Hayati Asılyazıcı

Haftasonu 12 Nisan 2013 Cuma günü Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda (CRR) bir tango gecesi gerçekleştirildi. Geceye ışık tutan sanatçıların yorumladıkları, söyledikleri her tangonun müziksel anlatımı anlamlı ve etkiliydi. Program da Gustavo Guerrero yönetiminde Walter Rios Tango Dansçıları her tangoya eşlik etti. Yani burada hikayesi gerçeğe uygun biçimde anlatılan her tango parçasının yorumunu orkestra eşliğinde danslarla anlatıldı. Tango, Arjantin kökenli bu ülkenin yaşam biçimini belirleyen danstır. Her ezginin ya da her şarkının içeriği anlatılması ve canlandırılması güçlüklerle dolu olan dans türüdür. Mutluluğun, mutsuzluğun, acı çekmenin yaşamın bütün inişli çıkışlı yollarını tango kadar anlatan bir dans türü. Bu dans türünü örneklemek çok güçtür. Sözleri, ezgileri zaman zaman tragedyaya dönüşür. Bu nedenle anlatılması, yorumlanması yazı dilinde kolay değildir.

Önceki gece izlediğimiz tangolar salondaki izleyicileri sarıp sarmaladı ve büyük ölçüde hepimizi derinden duygulandırdı. Duygunun hangi boyutu olursa olsun insanla yaşamı birleştiren tango, zaman zaman perdeleri karartır, zaman zaman da perdeleri ışığa boğar. Yaşamın her boyutuna tango kadar derinden seslenen dans biçimi çok ender görülür. Onun için tango türü çok özeldir.

Program da sunulan tango parçalarının her birinin ayrı bir hikayesi vardır. Sunulan her tangonun müzik ve dansın hikayesinde bir kompozisyon olarak ortaya çıkışında yaşamın giz'ini görürüz. Bu konser programında tangoların isimleri yerine Ertuğrul Sevsay tarafından aydınlatıcı bilgi verildi. Bu bilgileri dinledikten sonra müzik ve dansların ilgi çekici biçimde aynı sözlerle örtüştüğünü gördük. Bu da doğal olarak tangonun gücüydü. Arjantin kökenli tangolar ve ülkemizde 30'lu ve 40'lı yıllarda alabildiğine gelişme gösteren Türk bestecilerin yaratmış oldukları tangoları dinledik. Önce Arjantin tango rüzgarı unutulmaz güzelliklerle dolu müzik ve dansla sunuldu. Bizim Cumhuriyet dönemimizin tangolarını bu program içinde dinletmeleri görsel ve işitsel nitelikleriyle bizleri etkiledi. Ve kendi payıma büyük bir nostalji yarattı.

19. yüzyıla baktığımızda 2. Mahmut ile başlayan &
ccedil;ok sesli müzik Donizetti Paşa ile oldukça yaygınlık kazanmıştı. 1914'de kurulan Darülbedayi (Güzellerevi) Tiyatro ve Müzik Konservatuarı olarak açılan bu kuruluş (1914) sanatımıza bir ivme kazandırdı.

Atatürk'ün kurulmasını sağladığı Musiki Muallim Mektebi (1924) 1934'de Ankara Devlet Konservatuarı'na dönüştürüldü. Tiyatro, opera ve müzik bölümlerinde yetişen gençler Cumhuriyet Aydınlanması'nın ışıkları oldular. Çok sesli müzik çağdaş uygarlığın gereği olarak tüm sanat dalları ile birlikte yaygınlık kazandı.

Tango Atatürk'ün öncülüğünde düzenlenen baloların simgesi oldu. Cumhuriyetle birlikte gelişti ve büyüdü. Orkestra, kemanlar, viyolonsel, bandoneonlar, piyano, kontrabas, solistler, dansçılar, koreografi, aranjmanlar tango gecesine olağanüstü güzellikler kattı. Konser salonunda yapılan 4 bis CRR'yi unutulmaz bir geceye dönüştürdü.

Hayati Asılyazıcı
hayatiasilyazici@yahoo.com
Aydınlık Gazetesi alıntı: 13 Nisan 2013