekteyiz.

“Sürdürülebilir Kültürel Kalkınma Programları” ile, bin bir emekle ve özenle yetiştirdiğimiz genç sanatçılarımız devlet güvencesinden mahrum bırakılıyor, âdeta kaderlerine terk ediliyor;

GENÇDES PROJESİ Gençlere destek adı altında Genç Sanatçılardan tamamen desteği çekme projesidir!

Kültür Bakanlığı’nın sürdürülemez programlarından bir diğeri de GENÇDES dedikleri genç sanatçılarımıza devlet sanat kurumlarındaki devlet kadrolarını açmayarak,kapılarını kapatma programıdır. Bu projeyle genç sanatçılarımızın yaşamlarını sürdürecekleri sanat kurumlarına kadrolu olarak girmelerinin önü tamamen kapatılmaktadır.

Süreli sözleşmeli olarak geçici işlerle gençlerimiz âdeta köle sisteminin içine çekilerek, geleceksiz ve güvencesiz, günlük işlerde çalıştırılacak ve iş bulma kaygısıyla yandaş sanatçı olmak zorunda bırakılacaktır yani;ya benim istediğim gibi yandaş sanatçı olacaksın, ya da bu diyardan gideceksin! denilmektedir.

GENÇDES projesiyle genç sanatçılara sanatsal etkinliklerinde destek verileceği söyleniyor; peki size muhalif olan genç sanatçımıza destek olacak mısınız? Yoksa muhalif diye genç sanatçıya destek vermeyerek sanatını yapmasına engel mi olacaksınız? Bunlar bize yabancı gelen sorular değil.                                                                                    Ayrıca Kültür Bakanlığı yandaşlara yardım eden bir hayır kurumu değildir. Kültür Bakanlığı’nın görev ve sorumlulukları maalesef kurumun başındakiler tarafından bugüne kadar hâlâ anlaşılamamıştır. Bunu mevcut uygulamalarından görüyor, çok vahim bir durum olarak değerlendiriyoruz. Kültür Bakanlığı, ülkemizin kültür-sanat politikalarını belirleyip, sanatçı kadrolarını ve kurumlarını ülke çapında genişletir, sanatın ülkemizin her yerine, hatta köylerimize kadar ulaşması ve her vatandaşımızın sanattan yararlanması için tüm faaliyetleri organize ederek, kurumlar kurup, sanatçıları bünyesinde istihdam etmekle yükümlüdür. Anadolu’nun her yerinde sanatçılarıyla birlikte sanat kurumlarının bir çiçek gibi açmasını sağlar. Bu asli görevler bir sponsorluk faaliyeti çerçevesine indirgenemez, hafife alınamaz.

AKP, Sanat Kurumlarını kurutmaya çalışmaktadır;

AKP göreve geldiğinden beri sanat kurumlarını kurutmaya çalışmış, olur olmaz nedenlerle, en başta kendilerine muhalif sanatçıları haksız soruşturmalara tâbi tutmuş, işten çıkarmış veya kamuoyu önünde sanatçılarımızın saygınlıklarına zarar vermeye çalışmıştır. Böyle bir anlayıştan sanatçı için, sanat adına güzel şeyler yapması beklenemez. Bugüne kadar TÜSAK gibi, ya da şimdiki adıyla Kültürel Kalkınma projesi gibi yıkım projelerini hayata geçirmek için sanatçıların önüne akıl almaz tuzaklarla yıkım süreci hızlandırılmaya çalışılmış, mevcut sanat kurumlarımız ise bu saldırılara karşı ayakta kalabilmek için sürekli mücadele vermek zorunda bırakılmışlardır. Kurumlarımız,çalışmalarını uluslararası seviyede sürdürebilmek için olağanüstü çaba harcamışlar ve başarmışlardır. Bizler böyle mücadele verirken, Kültür Bakanlığı ise,asıl vazifelerinden tamamen çekilme programlarıyla, bir sponsorluk kurumu haline dönüşme çabalarını sürdürmüş, sanatçıları devlet kadrolarından süpürmek için türlü yasalar çıkarmış ve hâlâ Bakanlığın teşkilât yasasını gizli gizli değiştirmeye çalışmaktadır.

Sanatçılar olarak bizler, Kültür Bakanı’nın performansını değerlendirecek bir ölçü veya kriter bulmakta zorlanıyoruz çünkü 90 yıldır yapılanları yıkmaya çalışmanın bir ölçüsü veya değeri olamaz, tarih önünde yargılanacaklardır.

 

Oyun ortadadır; Devlet kadrolarında bulunan sanatçılar emekliliğe özendirilecek, emeklilik koşulları iyileştirilmiş gibi gösterilip sanatçıların emekli olmaları sağlanacak. Boşalan kadrolar tamamen öldürülecek, içi boşalmış kurumlar teker teker kapatılarak veya kabul eden belediyelere devredilerek kanunları yok edilecektir. Bu kirli bir oyundur!

600 Kişilik Kadro tahsisi yaptık, 600 kişiyi kadroya alacağız deniyor!

Ancak kadroların 6 aylık geçici kadrolar olduğu halkımıza söylenmiyor. Tıpkı işçilerimize yaptıkları gibi kadro müjdesi veriyoruz deniyor, biraz araştırınca kadroların geçici süreli sözleşmeli kadrolar olduğu anlaşılıyor.

Yeni kurumlar açacağız deniyor ancak mevcut açılmış olan kurumların bir çoğu; kütüphaneler, korolar gibi Anadolu’nun her yerinde yaygınlaştırılmış kurumlarımız AKP iktidarı tarafından âtıl duruma getirilerek kapatılmıştır.

Bunun gibi doğruları yansıtmayan açıklamaları çok yanlış buluyoruz ve Türkiye Sanatçılar Birliği olarak halkımızı her zaman uyarıyoruz.

Örneğin;

Türkiye’nin her yerine Kültür Merkezleri kuracağız diye halka seslenenlere biz sanatçılar bir soru sormak istiyoruz; (?)Taksim’de bulunan, yıllarca İstanbul’un sanat hayatının kalbinin attığı ATATÜRKKÜLTÜR MERKEZİ gibi mi yapacaksınız Kültür Merkezlerinizi?

Yıllardır bir çivi dahi çakılmayan, her türlü eziyete maruz kalmış, bir zamanlar ışıklı salonlarıyla sanatın güzelliklerini içinde yaşatan AKM, şimdi ise yıkılmaya terk edilmiş, adeta binaya olduğu kadar sanatçılara da hüzün veren, karanlığa boğulmuş şimdiki hâli ile AKP’nin sanata bakışının en açık örneğini sergilemiyor mu yıllardır! Sözlerine “Mega Kent” diye başlayan AKP yöneticileri, yıllardır AKP’nin gazabına maruz bırakılmış AKM’ yi  ideolojik bir çatışma alanı haline getirmiş, sanatçılara karşı olumsuz önyargılar oluşturmaya çalışmışlardır.(?)Halkımızın ve sanatçılarımızın önünden geçmesi dahi yasaklanan AKM gibi mi yapacaksınız kültür merkezlerinizi?

Sanata yeni TÜSAK’larla TUZAK kuranlar, 81 İl’de Kültür Merkezi açacağını söylüyor! Doğrusu hepimiz için bu soruların bir tek yanıtı vardır; AYNASI İŞTİR KİŞİNİN, LÂFA BAKILMAZ! Yapılan iş çok açık bir şekilde ortadadır, AKM’nin durumu Taksim Meydanı’nın ortasında, gözler önündedir. Söylenen lâflarla yaşadığımız nesnel durum yani, gerçek durum birbirini tutmamaktadır. Kültür-Sanat bilincinden uzak, daha çok inşaat şirketi sahibi gibi konuşan yetkililere sesleniyoruz; İçleri boşaltılmış, kurumları dağıtılmış, sanatçıları kapı dışına konulmuş Kültür Merkezleriniz hayırlı olsun!

Sürdürülebilir Kültürel Kalkınma Programı’ ile bir GAF daha yapılmış, Sürdürülemez Kültürel Kalkınma Programı ve hatta Davutoğlu’nun açıkladığı bu programın sürdürülmesi imkânsız, Kültürel kal-kı-na-ma-ma programı olduğu gözler önüne serilmiştir!

Esin kaynağını Anayasamızın 64.Maddesi’nden alan, yüksek amacı sanatı ve sanatçıyı korumak olan fikir ve sanat eserleri kanununda da değişikliklere gidileceği, Başbakan Davutoğlu ve Kültür Bakanı Mahir Ünal tarafından basın toplantısında açıklanmıştır.

Mayıs ayı içinde çıkarılması düşünülen yasada, sanatçılarımızın büyük zorluklar ve maddi sıkıntılar içerisinde oluşturdukları sanatsal yaratılarından %35 oranında vergi almayı yasal hale getireceklerdir.

78 Milyonluk Türkiye’de sayıları 4000 kişiyi geçmeyen sanatçıların yaratılarından %35 vergi almak, onları ticaret yapar gibi defter tutmaya zorlamak utanç vericidir! Pırlanta ticaretinden hiç vergi almazken, bu durum dar gelirleriyle sanatını yaratmaya çalışan, ülkemizin övünç kaynağı ressamlarımızı, heykeltıraşlarımızı, yazarlarımızı, şairlerimizi ve bestecilerimizi üretemez hale getirmektedir. Sanatçılarımıza sen artık sanatını yapma! Sen artık sanatsal yaratılar ortaya çıkarma!Sergileme! demektir.

Köy düğünlerinde davul-zurna çalan vatandaşımızı dahi %35 vergilendirme kıskacına alan yetkililerin nasıl bir sanat anlayışı ortaya koyduğunu halkımız görmektedir.

Kültür Bakanı Mahir Ünal geçenlerde basına yaptığı söyleşide; Opera-Balenin bazı yaşam biçimlerine uymaması söz konusu ise bunun dayatılmasına karşı olduğunu, opera-balenin kendi yaşam biçimine uymadığını ve kendisi tarafından mutlak olması ve yüceltilmesi anlamına gelmeyeceğini ifade etmiştir. Yani opera-baleyi yüceltmeyeceğini açıkça söyleyen Kültür Bakanı Mahir Ünal’ın, opera ve baleye destek olacağına inanmak sadece saf bir hayaldir.

Başbakan Davutoğlu da yaptığı basın açıklamasında Opera-Baleye destekten söz etmemiştir. Sanatı ideolojik angajmanların dışında tutmak gerekiyor diyor fakat yaptığı basın toplantısında yandaş sanatçıların dışında muhalif seslerin yani, Atatürk’ün sanat devrimini koruyan sanatçıların davet edilmediğini görüyoruz.

Lâiklik karşıtı, Cumhuriyet’in kuruluş temelleriyle problemi olan bir ideolojiye karşı; Biz vatansever sanatçılar, Cumhuriyet’in ideolojisini, ATATÜRK’ün devrimini, Anayasamızda Cumhuriyet’in kurucu iradesini temsil eden maddelerini ve ideolojisini  sonuna kadar koruyacağımızı ve bu ideolojinin neferleri olduğumuzu buradan duyurmak istiyoruz.

Lâiklik karşıtı faaliyetlerin odağı olan, anayasada lâiklik olmayacak- anayasa dindar olmalı diyen çarpık düşünce sahiplerinin sanata ve sanatçıya sahip çıkması veya destek olması yalnızca bir kandırmacadır.

Bölücü ve gerici anayasanın peşinde koşanların hazırladıkları programlarda başarıdan veya sürdürülebilir kültür-sanattan söz etmek mümkün değildir.

Biz sanatçılar; Siyasal İslâm Projesi’nin Ortaçağ kalıntısı Kültür-Sanat anlayışını kabul etmiyoruz!

Sanatı ve sanatçıyı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin koruyucu kanatları altından çıkarıp, serbest piyasa ekonomisinin kanlı çarkının içine sokmanıza ve gencecik sanatçılarımızın geleceklerini karartmanıza, yok etmenize izin vermeyeceğiz,

Ülkemizin kültür ve sanatının nefes aldığı ve hayat bulduğu Cumhuriyetimizin kurucu felsefesinden ve mevcut anayasamızın sanatçıları koruyan 64.Maddesi’nden asla vazgeçmeyeceğiz,

Mustafa Kemal ATATÜRK’ün sanat devriminin ışığını nesiller boyu yaşatacağız,

Sanatımıza ve vatanımıza her zaman sahip çıkacağız.

YAŞASIN SANAT!

YAŞASIN TÜRKİYE!

İnci Özdil
Orkestra Şefi
Türkiye Sanatçılar Birliği
Başkanı

evetbenim sanat güneşi logo

TSB-LOGO
Haber Kaynak:
Türkiye Sanatçılar Birliği TSB
turkiyesanatcilarbirligi@gmail.com

evetbenim4

                       

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir