DEVLET TİYATROLARI KIBRIS TİYATRO FESTİVALİNDE, Oyunlar:TEK KİŞİLİK ŞEHİR, VAHŞET TANRISI

     Bu yıl 8.si 2-28 Eylül 2010 tarihleri arasında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nun ev sahipliğinde düzenlenecek olan KIBRIS TİYATRO FESTİVALİ’ne; Ankara Devlet Tiyatrosu “TEK KİŞİLİK ŞEHİR”, İstanbul Devlet Tiyatrosu “VAHŞET TANRISI” adlı oyunlarla katılıyor.

Fotoğraf: Oyun; Vahşet  Tanrısı, Devlet Tiyatroları

Fotoğraf: Oyun; Tek Kişilik Şehir, Devlet Tiyatroları

      Lefkoşa’da 2 Eylül 2010 tarihinde başlayacak olan Festivalin açılışını Atatürk Kültür Merkezi Salonu’nda “TEK KİŞİLİK ŞEHİR” adlı oyunla Ankara Devlet Tiyatrosu yapacak.

     Behiç  Ak’ın yazdığı, Serhat Nalbantoğlu’nun yönettiği oyunun dekor ve giysi tasarımı Işın Mumcu’ya, ışık tasarımı Şükrü Kırımoğlu’na ait. Oyunda Cüneyt Mete, Devrim Yakut, Benian Dönmez, Merve Gül, Melih Duran ve Halit İlker Altan rol alıyor. 

     Oyun, teknolojinin ve bireyselleşmenin oluşturduğu tek kişilik dünyaların eleştirisi. “Aileler artık tek kişilik mi? Teknoloji yazın üşümemizi, kışın terlememizi mi sağlıyor? Artık hayat bir takım kurslara gitmekten ibaret mi? Ekonominin kötüye doğru gittiğini havanın ve suların temizlenmesinden anlayabilir miyiz? İnsanlar sırf kendi çıkarları için mi intihar ediyor? Şehirler şehir dışına mı taşınıyor? Küsmek kalp ve damar hastalıklarına iyi gelir mi? Kendimizi en yalnız hissetmediğimiz anlar, yalnız kaldığımız anlar mı? Kendinize gülebilirsiniz ama kendinizi gıdıklayabilir misiniz? Kandırılması en kolay canlılar erik ağaçları mı?”

     İstanbul Devlet Tiyatrosu ise 6 Eylül 2010 Pazartesi günü aynı sahnede “VAHŞET TANRISI” adlı oyunu sahneleyecek.

     Jasmine Reza’nın yazdığı, Zeynep Avcı’nın dilimize çevirdiği, Celal Kadri Kınoğlu’nun yönettiği, dekor ve giysi tasarımını Serpil Tezcan’ın, ışık tasarımını Ayhan Güldağları’nın yaptığı oyunda Ülkü Duru, Zafer Algöz, Zerrin Tekindor ve İştar Gökseven rol alıyor.

     Çocukları kavga etmiş olan iki aile medeni bir uzlaşmaya varmak istemektedir. Aralarında kibarca konuşmaya başlarlar. Ama sonunda kıyamet kopar çünkü hayatları farklı mutsuzluk biçimlerinden oluşan bu dostlarımız şu gerçeği bilmiyorlardır; İnsan aşkı ve evliliği hayalleriyle yeteneğiyle yaratır  ancak karakteriyle mahveder, çünkü karakter kaderdir! Ve çocuklar evden çıkıp hayata karışırlar.