Bu nasıl yönetmelik ?
HAYATİ ASILYAZICI
Her sanat kurumunun bir yasal düzenlenmesi bulunur. Yasal düzenleme gelenek ve görenekleri içinde barındırır. 98 Yıllık İstanbul Şehir Tiyatroları bir geleneğe yaslanmaktadır.
Bu gelenek Darülbedayi ile başlar günümüze kadar uzanır. Günün koşullarına uygun olarak tüzük değişiklikleri yapıldığını biliyoruz.
Cumhuriyet’ten sonra Şehir Tiyatroları adını alınca yeni yönetmelikte çağdaş bir tiyatro anlayışı getirildi. Bunun nedeni baştan söylediğim gibi geleneklere ve tiyatronun saygınlığına özen göstermekti. Yani bir maddenin değişmesi tüzüğün tümüyle değişmesi anlamına gelmez.
Şehir Tiyatroları yüz yıla yaklaşan varlığını böyle korumuştur. Kurumlar kişilere bağlı değildir. Köklü bir kuruluş olan Şehir Tiyatroları bir Ulusal Tiyatrodur. Belediye Başkanının yada Kültür Daire İşlerinin görevlendireceği bir kişinin güdümünde tiyatro kurum olarak çalışamaz. Bu iki kuruluş yani Başkan ve Kültür Dairesi’nden görevlendirilen kişi tiyatronun temel ilkelerine bağlı olarak sanat kurulunun çalışmalarına destek verir ve kendi adına görevlendirilen her kişi de bu görevi bağımsız olarak yerine getirir. Merkezden yönetimli bir tiyatro güdümlü bir kurum olur. Bu elimin altındaki düzmece yönetmelik yüzyıllık şehir tiyatrolarını vesayet altına almaktadır. Bilindiği gibi Ulusal Tiyatro kavramı bir yana, vesayet altında olan tiyatro sanatsal üretimini sürdüremez. Her zaman olduğu gibi genel sanat yönetmeni ve onun seçeceği yönetim kurulu tiyatronun sanat işlerini yönetir ve değerlendirir. Kurumun müdürü, Belediye ile Tiyatro arasındaki iletişimi sağlar.
Tartışılan yeni yönetmelik şehir tiyatrolarını istibdat dönemine götürmektedir. Sanat işlevini rafa kaldıran yeni yönetmelikle, tiyatronun Genel Sanat Yönetmeni ve Yönetim Kurulu çağdaş anlamda repertuar oluşturamaz. Yönetmelik, sanat kurumuna antidemokratik yöntemi getirmektedir. Bu yöntem kurumun etkisizliğini sağlar ve işlevsiz hale getirir. Güdümlü bir tiyatro örneği Hitler zamanında ve Mussolini yönetiminde görülmüştür. Bunlar tarihin yaşadığı acı sanat olaylarıdır.
Yapılan değişikliğin bu kadar vahim sonuçlar doğuracağını bilmediklerini bu yönetmeliği okuyunca daha iyi anladım.
Muhafazakâr tiyatro kavramı, dünya tiyatro tarihine henüz girmiş değil ! Muhafazakâr sanatçı ve yönetici tarihin her döneminde görüle gelmiştir. Şimdi bu sözcükleri kullanarak Ulusal Türk tiyatrosuna iftira etmek ne kadar büyük bir bağnazlıksa, yeni yönetmelik o denli muhafazakâr tiyatro yöntemini getirmek için hazırlanmıştır.
21. Yüzyılda İstanbul Şehir Tiyatroları, Kocaeli Şehir Tiyatroları eleştirdiğimiz yeni yönetmelikle geleceğe taşımak olası değildir !